Hayırlısı ile 2018’e girmeye hazırlandığımız bu günlerde Köşe yazmaya başladığım ilk yılda yazdığım bu yazımı her yıl tekrarlıyorum.
Acaba değişen veya içimden geçenlerden uygulama bulan var mı diye.
Hayret bırakın ileriye gitmeyi daha da geriye gitmişiz. Üstelik 2013-2016 yılları arasında üç hükümet yaşamamıza rağmen.
Hadi diyelim ki bunlardan ikisi çok çok büyük çoğunlukta olan hükümetler değildi fakat CTP-UBP hükümeti toplumun %65.68’inin oyunu alarak çıkardıkları 35 milletvekili ile hükümet olarak iddialı bir tablo ortaya koymuşlardı. Hatta yapacaklarını takvime bağlamışlardı ne oldu? Hiçbir şey yapmadan yıkıldı.
O yazımda yazdığım temennileri aynen tekrarlıyorum. Yıllar içinde en iyi gelişme
2015 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi oldu.
Dr.Derviş Eroğlu’nun Zoraki olarak imzaladığı 11 Şubat belgesi ile başlayan görüşmelerde son aşamaya gelinmiştir. Çözüm konusunda Cumhurbaşkanı Akıncı elinden geleni yapmış ve sonuç alınacak beşli görüşmenin tarihi belli olmuştur.
Ancak üç yılın sonunda bırakın beşli konferansla çözüme, yeni bir beşli konferansı bile görebileceğimizden endişe duymaktayım.
Artık yukarıda sıraladığım gönlümden geçenlerin değişebileceği bir tarih da yok.
Eğer bu da gerçekleşmeyecekse ve de eskisi gibi devam edilecekse yukarıdaki beklentilerimin hiçbirisi gerçekleşmeyecek gibi durmaktadır.
2018’i yeni ve dörtlü bir koalisyon Hükümeti ile geçirdik.
Sizce değişen ne var.?
Yazmaya başladığım ilk yılımda yeni yıl öncesi bir yazı paylaşmıştım. İşte o tarihten sonra bu güne kadar yukarıdaki gelişmeleri yaşadık.
Yazım şu idi.
“BU GELEN YENİ YIL ESKİSİ GİBİ DEVAM EDECEKSE ÇABUK GEÇSİN.’’
Beklentilerimi da şöyle sıralamıştım.
Beni mutlu edecek neler olabilirdi:
- 40 yıldır ekonomik ve sosyal gelişimi sağlayacak diye ısrarla ve talimatla uygulanan paketler bir nebze olsa da başarılı olabilse ve çöküşümüz hiç olmazsa duraksasa;
- Adaletli bir yargı sistemimiz olsa;
- Siyasilerin hükümet olmadan önce söz verdikleri ve de Hükümet olduktan sonra okudukları programın birkaç maddesini uygulayarak, az da olsa siyasilerin güven sağlamasına adım atılmış olsa;
- Asgari ücretin açlık sınırının üzerine çıkartılması;
- Özel sektörde sendikalaşmanın önünün açılması;
- Adaletli vergi sisteminin kurulması;
- Eşit işe eşit ücreti geri getirme, özetle göç yasasının kaldırılması;
- Sayıştay raporlarının her yıl yenileri eklenerek Meclis depolarında çürümesinin önüne geçilmesi;
- Amme Hizmetleri Komisyonunun siyasi otoriteden kurtarılması;
- Müşavir kadrolarının iptal edilmesi;
- ABAD kararları öne sürülerek bize ambargo uygulaması var safsatasından vazgeçilmesi;
- TC’nin bize her alanda uyguladığı ambargonun kaldırılması; “Belki bir sporcumuz Türkiye’de yapılacak olimpik bir spor dalında KKTC bayrağı ile yarışır veya Kıbrıs’ta bir YAK-BJK karşılaşması izleriz…)
- Statükonun temsilcilerinin yerine üretim yapan tarımcı ve hayvancıların sorunlarını çözmekte öncelik sağlanması;
- Yok, pahasına elimizden özelleştirme ve hizmet alımı olarak çıkartılan varlıklarımızın geri kazanılması;
- Okullarımızın öğretmen eksiksiz açılması;
- Yalakalar ile aktivistlerin emniyet güçleri tarafından eşit davranış görmesi...
daha nice nice uzatılacak bir liste.
Ama en önemli beklentim.
Anayasanın Geçici 10. Maddesinin kaldırılarak gerçekten kendi ülkemizi yönetmek…
İşte bu nedenlerle hayaller kurmadan.
HEMEN GEÇİP GİTSİN BU YENİ YIL DA