Yetişkinler Kendilerini Neden Çocuk Gibi Görürler?

Genel olarak çoğu kişiler bazı durumlarda çocuk gibi davrandım, kendime hakim olamadım, kendimi kaybettim ve nasıl oldu anlamadım gibi cümleler kurmuşuzdur.

Çocuk modunda iken kendimizi tam olarak erişkin kişi görmeyiz. Genel olarak bu modlar, bireyin ihtiyaçlarının dikkate alınmadığını düşünmesiyle ortaya çıkmaktadır. 

Yetişkinlerin içindeki çocuk modlarını tanımak için, öncelikle etrafımızdaki çocukları hatırlayalım. Çocukları bilirsiniz; mutlu olunca zıplar, üzülünce ağlar. Dolayısıyla herduyguyu yoğun yaşarlar ve mantıklı düşünme becerileri daha düşüktür. Peki yetişkinler çocuk modlarında davranırsa ne olur? Sorunları tıpkı bir çocuk gibi çözemezler ve rahatsızlık verici duyguları yoğun hissederler. Öyleyse yetişkinlerin içindeki bazı çocuk modlarını ve nereden geldiklerini tanıyarak çocuk yanlarımızı sağlıklı yetişkin perspektifinden yatıştırabilir ve daha iyi hissedebiliriz. 

Öncelikle hatırlayalım ve zihnimizi geçmişe yollayalım. Çocukken istenmeyen bir durum karşısında önce ne yapardınız? Ağlar mıydınız, bağırır ve kızar mıydınız ya da dürtüsel bir şekilde istediğiniz şey hemen olsun mu isterdiniz? Çocukken gösterdiğimiz davranış şekli, yetişkin yaşamımızdaki belirgin çocuk modu olarak karşımıza çıkabilir. 

Çocuk modunda iken kendimizi tam olarak erişkin kişi görmeyiz. Genel olarak bu modlar, bireyin ihtiyaçlarının dikkate alınmadığını düşünmesiyle ortaya çıkmaktadır. 

Yetişkinlerin içindeki çocuk modlarını tanımak için, öncelikle etrafımızdaki çocukları hatırlayalım. Çocukları bilirsiniz; mutlu olunca zıplar, üzülünce ağlar. Dolayısıyla herduyguyu yoğun yaşarlar ve mantıklı düşünme becerileri daha düşüktür. Peki yetişkinler çocuk modlarında davranırsa ne olur? Sorunları tıpkı bir çocuk gibi çözemezler ve rahatsızlık verici duyguları yoğun hissederler. Öyleyse yetişkinlerin içindeki bazı çocuk modlarını ve nereden geldiklerini tanıyarak çocuk yanlarımızı sağlıklı yetişkin perspektifinden yatıştırabilir ve daha iyi hissedebiliriz. 

Öncelikle hatırlayalım ve zihnimizi geçmişe yollayalım. Çocukken istenmeyen bir durum karşısında önce ne yapardınız? Ağlar mıydınız, bağırır ve kızar mıydınız ya da dürtüsel bir şekilde istediğiniz şey hemen olsun mu isterdiniz? Çocukken gösterdiğimiz davranış şekli, yetişkin yaşamımızdaki belirgin çocuk modu olarak karşımıza çıkabilir. 

İncinmiş Çocuk Modu 

Çocuk ve gençlik döneminde ebeveyni tarafından terk edilmiş, dışlanmış, değersiz ve sevilmemiş hissettirilmiş, yakınlarının ölümüne şahit olmuş, sevgi ve güven gibi önemli duygusal ihtiyaçların karşılanmadığı bir çocukluk döneminin sonucunda yetişkin yaşamında ortaya çıkabilir. Çocukken utanç, yalnızlık, korku, mutsuzluk, acı verici duygularla birlikte seyreden mod “incinmiş çocuk modu” dur. Yetişkin yaşamında ise, değersizlik ve sevilmeme hissi, güven sorunu, reddedilme ya da terk edilme endişeleriyle kendini gösterir. 

İncinmiş çocuk moduna girdiğimizi nasıl anlarız? Örneğin, sinemaya davet ettiğiniz arkadaşınız gelemeyeceğini belirttiğinde, hızlı ve yoğun şekilde değersiz, önemsiz ve reddedilmiş hissettiniz ve bu durumu arkadaşınız tarafından istenmediğiniz şeklinde yorumladınız. İşte bu, incinmiş çocuk modu! Bu moddayken, gerçeği mantıklı şekilde değerlendirmede o an yetersiz kalarak arkadaşının işi olabileceği gerçeğini yok sayıp kendi değersizliğiniz şeklinde yanlış yorumlama eğiliminde olabilirsiniz. 

Öfkeli Çocuk Modu 

Merkezde kızgınlık, öfke, hiddet gibi yoğun duygular vardır. Kişi ihtiyaçlarını uygunsuz ve kontrolsüz şekilde ifade etmektedir. Öfke duygusu normal bir duygu olsa da, öfkeli çocuk modundayken öfkeyi kontrol etmek ve mantıklı davranmak zorlaşabilir. Kişi hakkının yenmesi, önemsiz ve değersiz hissetme vb. duygular sonucunda yoğun bir kızgınlık ile tepki vererek kontrolü kaybedebilir. 

Dürtüsel Çocuk Modu 

Dürtüsel çocuk modunda, bir şeye sahip olmak ya da bir şeyi kesinlikle yapmak isteme dürtüsü oldukça ön plandadır. Kişi dürtüsel çocuk modunda olduğu zaman, öfkeli çocuk moduna benzer şekilde kendini kontrol etmekte zorlanarak haz ve arzularına yenik düşebilir. Sorumluluk ve disiplin anlamında sınırlarını bilemez. Örneğin, borcu çok fazla olmasına rağmen içindeki dürtüsel çocuk daha fazla harcama yapmasına yol açabilir. 

Peki Ne Yapacağız? 

Önce içinizde çocuk modlarını tanımalı ve isimlendirmelisiniz. Yoğun ve rahatsızlık verici duyguları hissettiğiniz zaman, şuan hangi moddayım, ne hissediyorum, bedenim nasıl, bu duyguları çocukken nerede öğrendim? gibi soruları kendinize yönelterek, tepki vermeden önce kendinizi izlemelisiniz. Böylece duyguları sahnede yoğun yaşamakta olan tiyatrocu olmaktan uzaklaşıp perde arkasından kendinizi izleyerek kontrol etmeyi öğrenebilirsiniz. 

Çocuk modunda iken kendimizi tam olarak erişkin kişi görmeyiz. Genel olarak bu modlar, bireyin ihtiyaçlarının dikkate alınmadığını düşünmesiyle ortaya çıkmaktadır. 

Yetişkinlerin içindeki çocuk modlarını tanımak için, öncelikle etrafımızdaki çocukları hatırlayalım. Çocukları bilirsiniz; mutlu olunca zıplar, üzülünce ağlar. Dolayısıyla herduyguyu yoğun yaşarlar ve mantıklı düşünme becerileri daha düşüktür. Peki yetişkinler çocuk modlarında davranırsa ne olur? Sorunları tıpkı bir çocuk gibi çözemezler ve rahatsızlık verici duyguları yoğun hissederler. Öyleyse yetişkinlerin içindeki bazı çocuk modlarını ve nereden geldiklerini tanıyarak çocuk yanlarımızı sağlıklı yetişkin perspektifinden yatıştırabilir ve daha iyi hissedebiliriz. 

Öncelikle hatırlayalım ve zihnimizi geçmişe yollayalım. Çocukken istenmeyen bir durum karşısında önce ne yapardınız? Ağlar mıydınız, bağırır ve kızar mıydınız ya da dürtüsel bir şekilde istediğiniz şey hemen olsun mu isterdiniz? Çocukken gösterdiğimiz davranış şekli, yetişkin yaşamımızdaki belirgin çocuk modu olarak karşımıza çıkabilir. 

İncinmiş Çocuk Modu 

Çocuk ve gençlik döneminde ebeveyni tarafından terk edilmiş, dışlanmış, değersiz ve sevilmemiş hissettirilmiş, yakınlarının ölümüne şahit olmuş, sevgi ve güven gibi önemli duygusal ihtiyaçların karşılanmadığı bir çocukluk döneminin sonucunda yetişkin yaşamında ortaya çıkabilir. Çocukken utanç, yalnızlık, korku, mutsuzluk, acı verici duygularla birlikte seyreden mod “incinmiş çocuk modu” dur. Yetişkin yaşamında ise, değersizlik ve sevilmeme hissi, güven sorunu, reddedilme ya da terk edilme endişeleriyle kendini gösterir. 

İncinmiş çocuk moduna girdiğimizi nasıl anlarız? Örneğin, sinemaya davet ettiğiniz arkadaşınız gelemeyeceğini belirttiğinde, hızlı ve yoğun şekilde değersiz, önemsiz ve reddedilmiş hissettiniz ve bu durumu arkadaşınız tarafından istenmediğiniz şeklinde yorumladınız. İşte bu, incinmiş çocuk modu! Bu moddayken, gerçeği mantıklı şekilde değerlendirmede o an yetersiz kalarak arkadaşının işi olabileceği gerçeğini yok sayıp kendi değersizliğiniz şeklinde yanlış yorumlama eğiliminde olabilirsiniz. 

Öfkeli Çocuk Modu 

Merkezde kızgınlık, öfke, hiddet gibi yoğun duygular vardır. Kişi ihtiyaçlarını uygunsuz ve kontrolsüz şekilde ifade etmektedir. Öfke duygusu normal bir duygu olsa da, öfkeli çocuk modundayken öfkeyi kontrol etmek ve mantıklı davranmak zorlaşabilir. Kişi hakkının yenmesi, önemsiz ve değersiz hissetme vb. duygular sonucunda yoğun bir kızgınlık ile tepki vererek kontrolü kaybedebilir. 

Dürtüsel Çocuk Modu 

Dürtüsel çocuk modunda, bir şeye sahip olmak ya da bir şeyi kesinlikle yapmak isteme dürtüsü oldukça ön plandadır. Kişi dürtüsel çocuk modunda olduğu zaman, öfkeli çocuk moduna benzer şekilde kendini kontrol etmekte zorlanarak haz ve arzularına yenik düşebilir. Sorumluluk ve disiplin anlamında sınırlarını bilemez. Örneğin, borcu çok fazla olmasına rağmen içindeki dürtüsel çocuk daha fazla harcama yapmasına yol açabilir. 

Peki Ne Yapacağız? 

Önce içinizde çocuk modlarını tanımalı ve isimlendirmelisiniz. Yoğun ve rahatsızlık verici duyguları hissettiğiniz zaman, şuan hangi moddayım, ne hissediyorum, bedenim nasıl, bu duyguları çocukken nerede öğrendim? gibi soruları kendinize yönelterek, tepki vermeden önce kendinizi izlemelisiniz. Böylece duyguları sahnede yoğun yaşamakta olan tiyatrocu olmaktan uzaklaşıp perde arkasından kendinizi izleyerek kontrol etmeyi öğrenebilirsiniz. 

Çocuk ve gençlik döneminde ebeveyni tarafından terk edilmiş, dışlanmış, değersiz ve sevilmemiş hissettirilmiş, yakınlarının ölümüne şahit olmuş, sevgi ve güven gibi önemli duygusal ihtiyaçların karşılanmadığı bir çocukluk döneminin sonucunda yetişkin yaşamında ortaya çıkabilir. Çocukken utanç, yalnızlık, korku, mutsuzluk, acı verici duygularla birlikte seyreden mod “incinmiş çocuk modu” dur. Yetişkin yaşamında ise, değersizlik ve sevilmeme hissi, güven sorunu, reddedilme ya da terk edilme endişeleriyle kendini gösterir. 

İncinmiş çocuk moduna girdiğimizi nasıl anlarız? Örneğin, sinemaya davet ettiğiniz arkadaşınız gelemeyeceğini belirttiğinde, hızlı ve yoğun şekilde değersiz, önemsiz ve reddedilmiş hissettiniz ve bu durumu arkadaşınız tarafından istenmediğiniz şeklinde yorumladınız. İşte bu, incinmiş çocuk modu! Bu moddayken, gerçeği mantıklı şekilde değerlendirmede o an yetersiz kalarak arkadaşının işi olabileceği gerçeğini yok sayıp kendi değersizliğiniz şeklinde yanlış yorumlama eğiliminde olabilirsiniz. 

Öfkeli Çocuk Modu 

Merkezde kızgınlık, öfke, hiddet gibi yoğun duygular vardır. Kişi ihtiyaçlarını uygunsuz ve kontrolsüz şekilde ifade etmektedir. Öfke duygusu normal bir duygu olsa da, öfkeli çocuk modundayken öfkeyi kontrol etmek ve mantıklı davranmak zorlaşabilir. Kişi hakkının yenmesi, önemsiz ve değersiz hissetme vb. duygular sonucunda yoğun bir kızgınlık ile tepki vererek kontrolü kaybedebilir. 

Dürtüsel Çocuk Modu 

Dürtüsel çocuk modunda, bir şeye sahip olmak ya da bir şeyi kesinlikle yapmak isteme dürtüsü oldukça ön plandadır. Kişi dürtüsel çocuk modunda olduğu zaman, öfkeli çocuk moduna benzer şekilde kendini kontrol etmekte zorlanarak haz ve arzularına yenik düşebilir. Sorumluluk ve disiplin anlamında sınırlarını bilemez. Örneğin, borcu çok fazla olmasına rağmen içindeki dürtüsel çocuk daha fazla harcama yapmasına yol açabilir. 

Peki Ne Yapacağız? 

Önce içinizde çocuk modlarını tanımalı ve isimlendirmelisiniz. Yoğun ve rahatsızlık verici duyguları hissettiğiniz zaman, şuan hangi moddayım, ne hissediyorum, bedenim nasıl, bu duyguları çocukken nerede öğrendim? gibi soruları kendinize yönelterek, tepki vermeden önce kendinizi izlemelisiniz. Böylece duyguları sahnede yoğun yaşamakta olan tiyatrocu olmaktan uzaklaşıp perde arkasından kendinizi izleyerek kontrol etmeyi öğrenebilirsiniz.