Kongreye damgasını vuran ise ne görevinden istifa eden Ahmet Davutoğlu ne de Binali Yıldırım.
Salon içindekiler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adıyla coşuyor, onun adının geçtiği şarkı ile dans ediyor, onun adını slogan olarak bağırıyor.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, kongrenin açılışında divan başkanı olarak yaptığı konuşmasında kongreye ruhunu veren bu durumu tek bir cümle ile ifade ediyor: “AK Parti’nin tek lideri vardır. O da Recep Tayyip Erdoğan’dır.”
Yapılan bir başka konuşma Erdoğan’ın “tam 13 yıl, 13 gün” partinin liderliğini yaptığı hatırlatılıyor.
AKP Gençlik Kolları’nın hazırladığı kısa süreli gösteride ise, Ahmet Davutoğlu, Recep Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım’ın resimlerinin olduğu büyük pankartlar seyircilerin arasından yükseliyor bir anda. Yukarıdan iplerle çekiliyor bu üç büyük pankart.
2 Eylül 2014’te yapılan kongre ile göreve gelen ve başbakanlık koltuğuna oturan Ahmet Davutoğlu uğurlanırken, icraatlarıyla övülen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım selamlanıyor.
Halef ve selef ayrı ayrı salonda
Ayrı ayrı salona gelen Davutoğlu ve Yıldırım ayrı ayrı tezahüratla karşılanıyor kongreye gelenler tarafından. İkisi de çiçekler atıyor gelenlere, ikisinin elini sıkmak için birbiriyle yarışıyor milletvekilleri ve partililer, ikisi de onlarca kişi tarafından fotoğraf çektirmek için durduruluyor.
İlk kez Erdoğan’sız gerçekleştirilen kongrede yapılan tüm konuşmalar ise Erdoğan’a çıkıyor.
Cumhurbaşkanı’nın Kongre’ye gönderdiği mesaj okunurken ise bütün salon ayağa kalkıyor. Bir nevi saygı duruşunda bulunuyor gelenler.
Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde yeni anayasa ve yeni yönetim sistemi arayışları çerçevesinde cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanıyla siyasi kadrosu arasındaki iklimi olumsuz etkileyen bu çarpık uygulamanın giderileceğine inanıyorum” diyor mesajında.
Davutoğlu ise konuşmasında vefa ifadesini vurguluyor ve “Bu bir veda değil, vefa kongresi olmalıdır” diyor.
Erdemleri ve ilkeleri vurguluyor; koltukların geçici olduğunu söyleyerek davanın devamının önemini söylüyor konuşmasında.
Gözlemciler ise bu kongre ile Davutoğlu’nun seçildiği kongre arasındaki farklara dikkat çekiyor.
“Kongreye ruhunu veren Erdoğan”
Cumhuriyet gazetesinin AKP’yi takip eden muhabiri Emine Kaplan BBC Türkçe’ye şöyle yorumluyor bir önceki kongre ile farkları:
“Kalabalık aynı ama coşku Davutoğlu’nun seçildiği kongre kadar büyük değil. Bundan önemli fark ise Erdoğan’ın olmaması. Neticede bir önceki kongrede Erdoğan vardı” diyor.
Erdoğan’dan sonra partide ilk kez genel başkanlığı değişimi yapıldığını hatırlatan Kaplan, “Kongreye ruhunu veren Erdoğan” diyor.
Daha önceki kongreleri takip eden isimlerden biri olan Oral Çalışlar da, “Erdoğan’a bağlılık vurgusu çok fazla” diyor ve ekliyor: “Heyecan dozu geçmişe göre düşük ve bir tevekkül havası seziliyor” diyor.
Davutoğlu’nun sık sık sloganlarla ve “Samanyolu” şarkısı ile kesilen konuşmasının en çarpıcı kısmı ise bu kongrenin yapılmasını kendisinin istemediğini söylediği an oluyor.
Bütün salondan çıt çıkmıyor ve bu sözler hazmediliyor yavaş yavaş: “Yeni bir kongre ile karşınıza çıkmak benim arzu ettiğim bir şey değildi. Bu durumun sizin ve milletimizin mahşeri vicdanında yarattığı rahatsızlığın farkındayım. Ama davamız her şeyin üzerindedir. Yüzde 49,5 ile 24 milyon oy aldıktan sonra olağanüstü kongre kararı almamda yegane gerekçe partimizin birlik ve bütünlüğüne verdiğim değer ve AK Parti’nin birliği, bütünlüğü benim için her şeyden önemlidir” diyor.
'Yapmamız gereken fiili durumu yasal hale getirmektir'
Binali Yıldırım ise konuşmasında, "Yeni bir anayasaya ihtiyacımız var. Başkanlık sistemini getirmeye hazır mısınız? Cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle artık her şey eskisi gibi olmayacak. Yapmamız gereken fiili durumu yasal hale getirmektir. Bunun yolu yeni anayasa ve başkanlık sistemidir" mesajını veriyor.
Bugün tek aday olarak kongreden seçilmesi ve akşam da kabineyi kurmak için Erdoğan tarafından görevlendirilmesi beklenen Binali Yıldırım ise beklendiği gibi partinin içinde bir devamlılık duygusuyla selamlanıyor: “Kutlu yürüyüşe Yıldırım’la devam.”