Biliyor musunuz ki; şu an KKTC’de çalışanların nerdeyse %80 e yakını asgari ücretle çalışıyor. Buna, “Göç yasasından” sonra giren kamu görevlileri de dahil. Asgari ücret ise, açlık sınırının altında. Hem biliyor musunuz ki; daha yeni asgari ücrete zam yapıldı ve 4 kişilik bir aile için hesaplanan asgari ücrette kişi başına günlük,40 krş artış yapıldı. Bir umumi tuvalet ücretinin 1 TL olduğu düşünülürse, bu ülkede çalışanların emeğinin, tuvalete yaptıkları kadar bile değeri yok. Yani öyle sizin elinize tutuşturulan kağıtta yazdığı gibi değil hesap.. KKTC’de yaşayanlar, sizin dediğiniz gibi evlerine tonla para götürüp, üstünden “arsızlık” ve “nankörlük” yapmıyor yani. Kaldı ki, aldıkları para da emeklerinin karşılığı, sadaka değil. Elbette ki; tüm bu yaşananlar, gelmiş geçmiş Türkiye Hükümetlerinin ve KKTC yetkililerinin suçu. Özellikle de, KKTC yetkililerinin. Kendilerini bulundukları konuma ait hissedip, devlet olmanın gereklerini yerine getireceklerine, kolayı ve biatı seçtiler hep. Zaten böyle olmasaydı, siz bu yazdıklarınızı yazacak cesareti bulabilir miydiniz? Size katıldığım tek nokta bu; siyasilerin hükümet etme gibi bir gaylelerinin olmayışı. Ama yine de, halkınızı ve halkınızın refahını düşünseydiniz; hatta bırakın halkınızı, o çok sevdiğinizi söyleyip, korumaya çalıştığınız Türkiye’yi düşünseydiniz, Türkiye’de, iki halkın arasına nifak sokacak böyle bir yazı yazmak yerine, kendi yurdunuzda bunun mücadelesini verirdiniz. Elbette ki, kendinizi nereye ait hissettiğiniz sizin seçiminiz. Ancak, sizin dışınızda kalanları da, “arsız”, nankör” ve “Türkiye düşmanı” ilan edemezsiniz. Yaşça benden büyüksünüz, gazeteci olarak da, benden daha tecrübelisiniz, o yüzden size karşı haddimi aşmak istemem. Ama, bir gazeteci olarak, bir aydın olarak, Türkiye Hükümetlerine gösterilen tepkileri, de”Türkiye düşmanlığı” gibi göstererek, en azından kendi adıma, beni kendi vatanımın düşmanı göstermek de sizin haddiniz değil. Siz, AKP’yi seviyor olabilirsiniz, hatta ondan öncekileri de. AKP politikalarına yardımcı yazılar da yazabilirsiniz. Kusura bakmayın ama herkeste AKP’yi ya da geçmişte de aynı zihniyette olanları sevmek zorunda değil. Sevip, sevmemekten de öte, boyun eğmek zorunda değil. Ne yani ben Türkiye’de Hükümetleri eleştirdiğimde, muhalif oluyorum da, buradan eleştirdiğimde mi Türkiye Düşmanı oluyorum? Siz, kendi halkınızı yerden yere vuracak kadar halkınıza düşman olabilirsiniz, ancak inanın ki, KKTC’de yaşayan ne Kıbrıslılar ne de TC kökenli vatandaşlar, Türkiye halkına düşman değil, Hatta halkların bir biri ile hiçbir sorunu yok. Olmaz da, araya nifak tohumları ekenler olmasa tabi. Buradaki halkın tek derdi, aşağılanmadan, hor görülmeden, kendi ürettikleriyle yaşamak. İşte buna engel olanlara karşıdırlar. Ama yine de sizin dediğiniz gibi “düşman” ya da “nankör” değiller. Sadece onurludurlar. O yüzden de, bu yazdıklarınız size yakışmamış, diyemeyeceğim, çünkü siz kendinize yakıştırıp yazmışsınız. Ama inanın ki, ne gazeteciliğe, ne soydaşlığa ne de insanlığa yakışmamış.. Umarım, size tekrar yazmak zorunda kalmam. Vicdanla kalın Münir Bey…