Yoksa ‘Başkanlık’ sistemine doğru mu?

Taner ULUTAŞ

Arada Bir Büyük yankı uyandıran ve hemen hemen sonucu bilinmesine rağmen yine de çok merak edilen Serdar Denktaş’ın basın toplantısı dün gerçekleşti. Kimisine göre beklentilerin aksine ‘Dağ fare’ bile doğurmayacak doğursa doğursa belki bir zirziro (Ağustos Böceği) doğuracaktı. Ancak beklentilerin aksine basın toplantısı dağ ve fareyi bıraktık, karaların en büyük hayvanı Fil’i, denizlerin en büyük canlısı ‘Balina’yı doğurdu. Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, arkadaşlar, vatandaşlar, gardaşlarım biz bu işi yapamadık. Verdiğimiz sözleri yerine getiremedik. Siyasetçinin halk nezdinde erimeye yüz tutan prestijinin erimesini önleyemedik diyerek istifayı bastığını gördük. Serdar Denktaş’ı çok eleştirdik. Zaman zaman dericinin çok sevdiği derisinin daha güzel olması için yerden yere vurduğu gibi bizde Serdar Denktaş’ı yerden yere vurduk. Ama bugün gerçekleri dile getiren ve biz bu işi yapamıyoruz diyerek ‘Benden bu kadar ‘ diyen Serdar Denktaş’ı ayakta alkışladım. Neden derseniz hemen söyleyeyim. Bugüne kadar hiçbir siyasetçi çıkıp, Meclise seçilen vekiller kendi menfaatleri için halkı düşünmedi. Varsa yoksa kendi menfaatlerini düşünerek nalıncı keseri gibi hep kendilerine yonttu demedi. Arkadaşlar biz bu işi yapamadık. Bir yapana bırakalım da diyemedi. Sosyal yıkıntıyı düzeltme hedefimiz vardı. Ancak biz düzeltmeye çalışırken halk başka boyuta taşındı. Parti olarak yıllarca söylediğimizi başaramadık. İyi yönetim gösteremedik sözlerini bir Allah’ın kulu siyasetçiden duymadık. Hele hele Türkiye’nin buraya gönderdiği bürokratlar ‘Ahristo’dur lafını bu güne kadar enim benim siyasetçi söyleyemedi. Serdar Denktaş, KKTC’de Seçim sistemi işlevini yitirdi ve halkın demokratik istekleri yerine getirilemedi. Demokratik itibar bitti ve KKTC’ye bağlılık ve sevgi erozyona uğradı. Bu gidişe daha fazla devam edilemez. Yürütme ve yasama ayrışmalı. Daha fazla özgürlük, denetim, İnsan hakları ve fırsat eşitliği sağlanmalı. Meclisteki birisi hangi partiden olursa olsun ona hesap sorulmalı sözcüklerini kullanırken, Meclisteki vekillere de seslenerek, be efendiler bazılarınız artık aksırıncaya kadar tıksırıncaya kadar malı götürmeyi bırakmalı imasında bulundu. Demokrat Parti yenilenmeye gidiyor. UG’yi ortadan kaldırıyoruz açıklamasında bulunurken UG’li bakanlar görevini sürdürmeye devam edecek açıklamasından artık DP-UG’nin tarih olduğunu ve yola DP ile  devam edileceğini öğrendik. Bakın DP genel kurula gidecek. Keza CTP ile UBP’nin genel kurulları var. CTP’de 40 kişilik Parti Meclisi üyeliğine 121 aday var. Başkanlık için Mehmetali Talat’a da rakip çıkmış durumda. Yaşar Oduncuoğlu pek seçilme ihtimali olmasa bu yarışta bende varım dedi. UBP’ye de bakarsak, oralarda da genel kurul hazırlığı var ve sanırım orada da en az 5 başkan adayı yarışa katılacak. Ancak öncesinde de partide bir tüzük tadilat çalışmaları olduğunu görüyoruz. Tüzüğe iki bölgeli iki eşit statüde federal bir Kıbrıs’a evet sözcükleri ilave edilecek. Şimdi bayram değil seyran değil baldız bizi durduk yere öperse bu işte bir hinlik olduğunu ahmak değilsek anlamamız gerek. DP’de genel kurul ve Başbakan Yardımcısı istifa ediyor. UBP’de tüzük çalışmaları yapılıyor. CTP yeni başkanı beklemeye başladı. Hayrola diye sorsak? Bence birileri işaret parmağını göstertti ve be efendiler hazır olun dedi. Bu çözüm ya olacak yada olacak diye de kulak çekti. Şimdi partiler hep birlikte bunun hazırlığına başladı. Haaaa birde yasama ve yürütme artık ayrışsın diyen Serdar Denktaş’ın sözlerine bir göz atarsak, Yasama ve Yürütmenin ayrışması bir Başkanlık sisteminin hazırlığı demektir. Yoksa Türkiye’de olduğu gibi burada da hafiften  bir  ‘Başkanlık sistemi’ çalışması mı yapılıyor? Bekleyelim ve görelim. Yakında onun da kokusu çıkar.