Yolcudur Abbas !..

Taner ULUTAŞ

Meşhur atasözlerimizden birisi de ‘Gelen gideni aratır’ sözüdür.  Birçok Belediye Başkanı görev yaptığı süre içerisinde ‘Rahmetliyi’ s ….ğı için seçimde sepetçiliği eline verilerek yumurta toplamaya yollandı. Bir kısmı yumurta toplarken bir kısmı da ‘Angonicikler’ ile halı üstünde pazıl oynayarak zaman öldürme işine başladı. Ancak başkanlık koltuğuna oturan bir kısım başkan da icraatları ile gideni aratırken bundan sonra yapılacak seçimlerde kazanma şansına da ‘Rahmet’ okuttu. Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı diyenlere gel be efendi bazı belediyelere göz at da eskiye nur mu yoksa nurlar mı yağdı bir görelim derim. Bazı belediyeler para okyanusu içerisinde kürek sallarken bazıları da acaba yere birceğez onnuk düştümü? Düştüyse alayım diye gözler yerde kafa hep eğik dolaşmaya özen gösterir. İskele Belediyesi eski başkanı Halil Orun zamanında her yaz döneminde olduğu gibi Temmuz ayı başında 140 işçi alındı. Festival ve yaz bitince Ağustos ayı sonu itibarı ile geçmişte olduğu gibi bu işçilerin işine son verilecekti. Alınan bu işçilere yaz girişinde sahil ve yol kenarlarında temizlik işleri yaptırıldı. Halil Orun festival süreci başlarken seçimi kaybetti. Orun’dan sonra görevi Hasan Sadıkoğlu kazanınca yeni başkan Ağustos sonunda lise ve üniversite öğrencilerini işten durdurarak sadece 70 çalışanı işte bıraktı. Her Temmuz ayı başında işe başlayıp Ağustos sonunda işten durdurulan 140 işçiden 70 kişi çalışmaya devam edince belediyenin kasasından bir milyon lira civarında fazladan para çıkmış oldu. Bu konuda İskele Belediyesi Meclisinin karar üretip üretmediği de çok bilinmeyenli bir denklem gibi duruyor. Duran sadece çok bilinmeyenli denklem değil birde Halil Orun zamanında başlatılan bazı projeler de duruyor. Örneğin Long Beach sahil şeridi.  Belediyenin kasasından çıkan 1 Milyon Türk Lirası civarında para duran ve durmaya devam eden projelere aktarılmış olsaydı sanırım bu projelerin bir kısmı tamamlanmış olurdu. Kaldı ki, İskele Bölgesine büyük bir saygınlık kazandırıp ‘Al Benisini’ yükseltecek olan Long Beach sahil şeridi projesinin bir bölümünün tamamlanması için 1,5 Milyon Türk Lirasına gereksinim duyuluyordu. Bu para oraya harcanmış olsaydı bölgenin katma değeri de yükselmiş olacaktı. Ayrıca birçok fuzuli yerlere örneğin her ay bir çiçekçiye ödendiği iddia edilen aylık 4-5 bin liralık çiçek paraları da tasarruf yapılarak bir yere konmuş olsaydı bazı bitmek üzere olan projeler de tamamlanmış olurdu kanaatindeyim. Acemi şoför saç baş yoldurur misali bazı belediye başkanları da saç baş yoldurmaya başladı. Örneğin bizim Minik Kuşlar abi İskele’de açık hava belediye gazinosu için işletme ihalesine çıkıldı. İhaleye çıkan CTP’li bir restoran işletmecisi ile UBP’li bir perdeci ihalede sona kaldı. Perde işinden anlayan ancak restoran işinden pek anlamayan UBP’li perdeci tercih edilirken sırf CTP’lidir diye işi restoran işletme olan şahıs tercih edilmedi. Biraz da daha ucuz teklif verdiği için UBP’li perdeciden yana tercih kullanılırken restoran sahibi siyasi görüş farklılığı nedeni ile tercih edilmediği iddia  ediliyor. Bu iddiada doğruluk payı varsa yandı gülüm keten helva, direksiyondaki şoför hem acemi hemde taraflıdır diye düşünenlerdenim. Bu tip başkanların kahve falı ile Tarot falına bakan bizim AS TV’nin Nostradamus’u, Astroloji Prof’u Abdülaziz Hoca hep, tez vakitte mi desem. Yoksa ikiden sonra mı desem ‘Yolcudur Abbas bağlasan durmaz’ der. Belki daha 4 yıl var ama Abbas sanırım yol hazırlığına şimdiden başladı kanaatindeyim.


Sahibine Mesajlar

Sayın Ali Alioğlu, Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı olarak bugün Meclis önünde yapacağınız ‘Yok Oluşa Karşı Direniş’ eyleminiz inşallah birilerinin dikkatini çeker. Narenciye üreticisini çok fazla atan girdi maliyetlerinin yanı sıra siyasilerin nemelazımcılığı ve umursamazlığı da zora sokuyor. Aileler ekonomik sıkıntıdan dolayı parçalanıyor. Narenciye Ağaçları yok oluyor. Başkan, bugüne kadar senin sessizliğini anlamayan, muhtemelen senin eylemdeki sözlerini ve ne istediğini de anlamayacak.  Çünkü bunlar bugüne kadar ev Lambası gibi oldular ve hep kendilerini aydınlattılar. Hiç cadde lambası olmayı ve ülkeyi aydınlatmayı düşünmediler ki. ** Sayın Seydi Polat, Havaalanı Taksiciler Birliği Başkanı olarak, Ulaştırma Bakanı Hasan Taçoy’dan, Havaalanında çalışan 36 taksicinin geçmişte yaşadığı sıkıntıları yaşamaması için tedbir almasını istedin. Peki, Sayın Polat bu tedbirlerin ne olduğunu neden sırası ile Sayın Bakana söylemedin. 34-43 ile başlayan öğrencilerin Havaalanına Rammi yaptığını, hatta yabancıların bile kayıt dışı taksicilik yaptığını neden dile getirmedin. Ekmeğinizi elinizden alanlara karşı böyle hafiften yağlama ve grasolama faslından giderseniz bence daha çok ağlayacaksınız. Ve insanı hastalık değiI korku öIdürür  yaaa. ** Sayın KTHY ve ETİ eski çalışanları, Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’nun ‘Meda Zori’ çadırınıza gelerek Ocak’ta bu iş bitecek ve sizi istihdam edeceğiz sözleri sanırım bir anlamada sizi rahatlattı. Peki, söz verirken sağ ayağının yere basıp basmadığına baktınız mı? Özelleştirme yasası altında istihdam edileceğiniz söylenirken çerçevesi belli oldu mu? Bir zahmet Başbakanların bu konudaki sabıka kayıtlarına bir göz atın. Söz verip de yerine getirmeme sabıkalarının oldukça yüksek olduğunu göreceksiniz. Arkadaşlar ‘Umut’ diyerek sandıklarda elimizle yaktığımız ateşi şimdi GÖZ yaşı söndürmez. ** Sayın Ali Gulle, hükümetler değiştikçe bir birlerinden farklı bir yönetim tarzı sergilemeyinceler fasulyenin yahnisi gitti geldi aynisi diyoruz. Ama sanırım bu defa fasulyenin dibi fena tuttu gardaş. Nedenini niçinini anlamadığım bir nedenden dolayı CTP’de konuşan tayfa kesimi peynirin küflü tarafı gibi kesilip atılıyor. Konuşanlar dışlandıkça bir zamanlar Aslan olan CTP süt dökmüş kedi yavrusuna dönüşüyor. KTHY’de eski çalışanlarını işaret ederek ya birisi yada öbürü çözülecek açıklaman, birisine atıfta bulunarak ‘Yolcudur Abbas bağlasan durmaz’ mı demek istedin. Konuşan kesim Ahmet’ler, Ali’ler Sonay ve Ferdi’ler gitti CTP bitti desem teşbihte bukez hatamı yapmış olurum gardaş. ** Sayın Hasan Sadıkoğlu, devir bal tutan parmağını yalar devrini çoktan geçti. Tabi seni tenzih ederek söylüyorum devir,  Taş devri, Tunç Devrinden sonra şimdi Hamma - Humma devridir.  Yalnız sırf belediyeyi 50 TL kurtaracaksın diye bir restoran sahibine bunca perdeci dururken perde yaptırtmaya kalkışmandaki mantığı da inan anlamış değilim. Perde ihalesini kazanan kadının birçok restorantı var ve başını kaşıyacak zamanı yokken, senin perdeleri dikmeyi ne zaman yapacak dersin? Neyse senin her ay hatırı sayılır miktarda çiçek siparişi verdiğin çiçekçiden bir çiçekte ihaleyi kaybeden perdeciye gönder. Çiçeği alsın ve sevinsin garibim. ** Sayın Mustafa Miralay, Gaziköy – Kırıkkale sınırındaki camide sabahları yüksek sesle okunan ezan sizi yataktan ok gibi fırlatıyormuş. Uyuyamadığınız için de hoparlöre giden elektrik şalterini indirerek ezanın sesini kesiyormuşsunuz. Köy Muhtarı Hüda Nalbant da iki arada bir derede kaldığı için uzlaşı sağlanmazsa hoparlörleri söküp eve götüreceğim diyormuş. Yakında Türkiye’nin bir kısım yağlama ve grasolama basını sana karşı top yekun saldırıya geçebilir seni dinsizlik ile de suçlayabilirler. Dikkatli o


GÜNÜN FOTOĞRAFI