Dünyada saatlerle bağlantılı, aydınlık-karanlık durumu ile ilgili trafik çarpışmalarını etkileyen bir çalışma var mı? Karanlıkta trafik çarpışmaları daha çok mu oluyor? Aydınlıkta daha az mı çarpışma var?
Tüm derdimiz/sorunumuz bu muydu?
“Yüzlerce nedenden sadece biri olabilirdi” derseniz, buna katılabilirim.
Başbakanlık hani görev vermişti “Trafik Bakanlığı’na” da, o da bula bula ağır vasıtaların yola çıkış saatlerini “güya” kontrol altına almıştı ya!!!
Hani 14 gün sonra “Gara”yolları Müdürü’nün kırpıp kanatsız kuşa çevirdiği o “etkisiz” emirname de artık çöpe atılmış durumda.
Geriye elimizde ne kaldı?
Koskocaman bir HİÇ!
Peki, ortada yapılmış olan, “çarpışmalara en çok karışan ağır vasıtalardır veya otobüslerdir” sonuçlu bir araştırma var mı?
YOK!
O zaman neden ve hangi amaç için bu kararı almıştınız?
Tabii ki, halkla alay edip günü kurtarmak için!
İyi aldınız toplumun gazını…
Sendikaların bu “gaz alımı” işinin neresinde olduğunun cevabı, bu yazının konusu değil elbet.
Hükümet şimdi/hemen ne yapmalı?
1) Öncelikle bir VİZYON belirlemelidir. Örneğin: “KKTC’de trafik çarpışmalarında hiç kimse ölmemeli ve kalıcı olacak şekilde yaralanmamalıdır”gibi.
2) Sonra kısa, orta ve uzun vadeli HEDEFLER belirlenmeli… Örneğin: “Ölen kişi sayısı 5 yıllık sürede %30 azalmalıdır. Veya ölen çocukların sayısı % 45 azalmalıdır” gibi.
KKTC’de bugüne kadar böyle hedefler duydunuz mu hiç? Dünyada, hedefsiz, amaçsız, çabasız, kim nereye varabilmiş ki?
Dümensiz gemi gibisiniz!
3) Ulaştırma POLİTİKANIZ yok. Oluşturmalısınız!
Trafik güvenliği nedir? Nelerden oluşur? Unsurları nelerdir? Dünyada nasıl uygulamalar yapılmaktadır? Bu güvenlikle ilgili işbirliği, koordinasyon, organizasyon ve eşgüdümü kimlerle sağlayacaksınız? Tek çatı altında topladığınızı iddia ettiğiniz trafik teşkilatı personeli nasıl eğitilecektir? Araştırma ve geliştirme için bütçeniz ayrılmış mı? Zamanında size BİLİMSEL RAPORLAR sunan AB yetkililerinin uyarılarını ne zaman uygulamaya koyacaksınız?
4) TEKNİK alanlarda, almış olduğunuz eğitim size ne derece yarayacak? Daha güvenli yolları kim hangi standarda göre ihaleye çıkacak? Bunun teslim aşamasında muayene ve kontrolünü kim yapacak? Taşıt güvenliğini hangi kurum/kuruluş sağlayacak? Daha bilinçli yol kullanıcılarını kim hangi esaslarda eğitecek? Çağdışı kalmış ilkelleşmiş mevzuatı kim güncelleştirip çağdaşlaştıracak?
5) Önce hükümetin, sonra parlamentonun bu konuda hassasiyeti nasıl yüksek seviyeye getirilecek? Diğer bakanlıklar sürece ne şekilde dâhil edilecek? Yerel yönetimler, halkı bezdiren park cezası yazma işlevinden ne zaman kurtarılıp trafik güvenliğini sağlamada işe yarar hale getirilecek? Akaryakıt sağlayıcılar ve istasyonları, sigorta şirketleri, araç satıcıları, birlikleri, nakliye şirketleri ne zaman PAYDAŞ gibi davranıp yaygın sorumluluk anlayışıyla biraz GIMILDAYACAKLAR? Üniversiteler TRAFİK GÜVENLİĞİ ile ilgili ne zaman faaliyete geçecekler? Okullar rol üstlenmeyecekler mi? MEDYA, siyasilerin ardından son 5 yıldır yerleştiği sonunculuktan kurtulup TRAFİK GÜVENLİĞİ ile ilgili program, uyarı, eğitim görevlerini ne zaman yerine getirecekler? Acil servis hizmetleri ne zaman tam kapasite/donanım ile çarpışmalara etkin olarak müdahale edecek? Demokratik Toplum Örgütleri bu güvenliğin sağlanmasında nasıl aktive edilecek?
Hükümetimiz bunları düşüne dursun… 2016 yılının başlarında, AB Komisyonu tarafından üye ülkelerinde meydana gelen ÖLÜMLÜ TRAFİK ÇARPIŞMALARI istatistiklerine http://ec.europa.eu/transport/road_safety/sites/roadsafety/files/pdf/observatory/trends_figures.pdf linkinden göz gezdirilmesinde fayda görüyorum.
Hem üzülerek hem kıskanarak…
28 ülkede çok nadir istisnalar yanında, çarpışmalar sonucu büyük oranda gittikçe azalan bir ölüm oranı mevcut. Sanki de AZALIŞ ile İSTİKRAR iç içe geçmiş durumda. Dileyenler ilgili linkten bu azalışa şahitlik edebilirler.
Bu veriler arasına haddim olmayarak KKTC verilerini de iliştirdim.
Her 100 bin nüfusta çarpışmalarda ölen sayılarının oranı şöyle bir tablo ortaya çıkarttı:
Tablo incelendiğinde 28 ülke arasında 2 ülkeyi örnek ALMAMAMIZ gerekiyor. Letonya ve Litvanya…
Malta, Hollanda, İsveç, İngiltere, Danimarka idolümüz olmalı… Peki, bu ülkeler bu seviyelere ulaşmak için ne yapıyorlar dersiniz?
Çok basit…
İsveç “VİZYON SIFIR” diyor. Danimarka “TEK BİR KAZA BİLE FAZLA”, Hollanda “SÜRDÜRÜLEBİLİR GÜVENLİK” vizyonlarını yaşam biçimi şekline getirmişler de ondan.
Yukarıda 5 başlık altında sorulan sorulara VİZYONSUZ hükümetler cevap veremez ama bu ülke insanları arasında bu soruların cevaplarını BİLİMSEL YÖNTEMLE ve DÜNYAYI TAKİP SAYESİNDE çoktan bulmuş yurttaşlarımız vardır. TRAKAYAD Başkanı Hüseyin Sevay ve ekibi, Onursal Başkanları Trafik Uzmanı Taner Aksu, Trafik Psikoloğu Deniz Atalar, Makine Mühendisi Ayer Yarkıner aklıma ilk gelenlerden…
1874’üncü kişi, trafik sistemsizliğine/güvensizliğine/plansızlığına/vizyonsuzluğuna/akılsızlığına asla kurban edilmemelidir.