'Yüksek ateş hastalık değildir'

Uzmanlara göre, çocuklarda görülen yüksek ateş her zaman panik yapılacak bir duruma işaret etmiyor

Çocuklarda ateş yükselmesi gözlemleyen ebeveynler, huzursuzluk yaşayabiliyor ve havale korkusu yoğun tedirginlik sebebi olabiliyor. Oysa yükselen ateş, çocukta yaşanacak önemli sağlık sorunlarının erkenden gözlemlenmesine ve tedbir alınmasına imkan sağlayabiliyor. 

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hasan Ünlütürk, ateşin, geçirilen hastalığın bir parçası olduğunu ve ateşli hastalık durumlarında panik yapılmaması gerektiğini söyledi. Dr. Ünlütürk, yüksek ateşin ne zaman korkulacak bir durum olduğunu anlattı ve çocuklara yapılacak müdahale hakkında şunları söyledi:

37,7 DERECENİN ÜZERİ YÜKSEK ATEŞTİR

“Vücut, hayati fonksiyonlarını gerçekleştirebilmek için belli bir ısıya ihtiyaç duyar. Vücut sıcaklığı ise hipotalamus (ön beyin) yardımıyla denetlenir. Yani, vücut ısı dengesini hipotalamus sağlar. Normal sayılabilecek vücut ısısı 37,2 ila 37,7 derece arasındayken, bu derecelerin üzerinde görülen sıcaklık ise yüksek ateş olarak değerlendirilir. Fakat çocukların normal sayılan vücut ısısı yetişkinlere oranla daha yüksek tanımlanabilir.

ATEŞ SANILDIĞI GİBİ ZARARLI DEĞİLDİR

Ateş, insan vücudu için zararlı bir durum gibi görünse de aslında, bağışıklık sitemini uyarmak ve taarruz halindeki mikroplarla savaşmak olarak iki mühim görev üstlenir. Vücuda bir mikrobun yayıldığı sinyalini alan makrofaj (büyük yiyici) hücreler, savaş başlatır ve mikrobu yenmeye başlar. Böylece, makrofaj hücrelerce uyarılan vücut sistemi de pirojen (ateş yapıcı) maddenin sentezlenmesine yol açar. Vücut ısısında yaşanan artışın sebebi de budur.

BU BELİRTİLER ATEŞ İŞARETÇİSİ

Vücutta görülen yüksek ateş, birtakım belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur. Ateş ve terleme ile birlikte titreme, aynı zamanda el ve ayakların soğuması olarak görülebilir. Yanı sıra tiroid hormonunun aktive edilmesi gibi durumlarla da karşılaşılabilir. Ateşe zemin oluşturabilen faktörlerin arasında, aspirin ve antibiyotik gibi ilaçlar, aşılar, diş çıkarma, romatizmal hastalıklar ve tümörler yer alır.

ATEŞ SIRASINDA ÇOCUĞUN KIYAFETLERİNE DİKKAT!

Çocukta ateş belirtileri görülüyorsa öncelikle kıyafetleri kontrol edilmelidir. Kalın ve hava geçirmeyen giysiler mevcutsa ilk iş çocuğun üzerinin değiştirilmesi olmalıdır. Ayrıca çocuğun vücut sıcaklığını dışarıya iletecek ince kıyafetler tercih edilmelidir.

ATEŞ VÜCUT İÇİN YARARLI UYARANDIR

Ateş, ilk etapta tedirginliğe neden olsa da aslında vücuda, akyuvar sayısını çoğaltma, antikor üretimini ve interferon salgısını arttırma (virüslerin hücrelere saldırmasını önleme), mikropların üremesini yavaşlatma ve bakterilerin demirle beslenmesini engelleme gibi çeşitli faydalar sağlayan bir durumdur. Kısacası ateş, yaşanan hastalığın yalnızca bir parçasıdır. Bu nedenle de ciddi bir durum olmadığı müddetçe vücut için yararlı bir uyarandır. Ayrıca, ateşin derecesi ile hastalığın ağırlığı arasında herhangi bir bağ bulunmamaktır.

VÜCUT SAVUNMA SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR

Yüksek ateşin nedenleri arasında birçok faktör sıralanabilir. Fakat genel olarak en önemli sebebi enfeksiyonlardır. Çocuklar 5-6 yaşlarına kadar sıklıkla enfeksiyon bağlantılı ateşli hastalıklar yaşayabilir. Bu enfeksiyonlar, vücut bağışıklığında bir problemle karşılaşılmadığı sürece savunma sistemini daha da güçlendirir.

HER ZAMAN TIBBİ MÜDAHALE GEREKMEYEBİLİR

Çocuklarda her ateş yükselmesi hekim desteği gerektirmeyebilir. Ateş, dikkat çerçevesinde anne-baba tarafından da kontrol altına alınabilir. Fakat uzman müdahalesinin gerekebildiği durumlar da olabilir.

Koltuk altından yapılan ölçümlerde ateş 37,5, kulaktan ve makattan ölçüldüğünde ise 38 dereceden fazla çıkıyorsa, çocuğa ateş düşürücü ilaç verilebilir. Ateş değeri 39 derece ve üzerinde seyrediyor ve çocuk direnç sahibi ise ılık duş aldırılabilir. Ayrıca ıslatılmış havlularla çocuğun koltuk altı, diz arkaları, dirsek içleri ve boyun çevresi gibi büyük damarların yüzeye yakın geçtiği yerlere de kompres yapılabilir. Fakat ateşi yükselen çocuk 3 aydan daha küçükse ilk müdahalenin ardından uzman bir hekime başvurulmalıdır.”