Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamza Duygu, İlaç Tedavisine Cevap Vermeyen Yüksek Tansiyon Hastalarının, Yeni Geliştirilen Anjiyo Benzeri Renal Denervasyon Yöntemiyle Kesin Tedavilerinin Sağlanabildiğini İfade Ederek, Bu Yöntemin Yüksek Tansiyon Hastaları için Yeni Bir Umut Olduğunu Söyledi.
Tüm dünyada her üç erişkinden birinin yaşamı boyunca, tıptaki adı hipertansiyon olan yüksek tansiyon riski ile karşı karşıya kaldığını hatırlatan Prof. Dr. Hamza Duygu, yüksek tansiyonun tüm dünyadaki önlenebilir ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer aldığını ve en yaygın sağlık sorunlarından biri olduğunu kaydetti.
Sessiz Katil Hipertansiyon
Yüksek tansiyonun kalp krizi, felç, görme kaybı, kalp yetmezliği, böbrek yetmezliği ve tüm diğer atardamarlarda damar sertliğine yol açan sinsi bir hastalık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Hamza Duygu şunları söyledi; “Komplikasyonsuz yüksek tansiyon çoğu kez belirti vermeden sinsi ilerlemekte ve bazen ancak komplikasyona yol açtığında tanı konabilmektedir. Bu nedenle yüksek tansiyona “sessiz katil” de denilmektedir.”
Yüksek tansiyon tedavisinde, kişinin yaşam tarzında yapılacak değişiklikler ile her hastaya özgü ilaç tedavisi uygulamalarının yürütüldüğünü belirten Prof. Dr. Hamza Duygu, yüksek tansiyonun yaygın olmakla birlikte ilaç tedavilerine rağmen başarı sağlanamayan kronik bir sağlık sorunu olmaya devam ettiğini ifade etti.
Prof. Dr. Hamza Duygu; “Hipertansiyon Hastalarının Ancak %30’u İlaç Tedavisine Cevap Vermektedir.”
“İlaç tedavisi uygulanan hastaların ancak %30’unda optimal tansiyon kontrolü sağlanabilmekte, üç veya daha fazla ilaca rağmen tansiyonun kontrol altına alınamadığı durumlar ise dirençli hipertansiyon olarak isimlendirilmektedir.” diyen Prof. Dr. Hamza Duygu, ilaç tedavisi ile kontrol altına alınamayan hastalarda anjiyo benzeri bir işlem olan ve böbrek atardamarındaki sinirlere radyofrekans enerjisi uygulanmasını içeren Renal Denervasyon tedavi yönteminin, son yıllarda sayılı merkezde uygulanmaya başladığını kaydetti.
Hipertansiyona Kasıktan Girişimle 1 Saatte Kesin Çözüm
Her gün bir avuç dolusu ilaç almasına rağmen tansiyonu 16/9’un altına düşmeyen hastalarda, yeni geliştirilen Renal Denervasyon tedavi yöntemiyle yüz güldürücü sonuçlar elde edilmektedir.” diyen Prof. Dr. Hamza Duygu, Renal Denervasyon tedavisinin, böbrek damarlarının çevresindeki sinirlerin anjiyografiye benzer bir yöntemle kasıktan girilip, yüksek ısı verilerek yakılması işlemi olduğunu ve en çok bir saat içinde tamamlanan bu işlemin böbreğin kendisine herhangi bir zarar vermediğini belirtti. Renal Denervasyon tedavisinin uygulanış şekli ile ilgili açıklamalarına devam eden Prof. Dr. Hamza Duygu şunları söyledi; “Bu yöntemde hasta uyutulmadan, kasık bölgesi uyuşturulduktan sonra böbrek atardamarına iğneyle girilip içine ince küçük bir cihaz yerleştirilir. Ardından röntgen ışınları altında kateter denilen ince uzun bir boru böbrek atardamarının ağzına konumlandırılır. Borunun içinden ilerletilen ince bir tel yardımıyla kısa sürelerle verilen radyofrekans dalgalarıyla, damar çevresindeki tansiyona neden olan sinirler yakılarak tahrip edilir. Böylece beyinden gelen ve böbrekleri tansiyonu yükseltmesi için uyaran uyarılar ortadan kaldırılır.”
Prof. Dr. Hamza Duygu; “7 Farklı İlaç Kullanan Hipertansiyon Hastası, Ülkemizde İlk Kez Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde Uygulanan Renal Denervasyon Yöntemi Sayesinde Başarı ile Tedavi Edildi.”
İşlem sonrasında hastaların birkaç saat sonra ayağa kalkabildiğini ve bir gün sonra da taburcu olarak evine gidebildiğini belirten Prof. Dr. Hamza Duygu, hasta seçimi titizlikle yapıldığı takdirde bu yöntemle olumlu sonuçlar alındığını, yüksek tansiyonun neden olduğu kalp krizi, felç, kalp yetmezliği gibi istenmeyen durumların önlenebildiğini ifade etti. Prof. Dr. Hamza Duygu son olarak Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde Renal Denervasyon yöntemiyle tedavi edilen hastayla ilgili şunları söyledi; “Bu tedavi yöntemi, 7 farklı ilaç almasına rağmen tansiyonları 18/10’un altına düşmeyen 47 yaşındaki erkek hastaya hastanemizde başarıyla uygulanmıştır. Adamızda ilk kez uygulanan bu yöntem sayesinde 45 dakikalık işlem sonunda hastanın tansiyon kontrolü sağlanabilmiş ve işlem sonrası 3 ilacı kesilmiştir. İlerleyen süreçte yapılan işlemin olumlu etkileri neticesinde ilaç sayısının daha da azaltılarak hastanın takip edilmesi planlanmaktadır. Bu yöntem, 4 ve üzerinde ilaç almasına rağmen tansiyonları kontrol altına alınamayan hastalar için yeni ilaç dışı tedavi olarak bir umut ışığı olacaktır. Bu konudaki çalışmalar tüm dünya genelinde yoğun bir şekilde devam etmektedir.”