Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kuzey Kıbrıs ziyareti sırasında Maraş bölgesinin yüzde 3,5'inin açılacağını bildirmesi ve ardından Kuzey Kıbrıs lideri Ersin Tatar'ın açılımda ikinci aşamaya geçildiğini açıklaması Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ta tepkiye yol açtı.
Maraş ile ilgili Türk tarafından gelen açıklamalar Güney Kıbrıs ve Yunanistan medyasında manşet haber olurken iki ülke de kınama mesajı yayımladı.
Rumların kontrolündeki AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti, Maraş'ın açılmasının BM kararlarını ihlâl edeceğine ve barış sürecini baltalayacağına işaret ederek BM ve AB nezdinde resmi protesto notası verdi.
Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis'in AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği ve BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesine mektup göndereceği açıklandı.
Borrell'den açıklama
Borrell Hristodulidis ile görüşmesi sonrasında bir açıklama yayınladı. Erdoğan ve Tatar'ın Maraş ile ilgili açıklamalarından derin endişe duyduğunu belirten Borrell, bunun "Maraş'ın statüsünü değiştirmeye yönelik tek taraflı ve kabul edilemez bir karar olduğunu" vurguladı.
Açıklamada "AB, uluslararası hukuka aykırı tek taraflı eylemlerden ve yeni provokasyonlardan kaçınılması gerekliliğinin bir kez daha altını çizmektedir" ifadesine yer verildi.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell
Maraş için "BM kontrolü" çağrısı
Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis de açıklamanın, Maraş'ın statüsünde değişiklik yapılmasını yasaklayan BM Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı olduğunu belirterek bölgenin yasal sahiplerine bırakılması ve BM kontrolü altına alınması çağrısı yaptı.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığının da girişimi "sert dille kınayan" bir açıklama yayınladığı bildirildi.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Victoria Nuland ile bir telefon görüşmesi yaptığını ve kendisine "Türkiye'nin Maraş'taki yasa dışı eylemleri konusunda bilgi verdiğini" açıkladı
Tatar meydan okudu
Dünyada sadece Türkiye'nin tanıdığı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Lefkoşa'da 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı töreninde yaptığı konuşmada, "Bakanlar Kurulumuz tarafından kabul edilen kararla, Kapalı Maraş'ın yüzde üç buçuğuna tekabül eden bölgenin askeri bölge statüsü kaldırılarak Maraş açılımımızın ikinci aşamasına geçilecektir. Bu adımla, iade talebiyle başvuran hak sahiplerine, Taşınmaz Mal Komisyonu'nun bu yönde bir karar vermesine olanak sağlanacaktır” demişti. Tatar, Kapalı Maraş bölgesinde açılımın Taşınmaz Mal Komisyonu üzerinden mülkiyet haklarına saygılı ve hukuka uygun bir şekilde gerçekleştirileceğini belirtmişti.
Erdoğan ve Tatar Lefkoşa'da düzenlenen törene katıldı.
Kıbrıs Rum yönetimi, Maraş bölgesinde mülkleri bulunan Rumların Taşınmaz Mal Komisyonu'na akın etmesinin yoğun mülk satışlarını beraberinde getireceği, KKTC'yi meşrulaştıracağı ve bölgedeki etnik ayrılığı güçlendireceği endişesi taşıyor.
Açılımda ilk aşama Ekim'de gerçekleşmişti
Kuzey Kıbrıs'ın Gazimağusa kentinin doğu kesimindeki sahil bölgesi Kapalı Maraş'ın bazı bölümleri, 46 yıllık aradan sonra geçen yıl Ekim ayında yeniden ziyaretlere açılmıştı.
Türkiye'nin Kıbrıs'a düzenlediği harekattan bu yana kapalı bulunan ve "Hayalet Şehir" olarak anılan Kapalı Maraş, öncesinde Ada'nın en önemli turizm ve eğlence merkeziydi. 1974'te Türk askerlerinin ilerleyişi sırasında Maraş'ta yaşayan 15 bin Rum evlerini terk etmiş, bölge dikenli tellerle çevrilerek askeri bölge ilan edilmişti.
1974'te boşaltılan Maraş, "Hayalet Şehir" olarak anılıyordu.
Tatar: Doğal kaynaklarımıza sahip çıkacağız
Kuzey Kıbrıs lideri Ersin Tatar konuşmasında Yunanistan'a da sert eleştirilerde bulunarak “Kıbrıs'ta esas işgalci, EOKA terör örgütünü organize eden, Akritas Planı'nı hazırlayan, faşist darbeyi gerçekleştiren ve Kıbrıs Cumhuriyeti'ni ısrarla bir Rum devletine dönüştürmek isteyen Yunanistan'ın ta kendisidir” ifadelerini kullandı.
Tatar, "Kıbrıs adası etrafında kıta sahanlığımızdaki doğal kaynaklara eşit hak sahibi olarak Türkiye ile birlikte sahip çıkma kararlılığı içindeyiz" vurgusu da yaptı.
Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon kaynaklarının arama ve sondaj çalışmaları için Türkiye'nin bölgeye gönderdiği gemiler geçen yıl AB ile Türkiye arasında diplomatik krize yol açmış, Türkiye ile Yunanistan silahlı çatışmanın eşiğine gelmişti. AB'nin yaptırım tehdidi sonrasında Türkiye gemilerini geri çekmiş ve Türkiye-AB ilişkilerinde "pozitif gündem" yaratma stratejisinde mutabık kalınarak gerilim düşürülmüştü.
AP,DW/BK,BÖ
© Deutsche Welle Türkçe