Yoğun bir sürece daha merhaba dedik. Dün Türkiye’de gerçekleşen seçimler her ne kadar, yerel yönetimlerin belirlenmesine yönelik olsa da, aslında bu seçim bundan sonraki sürecin de aynası olacak. Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti yönetimi mi? Yoksa muhalifler mi kazanacak göreceğiz. Sanıyorum siz bu satırları okurken, seçim daha net şekilde sonuçları ile masaya konulabilecek. Ülkemiz için yerel yönetimlerin, seçimlerinde, siyasi anlamda çok da etkili olmadığı hep ifade edilir. Vatandaş parti rozetinden çok, adayın kişiliğine, dürüstlüğüne, iş yapabilme kapasitesine ve belki daha da önemlisi rakiplerin durumuna göz atar. İşin özü, belediye başkanlarını seçerken, siyasi partiden ziyade, beklentiler, adaya olan güven daha belirleyicidir. “Aynası iştir kişinin, lafa bakılmaz” sözü, tam da bu noktada, ülkemiz yerel yönetimlerinde Kıbrıs Türk insanının tutumunu ortaya koyuyor. Her ne kadar “parti rozetine bakılmaz” yorumunu yapsak, günün sonunda kazanan adayların siyasi partileri için bir itici güç konumuna da gelebiliyor zafer. Büyük kentler işte bu nedenle “siyasi partilerin büyük kozları” olarak nitelendiriliyor. Şunu da eklemekte fayda var, geçtiğimiz yıllar içerisinde Lefkoşa Türk Belediyesi’nde (LTB) yaşanan kaotik ortam ve Cemal Bulutoğulları’nın ardından 2 vekilin belediye başkanlığı seçimi için yarışması, siyasi partilerin yerel yönetim seçimlerine vatandaşın bakış açısı ile bakmadığını bir kez daha ortaya koydu. Mecliste sandalye kaybetmek ve belediye kazanmak matematiğinde, ilerisi için belediyelere yatırım yapmak, güç gösterisi anlamında önemli. Geçtiğimiz yıl yapılan seçimler, yaz sıcağı nedeni ile, vatandaş tarafından çokta önemsenmedi. Aslında siyasilere olan güvensizlik, seçim süreçlerine daha da yoğun şekilde yansımaya başladı. 2010 yılına baktığımızda, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Nevvar Nolan, oy kullanma oranının İskele'de yüzde 65, Güzelyurt'ta yüzde 63, Girne'de yüzde 62, Gazimağusa'da yüzde 61, Lefkoşa'da ise yüzde 56 olduğunu kaydetmişti. 2006'deki yerel seçimlere katılım oranı yüzde 82 olurken bu yıl nasıl bir sürpriz ile karşılaşacağımızı merak ediyorum. Şu sıralar seçim gündemine dair ciddi pazarlıklar yaşanıyor. Ciddi pazarlıklar içerinde sanırım çok kısa bir süre sonra işler daha da kızışacak. Umarım hem ülkemizde hem de Türkiye’de seçimin zaferi halkın ve aydınlık geleceğin olur.