Zaroğlu: “Kıb-Tek’i Yönetim Kurulu değil, Arıklı yönetiyor”

Zaroğlu: “Kıb-Tek’i Yönetim Kurulu değil, Arıklı yönetiyor”

“BİZ KIBRISLI-TÜRKİYELİ DİYE DEĞİL, İYİ İNSAN KÖTÜ İNSAN DİYE AYRIM YAPARIZ”

Millet Partisi Genel Başkanı Zaroğlu: “Kimseyi doğmuş olduğu coğrafyaya göre değerlendirmeyiz, değerlendirenlerle de yol yürümeyiz”

Millet Partisi Genel Başkanı Bertan Zaroğlu, Havadis Web TV’de Gün Başlarken programına konuk oldu.

Damla Dabiş Özel’e konuşan Zaroğlu, ülke gündemine dair önemli değerlendirmelerde bulundu.

Kıb-Tek’e ihalesiz olarak alınan akaryakıtın Başbakanlık Denetim Kurulu tarafından yapılan analizlerinin temiz çıktığının açıklanması konusunda açıklamalarda bulunan Zaroğlu; açıklamaların kendisini tatmin etmediğini dile getirdi.

“30 Yıllık Analiz Değerleri 2 Hafta Önce Değiştirildi”

“Ortada çok büyük bir yüzsüzlük var. Utanılması gereken konuların manipüle edilerek kamuoyu ile paylaşıldığı görmek beni de konuyu yakından takip edenler gibi rahatsız ediyor” diyen Zaroğlu, 30 yıllık analiz değerlerinin 2 hafta önce değiştirildiğini kaydetti. Yapılan analizin değiştirilen değerler üzerinden yapıldığını dile getiren Zaroğlu, bir de ilgili Bakan tarafından, kendilerine ait sosyal mecralarda akaryakıtın çok temiz olduğuna ve eleştirenlerin özür dilemesi gerektiğine dair mesajlarla haberler yaptırıldığına dikkat çekti. “Bu değerler neden değişti? Önce bunu açıklasınlar” diyen Millet Partisi Genel Başkanı; “analizdeki değerler, getirilen kirli yakıta göre oluşturuldu, bunu yapanlar da kalitesiz yakıtı ülkeye getirenler, milletin cebine göz dikip  yüzü bile kızarmayanlardır” diyerek söz konusu analiz raporu sonucunun kendisini tatmin etmediğini belirtti ve “Akaryakıt işinin içerisindeki tüm kirlerin yakın tarihte ortaya döküleceğini biliyorum. Bu yapılanlar, yapanların yanlarına kalmayacak.” dedi.

“Kıb-Tek’i Yönetim Kurulu değil, Arıklı yönetiyor”

Kıb-Tek’te yaşananların tek sorumlusunun Ekonomi ve Enerji Bakanı olmadığını lakin en büyük sorumlunun Ekonomi ve Enerji Bakanı olduğunu dile getiren Zaroğlu, Kıb-Tek’in de Enerji Bakanlığı’na bağlı bir kurum olduğunu belirtti. “Kıb-Tek sözde ayrı bir Yönetim Kurulu tarafından yönetilir. Yönetim Kurulu’nun yönetmesi gerek ama bu böyle olmuyor. Kıb-Tek’in yönetim tamamen Arıklı’nın elinde” diyen Zaroğlu, yaşanan 9 aylık süreçte de bu durumun gözler önüne serildiğini vurguladı.

Kıb-Tek’te akaryakıt ihalesi dışında daha neler yaşandı…

Kıb-Tek’te bugüne kadar akaryakıt ihaleleri dışında birçok olayın daha yaşandığına dikkat çeken Zaroğlu, olayları şöyle özetledi: “;Bu ülkedeki yerel bir firmadan jeneratörlwr gemiye bindirildi deyip 1.260 milyona ihalesiz iş yapıldı ancak ortada jeneratör yok. Ardından Yönetim Kurulu kararı olmadan Türkiye’den bir firmadan 1.1 Milyona yine Bakan talimatıyla ihalesiz iş yapılmak istendi, sözleşme bile imzalandı. Olayı fark eden Yönetim Kurulu üyesi tarafından baskı oluşturuldu; sözleşme de imzalanmasına rağmen o sözleşme iptal edildi. Son geldiğimiz noktada da akaryakıt ihaleleri 6.kez iptal edildi. Daha önceden de açıkladığım jeneratörlerin betonları dökülmesi konusu vardı. Yine bu da ihalesiz olarak bir firmaya verildi. Ve jeneratörler hala gelmedi. Kıb-Tek’te yapılanlar bunlar ama yalnızca konuştuğumuz akaryakıt ihalesi.”

“Nisaba desteğim, halkın menfaatine göre”

Bundan sonraki süreçte Meclis çalışmaları hakkında fikirlerini aktaran Zaroğlu; kirli döngünün içerisinde asla olmak istemediğini dile getirerek; hükümete destek vermeyeceğini belirtti. Bir vekil olarak halkın menfaatlerini gözetmek zorunda olduğunun da altını çizen  zaroglu ; “halkın menfaatine olan bir yasa Genel Kurul’a geldiği takdirde herkesten önce Meclis’te ben olurum” dedi.

“Ülkede bir sistem değişikliği şart”

Meclis’teki düzeni de değerlendiren Millet Partisi Genel Başkanı, KKTC Meclisi’nin çalışmadığı söyledi. Devlet yönetimini 3 ayaklı bir tripota benzeten Zaroğlu;

“Yargıyı bir kenara koyalım. Bizde yasama ve yürütme birbirine girmiş durumda. Ülkedeki vekillerin büyük çoğunluğu Bakanlık yapmış vekillerden oluşuyor. Ayni kisi hem Tarım Bakanı hem  Turizm Bakanı hemde eğitim bakanı da olabiliyor. Ülkede 3,5 yıl içinde altı siyasi partinin altısı da denendi. Hayatımızda ne değişiklik oldu? Piyasayı ucuzlatacağım dediler, en büyük hayat pahalılığını o dönemde yaşadık. Temiz toplum dediler, en büyük kiri onların döneminde yaşadık. Haklı eleştiriler yükseldiğinde de bu başarısızlığı mevcut yapıyı ortaya atarak ifade ettiler. O zaman bu ülkedeki mevcut yapı değiştirilmeli. Artık bir değişim şart ülkede. Tüm siyasi parti başkanlarının ile bir yuvarlak masada toplanıp bu sistemle ilgili düşüncelerini ortaya koymasının vakti geldi” diyerek ülkede biran önce bir sistem değişikliğine ihtiyaç olduğunu belirtti.

“Köklü reformlar, marjinal değişimler şart”

Mevcut sistemle ülkede verimli işler yapabilmenin mümkün olmadığını söyleyen Zaroğlu; “Hükümete talip bir Siyasi Parti Genel Başkanı olarak diyorum; kim gelirse gelsin, biz şunu düzelteceğiz derse yalan söylüyor. Mevcut sistemle bu mümkün değildir. Köklü reformlara, marjinal adımlara ihtiyaç vardır. Nedir bu; elbette ki bir Başkanlık Sistemi olabilir. Tamamıyla Kıbrıslı Türklerin şahsına münhasır şekilde ortaya koyduğu fikirlerle bir yapı oluşturabiliriz. Mevcut durumla bu iş gitmiyor; gördük. Ortada; HP, YDP örnekleri var. Ülkede köklü bir değişime ihtiyaç var.” dedi.

“Asgari ücreti artırmanın yanında; halkın alım gücünü yükseltmek gerek”

Asgari ücret konusu ile ilgili açıklamalarda bulunan Zaroğlu, ülke şartlarında ne kadar yükselirse yükselsin insanları tatmin etmeyecek olan asgari ücret konusunda asıl yapılması gerekenin, piyasayı ucuzlatmak ve halkın alım gücünü artırmak olduğunu söyledi.

“Ülkede bir simitin fiyatı 5 TL. Bir birey karnını doyurmak için iki simit yese günlük üç öğün; 30 TL’ye tekabül ediyor. Yanında bir içecek içse, 4 kişilik bir aile yalnızca simit yiyerek hayatını idame ettirmeye çalışsa aylık masrafı 4500 TL oluyor; brüt asgari ücretin 4970 TL olduğu bir ortamdan bahsediyoruz” diyen Zaroğlu, bunun kabul edilebilir bir durum olmadığını söyledi.

“Yapılması gereken şey; insanların alım gücünün artırılması, hayatın ucuzlamasıdır” diyen Millet Partisi Genel Başkanı, bu yönde atılan hiçbir adım olmadığının da altını çizerek devletin birçok kurumunun çalışmadığını belirtti.

“Biz Kıbrıslı-Türkiyeli diye değil, aç insan tok insan, iyi insan kötü insan diye ayrım yaparız”

Millet Partisi’nin siyasi çizgisi konusunda açıklamalarda bulunan Genel Başkan Zaroğlu, Yeniden Doğuş Partisi ile ayrılan noktalara dikkat çekti. “Bizim düşüncemizde Kıbrıslı-Türkiyeli gibi bir ayrım kesinlikle olamaz” diyen Zaroğlu, Yeniden Doğuş Partisi’nde de “Biz ezilenlerin ve ötekileştirilenlerin partisiyiz” demiştik; “nereli olduğuna bakılmaksızın devletin imkanlarından eşit ve adil pay alamayanların partisiyiz” demiştik ama öyle olmadı” dedi.

“İnsanların doğduğu coğrafyaya göre siyaseti dizayn etmeye çalışıyorsak; eyvahlar olsun bize!”

“Bizler insanız. İnsanların aç mı tok mu olmasına; iyi olup olmamasına bakarız. Zaten insanların doğduğu coğrafyaya göre siyaseti dizayn etmeye çalışıyorsak; eyvahlar olsun bize” diyen Lefkoşa Milletvekili, konu ile ilgili Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı’nın söylemlerine vurgu yaptı.

“ Ekonomi Bakanımız icraatları ile ilgili eleştirilmesinin üzerine; ‘Ben 75 göçmeniyim, bana o yüzden saldırıyorlar’ dedi. Bu kadar kirli, bölen ayıran bir düşünce olamaz. Evet bunları eleştirin. Ama halis niyetiyle mücadele eden Bertan’ın  da ortaya çıkıp ‘ben insanım’ demesini de duysunlar” diyen Zaroğlu, kimseyi doğduğu coğrafyaya göre değerlendirmediğini ve insanları bu şekilde değerlendirenlerle de asla yol yürümeyeceğini belirtti.

“İnsanları ayrıştırarak oy devşirenler; kötü niyetli kişilerdir”

İnsanları ayrıştırarak oy devşirmeye çalışanların kötü niyetli olduğuna vurgu yapan Zaroğlu, bu tarz yaklaşımların ülkedeki birliği de zedeleyebileceğine dikkat çekerek; “Hele ki bir siyasetçinin bu tarzda kullandığı cümlelere çok daha dikkat etmesi gerektiği düşüncesindeyim” dedi