19 Nisan günü, Yani, yarın dediğimiz, bugünün bir sonraki günü, Cuma ertesinin de ertesi günü olan bu Pazar… … her geçen olağan günler gibi geçip gidecek! Güneş yine doğacak ve yer kürenin öbür yüzünü aydınlatmak üzere bizi karanlıklarda bırakacak! Güneş, bir daha ne zaman doğmaz, hiç düşündünüz mü? Ölünce; Gün, güneş, ay ve yıldızlar, kuşlarağaçlar, masmavi deniz ve çiçekler olmayacak! Yaşamın bittiği bir hiçliğin içine düşeceğiz … Ölü bedenimizi yiyecek, çürütecek, beslenip çoğalacak milyarlarca bakteri, mikrop! Yaşarken bir işe yaramayanlar, ölünce besin zincirinin bir halkası olacaklarından… Zaman, olanın bitenin farkında değildir elbet! Öylesine; gamsız, kedersiz, sorunsuz geçer ki… Zamanı durdurmak, Geriye sarmak ve olayları tekrar izlemek ne mümkün? Bir saniye öncesi, artık geçmiş zamana aittir. Geçen zaman ve o geçmişte kalan zaman içinde, insanlar eylemlerinden pişmanlık duyarlar… … Keşke, keşke demeden ve sonrasında “ ahh, vahh,” çekmeden, yarınki Pazar geçip gitmeden yeni bir yaşama başlamak elimizdedir! İnsanların, yaşarken en büyük sorumlulukları nedir diye düşünüyorum! Kavgayı ayırmak, ara bulmak, barışı, mutluluğu daim kılmak değil midir? Gerekirse az tüketerek, tasarruf ederek, bu dünyada başkalarına da yer açmak varken… Sorun ne o zaman? Dünya nimetlerinin yüzde doksan beşini tüketen zengin asilzadeler dünyanın içine ederken, buraları bitirdiklerinin farkındadırlar! Bizimkine benzer yaşamı olan başka “ dünya “ arayışına hız vermelerinin nedeni bu olsa gerek! Orta Doğu ve Afrika ülkelerinden Avrupa’ya doğru, hayatta kalabilmek uğruna, denizlerde boğulan binlerce insan! Asilzadeler için, “ magazin “ haberinden öte bir değeri yok Akdeniz’in soğuk sularına gömülen zenci çocukların cesetleri! Yarın Pazar! Yarın uyandığınız zaman; güne, güneşe, bulutlara, gökyüzüne bir daha bakın! Gün daha berrak, güneş her zamankinden daha parlak, bulutlar masmavi olacak! Bu Pazarın ertesinden sonra; Kıbrıs’ımızın Kuzeyine, yetim kalan Arap çocuklarından yüzlercesini, Afrikalı aç zenci çocuklarından birkaç binini getirelim… Kendi yiyeceğimizden keserek karınlarını doyuralım! “ -Bizim işsizlerimiz dururken, nasıl olacak bu iş?” diyorsanız… Müşavirleri emekli edin yeter!