Zorla güzellik, ya da ölüm!

Ediz TUNCEL

Biz böyle şeylere alışık değildik!

Kadına karşı ölümüne şiddet uygulamak, zorla güzellik istemek, zorla güzelliği vermiyorsa da vahşice öldürmek Kıbrıs Türk kültürünün bir parçası değildi.

Şimdiyse nerdeyse her yıl en az bir ya da birkaç kadın vahşice öldürülüyor!

Tümü de benzer sebeplerden yaşandı bu vahşi cinayetlerin.

Zaman zaman bir konuda yazayım derken ellerim ve beynim uyuşuyor.

Bu sefer de öyle oldu.

İki satır yazıyı yazmakta zorlanıyorum, zorlanıyorum çünkü hissettiğim öfkeyi ve isyanı anlatacak kelimeleri buradan ifade edemem, okuyucularımla paylaşamam.

Bir ananın aylarca vücudunun bir parçası olarak karnında taşıdığı, binbir cefayla doğurduğu, hayatının en değerli varlığı olarak yetiştirdiği, babasının dokunmaya kıyamadığı nadide çiçeği, hayatının her gününde anasına, babasına, kardeşine, sevdiklerine  hayat kaynağı olan bir değer,  bir anda hayattan koparılıyor, arkasından akıl almaz bir travma bırakıyor...

Malesef ki, bu tür vahşetler artık gündelik hayatımıza girdi ve yanlış seçim yapan kadınlara, yaptıkları seçimin yanlışığını anlayıp da yanlıştan dönmek istediklerinde, erkek tarafından iki seçenek sunuluyor, ya zorla güzellik, ya da ölüm!

Mağusa’da yaşanan ve manyaklığın ve vahşetin daniskası olarak ancak tarif edilebilecek cinayet bir kez daha bu konuda nutkumuzun tutulmasına, feleğimizin şaşmasına neden oldu.

Hangi tür bir akıldır, hangi tür bir ruhtur,  zorla elde edemediği güzelliğe  ceza diye ölüm vermek!

Anlamak pek mümkün değil.

Bu şartlarda, mevcut yasalarımız böylesi sapıkların cezasını 20 yıl ve üstünde veriyor, belki 30 sene...

Giden can gelmeyince, 80 sene verseler ne yazar, orası ayrı mesele...

Böylece ruhu çarpık bir sapık, hem bir can almış oluyor, hem de devlet tarafından bir deliğe tıkılarak yıllar yılı besleniyor...

Geride ise öfke ve gözyaşı kalıyor.

Aile,  haklı olarak intikam tamtamları çalıyor.

Bu gibi durumlarda kim olsa aynısını yapar, kendi adaletini kendi sağlamak ister.

“Zorla elde edemediğin güzelliğe verdiğin ceza ölüm mü! Al benden de sana aynısı!” demek herhalde pek yanlış olmaz.

Amma ve lakin, gel gelelim “modern” dünyamızda “hukuk” diye bir sistem var ve genelde sapına kadar suçlu olana da uyguladığı adalet vicdanlarda pek kabul görmüyor, çünkü o hukuk ve adalet sistemi suçluyu da olabildiğince koruyor.

Kadın haklarına yönelik, özellikle şiddete uğrayan kadınların haklarının korunmasına yönelik kapsamlı düzenlemeler yapılsa ve şiddete uğrayan kadınların korunması için gereken adımlar sağlamından atılsa, bir çözüm olur mu?

Şahsen sanmam...Kafaların, ruhların sakat olduğu, zorla güzellik diyen, istediğini alamayınca da kadını katleden  bir kültürde hangi yasayı, hangi korumayı getirirseniz getirin, sonuç pek fazla değişmez.

Yapılacak bir tek şey var, kadınlar kendilerini bu tür sapıklardan korumaya, ağlarına düşmemeye  baksınlar...