Bu gün günlerden pazartesi. Ayın da 12'si…Ama iki gün sonra 14 Şubat…Yani “Sevgililer Günü”..Zaten genelde 14 şubatı kapsayan haftada sevgililer günü yazılarına,haberlerine yer vermek medyada neredeyse gelenek haline geldi…Hatta şubat ayı bile nerdeyse” Sevgililer Ayı “haline gelecek nerdeyse…Niye olmasın zaten genelde yaşam grilikler içinde,insanlar sevgiden nasibini de yeterince alamıyor…Varsın “Sevgi” egemen olsun, ne zararı var?
Tabii sevgililer günü mü ? Sevgi günü mü?…Sevgili yılda bir kez mi hatırlanır?…Bırakın canım bu kapitalizmin tüketimi arttırmaya yönelik bu dayatmalarını !!!…vb benzer söylemler…Uzar gider bu liste…Peki ne zararı var sevgililer günü diye bir günü yılda bir kez anmanın? Üstelik taa Aziz Valentine’den gelen bir de anlamlı hikayeye dayanıyorsa …Adem’le, Havva’dan bu yana da aşk hep varsa ve de var olacaksa bırakalım tartışmaları …Kaptıralım kendimizi –tabii varsa-sevgilinin rüzgarına ...”Kırmızı düşler içinde ,çikolata tadında ve kokusunda”… Han Suyin’in ”Aşk Güzel Şeydir “adlı o güzel romanını hatırladım nedense…Ve romanın aynı isimli unutulmaz filminin, unutulmaz şarkısı “Love Is A Many Splendored Thing” ile çukulata renkli ölmez ,kadife ses Nat “King” Cole de mühürlüyordu bu deyişi…
Yeni Düzen Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni sevgili Cenk Mutluyakalı sevgililer günü için alıntılarla dolu bir köşe yapmıştı geçtiğimiz yıllarda...Hem de en sevdiğim şairlerin başında gelen sevgili Orhan Veli Kanık la başlıyordu satırlar…Ama bir büyük aşkı da anmak için burada bir parantez açmak istiyorum…
(Lise sonda –yani 1966-67 dönemi - Haydarpaşa Lisesi altın dönemini yaşıyordu…İlk defa yapılan üniversite sınavlarının birincisi bizden çıkmıştı..Liselerarası tiyatro festivalinde Ahmet Kutsi Tecer’ in Köşebaşı oyunu ile birinci olmuştuk- jüri başkanı abide isim Yıldız Kenter di-.Basketbolda şampiyonluk gelmişti…3000 metre Kır koşularında takımca şampiyonluk kupasını müzeye götürüyorduk.. Şimdi düşünüyorum da köklü bir devlet lisesi , hocalarının da büyük gayreti ile nelere imza atıyordu…Ben de o yıl yapılan şiir okuma yarışmasında ikinci olmuştum…Orhan Veli Kanık ‘ın unutulmaz şiirlerinden “Unutamıyorum “ ile…Yarışma sonrası not kağıtlarını görmüştüm bir ara,maalesef talebesi olma şansını yakalayamadığım Edebiyat hocalarımızdan Nahit-Fıratlı- hanım tam puan vermişti bana…Nerden bilecektim Nahit hocamızın büyük şairin, büyük aşkı olduğunu !!!)Selam olsun…
Haydi şimdi o satırları okuyalım:
“Birdenbire oldu “der Orhan veli!
Ve öyle olur genelde…
Planı, hesabı, kitabı olmaz ki…
Olsa da iyi olmaz bence…
Belki bir yerlerinde titreşir düşünüzün, aklınıza düşer inceden…
Yine de …
“Aşk birden bire oldu,
Sevinç birdenbire…”
***
Bukowski der ki,”Mutluluğu yakalamışsan sorgulama!...”
Oysa eşeleriz…
Ve kurcalarız mutlaka değil mi?
DELİLİK BU!
***
Çok keyiflidir ve dinlendirir insanı ”şairler limanı” ndan aşka dair demir almak…
Biri sorar biri yanıtlar,biri başlar öteki tamamlar,siz “yelken açar” savrulursunuz maviye…
Ve onlar bir başka bakarlar…
“Bakarken kıyamamak mı yoksa baktıkça doyamamak mıdır aşk” diye sorar Özdemir Asaf…
“Seninle göz göze geldiğimizde/
Aşk ta hatırlar aşk olduğunu/
Ve kendi kendisiyle göz göze gelir” der Fikret Demirağ…
“Ay aşktan yapılmıştır/
Seninle bakarken anladım “diyerek baktıkça doyamaz Neşe Yaşın…
Herkes de aynı bakmıyor ki,Mesela Fikret Kızılok,”Sana bakınca/Kendimi soyut bir aynada/Seyrediyor gibiyim” der ve ekler:
“…Doyasıya öpmek istiyorum
Nasıl ki karşılıklı iki ayna
Çoğalıp gider...”
***
Şimdi Nazım girmezse araya, şiir de küser bize…
Onun bakışı bir başka…
“…gün gelecek gülüm ,
Kardeş insanlar birbirine
Senin gözlerinle bakacaklar gülüm,
Senin gözlerinle bakacaklar…”
***
Cemal Süreya ile yapalım finali!
Bu yolculuğun sonuna da başka ne gider…
“…Kırmızı bir at oluyor soluğum
Yüzümün yanmasından anlıyorum
Yoksuluz gecelerimiz çok kısa
Dörtnala sevişmek lazım…”
***
“Kurcalamayınız “derim diye bitirmiş yazısını sevgili Mutluyakalı…
Vardır bir bildiği elbet…
Selam olsun tüm aşklara ve aşıklara…(ZOOM ‘dan )
SEVGİLİLER GÜNÜ İÇİN TEBESSÜMLER
Delikanlı bir “sevgililer gününde” ,sevgilisine:
-Sevgilim şu gökteki milyonlarca yıldız tanığımdır ki,seni deliler gibi seviyorum.
Kız dudak büker:
-Bu kadar tanığa ne gerek var? Madem beni deliler gibi seviyorsun, nikah dairesinde iki tanık bize yeter.
****
Delikanlı kızın kulağına fısıldar:
-Bana Bu hülyalı bakışlarınla bakmaya devam edersen, seni öpmeden duramam.
Kız uyarır:
-Acele et.Ben hep böyle hülyalı bakamam.!
****
Delikanlı kıza sorar:
-Sevgililer günü partide gece karanlığında bahçede öptüğüm kız sen değil miydin ?
Kız:
-Saat kaçta öpmüştün?
****
Eğlenceli geçen bir sevgililer günü gecesinden sonra kız delikanlıya sorar:
-Niçin evlenmiyoruz ?
Delikanlı:
Bizimle kim evlenir ki?
****
İki sevgili öpüşmektedirler. Kız erkeğe:
-Sevgilim bana böyle bir öpücük daha verirsen, hayatımın sonuna kadar senin olurum.
Erkek:
-Uyarına teşekkür ederim!!!
****
Sizce AŞK Kaç Harftir?
AŞK… Kısacık üç harftir diyemez kimse. Bazen tek harfken bazense birkaç isimden bile oluşabilir. Çünkü AŞK, âşık olunana göre değişir…
Öyle güzel gelir ki kulağa her söylenişte çünkü size özeldir her harfiyle…
Kimsenin sorgulayamadığı en kutsal duyguların başında gelen AŞK’ ı siz de kendi harflerinizle tanımlayabilirsiniz. Belki sevgiliniz, belki eşiniz, belki de çocuklarınızın ismidir..
Önemli Olan Sizce AŞK Kaç Harftir ?
Size Özel Haliyle AŞK’ınızı Armağan Edin…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.