Zaman, zaman yazıları ile sayfamıza konuk ettiğimiz Türkiye de yayınlanan ve en çok satan aylık dergilerden olan Bütün Dünya’nın yazarlarından Nuray Bartoschek tabii şubat ayının “sevgililer günü “nü de kapsaması dolayısı ile derginin bu sayısında hoş bir yazı yazmış…”Sevginizi Nasıl Alırdınız “? diye soruyor Nuray Hoca…Türkiye’ nin en güzel sahil beldelerinden biri olan Fethiye den:
“Garson “Sevginizi nasıl alırsınız efendim? “ diye sordu kibarca.
Adam “ Orta pişmiş olsun lütfen “ dedi.
Biliyorum, “Bu ne saçma konuşma ! “ diye düşünüyorsunuz .
Doğrusu, Amerikalı psikiyatrist Abraham Twerski’nin “Balık Sevgisi “ hikayesini okuduğumda gözümün önünde böyle bir sahne canlandı.
Hikayede genç adam “ Neden balık yiyorsunuz? “ sorusuna “Çünkü balığı seviyorum” diye yanıt verir. Soruyu soran soran kişi “Balığı seviyorsun öyle mi? Bu nedenle balığı yakalıyorsun , öldürüyorsun, pişiriyorsun ve yiyorsun “ der ve devam eder “ Bana balığı sevdiğini söyleme, sen balığı değil, kendini seviyorsun .”
Gerçek hayatta da böyle değil mi? Hepimiz sevgiden söz ediyoruz sıkça. Evet, sevgi tüm kapıları açan sihirli bir anahtar ama ne yazık ki çoğu kez özgün anahtarı bulmak yerine kolaylıkla elde edebileceğimiz sahte anahtarlarla tüm kapıları açmaya çalışıyor, açılmayınca da düş kırıklığı yaşıyoruz. Gerçek sevgide bencilliğe yer yoktur. Almak değil, vermektir ilişkinin özü. Hesapsız verdiği, paylaştığı, güvendiği, inandığı, saygı duyduğu , özen gösterdiği, duyumsadığı oranda yaşar sevgiyi insan. Koşulsuz ve duru. “Seni eksilerin ve artılarınla , sen olduğun için seviyorum. Benim gereksinimlerimi karşıladığın, egomu okşadığın için değil. “
Gerçek sevgide “Eğer ……olursan/yaparsan seni severim.” Diye koşullar olmaz.
Gerçek sevgi “Düşsen de, kalksan da, kaybetsen de, kazansan da yanındayım . “ demektir.
En küçük bir tartışmada arkanı dönüp gitmek değildir sevgi. Birlikte büyümek, birlikte olgunlaşmak, birlikte gelişmektir.
Gerçek sevgi ruha dokunabilmektir, bedene dokunmadan önce, bu nedenle beden yaşlansa da ruhun heyecanı bitmez sevginin karşısında.
Sevginin ölçüsü çiçek buketleri, tek taş pırlantalar, pahalı armağanlar olamaz asla.
Eğer öyle olsaydı, sevgi sadece zenginlerin alabileceği pahalı bir şey olurdu.
Pahalı mı dedim? Elbette sevgi pahalı bir şey, öyle ki zenginlerin tüm maddi varlıklarını verseler de satın alamayacakları kadar pahalı ama sadece yüreği zengin olanların sahip olabileceği kadar da ucuz ve en değerli şey.
Yılın bir günü tamamen tüketim odaklı sevgi günü kutlamaları için “Sevdiğinize sevginizi hissettirmenin en güzel yolu…” diye başlayan tuzaklara kulaklarınızı tıkayın ve “Sevginizi nasıl alırdınız?” diye soran garsona içtenlikle gülümseyerek “Sade “ deyin. “Sevgimi sade alırım, doğal, katışıksız .”
Sevginizi yılın bir günü değil, her anı duyumsamanız ve duyumsatmanız dileğiyle.”
RUMLARIN DOĞALGAZ ARAMASI SULARI ISITACAK
Geçtiğimiz günlerde Kıbrıs Rum Kesimimin bölgede petrol sondajlarına yeniden başlama, ,yabancı şirket sondaj platformunun gelişi ,Türk Donanmasına ait savaş gemilerinin duruma müdahalesi gündemdeydi. Konuyu özetle anlatması için tanınmış uzmanlardan arkadaşım Jeopoltikçi –Stratejist Dr.Nejat Tarakçı ‘yı aradım…Konu ile bir çok bilimsel makaleye de imza atmış olan Dr. Tarakçı siz Detay okurları için kısaca şu notları yazdı:
“Güney Kıbrıs, Yunanistan, İtalya ve İsrail Avrupa Birliğinin Rusya’ya olan enerji bağımlılığını azaltacak bir gaz boru hattı anlaşmasını 5 Aralık 2017 tarihinde imzaladılar. Doğu Akdeniz adı verilen bu boru hattından yılda 16 milyar metre küp gaz taşınması planlanıyor. Bu miktar gazın tamamı İsrail’in Leviathan bölgesinden gelmeyecek. Aynı zamanda Kıbrıs ve Yunanistan’ın Münhasır Ekonomik Bölgesinden elde edilecek gazın da aynı hattan taşınması söz konusu. Bu nedenle Güney Kıbrıs Rum Yönetimi KKTC’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını hiçe sayarak gaz araştırmalarına öncelik vermiş durumdadır. Türkiye bu yasa dışı durumu engellemek maksadıyla İtalyan araştırma gemisini engellemektedir. Boru hattı Yunan DEPA ile İtalyan Edison firması tarafından döşenecektir. Bu hat dünyanın denizaltındaki en uzun (1900 km) enerji hattı olacak ve maliyeti 4 milyar doları bulacaktır. Proje uygulamaya başlanırsa bunun anlamı, Doğu Akdeniz enerji denkleminden Türkiye’nin çıkartılması demektir. Bu bağlamda Türkiye, KKTC üzerinden Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşması olmamasını ileri sürerek projeye siyasi olarak karşı çıkabilir ve uygulamayı askeri önlemlerle gerektiğinde durdurmaya çalışabilir ki bunu uygulamaya başlamıştır. Bu bağlamda Türkiye, aynı zamanda vakit geçirmeksizin bu anlaşmaya hem imzacı devletler hem de BM nezdinde itiraz kaydını yapmalıdır. Bu projenin 2018 yılı için en önemli kriz konusu olacağı söylenebilir.”
DUYURU
Geçen hafta doğum günümde müthiş bir armağan almıştım! .Ülkemizin en önde gelen müzik insanları özel bir konser verdiler…Ben de 70 ci yaş günümde oradaydım…Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası “Sevgililer Günü “ için en sevilen opera ve Türk tango parçalarından oluşturduğu repertuarla salonu tamamen dolduran konuklara unutulmaz bir gece yaşattılar…Ben de konser sonrası programı o güzelinsanlara imzalatarak “özel bir doğum günü armağanına “ daha sahip oldım…Sağ var olsunlar…
İşte bu seçkin müzik insanları yani KKTC CSO, 20 Şubat Salı akşamı ,yani yarın akşam bir başka pırıltılı etkinliğe daha imza atacak …Bu kez "Şubat Konseri" ile Girne Amerikan Üniversitesi Spectrum Uluslararası Kongre Merkezi'nde oda müziği konserini gerçekleştirecek.
Şubat konserinde 2017 Grammy ödüllü Kinan Azmeh ile Apple Hill String Quartet bu kez Kıbrıs'ta ilk kez bir orkestra ile performans sergileyecekler.
Konser halka açık ve ücretsiz olacak…Kaçırmayın….
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.