• BIST 9960.38
  • Altın 2962.961
  • Dolar 35.2472
  • Euro 36.7735
  • Lefkoşa 16 °C
  • Mağusa 16 °C
  • Girne 17 °C
  • Güzelyurt 14 °C
  • İskele 16 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 9 °C

Şeyh Nazım ve ümmet toplumu

Arif Alasya

Ben Lefkoşalıyım ve ailem inançlı insanlardı. Özellikle anneannem, sonrasında annem, babam hacı oldular ben de küçükken anneannemle birlikte 5 vakit namazını kılan biri idim.

Küçükken bildiğim Şeyh Nazım’ın Bodamyalı sokağın Abdi çavuş sokağına bağlanan yerde bir evi vardı. Zaman zaman bu evde veya Akkavuk Mescidinde zikirler yapardı bu zikirlere anneannem beni da götürürdü.

Ancak anneannem hiçbir zaman müridi olmadı. Bunun da başlıca nedeni Dip komşumuz olan Gerçek ve laik Müslüman olan Yenicami imamı Hacı Faik efendi idi. O kadar laik Atatürk ilkelerine sadık birisi idi ki Hoca olmasına rağmen yıllarca Lefkoşa’nın resmi nikah memurluğunu yapmıştır. Ben da dahil ben yaşlarda herkesin Lefkoşa’da nikahını o kıymıştır. Rahmetle anmak isterim.

Biraz ileri yaşlarımda Şeyh Nazım’ın Kimya fakültesinde okuduğunu ancak Suudi Arabistanda kardeşinin vefat etmesi üzerine oraya gittiği ve orada Nakşibendi tarikatına katıldığını ve de ileriki yıllarda Nakşibendi tarikatının Kıbrıs-i Şeyhliğine ulaştığını öğrendim.

Kıbrıs’ta bulunduğu sürece tarikatına mürit yaratmak için çalışmalar içerindeydi. Köylerden şikâyetler gelmekteydi. Özellikle Baf köylerini gezer ve ‘’Her şeyinizi satın Şam’a yerleşin. Dünya batacak Şam batmayacak diye insanları kandırmaya çalışırdı. Önemli ve benimsenmeyen hareketi Kadın ve kızlara imam nikâhı kıyıp onları hacca götürmesi ve paralarını yemesi olmuştur.

TMT bu yaptıklarından dolayı onu infaz kararı aldı. Denktaş sınıf arkadaşı olduğu için adadan kaçmasına yardımcı oldu. Dr. Küçük da adaya gelişini engelledi.

Adadan ayrılan Şeyh Nazım İngiltere’ye yerleşti ve faaliyetlerine orada devam etti.

İngiltere’de yaşamış bir arkadaşımın paylaşımı ‘’ Londra’da birçok aileyi kandırdı. Benim yeğenimin evine misafir edildi ve 10 kişi adamları ile geldi. Terbiyesiz orda ayak kabılarını çakardı ve ayaklarını yıkattı. Orada bulunan misafirlerden birisi bir rahatsızlığı olduğunu söyledi, bu pislik aç ağzını bakayım dedi ve adamın ağzına TÜKÜRDÜ.’’

Orada tarikatını çok çok büyüttü.1974 sonrası Denktaş adaya dönmesine müsaade ederek onun Lefke’ye dergâh açmasına müsaade etti.

Esas faaliyetlerini Güneyde yapmaktadır.1974 sonrası İngiltere’de yetiştirdiği müritlerinin Rum tarafında ikametgâhını sağladı. AB girişi ile birlikte Kıbrıs Cumhuriyetinden talepte bulunarak bütün camileri indinde topladı. Bu gün güneydeki Camilerin imarı ve elektrik su gibi hizmetleri Rum hükümeti tarafından sağlanmaktadır. Tarikatın oradaki temsilcisi ise dini lider olarak kabul edilmektedir.

Bu gün bu dergâha birçok ülke müritlerinden ve Rabıtadan kaynak aktarılmaktadır.

Bizler Ümmet toplumu olmamak için yıllarca Laik Atatürk ilkelerine uymakla mücadele ettik.

Endişe verici olay ise 2000 yılı sonrası adadaki irticaiyi hareketlerin artması ile birlikte tekke ve zaviyelerin hızla yayılmasıdır. Hükümetlerin din kurslarını tenis kurslarına benzetmesi ile bu eylemler tavan yapmıştır.

Bu gün artık bu gidişe dur demek dirayetini kaybettik. Kendini TMT’ci diye adlandıran ve milliyetçi olduğunu söyleyen kesimler da artık zamanında TMT tarafından infaz emri verilen bu ümmetleşmenin yanında hareket etmektedir.

Sorun sadece Nakş-i bendi Kıbrısi tarikatı değildir. Nurcusu, Süleymancısı ve daha nice tekke ve zaviyelerin kuşatması altındayız.

Bence artık yakın bir gelecekte kendi kendimizi yönetme erkine sahip olmadığımız süre adım adım Ümmet toplumu olmaya doğru gidiyoruz.

Şeyh Nazım ve ümmet toplumu

Ben Lefkoşalıyım ve ailem inançlı insanlardı. Özellikle anneannem, sonrasında annem, babam hacı oldular ben de küçükken anneannemle birlikte 5 vakit namazını kılan biri idim.

Küçükken bildiğim Şeyh Nazım’ın Bodamyalı sokağın Abdi çavuş sokağına bağlanan yerde bir evi vardı. Zaman zaman bu evde veya Akkavuk Mescidinde zikirler yapardı bu zikirlere anneannem beni da götürürdü.

Ancak anneannem hiçbir zaman müridi olmadı. Bunun da başlıca nedeni Dip komşumuz olan Gerçek ve laik Müslüman olan Yenicami imamı Hacı Faik efendi idi. O kadar laik Atatürk ilkelerine sadık birisi idi ki Hoca olmasına rağmen yıllarca Lefkoşa’nın resmi nikah memurluğunu yapmıştır. Ben da dahil ben yaşlarda herkesin Lefkoşa’da nikahını o kıymıştır. Rahmetle anmak isterim.

Biraz ileri yaşlarımda Şeyh Nazım’ın Kimya fakültesinde okuduğunu ancak Suudi Arabistanda kardeşinin vefat etmesi üzerine oraya gittiği ve orada Nakşibendi tarikatına katıldığını ve de ileriki yıllarda Nakşibendi tarikatının Kıbrıs-i Şeyhliğine ulaştığını öğrendim.

Kıbrıs’ta bulunduğu sürece tarikatına mürit yaratmak için çalışmalar içerindeydi. Köylerden şikâyetler gelmekteydi. Özellikle Baf köylerini gezer ve ‘’Her şeyinizi satın Şam’a yerleşin. Dünya batacak Şam batmayacak diye insanları kandırmaya çalışırdı. Önemli ve benimsenmeyen hareketi Kadın ve kızlara imam nikâhı kıyıp onları hacca götürmesi ve paralarını yemesi olmuştur.

TMT bu yaptıklarından dolayı onu infaz kararı aldı. Denktaş sınıf arkadaşı olduğu için adadan kaçmasına yardımcı oldu. Dr. Küçük da adaya gelişini engelledi.

Adadan ayrılan Şeyh Nazım İngiltere’ye yerleşti ve faaliyetlerine orada devam etti.

İngiltere’de yaşamış bir arkadaşımın paylaşımı ‘’ Londra’da birçok aileyi kandırdı. Benim yeğenimin evine misafir edildi ve 10 kişi adamları ile geldi. Terbiyesiz orda ayak kabılarını çakardı ve ayaklarını yıkattı. Orada bulunan misafirlerden birisi bir rahatsızlığı olduğunu söyledi, bu pislik aç ağzını bakayım dedi ve adamın ağzına TÜKÜRDÜ.’’

Orada tarikatını çok çok büyüttü.1974 sonrası Denktaş adaya dönmesine müsaade ederek onun Lefke’ye dergâh açmasına müsaade etti.

Esas faaliyetlerini Güneyde yapmaktadır.1974 sonrası İngiltere’de yetiştirdiği müritlerinin Rum tarafında ikametgâhını sağladı. AB girişi ile birlikte Kıbrıs Cumhuriyetinden talepte bulunarak bütün camileri indinde topladı. Bu gün güneydeki Camilerin imarı ve elektrik su gibi hizmetleri Rum hükümeti tarafından sağlanmaktadır. Tarikatın oradaki temsilcisi ise dini lider olarak kabul edilmektedir.

Bu gün bu dergâha birçok ülke müritlerinden ve Rabıtadan kaynak aktarılmaktadır.

Bizler Ümmet toplumu olmamak için yıllarca Laik Atatürk ilkelerine uymakla mücadele ettik.

Endişe verici olay ise 2000 yılı sonrası adadaki irticaiyi hareketlerin artması ile birlikte tekke ve zaviyelerin hızla yayılmasıdır. Hükümetlerin din kurslarını tenis kurslarına benzetmesi ile bu eylemler tavan yapmıştır.

Bu gün artık bu gidişe dur demek dirayetini kaybettik. Kendini TMT’ci diye adlandıran ve milliyetçi olduğunu söyleyen kesimler da artık zamanında TMT tarafından infaz emri verilen bu ümmetleşmenin yanında hareket etmektedir.

Sorun sadece Nakş-i bendi Kıbrısi tarikatı değildir. Nurcusu, Süleymancısı ve daha nice tekke ve zaviyelerin kuşatması altındayız.

Bence artık yakın bir gelecekte kendi kendimizi yönetme erkine sahip olmadığımız süre adım adım Ümmet toplumu olmaya doğru gidiyoruz.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları