Şimdi tam zamanı

Yıllar boyu bu küçücük ülkede iki ana siyasi eğilim ve zaman zaman bunlara katılan değişik görüşlü siyasi partiler politikada temsil edilmiştir.Edilmiştir diyorum çünkü Sağı temsil eden iki partiden biri ana parti olma özelliğini 976 tarihinden itibaren elinde tutma başarısını göstermiş ve her dönemde sağı ben temsil ederim diyebilen bir UBP siyasi yelpazedeki gücünü devam ettirmektedir.Zaten büyük ölçüde sermayenin güdümündeki bu parti aralarında gerekli üleşme düzenini kurarak koltuğunda oturmaya devam etmektedir.DP UBP’den bölündüğü ilk yıllarda alternatif olma çabasına girmiş fakat başarılı olamamış ve sadece Serdar Denktaş’ın partisi olabilmiş genellikle CTP’nin ve de zaman zaman UBP’nin ortağı olmuştur. Sosyalizm ve sosyal demokrasiyi savunan diğer partiler 1981 seçim sonuçlarında iktidara çok yaklaşmalarına rağmen başaramamışlar. Çoğunluğu tenzil eden TKP bu noktadan sonra birlikte yol aldıkları unsurların bölünmesiyle çok ciddi sıkıntılar yaşamış ve özellikle 2003 seçimlerinden sonra sol egemenliği CTP’ye bırakmıştır. CTP’nin özellikle 1994-1998 arası başarısız hükümet deneyiminden sonra 2003 yılında barış rüzgarı ile geldiği hükümette halkımıza ikinci bir hayal kırıklığı yaratmış ve erken seçim kararı ile hükümeti tek başına UBP’ye devretmiştir.Bu dönemde İTEM yasası,KDV ve faizlerin serbest bırakılması unutulmayıp belleklerde kalan yasalardır. 2013 yılında yapılan seçimlerde kendi iç hesaplaşmalarını tamamlamış ve de hatalarını sorgulamış bir parti konumunda seçmen karşısına çıkan CTP’ye halkımız yine güvenerek oy vermiştir. Başlıca hedefleri göç yasası denen yasayı kaldırmak.Geçici 10’ncu maddenin içinde olacağı Anaysa değişiklikleri,Siyasi partiler ve seçim yasaları. Ancak aradan geçen zamanda hem parti başkanını değiştirmek hem de hükümet ortağını değiştirdiği halde hala daha bunların hiçbirini gerçekleştirememiştir.. Son Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesindeki CTP-DP hükümetinin Kıbrıs görüşme süreci için verdiği beyanatlar belleklerdedir. Bir Milletvekili sosyal medyada,‘’ Türkiye hükümetinin, KKTC adına NAVTEX yayınlaması Kıbrıslı Türklerin hangi çıkarına hizmet ediyor’’paylaşımını yapmak. Hükümet olarak da görüşme sürecinin darboğaza girdiğini göre göre müdahalede bulunmak yerine destek olmasını da unutmayacağız. CTP içerisinde verdikleri beyanatların altına imzamı atacağım milletvekilleri vardır fakat ne yazık ki bu arkadaşlarımızın da düşünceleri düşüncede kalıp parti politikası haline gelmemektedir. 2015 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası CTP seçilmiş Lidere çözüm yönünde destek vermektedir. Bu desteğini da ilçe merkezlerine başlattığı toplantılarda açıkça dillendirmektedir. Meclisin yeni açıldığı Yeni meclis döneminde CTP’yi gerek iç gerekse dış politikada çok çok ciddi sorunlar beklemektedir. Hükümet ortağı ile dış politika ve çözüm konusunda uzlaşmaları mümkün görünmüyor.Belli ki UBP kurultayı sonrası Özgürgün’ün dışında seçilecek tüm adaylarla bu hükümeti götüremeyeceklerdir. Protokolde yazılı ve takvimlinmiş yasalar için da problem yaşanacağı son Meclis başkan yardımcılığı seçimlerinde  deklere edilmiştir. Düşünün 24 saat öncesinde 2 saat içerisinde jet hızı ile değiştirilen yasaya olumlu oy veren ortak yasaya verdiği desteği 24 saat içinde geri çekmiş ve sadık kalmamıştır. Güncel konu SU’nun yönetimi konusunda ortaklar faklı düşünmektedir. Kanaatimce bu hükümet bozuluncaya kadar da böyle devam edecektir. Bu güne kadar yaşananların altında Kıbrıs konusunda çözümsüzlük ana nedendir.Çözüm ivmesinin yakalandığı bu dönemde Çözüm konusunda Cumhurbaşkanına destek verecek çözümden yana bir hükümete gereksinim vardır.. Umarım mevcut hükümetin başarısızlığı beklenmeden bir erken seçim kararı ile gerek iç sorunları çözmek gerekse çözüme katkıda bulunacak bir hükümetin oluşmasının önü açılır…