“PÜSKÜRTÜLEN ZEHİR İNSANLARA ZARAR VERİYOR”
Sivrisinek mücadelesinde sokak aralarına püskürtme şeklinde gelişigüzel uygulanan ilaçlama işleminin besin zinciri yoluyla insanların dokularında birikerek çok ciddi zararlara neden oluyor. Kıbrıs Türk Biyologlar Derneği Genel Sekreteri Hasan Sarpten, püskürtülen kimyasal zehirlerin cilde teması ve solunum yolu ile de doğrudan insana bulaştığını ifade etti. Sarpten, bu zehirli kimyasal ilaçların insanlarda alerjik hastalıklar, astım, tiroit hastalıkları, kanserler, böbrek yetmezliği, pankreas yetmezliğine bağlı şeker hastalığı, kısırlık gibi birçok hastalığın oluşumuna sebep olduğunu dile getirdi.
“BİYOLOJİK MÜCADELE ŞART”
Özellikle gezici araçların arkasında sokak sokak gezilerek püskürtülen kimyasal zehirler doğru zamanda ve doğru yerde uygulanmış olsalar bile uçan sivrisineklerin ancak %21’ine etkili olabildiğine vurgu yapan Hasan Sarpten, sivrisinek sorununu kaynağında çözmenin sivrisinek ile mücadelede en önemli unsur olduğunu kaydetti. Gelişmiş ülkelerde günümüzde artık sokak sokak gezerek ilaçlama anlayışının tarihe karıştığını belirten Sarpten, “sivrisinek mücadelesi, insan sağlığına önem veren tüm ülkelerde hedef dışı canlılar üzerinde herhangi olumsuz bir etkisi olmayan larvasitler ile yapılmaktadır” dedi.
AHMET VAMIK - DETAY ÖZEL
Havaların ısınmasıyla birlikte uygun ortamlara kavuşan sivrisinekler yavaş yavaş bizleri rahatsız etmeye başladılar. Kıbrıs Türk Biyologlar Derneği Genel Sekreteri Hasan Sarpten, ülkemizde yıllardır sivrisinekle mücadele adı altında kullanılan zehirli kimyasal ilaçların sivrisinek sorununu çözmekte başarı sağlayamadığını fakat insan sağlığına yönelik büyük zararlara yol açtığını ifade etti. Sarpten, sivrisinek sorunun her geçen yıl artarak büyümesi yıllardır uygulanan yöntemlerin ve yapılan ilaçlamaların ne kadar yanlış olduğunu ortaya koymaktadır” diyerek, ülkemizde sivrisinek ile mücadelede uygulanan yöntemleri eleştirdi.
“SİNEKLER İLE LARVA HALİNDE İKEN MÜCADELE EDİLMELİDİR”
Tüm gelişmiş dünya ülkelerinde sivrisinek mücadelesinin teknik bir bakış açısı ve bilimsel alt yapı çalışmaları ile gerçekleştirildiğini belirten Hasan Sarpten, sivrisinek ile mücadelede yapılan en büyük yanlışın, üreme kaynaklarında sivrisinek mücadelesi yerine uçkun sivrisineklere karşı sokak sokak gezerek havaya zehir atmak olduğunu vurguladı. Sarpten, “yapılan bilimsel araştırmalar göstermiştir ki, en doğru zehir en doğru zamanda atılsa bile havada uçan sivrisineklerin ancak yüzde 21’i üzerinde etkili olmaktadır. Göl, dere, bataklık, kuyular, sarnıçlar, havuzlar, septikler, logarlar, hatta arka bahçenizde unuttuğunuz bir kovada bile sivrisinekler üreyebilirler. Dolayısıyla bu alanlarda mücadele edilmeden başarılı bir sivrisinek mücadele programı gerçekleştirilemez” dedi.
“YILLARDIR YAPILAN YANLIŞ UYGULAMALAR SORUNU ÇÖZEMEDİ”
Ülkemizde üreme kaynaklarında sivrisinek mücadelesinin hep göz ardı edildiğine değinen Hasan Sarpten, yıllardır tonlarca para harcanarak ülkemizde sivrisinekle mücadele adı altında kullanılan kimyasal zehirlerin sorunu çözmekte yetersiz kaldığını, başta arılar ve kuşlar olmak üzere tüm yaban hayatını yok ederek, ekolojik dengeyi bozduğunu ve aynı zamanda insan sağlığında da ciddi sorunlara yola açtığını vurguladı.
“ARAÇLAR İLE PÜSKÜRTÜLEN ZEHİRLER SİNEKLERE DEĞİL İNSANLARA ZARAR VERİYOR”
Sarpten, sivrisinek mücadelesinde sokak aralarına püskürtme şeklinde gelişigüzel uygulanan ilaçlama işleminin besin zinciri yoluyla insanların dokularında biriktiğini, ayrıca püskürtülen kimyasal zehirlerin cilde temas etmesi ve solunum yolu ile de doğrudan insana bulaştığını ifade etti. Bu zehirli kimyasal ilaçların insanlarda alerjik hastalıklar, astım, tiroit hastalıkları, kanserler, böbrek yetmezliği, pankreas yetmezliğine bağlı şeker hastalığı, kısırlık gibi birçok hastalığın oluşumuna sebep olduğunu belirten Hasan Sarpten, kullanılan zehirlerin anne ve babadaki üreme hücrelerine dahi etki ederek yeni doğan bebeklerin doğuştan birçok hastalıkla dünyaya gelmesine yol açtığını dile getirdi.
“LARVASİT MÜCADELE EN ETKİLİ YÖNTEMDİR”
Özellikle gezici araçların arkasında sokak sokak gezilerek püskürtülen kimyasal zehirler doğru zamanda ve doğru yerde uygulanmış olsalar bile, uçan sivrisineklerin ancak %21’ine etkili olabildiğine vurgu yapan Hasan Sarpten, sivrisinek sorununu kaynağında çözmenin sivrisinek ile mücadelede en önemli unsur olduğunu kaydetti. Gelişmiş ülkelerde günümüzde artık sokak sokak gezerek ilaçlama anlayışının tarihe karıştığını belirten Sarpten, “sivrisinek mücadelesi, insan sağlığına önem veren tüm ülkelerde hedef dışı canlılar üzerinde herhangi olumsuz bir etkisi olmayan larvasitler ile yapılmaktadır” dedi.
LARVASİT MÜCADELE NEDİR?
Genel olarak uçan haşereler üzerinde kullanılan bir mücadele yöntemidir. Özellikle sivrisinek ve karasineklerin üreme alanlarına larva ve yumurtalarını imha eden larvasit etkin maddeli ilaçlar bırakılarak yapılan bir mücadele yöntemidir. Larvasit mücadelede amaç üremeyi durdurmaktır. Bu yüzden uçkun mücadelesinde vazgeçilmez bir yöntemdir. Kanalizasyonlar, çöplükler, su birikintileri, kanalizasyonlar içerisinde, havaların ısınması ile birlikte düzenli olarak kullanılan bir yöntemdir. Canlı organizmalardan yararlanılarak yapılan ve doğal dengenin korunmasında en uygun mücadele yöntemi olan biyolojik larvasit uygulaması ile sivrisineklerin üremesi önlenir. Ekosisteme, insanlara, böceklere, balıklara ve memelilere zararlı olmadığı bilimsel olarak ispatlanmış bir uygulama olan biyolojik larvasit ilaçlaması, sadece hedef canlı üzerinde toksik etki yapar ve sinek larvalarını öldürür. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği protokol çerçevesinde yapılan ilaçlamalarda, “preparat adı: vectomax-vectolex-vectobac, Bti : Bacillus thuringiensis israelensis, Bs: Bacillus sphaericus isimli biyolojik ilaçların kullanımına dikkat edilmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.