Koordine etmek ne demek?
Belli bir amaca yönelik olarak çeşitli faaliyetler arasında uyum, düzen ve bağlantıyı sağlamak...
Bir nevi eşgüdüm.
Uyum ve düzen kurmak.
İşte bizim gençler için de şimdi bu öngörülüyor.
Birileri kolları sıvamış.
İlla gençler üzerinden uyum sağlatacaklar, düzen kuracaklar.
Gençlere ayar verecekler.
Peki kim yapacak bunu?
Türkiye Gençlik ve Spor Bakanlığı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurumları.
AKP’nin misyon ve ideolojisi ışığında.
Kuzey Kıbrıs’ta gençlere belli bir amaca yönelik olarak uyum ve düzen sağlatacaklar.
Peki amaç?
Nerden icap etmiş şimdi bu?
Nasıl karar verilmiş böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu?
Bu ülkede gençlerin faaliyetlerini düzenleyen kurumlar yok mu?
Olmaz olur mu?
Elbette var.
Gençlik Dairemiz var ama demek ki gençlerimiz için AKP’nin öngördüklerinden uzak faaliyetler yürütülüyor.
İstenilen ya da arzu edilen gençleri eğitemiyor, düzenleyemiyor, uyum sağlatamıyor, kısacası koordine edemiyoruz.
Öyle mi?
Bu duruma bakılırsa öyle.
Birileri bundan tatmin olmamış.
Zira Kuzey Kıbrıs’ta gençlerin gidişatı gidişat değilmiş.
Oysa burada nüfusun nerede ise yüzde doksanı üniversite mezunu.
Okuma yazma oranı da hayli yüksek.
Burada din tüccarlığı yapan yok.
Din üzerinden siyaset yapmaya yeltenen de yok.
Hoşgörü hakim bu topraklarda.
İnanç özgürlüğü var.
İsteyen, dilediği ölçüde yerine getirebiliyor inançlarını.
Yani bir sıkıntı yok.
Lakin gel gelelim gençlik tımar edilemiyor, bu anlayışa göre.
Ayar vermek şart.
Burada dini imanı bütün genç bulmak çok zor onlara göre.
Şimdi uyum sağlatacaklar.
Akılla mı?
Değil.
Duygularla ulaşacaklar gençlere.
Milyonlar harcayacaklar.
İmkanlar sunacaklar.
Cazip kılacaklar uyumu.
Tek tip gençlik yaratacaklar.
Güdülebilecek bir gençlik.
Ve böylelikle onlara göre dinden imandan uzaklaşan Kıbrıs Türk Gençliği’ne ayar vermiş olacaklar.
Kuzey Kıbrıs’ta öngördükleri model gençliğe yatırım yapacaklar anlayacağınız.
Şimdi burada sorulması gereken soru şu!
Peki biz ne yapacağız?
Yani birileri karar vermişler gençleri ıslah edecekler.
KKTC parlamentosuna tasarı olarak geldi mevzu.
Güya tartışılıyor.
Tasarıyı meclise taşıyanların umrunda bile değil.
Zira kendilerinden istenen bu.
Yapın dediler.
Onlar da yapacaklar.
Soru sual ne hadlerine?
Oysa KKTC parlamentosu sözde bizleri temsil ediyor.
Temsili tabi.
Yoksa temsili olmasa böyle bir tasarıyı meclise taşımaya cürret ederler miydi?
Edemezlerdi.
Zira onlara bu ülkeyi yönetin ehliyetini bizler verdik.
Ve/fakat görüyoruz ki yönetimiyorlar.
Görevlerini ve sorumluluklarını yerine getiremiyorlar.
Her fırsatta bizlerin iradesini teslim ediyorlar.
Şimdi de sıra gençlere geldi.
Onları teslim etmeye çalışıyorlar.
Gelin biz yapamıyoruz, bari siz gençlerimizi yönlendirin diyecek kadar onurlarını ayaklar altına alarak.
Bu mudur yani?
Evet görünüşe bakılırsa tam da budur durum.
Utanç verici.
Bir acizlik göstergesi.
İş bilmezlik.
Yüzsüzlük ve aymazlığı da cabası.
Kendi kendini yönetmekten yoksun bir parlamento görüntüsü veriyorlar.
Hemde bunu ısrarla yapıyorlar.
O zaman bu parlamentoya ne gerek var?
Devlete ne hacet var?
Hiç gerek yok.
Kendi ülkesinin gençlerine sahip çıkamayan bir parlamento düzenine ihtiyacı yoktur bu memleketin.
Zira hiçbir alanda, hiç bir konuda söz sahibi olamayan bir yapı mevcut burada.
Bal yapmayan arı görünümünde.
Basiretsiz bir yapı.
Ve bu yapının oluşturduğu sözüm ona güya devlet.
Hangi devlet?
Gençlerini koordine etmesi için başka bir devlete gençlerini teslim etmekte sakınca görmeyen bir devlet.
Sürekli biz yönetemiyoruz, biz yapamıyoruz gelin siz yapın, siz düzenleyin görüntüsü içerisine olan bir siyasi anlayışın hüküm sürdüğü yapı.
Yazıklar olsun bu yapıyı yaratan bizlere de.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.