Devlet işleri beklemez tabi.
Yasalar bekler.
Meclis tatil yapar.
Milletin vekilleri yorgunluk atar.
Bu arada hükümet istihdam yapar, ihalesiz hizmet alır.
Muhalefet seyreder.
Tatil devam eder.
Ama devlet bu.
Bekler mi?
Beklemez..
Malum Türkiye’de tarihi bir süreç yaşanıyor.
Bu sürecin atmosferi ister istemez bize de yansıyor.
TBMM aralıksız çalışıyor.
Zira çok önemli bir süreçten geçiyor Türkiye.
Dünyanın da merakla ve ilgiyle izlediği bir süreçten.
Malum Başbakan Hüseyin Özgürgün ve ekibi resmi bir ziyaret için Ankara’ya gitti.
Bu ziyaret kapsamında mali ve ekonomik konular,(protokol) su konusu, alt yapı yatırımları, turizm ve öngörülen reforumlar, üniversitelerin durumu ve kuşku yok ki Türkiye’de yaşanan darbe girişimi sonrasının Kuzey Kıbrıs’a yansımaları ele alınacak.
Ve yine kuvvetle muhtemel Kuzey Kıbrıs’ta da terör listesine giren FETÖ yapılanmasının eğer varsa Kuzey Kıbrıs’ta ki istihbarat bilgileri ve sağladıkları ilişkileri TC yetkili makamlarınca KKTC yetkili makamlarına verilecek ve bu hususta ki temennileri beklentileri de anlatılacak vs.
Sagın Özgürgün Ankara’dan çantası dolu gelecek.
Bir tarafta ekonomik ve mali protokolün işlevi gündeminde olacak, bir tarafta su mevzusu çantasında olacak, Bir tarafta FETÖ terör örgütünün Kuzey’deki bağlantılarını içeren bilgiler ve Türkiye’nin bu noktada beklentileri dosyasında olacak.
Peki ya Kıbrıs sorunu?
O konuda da Türkiye’nin telkinleri var.
Nitekim TC Başbakanı Binali Yıldırım’ın devam eden sürece dair bu fırsatın Kıbrıs’ta çözüm için önemli bir fırsat olduğunu ve değerlendirilmesi gerektiğini, hatta bunun son fırsat olabileceğini söylemesi Ankara ziyaretinin önemli notları arasındaydı.
Ve/fakat esas yoğunlaşılacak nokta Türkiye için hayati öneme haiz FETÖ terör örgütünün Kuzey’deki bağlantılarının bertaraf edilmesi ve/veyahut bunun önünün alınması hususları olmuştur.
Yani bir başka izahla organize suçlar kapsamına giren bu faaliyetlerin önünün alınmasıdır.
Peki nasıl olacak bu işler?
Hangi hukuki gerekçelere dayandırılacak?
Hangi yasalara ihtiyaç duyulacak?
Ya da bu noktada hukuk çerçevesinde neler yapılabilecek?
Bütün bunlar muamma.
Meclis tatilde.
İlk ve orta dereceli okullarda öğrenim gören çocuklardan daha fazla tatil yapma hakkı tanınıyor milletimizin vekillerine.
Olağanüstü durumlarda bile.
Adada yapısal bir çok soruna rağmen.
Türkiye tarihi bir süreçten geçiyor.
Bizi resmi olarak tanıyan ve ilişki kuran tek ülke.
İster istemez orada yaşanan olumsuzluklar Kıbrıs’a da yansımakta.
TBMM aralıksız çalışıyor.
Peki Kuzey Kıbrıs ne yapıyor?
Tatil.
Oysa Kıbrıs’ta hem Türkiye ile ilintili hem de Kıbrıs sorunu ile bağlantılı olarak zor bir süreçten geçiyor.
İçe dönük yapısal sorunlarımız dağ gibi birikmiş önümüzde.
Siyaset çare üretmesi gereken konular da yetersiz.
Meclis toplumsal konuları içeren önceliklere cevap veremiyor.
Yasalar askıda bekletiliyor.
Mevcutları ise işletilemiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.