Bilgisayar ekranındaki boş sayfayla bakışıyoruz ne zamandır... Konuların çokluğundan mı, karman çorman olmuş dünya olaylarının kafamı karıştırmasından mı, televizyon ekranlarında, gazetelerde her gün benzer haberlerin temcit pilavı gibi önümüze sürülmesinden gelen bıkkınlıktan mı, yazıyla verilen mesajların bir işe yaramadığı anlamanın yarattığı bezginlikten mi? Anlayamıyorum. Galiba bütün bu sebeplerin az çok etkisi var yazmakta zorlanışımda.. Ben en iyisi bugün insan unsurunun içinde yer almadığı şeylerden bahsedeyim. Mesela doğa olaylarından.. Her gün biraz daha gelişen teknolojinin ve zamanın koşullarına uygun yeniliklerin insanoğlunun eseri olduğu bir gerçekse de dünyanın dengeli düzenini bozan yegâne varlığın da yine insan olduğunu itiraf etmek gerekir. Bu yüzden bugün insandan söz etmektense yaratılışın bahşettiği kusursuz dengeden bahsedelim. Belki o zaman karmaşıklığımız biraz olsun çözülür, öz benliğimiz huzur bulur.
İnsan, yeryüzüne coğrafi özelliğini veren, onun doğal ortamını değiştirebilen en önemli etkense de; doğanın etkisini her zaman değiştirmeye muktedir değildir. İnsan iradesi ne kadar güçlü olursa olsun son sözü söyleyen her zaman doğa olmuştur. Bunun en yeni kanıtı da 14 Kasım gecesi gökyüzünde olanca azametiyle görülen aydı. Dolunay o gece etrafındaki halesiyle 68 yıldan sonra ilk kez yüzde 14 daha büyük ve yüzde 30 daha aydınlık olarak gökyüzünde arzı endam eyledi. Kimimiz bu görüntüden ürktük, kimimiz hayran olduk, büyülendik.
Ay, 1948 yılında yani bundan 68 yıl önce dünyaya yine şimdiki gibi yaklaşmıştı. Ayın dünyaya en yakın konuma gelmesi ile ilgili olarak Nasa, bunun 2016 nın değil, 21. Yüzyılın da en yakın dolunayı olduğunu açıkladı.
Ayın hareketlerinin sadece onun görüntüsü ile ilgili olmadığı kesin. Biz onu gökyüzündeki hilal, yarımay, dolunay vb. şekilleri ile tanımlasak da onun yeryüzü üzerindeki etkileri o özelliklerinden çok daha önemlidir. Bu daha çok astrologların konusudur. Bu yüzden ayın bu son durumuyla ilgili yapılan yorumlar daha da önem kazanmıştır.
Ay, hepimizin ilkokul sıralarında öğrendiği bir çekim gücüne sahiptir. Bu çekim gücünün dünya üzerindeki etkileri de yadsınamayacak kadar büyüktür. Tabii ki durum sadece ayın gökyüzünde nasıl göründüğü ile ilgili değildir. Öncelikle astrologların bu olaydan dolayı yorumları; iyi veya kötü beklentileri vardır. Ayın çekim kuvveti nedeniyle insanların yaşaması ihtimal dâhilinde olan sıkıntılardan veya davranış değişikliklerinden bahsedildiği gibi ondan daha ciddi daha vahim olanları da vardır ki onlar da yer hareketleri ve su baskınlarıdır. Geceleri suların yükselmesi, gündüz çekilmesi (med cezir olayları) ayın etkisinin ne kadar önemli olduğuna en basit örnektir. Bilim adamları, jeofizik mühendisleri ayın çekim gücünün sadece bunlarla sınırlı olmadığını, depremlere de sebebiyet verdiğini söylemektedirler. Nitekim bunun örnekleri dünyada ve Türkiye’de çoğu kez yaşanmıştır. Ayın hareketlerinin insan psikolojisi üzerinde etkileri olduğu da yine bilim adamlarınca kabul edilmektedir. Bazı insanların ayın dolunay evresinde tedirginlik yaşadığı, agresifleştiği de bilinen bir gerçektir.
*(Özellikle dolunayın insan davranışı üzerinde etkisi olduğu pek çok kültür ve toplumda düşünülüyor. Kimileri insanı dengesizleştirdiğini iddia ederken; kimileri de insanların verimini artırdığını savunuyor. Bazı kaynaklarda eski dönemlerden beri birçok rahatsızlığın temelinde Ay evreleri olduğu belirtilir. Buna açıklama olarak dolunay dönemlerinde Ay’ın çekim kuvvetinden dolayı beyin omurilik sıvısında birtakım değişimler meydana geldiği; bu değişimin kafatası içinde bir basınç etkisi yarattığı iddia edilir. Ayın en büyük bilimsel etkilerinden biri olan gelgit veya med cezir vücudunun yüzde 70'i su olan insanoğluna da etki eder. Özellikle kalp ve şeker hastaları, sinir sistemindeki hücrelerin işleyiş düzeni bozulduğu için dengesizliklerle karşılaşırlar.
Ayın tam yüzünü dünyaya döndüğü evrelerde ise insanların bir işe odaklanmakta ciddi konsantre sağladığı, ilham kaynağı olduğu ve meditasyon anlamında bir şeyler ile bağ kurulabilecek durumlar yarattığı biliniyor. Bu anlamda pozitif etkileri de insanlar üzerinde görülebiliyor.) (*Alıntı)
Bakalım bu süper ay bize ne sürprizler hazırlayacak, dünyamıza ve bize neler getirecek?. Dileyelim de bunlar güzel şeyler olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.