Adına Medya dediğimiz görsel, sözlü ve yazılı basın ülkede yaşanan anomalileri her gün dile getirmesine ve bu anomalileri Ama şarkıcı Metin Şentürk bile görmesine rağmen bu ülkeyi yönettiğini zannedenlerin görmemesi tuhaf kaçıyor.
Dünya nüfusu arttıkça, insan sayısı azalıyor diyor ünlü düşünürler. KKTC olarak isimlendirdiğimiz coğrafyada da buna paralel olarak nüfus arttıkça koltuk ganimetinden faydalanmak isteyen (Dürüst olanları tenzih ediyorum) siyasete soyunanlar ve siyasetçiler de çoğalıyor.
KKTC For Ever dediğimiz ülkemizde kamu daireleri dökülüyor. Hizmet almak için kamu dairelerine giden vatandaşa bir dokunursunuz bin ah işitirsiniz. Kamu Dairelerinde Nuh zamanından kalan uygulamalar hala daha gündemi meşgul ediyor. Sosyal Sigortalar ve Araç Mukayyitlik binası sanırım artık miadını doldurdu. Bir insanın geçmesine ancak imkân veren koridorda insanlar para yatırmaya çalışırken, o daracık mekânda memur da 1 metreye 1 metre içerisinde tahsilat yapmaya çalışıyor. Düşünün teknoloji çağında, Sosyal Sigortalarda para yatıracağınız bir post cihazı yok. Çek veya nakit deniyor. Vergi dairesi bilgisayarlarındaki programlar Allahlık. e-devlete geçeceğimizin söylendiği bu zaman diliminde ülkenin en önemli kurumunda bilgisayar programları debi Nuh zamanından kalma. Bizim Minik Kuşlar bu konudan Başbakan Yardımcısı, Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın da rahatsız olduğunu ve bu duruma el atarak programları yenilemeye başlayacağını söyledi. Bekleyelim ve görelim derim.
**
Günlerdir, Mağusa Limanı ile buna bağlı olan serbest limanda yaşananları yazıyoruz. Biz yazmaktan ama yetkililerimiz dinlemekten bıkmamış olacak ki, Mi Majörden beste Si minörden güfte yapmaya devam ediyorlar. Be efendiler kamyoncular gümrükten çıkmak için mesainin bitmesini bekliyorlar. Mesai bitip, kontrol bay bay deyince gece saat 23.00’e kadar limanı terk ediyorlar. Kamyonun darası alınmadığı için şoför kamyona Allah ne verdiyse yüklüyor. Bir anlamda gümrüksüz mal kaçırılıyor diyoruz. Sonuç? Ben bilmem yetkililer bilir diyeyim.
Artı gemiler saman, buğday gibi yüklerini boşaltılırken, etraf Afrika’dan gelen toz bulutundan beter oluyor. Temmuz ve Ağustos sıcağının göbeğinde tasarruf adı altında salondaki klimalar kapatılıp, yolcu ve turistler Büyük Hamamdan çıkmışa döndürülüyor. Güç-Sen başkanı liman ile ilgili feryat ediyor. Eee sonuç? Ben bilmem eşim bilir değil. Ben bilmem yetkililer bilir.
**
Ölümlü kazaların yanısıra hasarlı kazalar da her gün artarak devam ediyor. Özellikle motosiklet kazaları ölümle neticeleniyor. Paket servisi yapan motosiklet sürücüleri dikkatsiz. Birçok motorcu kendini korumuyor tamam da, peki ama yollarımız affedici mi? Bence değil. Anayollar bile ‘Bubi Tuzakları’ ile dolu.
Bir gün Omorfo yolundaki dönel ve çemberlerin çok bilinmeyenli denkleme dönüştüğünü yazalım dedik. Hazır bizi canlı canlı yesinler. Neymiş efendim herkes dönel kavşak ile çembere dikkat etsinmiş. A, buba sen dönel kavşak adı altında kocaman bir çember yaparsan ve arabalara geçiş hakkı için sıçanın kuyruğu kadar yer bırakırsan bunun izah tarzı varmı yeğen deme sırası da bizlere düşmez mi? Omorfo’ya gidene kadar aman bu dönel, bu çember diye diye anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan geliyor.
Hade Omorfo’yu bıraktık. Mağusa’a gidene kadar Anayola çıkış yapan 25 tane tali yola ne demeli. Anlamadım alt geçit veya üst geçiş yapmaya paranız mı yok dediniz? Paranız yoksa Mersedesleri nasıl aldınız diye sorarsam kızarmışınız? Vallahi bu Rum çok deli. Larnaka ve Limasol yoluna o kadar alt ve üst geçit yapacağına bir 30 tane dönel ve çember yapıp masraftan kurtarsa olmazmıydı?. Aman Rum aklı işte ne diyelim?
Sonuç mu? ben bilmem eşim bilir değil kendini uzmandan satanlar bilir.
*****
Milli Servet heba oluyor !...
KKTC’nin bir zamanlar en gözde sektörlerinden birisi konumuna yükselen ve lokomotif sektör olan İnşaat Sektörü iflas noktasına gelmesinden sonra yarım kalan inşaatlar el atılacak günü bekliyor. Annan Planı ile doruğa çıkan ve mantar gibi müteahhittin ortaya çıkmasına neden olan İnşaat Sektörü yanlış uygulamaların kurbanı olurken birçok yapının da tamamlanamamasına neden oldu.
LOİZİDU İLE BAŞLADI ORAMSLAR İLE SON BULDU
KKTC’nin önde gelen en önemli sektörlerinden bir tanesi konumunda olan İnşaat Sektöründeki durağanlık Loizidu olayı ile başlarken, İngiliz Orams çiftinin davası ile dibe vurma noktasına taşınmıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Titina Loizidu’nun Kuzey’deki evini ziyaret edememesi iddiası ile kazandığı davadan sonra Xenides – Arestis davası ile durağan hale gelen inşaat sektörü David Charles ve Linda Elizabeth Orams çiftinin mahkûm edilmesi sonrasında iflas noktasına taşınarak, birçok müteahhit ve taşeron firmanın zor günler geçirmesine neden oldu.
KARKAS YAPILAR EL ATILMASINI BEKLİYOR
İnşaat sektörünün ülkenin lokomotifi olduğu dönemde yapımına başlanan birçok villa, site ve apartman sektörün çökmesinden sonra karkas yapı olarak günümüze kadar gelmiş durumda. , KKTC’de bir çirkinlik abidesi olarak varlıklarını sürdüren karkas yapılar çürümeye yüz tutarken hükümetin bu ‘Milli Servete’ çare üretmesi bekleniyor
VATANDAŞ TAPUSUNU ALAMADI
Birçok yabancı uyruklu şahsın yanısıra vatandaşların aldıkları taşınmaz malın bedelini ödemesine karşın koçanlarını alamaması hala daha ülke genelinde bir sorun olarak kendisini göstermeye devam ediyor. Bu nedenle sektöre olan güven erozyona uğrarken iflas eden müteahhitler nedeni ile Bulut İnşaat örneğinde olduğu gibi evlerini ödeyen vatandaşlar tapularını alamayarak büyük zarar görmüş durumda
UZUN VADELİ SATILAMAZLAR MI?
Halen karkas konumunda olan ev, villa, apartman ve sitelerin devlet desteği veya devlet güvencesi ile uzun vadeli satılmalarının ‘Milli Servetin’ yeniden ekonomiye kazandırılabileceği belirtiliyor. Ekonomiye kazandırılacak olan Milli Servetin yanısıra birçok müteahhittin de borçlarını ödeyebilecek akışı sağlayabileceklerine de vurgu yapılıyor.
*****
FIKRA
İKİ AİLE
İki aile varmış ve her iki ailenin de birer kız çocuğu varmış.
Bir gün misafirlikte sohbete başlamışlar; Eee sizin kızdan ne haber?..
Valla işte ne olsun biliyorsunuz işe girdi geçen sene. Başını kaşıyacak vakti yok İlk başlarda geceleri fazla mesai yapıyordu.
Sonra hafta sonları da çalışmaya başladı,, Patronu çok sevmiş her işi ona veriyormuş. Derken Ankara seyahatleri başladı. Bizimki çanta sekreter gibi patron nereye o oraya.
Sonra Paris seyahatleri falan filan en sonunda bu iş böyle olmayacak dediler, patronu ev tuttu. Deli gibi çalışıyor evladım.
Ee, peki sizinki ne alemde?
Valla bizimki or**pu oldu, ben sizin kadar güzel anlatamıyorum
******
Günün Sözü
İnsanları geçimsiz yapan
SEVGİSİZLİKTİR
Bir birine düşman eden
İLETİŞİMSİZLİKTİR
Güzellikten yana ne varsa
yok eden
İLGİSİZLİKTİR
*****
GÜNÜN FOTOSU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.