• BIST 9672.75
  • Altın 2962.961
  • Dolar 35.2472
  • Euro 36.7735
  • Lefkoşa 11 °C
  • Mağusa 13 °C
  • Girne 13 °C
  • Güzelyurt 11 °C
  • İskele 13 °C
  • İstanbul 10 °C
  • Ankara 9 °C

Sorunun tek çözümü, çözümdür…

Ayşegül Garabli

“Türkiye’den gelen paranın gittiği yerler” başlıklı yazımla ilgili bir çok mesaj aldım. Elbette ki, tebrik mesajı kadar, eleştiri, hatta hakaret dolu mesajlar da vardı. Kimi mesajlar ise Kıbrıs sorunu ile ilgili, bilgi edinme isteğini içeren mesajlardı. Öncelikle, eleştiri almaktan çok mutlu olduğumu belirtmek isterim. Zira eleştiriler, olaylara, farklı açılardan bakmamı ve fikir zenginliğinden yararlanmamı sağlıyor. Tabi ki, hakaret içermediği sürece. Hakaret içerikli mesajlar dahi, gelen tüm mesajlara sevindim. Hepsine tek tek cevap vererek, Kıbrıs’ta yaşanan gerçeklerle, duyduklarının aynı şeyler olmadığını anlatmaya çalıştım. Kimisi, aşırı milliyetçi duygularla anlamamakta dirense de, bir çok kişinin kafasında soru işaretleri oluştuğu kanısındayım. En azından, artık Kıbrıs konusuna farklı pencereden de bakabilecek birkaç kişi var. Umarım, bakış açıları değişen bu birkaç kişi, bir başka birkaç kişinin bakış açısını değiştirir de, birler, bin olur. Elbette ki, yazım ile mesaj vermek istediğim doğru adreslere ulaşmanın mutluluğunu yaşıyorum ancak, bu günkü yazımı, bir övünç vesilesi olsun diye yazmıyorum. Amacım, bu konuda, bir çok kişinin sorduğu tek soruya cevap vermek. “K.K.T.C’ de neler olduğunu aşağı, yukarı anladık da, Kıbrıslılar bu durumdan nasıl kurtulacak, Türkiyesiz ne yapacak, bir çözüm öneriniz var mı?” Evet, bir çözüm önerisi var. Tek çözüm önerisi,çözümdür. Kıbrıs’ın bütününü kurtaracak tek çözüm, iki kesim arasında varılabilecek, uluslar arası geçerliliği olan bir çözüm anlaşmasıdır. “Ben” ögesinden uzak, “Biz” ögesi üzerine kurulan bir çözüm anlaşması. İki gencin, kendi yaşantılarını, ortak bir yaşam alanına dönüştürdüğü gibi bir çözüm anlaşması. Ana, babalara saygının korunduğu ancak, yeni hayata müdahalesine izin verilmeyen bir çözüm anlaşması. Yani demem o ki; ana babalar, artık bu gençlerin büyüdüğünü kabul edip, evlerinin içine müdahale etmemeli ki; gençler de ayakları üzerinde durmayı başarıp, kendi hayatlarını kurabilsinler. Sakın kimse bana, “ana, babalar, ellerini çekerse, bu gençler açlıktan ölür” demesin. Aç kalan her canlı, karnını doyurmanın yolunu bulur. Zaten bir canlı, ancak başka canlıların müdahalesi varsa açlıktan ölüyor. Dünya da yalnızca, yaşam alanları, başka canlılar tarafından işgal edilen canlılar, aç kalıyor; kendi doğal yaşamındaki tüm canlılar mutlu mesut yaşıyor. Ama aç, ama tok ama yine de özgür ve mutlu. Özgürlük demişken, bazıları da, Kıbrıs’ta bir barış olursa, Kıbrıslı Türklerin devletini, bayrağını kaybedeceği endişesini (!) taşıyor. Kimsenin endişesi olmasın, hiç kimse, bir başkasının, devletini, vatanını, diğerinden fazla düşünemez. İğne kime batarsa, onun canı yanar; o acı duyar. Bir başkası ancak, duyulan acıyı tahmin edebilir. O yüzden kimsenin endişesi olmasın. Hele ki Türkiyeli milliyetçi dostların endişesi hiç olmasın. Nasıl ki, Kurtuluş savaşı sonrası, o koşullarda, yoktan bir devlet var edildi; şimdiki koşullarda daha rahat var edilir. Yeter ki, saygı duyulup, verilen var olma mücadelesi desteklensin. Yeter ki, KKTC yetkilileri, kendi üretimlerine destek verip, kolay yolu seçmesin.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları