• BIST 9629.46
  • Altın 2948.428
  • Dolar 34.6482
  • Euro 36.4157
  • Lefkoşa 16 °C
  • Mağusa 17 °C
  • Girne 17 °C
  • Güzelyurt 17 °C
  • İskele 17 °C
  • İstanbul 10 °C
  • Ankara 2 °C

Susuz, sabunsuz yazı

Oshan SABIRLI

Bugün suya sabuna dokunmak istemiyorum. Yazacağım yazı ile kimsenin canı yanmasın, kimse üzerine alınmasın diye niyetlendim. Bugün ne Abbas Sınay’ın istifasını yorumlayacağım, ne de CTP’deki iç kavgaları. Cumhurbaşkanlığı konusunda Sibel Siber’in geçtiğimiz gün yaptığı açıklamaları da yazmayacağım. Ötesinde, Talat’ın da kırgınlıkları, CTP’den beklediği işaretleri de yorumlamak istemiyorum. Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’na, Bakanlar Kurulu açıklamalarına da değinmeyeceğim. Hatta Marsilya konusunu tamamen teğet geçiyorum. Beni affedin. Bugün, Ejder Arslanbaba’nın aldığı rüşvetin ne olduğunu da sormak istemiyorum. Ejder’e, ne kimin para verdiği veya kim için çıkıp şov yaptığı konusu da gündemimde değil. Hatta Sayıştay raporları da gündemim olmayacak. Anayasa konusu, meclisin ders alıp almadığını da tartışmak veya eleştirmek istemiyorum. Bir gün daha geçiyor ve hafta sonuna merhaba diyoruz. Ben trafik kazaları ve ölümler konusuna da değinmeyeceğim, hatta sokak hayvanları, ülkemde fuhuş var mı yok mu tartışmaları, gece kulüpleri de konumun dışında kalacak. Bunlara başka gün değiniriz. Bugün suya sabuna dokunmak istemiyorum. Yeter bu kadar çok eleştiri yaptığımız. Kumarhane cennetiymişiz, kara para varmış, insan ticareti yapılıyormuş, gençler uyuşturucu kullanıyormuş gibi tartışmaları da es geçmeli. Sağlık sisteminde özel sektör, devlet çelişkisi yaşanırken, hatta devletin en üst düzey zatları bile özel sektörde tedavi görmeyi tercih ederken, beni mazur görün, bu konuyu da kaleme almayacağım. Susuz, sabunsuz yazı yazma arzusundayım. Benim çocuğum yok, eğitimde yaşanacak sorunlar, öğretmen eksiklikleri, okullarda devam eden inşaat çalışmaları da hiç umurumda değil. Bugün engellileri de umursamıyorum, çünkü ne aldıkları üç kuruş yardım, ne de almadıkları insani muamele konusunda da engelliler hakkında, ne siyasileri, ne de sorumsuz vatandaşları eleştirmek istemiyorum. Poliste işkence tartışmalarını işkence görenlere, banka soygununda çalınan paraları polise ve ilgili bankaya bırakıyorum. Hatta çıplak vatandaşın derdi, psikolojik sorunları da kendine kalsın. Faili meçhul cinayetler, hırsızlık olayları, bürokrasi ve çevre sorunlarını da başka gün yazarız. Kıbrıs sorununda, ne Eroğlu’na, ne Anastasiades’e, ne Türkiye’ye, ne diğer ülkelere de mesajım da olmayacak. Bugün bencillik yapıyorum. Cezaevini, kanseri, filtre takmayan santralleri, siyasetteki kirlenmeyi, medyadaki yozlaşmayı, bürokrasiyi de es geçiyorum. Bugün işsizlik, beyin göçü, ucuz işçi, hatta asgari ücreti de görmezden geliyorum. Dedim ya susuz, sabunsuz bir yazı ile sizinle buluşuyorum. Bugün sizinle Orhan Veli’den bir şiir paylaşmak istiyorum. Şiirimizin ismi Ağaç… “Ağaca bir taş attım Düşmedi taşım Düşmedi taşım Taşımı ağaç yedi Taşımı isterim Taşımı isterim”    


  MESAJLAR Sayın Nazım Beratlı, yıllar önce yaptığınız televizyon programlarınızı hala keyif ile izliyoruz. Keşke yeni projelerde Kıbrıslı Türk izleyiciler sizi daha sık televizyon ekranlarında görebilse.   Sayın Nidai Güngördü, yıllardır Girne’de Belediyenin hemen 100 metre ötesinde olmasına karşın belediyeye ait olamayan yat limanının sizin döneminizde sizin sorumluluğunuza verilmesi için umarız ilgili bakanlık düğmeye basar. Liman’da belediye eliyle düzenleme ve denetim şart oldu.   Sayın Ahmet Savaşan, Sağlık bakanımız sizden bir hayli dertli. Yakın Doğu Hastanesi ile Ağustos ayı sona eren Sağlık Bakanlığı’nın mevcut protokolünün net olmadığı ve bu nedenle yeniden imza atılmayacağı açıklandı. 80 milyonluk borcun akıbetini biz de merak ediyoruz.   Sayın İzlem Gürçağ, Girneli vatandaşlar hem kadın hem de genç bir milletvekili olarak sizden oldukça şikayetçi. Kendi bölgenizde bile sokakta çok tanınmadığınız eleştirileri yapılıyor. Bizde artık, sokağa, televizyon ekranlarına daha çok çıkmanız konusunda Girnelilerle hemfikiriz. Sayın Mete Tümerkan, android uygulamanız hayırlı ve uğurlu olsun keşke, teknolojik imkanları bu kadar yakından takip ederken, yıllardır BRT’de kangren halini alan kadro sorunu hakkında da değişiklik yapabilecek sihirli değneğiniz olsa. Bu arada BRT arşivlerinin izleyicilerden büyük beğeni topladığının altını çizmekte fayda görüyoruz. Sayın Kemal Burgaç, TDP’de tüm ipleri elinize aldığınız konusunda iddialar var. Üstelik başkan Cemal Özyiğit’in neredeyse her adımında size haber verdiğini duyuyoruz. Şu sıralar asıl işinizi biraz boşladınız gibi gözüküyor. Yoksa TDP’de tatile mi çıktı? Sayın Sefa Karahasan, askerde geçirdiğiniz zamanı hızlı bir şekilde televizyon programları ile kapamaya çalıştığınızı görüyoruz. Açıkçası, bir günde üç televizyon programına katılıp yorum yapmak büyük beceri istiyor. Bizi şaşırtmaya erken başladınız. Sayın Ercan Hoşkara, Paris ziyaretinizin faturası anlaşılan oldukça pahalıya patlamış Yaşadığınız hırsızlık olayı ile canınızın biraz yandığını duyduk. En azından pasaport ve kimliklerinizi kurtardığınızı duymak işin tek tesellisi olsa gerek.   Sayın Zeki Çeler, Venedik’e gittiğinize çok sevindiğinizi ve Venedik hakkında kocaman bir rapor hazırlayıp Mehmet Harmancı’ya ileteceğinizi öğrendik. Eminiz kış mevsimi gelmeden Lefekoşa Türk Belediyesi başkanı Harmancı sizin bu değerlendirmelerinizi dikkate alıp, Lefkoşa için benzer uygulamaları devreye sokacak.


  FIKRA İçki Albay askerlerin içki içmelerine engel olmak için kantinin duvarına bir yazı asmıştır. Yazıda : -İçki öldürür, diye yazıyordur. Ertesi gün oradan geçen albay ne görsün?Biri yazının altına şunları ilave etmemiş mi : -Askerler ölmez!     Eski FotoESKI Eskiden insanların gözlerine baktığınızda öfkeyi, kırgınlığı değil, ekmek kavgasını ve yaşam mücadelesini görürdünüz. İnsanlar da ürkek ama daha mutluydu. Belki daha fakirdik ama siyasete, milli değerlere, insan olmaya daha fazla değer verirdik. Yıl 1938 / Baf – Derviş Beyitler’in arşivinden    

beceriksizlikBECERİKSİZLİK

Her yıl bir sonraki yıla ertelenen yangın helikopteri, en sonunda tek bir ağaç kalmayınca gündemden düşecek. Ülkemizde yaşanan Beşparmak yangını zamanında doğan çocuklar bugün 20 yaşına geldi. Onlar yeşilin rengini, kartalların bu dağların doruklarından uçuşlarını hiçbir zaman bilmeyecek. Yangın helikopterini almayı beceremeyen siyasetçiler günün beceriksizleri oldu.

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları