Özdal: Herkesin güvenli suya ve sıhhi/hijyenik koşullara erişimini sağlamak çok önemlidir
Dünya Su gününün, kullanılabilir su kaynaklarının önemine ve bu kaynakların sürdürülebilir yönetimine ilişkin konularına dikkat çekmek amacıyla her yıl 22 Mart tarihinde farklı temalarla kutlandığını söyleyen Özdal, bu yılın temasının ise ‘Kimseyi Geride Bırakmamak’ olarak bu günü organize eden Birleşmiş Miletler (UN) tarafından belirlendiğini ifade etti. Özdal, “BM Dünya Su Geliştirme 2019 Raporundaki ana mesajında da belirttiği gibi, sürdürülebilir kalkınmaya giden yolda, yoksulluğun ortadan kaldırılması, barışcıl ve refah içerisinde yaşayan toplumlar oluşturulması için ‘Hiç kimseyi Geride Bırakmamak’ ve herkesin güvenli suya ve sıhhi/hijyenik koşullara erişimini sağlamak çok önemlidir” dedi.
İlk olarak 1992 yılında Birleşmiş Milletler Çevre Kalkınma Konferansı’nda (UNCED) Dünya Su Günü ile ilgili önerinin ortaya atıldığını belirten Özdal, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından da 22 Mart 1993 tarihinde bu önerinin kararı resmi olarak imzalanmasından sonra her yıl kutlanmaya başlandığını ifade etti.
Özdal: İçilebilir suya ulaşmak tüm Dünya ülkelerinin ortak ve en büyük sorunlarından bir tanesidir
“Bilindiği üzere tüm canlıların yaşamı için su en önemli etkendir. Günümüzde temiz ve içilebilir suya ulaşmak tüm Dünya ülkelerinin ortak ve en büyük sorunlarından bir tanesidir” diyen Özdal, Dünya’nın yaklaşık %71’inin suyla kaplı olduğu halde bu miktarın %97.5’lik kısmının tuzlu sudan oluştuğu için insan tüketimine uygun olmadığını belirtti. Tuzlu sudan geriye kalan %2.5’in tatlı su kaynaklarından oluşmakta ve bu dilimin içerisindeki yaklaşık %1’lik bir kısmını da nehir ve göllerin oluşturduğunu dile getiren Özdal, bu miktarların göz önünde bulundurulduğunda kullanılabilecek yüzey ve yeraltı su miktarı toplam su miktarının %1’in bile altında olduğunun görülebileceğine dikkat çekti. “Yani yaklaşık 7.6 milyarlık Dünya nüfusu yeryüzündeki suyun sadece %1’ini bile kullanamıyor. Bu tabloya baktığımızda temiz suya erişimin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlayabiliriz” diyen Özdal, Dünya Sağlık Örgütü 2015 verilerine göre Dünya nüfusunun yaklaşık %71’lik bir kısmının ihtiyaç duydukları anda temiz ve güvenli suya ulaşabilirken geri kalan %29’luk kısmın ise temiz suya ulaşmakta sorun yaşadığını ifade etti.
Özdal: Herkesin evde uygulayacağı basit tasarruf önlemleriyle suyu doğru kullanarak gelecek nesillere daha fazla su bırakabiliriz
2025 yılı itibariyle, bu oranın %50’ye çıkacağı yani Dünya nüfusunun yarısının temiz ve güvenli suya ulaşamaz hale geleceğinin öngörüldüğünü belirten Özdal, “Bu yüzden Dünya nüfusu olarak bizlere düşen görev mevcut olan su koşullarını iyileştirmek ve suyu tasarruflu kullanmaktır” dedi. Bunun için de herkesin evde uygulayacağı basit tasarruf önlemleriyle suyu doğru kullanarak gelecek nesillere daha fazla su bırakmanın büyük önem taşıdığını vurgulayan Özdal, “Bu tasarruf uygulamalarına örnek verecek olursak; dişlerimizi fırçalarken harcanan su gereksiz su tüketimimizin en önemlilerindendir. Dişlerinizi fırçalarken suyun gereksiz akmasına izin vermeyin” dedi. Fırçayı ıslattıktan sonra musluğun kapatılması ve durulama vakti gelene kadar kapalı tutulması gerektiğini söyleyen Özdal, “Bunları traş olurken de uygulayın. Eski model duş başlıkları çok fazla su tüketir, bunlar yerine yeni model suyu daha az kullanan duş başlıklarını tercih edin ve duş alırken gereksiz yere duşta kalmayın yani duş süresini kısaltın” dedi. Bulaşıkları elde yıkamak yerine bulaşık makinasının tercih edilmesi ve makinayı tam dolmadan çalıştırılmaması gerektiğini söyleyen Özdal, “Evinizde herhangi bir su kaçağı olup olmadığını kontrol edin” dedi. Özdal, Çevre Koruma Ajansı (EPA) verilerine göre, bahçede su hortumuyla sulama yapmak yerine damlama gibi otomatik sulama sistemlerini kullanmanın %33 su tasarrufu yapılmasını sağladığını dile getirdi.
Özdal: Suyu kullanırken bir kere değil iki kere düşünün
“Yukarıda saydığımız, evde herkesin uygulayacağı basit tasarruf önlemleriyle su tüketimini azaltabilir ve gelecek nesillere daha fazla su bırakabiliriz” diyen Özdal, bu konuyla ilgili küçük yaşlardan başlayarak tüm eğitim kurumlarında öğrencilere ders müfredatları içerisinde veya seminerler eşliğinde ayrıca sivil halkın katılacağı eğitim seminerleri düzenlenerek bireylerin farkındalığını artırmanın oldukça önemli olduğunu vurguladı. Özdal, “Suyu kullanırken bir kere değil iki kere düşünün” diye uyarıda bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.