Syriza’nın gözünden; Değişim, Kıbrıs ve Yunanistan
- BÖLÜM: SYRİZA KIBRIS’A NASIL BAKIYOR? AKINCI’NIN GELİŞİ VE MÜZAKERELER.
Gülşen Erçin, Yunanistan’da Syriza Genel Merkezi’nde, Syriza Siyasi Sekreteryat Üyesi, Yiannis Burnous ile Kıbrıs’ı, Yunanistan’ı ve Syriza’yı görüştü. Kıbrıs Sorununu, Akıncı’nın başarısı ve yeniden başlayan müzakereler ile ilgili Syriza ne düşünüyor? Syriza'dan sonra Yunanistan'da neler değişti ve neler hedeflendi. Önceki gün ve dün 2 bölümü yayınlanan röportajın 3’üncu ve son bölümünde Yunanistan’dan Kıbrıs’a bakış…
Gülşen Erçin/Atina
Syriza Siyasi Sekreteryat Üyesi, Yiannis Burnous, Kıbrıs Müzakereleri’nin yeniden başlamasını heyecan ile karşıladıklarını kaydetti. Burnous Mustafa Akıncı’nın Kıbrıs Türk Toplumu lideri seçilmesini gayet yakından takip ettiklerini ve Kıbrıs’ta olası bir çözüm ve Syriza’nın Kıbrıs Politikası hakkında değerlendirmelerde bulundu.
“2004’TE FIRSAT KAÇIRILDI”
DETAY: 2004’te Kıbrıs’ın iki kesiminde de eş zamanlı olarak gerçekleşen Annan Planı Referandumu’nun üzerinden 11 yıl geçti. Referandum sonucunu ve sonraki süreci Kıbrıs halkaları üzerindeki hem sosyal hem de siyasal getirilerini ve götürülerini bugünün şartlarına bakınca nasıl değerlendiriyorsunuz?
YİANNİS: Bence bu konu birçok açıdan tartışılabilecek bir mesele. Fakat her halükarda Kıbrıs iyi bir çözüm fırsatını kaçırdı. Annan planının gözü kapalı savunucusu değilim elbette. Sürdürülebilir çözümü garanti edebilen içeriğe sahip bir plan değildi çünkü. İleride ciddi sıkıntılar oluşturabileceği noktaları vardı. Ama şu da bir gerçektir ki, Kıbrıs 2004’e kadar yeterince vakit kaybetmişti. Kıbrıs’ta 1974’ten beri çözümsüzlüğün sorumlusu Kıbrıs halkalarının iradesince değil, garantör ülkelerin ve diğer süper güçlerin politik, ekonomik ve jeopolitik çıkarları doğrultusunda adadaki dengeleri kontrol etme çabaları Kıbrıs sorununu zaman aşımına uğratan önemli bir faktördü.
SYRİZA’NIN KIBRIS POLİTİKASI
DETAY: Syriza’nın Kıbrıs politikası tam olarak nedir? Son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
YİANNİS: Biz parti olarak Kıbrıs sorununda çözüme yakın olduğumuzu düşünüyor ve bu konuya çok iyimser bakıyoruz. Kıbrıs çözüme en son Rum Lideri Dimitris Hristofyas döneminde bu kadar çok yaklaşmıştı ama olmadı. Kuşkusuz ki bizim için ideal olan Kıbrıs liderlerinin her ikisinin de Sol tabanlardan gelen bireyler olmalarıydı. Kıbrıs Türk toplumu lider seçimini Sayın Mustafa Akıncı’ndan taraf yaptı. Eğer Anastasiadis Rum lideri olmamış olsaydı bugün çok daha fazla belirttiğim gibi ideal bir çözüme rahatlıkla bakma şansımız olurdu. Ama Anastasiadis ile birlikte yine de Kıbrıs’ta bir çözüm yakalanabileceğini düşünüyorum.
MÜZAKERELERİN BAŞLAMASI BİZE UMUT OLDU
Bunlar benim kişisel fikirlerim. Müzakerelerin yeniden başlaması hepimize umut oldu. Bu yıl içerisinde olası bir çözümsüzlük, sanıyorum ki bizlere Kıbrıs sorunun perde arkasında çok daha karmaşık ve bilinmeyen ekonomik, politik çıkarların olduğunu gösterecek. Çözümü zorlaştıran en önemli konu garantör ülkelerce işgalci orduların Kıbrıs’ın Kuzey’indeki varlığı ve nüfus aktarım politikasıdır. Kıbrıs’ta çözüm her geçen gün daha da önem kazanıyor. Hem Kıbrıs’ın Güneyi’nin çok sert Ekonomik Kemer Sıkma politikalarına maruz kalması hem de Avrupa Birliği’nin, Orta Doğu’daki ekonomik krize müsait pazarları tehlikeye atma dâhil tahammülü olmaması ve artık istikrar arayışına girmesi bizlerin bu sefer Kıbrıs Müzakerelerine geçmişten daha fazla inanmamızı sağlıyor. Bizim görüşümüz Kıbrıs’ta sürdürülebilir bir çözüm ancak Birleşmiş Milletlerlerce iki toplumlu, federal bir yapıda ancak tek bir ortak egemenlik ve uluslararası kimlikle gerçekleşecek. Tamamiyle barışı sağlayabilen her iki toplumun da çıkarlarını koruyan bir çözüm. Bunu da ancak Kıbrıs Müzakerelerinde garantör ülkelerin değil, her iki toplum liderinin Doğrudan Diyaloglara dayalı bir süreç geçirebilmesiyle hayat bulacaktır...
KIBRIS’TA TÜRKİYE’NİN ROLÜ NE?
DETAY: Az önce biraz bahsettiniz ama biraz geniş yorumlarınızı almak istiyoruz. Kıbrıs’ta herhangi bir çözüm veya çözümsüzlükte Türkiye’nin rolü sizce ne ölçüde olur?
YİANNİS: Tahmin yürütmek için öncelikle Türkiye’yi bir bütün halinde politik, ekonomik, sosyal ve jeopolitik gelişimlerinin bulunduğu noktalardan değerlendirmemiz gerekir. Erdoğan’ın dış politikasını hepimiz biliyoruz. Avrupa Birliği ile üyelik için görüşmeler yapan Türkiye’yi görüşmeci pozisyonundan çıkarıp, Avrupa Birliği için hegonomik güç ve stratejik bölge haline getirdi. Ayni zamanda AKP Hükümeti dogma bir çizgi seyrediyor. Kıbrıs için değerlendirme yapabilmemiz Türkiye’nin özellikle ekonomik açıdan durumunu incelemek gerekir. Türkiye’ye yaptığım ziyaretlerde gördüğüm ve incelediğim kadarıyla sahte ve şişirilme bir ekonomik büyüme modeli gösterilmeye çalışılıyor tıpkı bir zamanlar Yunanistan’da gösterildiği gibi.
TÜRKİYE’DE KRİZ BİZDEN ÇOK AĞIR OLUR
Türkiye’yi kriz henüz vurmuş değil. Hem tarım sektörünün geniş olması hem de yabancı, kardeş ülke yatırımlarına cazip bir pazar olması Avrupa’yı vuran krizin Türkiye’de çok hissedilmemesini sağladı. Ancak Türkiye’deki herhangi bir ekonomik kriz, popülasyonu gereği Yunanistan krizden çok daha ağır sonuçlara yol açacaktır. Elbette Türkiye’nin Kıbrıs politikası önümüzdeki seçimlere de bağlıdır. Partilerin 10% barajını aşıp aşamayacağı, HDP’nin zafer elde edip edemeyeceğine. Çünkü Türkiye’nin en başta da dediğim gibi dış politikasını değerlendirmek için tek noktadan bakmamamız gerekir. Olası bir AKP zaferi Erdoğan’ın başkanlık sistemini getirmesinin önünü açıp, otoriteyi tek elde toplama şansı verecektir...
“AKINCI SÜREGELEN DOGMATİKLİĞİ KIRDI”
DETAY: Bildiğiniz gibi Nisan ayında Cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleşti. Akıncı büyük bir zaferle çıktı seçimlerden. Sizce Sn Akıncı’nın Alternatif Soldan değil, Sosyal Demokrasi tabanından gelmesi bir tehlike arz eder mi?
YİANNİS: Evet Akıncı Alternatif Sol’dan gelen bir başkan değil, Sosyal Demokrat ama seçilmesi çok önemli bir gelişme, büyük bir adım. Çünkü Cumhurbaşkanlığı makamında daha önceki yıllarda Eroğlu dönemi ile karşılaştırıldığında, Akıncı zaferi Kıbrıs Türk Toplumu için pozitif bir seçenek ve yeni bir bir kapı açtı. Yıllardan beri süregelen dogmatikliği kırdı...
KIBRIS’TA BULUNAN SOL AKINCI AVANTAJINI DEĞERLENDİRMELİ
DETAY: Sizce Kıbrıs Türk Solu Akıncı’nın seçilmesiyle ortaya çıkan bu şansı Koalisyon kurarak değerlendirecek midir?
YİANNİS: Syriza Alternatif Kıbrıs Türk solundan bazı partilerle, Avrupa Sol toplantılarına gözlemci olarak katılan YKP ve BKP ile etkileşim içinde. Akıncı zaferiyle Alternatif Kıbrıs Türk Solu’nun bu avantajı değerlendirmesi gerekmektedir. Çözümü zorlamak, sosyal politikaların hayata geçebilmesi ve Akıncı’nın sosyal gündeminin daha da radikalleşmesi için Alternatif Kıbrıs Türk Solu’nun ivme görevi üstlenmesi gerekir. Ve bu atmosfer Sol’a daha geniş politik alanlarda varlığını ortaya koyma fırsatı verecektir. Syriza deneyiminden de yola çıkarsak Sol’da birleşmeye gidilmesi hem alternatif Kıbrıs Türk Solu’nun kendi gelişimine hem de Sol yönetimin sağlanmasına katkıda bulunacaktır.
DETAY: Son olarak Kıbrıs Halkalarına buradan vermek istediğiniz bir mesaj var mıdır?
YİANNİS: Kıbrıs’ta alarmlar çözüm için çalıyor. Uzun süre bakış açısından, iletişimden yoksun çözümsüzlüğün ardından, Kıbrıs Halkalarının artık bunu değiştireceğine inanıyorum. Hem politik hem de tarihsel olarak Kıbrıslılar tarafından Avrupa Kapitalizminin bölücülüğü gözlemlenmiş, gözlenmekten öte bire bir yaşanmıştır. Tüm bu geçen yıllar zarfında, milliyetçiliğin gelişmesine rağmen her iki toplumda da önemli bir kesim geçmişte yaşanan acıları unutmayı, adanın birleşmesini, çözümü ve en önemlisi barışın gelmesini istemiştir ve bunun mümkünatına inanmıştır. Gelinen bu noktada, umutların çoğaldığı şu zamanlarda bu kesimin yine ayni heves ve inançla toplumun geriye kalanına ışık tutmasını diliyorum.
RÖPORTAJIN ARDINDAN İZLENİMLER
Yiannis Bournous ile 3 gün süren bir Syriza dosyası hazırladık. Bu röportajın çevirilerini yaparken bana okumam için birkaç makale gönderdi sevgili Yiannis. Yiannis’in ağzından çıkanlar daha önce okuduğumuz şeyler aslında... Ülkemizdeki birçok siyasetçinin kurduğu cümlelerden farksız. Ama Yiannis’in ağzından çıkan her bir kelimeyi özel yapan onlara inanması. Ben Atina’da Syriza Genel Merkezi’nden hipnotize olmuş gibi çıkmam da Yiannis’in içindeki sevgiyi hissedebilmemden kaynaklandı. Kendi ülkesinde misafirken ben, sosyal adaleti hissettirebildi bana ve varlığına inandırdı. Küçük bir odada büyük şeyler yapabilen inanalar olduğunu duyumsattı Syriza.
Aklımda tek bir soru şimdi... Kıbrıs Türk Halkı olarak toplumsal çıkarlarımız ne zaman küçük hesapları ezip geçecek?
Yunanistan gibi büyük bir ekonomik krizle yüz yüze kalınca mı?
Yoksa önümüzdeki yıllarda Kıbrıs sorunun olası bir çözümsüzlük ihtimalinde mi?
Gelin birleştirelim ellerimizi desem?
Syriza’nın gözünden; Değişim, Kıbrıs ve Yunanistan
- BÖLÜM: SYRİZA KIBRIS’A NASIL BAKIYOR? AKINCI’NIN GELİŞİ VE MÜZAKERELER.
Gülşen Erçin, Yunanistan’da Syriza Genel Merkezi’nde, Syriza Siyasi Sekreteryat Üyesi, Yiannis Burnous ile Kıbrıs’ı, Yunanistan’ı ve Syriza’yı görüştü. Kıbrıs Sorununu, Akıncı’nın başarısı ve yeniden başlayan müzakereler ile ilgili Syriza ne düşünüyor? Syriza'dan sonra Yunanistan'da neler değişti ve neler hedeflendi. Önceki gün ve dün 2 bölümü yayınlanan röportajın 3’üncu ve son bölümünde Yunanistan’dan Kıbrıs’a bakış…
Gülşen Erçin/Atina
Syriza Siyasi Sekreteryat Üyesi, Yiannis Burnous, Kıbrıs Müzakereleri’nin yeniden başlamasını heyecan ile karşıladıklarını kaydetti. Burnous Mustafa Akıncı’nın Kıbrıs Türk Toplumu lideri seçilmesini gayet yakından takip ettiklerini ve Kıbrıs’ta olası bir çözüm ve Syriza’nın Kıbrıs Politikası hakkında değerlendirmelerde bulundu.
“2004’TE FIRSAT KAÇIRILDI”
DETAY: 2004’te Kıbrıs’ın iki kesiminde de eş zamanlı olarak gerçekleşen Annan Planı Referandumu’nun üzerinden 11 yıl geçti. Referandum sonucunu ve sonraki süreci Kıbrıs halkaları üzerindeki hem sosyal hem de siyasal getirilerini ve götürülerini bugünün şartlarına bakınca nasıl değerlendiriyorsunuz?
YİANNİS: Bence bu konu birçok açıdan tartışılabilecek bir mesele. Fakat her halükarda Kıbrıs iyi bir çözüm fırsatını kaçırdı. Annan planının gözü kapalı savunucusu değilim elbette. Sürdürülebilir çözümü garanti edebilen içeriğe sahip bir plan değildi çünkü. İleride ciddi sıkıntılar oluşturabileceği noktaları vardı. Ama şu da bir gerçektir ki, Kıbrıs 2004’e kadar yeterince vakit kaybetmişti. Kıbrıs’ta 1974’ten beri çözümsüzlüğün sorumlusu Kıbrıs halkalarının iradesince değil, garantör ülkelerin ve diğer süper güçlerin politik, ekonomik ve jeopolitik çıkarları doğrultusunda adadaki dengeleri kontrol etme çabaları Kıbrıs sorununu zaman aşımına uğratan önemli bir faktördü.
SYRİZA’NIN KIBRIS POLİTİKASI
DETAY: Syriza’nın Kıbrıs politikası tam olarak nedir? Son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
YİANNİS: Biz parti olarak Kıbrıs sorununda çözüme yakın olduğumuzu düşünüyor ve bu konuya çok iyimser bakıyoruz. Kıbrıs çözüme en son Rum Lideri Dimitris Hristofyas döneminde bu kadar çok yaklaşmıştı ama olmadı. Kuşkusuz ki bizim için ideal olan Kıbrıs liderlerinin her ikisinin de Sol tabanlardan gelen bireyler olmalarıydı. Kıbrıs Türk toplumu lider seçimini Sayın Mustafa Akıncı’ndan taraf yaptı. Eğer Anastasiadis Rum lideri olmamış olsaydı bugün çok daha fazla belirttiğim gibi ideal bir çözüme rahatlıkla bakma şansımız olurdu. Ama Anastasiadis ile birlikte yine de Kıbrıs’ta bir çözüm yakalanabileceğini düşünüyorum.
MÜZAKERELERİN BAŞLAMASI BİZE UMUT OLDU
Bunlar benim kişisel fikirlerim. Müzakerelerin yeniden başlaması hepimize umut oldu. Bu yıl içerisinde olası bir çözümsüzlük, sanıyorum ki bizlere Kıbrıs sorunun perde arkasında çok daha karmaşık ve bilinmeyen ekonomik, politik çıkarların olduğunu gösterecek. Çözümü zorlaştıran en önemli konu garantör ülkelerce işgalci orduların Kıbrıs’ın Kuzey’indeki varlığı ve nüfus aktarım politikasıdır. Kıbrıs’ta çözüm her geçen gün daha da önem kazanıyor. Hem Kıbrıs’ın Güneyi’nin çok sert Ekonomik Kemer Sıkma politikalarına maruz kalması hem de Avrupa Birliği’nin, Orta Doğu’daki ekonomik krize müsait pazarları tehlikeye atma dâhil tahammülü olmaması ve artık istikrar arayışına girmesi bizlerin bu sefer Kıbrıs Müzakerelerine geçmişten daha fazla inanmamızı sağlıyor. Bizim görüşümüz Kıbrıs’ta sürdürülebilir bir çözüm ancak Birleşmiş Milletlerlerce iki toplumlu, federal bir yapıda ancak tek bir ortak egemenlik ve uluslararası kimlikle gerçekleşecek. Tamamiyle barışı sağlayabilen her iki toplumun da çıkarlarını koruyan bir çözüm. Bunu da ancak Kıbrıs Müzakerelerinde garantör ülkelerin değil, her iki toplum liderinin Doğrudan Diyaloglara dayalı bir süreç geçirebilmesiyle hayat bulacaktır...
KIBRIS’TA TÜRKİYE’NİN ROLÜ NE?
DETAY: Az önce biraz bahsettiniz ama biraz geniş yorumlarınızı almak istiyoruz. Kıbrıs’ta herhangi bir çözüm veya çözümsüzlükte Türkiye’nin rolü sizce ne ölçüde olur?
YİANNİS: Tahmin yürütmek için öncelikle Türkiye’yi bir bütün halinde politik, ekonomik, sosyal ve jeopolitik gelişimlerinin bulunduğu noktalardan değerlendirmemiz gerekir. Erdoğan’ın dış politikasını hepimiz biliyoruz. Avrupa Birliği ile üyelik için görüşmeler yapan Türkiye’yi görüşmeci pozisyonundan çıkarıp, Avrupa Birliği için hegonomik güç ve stratejik bölge haline getirdi. Ayni zamanda AKP Hükümeti dogma bir çizgi seyrediyor. Kıbrıs için değerlendirme yapabilmemiz Türkiye’nin özellikle ekonomik açıdan durumunu incelemek gerekir. Türkiye’ye yaptığım ziyaretlerde gördüğüm ve incelediğim kadarıyla sahte ve şişirilme bir ekonomik büyüme modeli gösterilmeye çalışılıyor tıpkı bir zamanlar Yunanistan’da gösterildiği gibi.
TÜRKİYE’DE KRİZ BİZDEN ÇOK AĞIR OLUR
Türkiye’yi kriz henüz vurmuş değil. Hem tarım sektörünün geniş olması hem de yabancı, kardeş ülke yatırımlarına cazip bir pazar olması Avrupa’yı vuran krizin Türkiye’de çok hissedilmemesini sağladı. Ancak Türkiye’deki herhangi bir ekonomik kriz, popülasyonu gereği Yunanistan krizden çok daha ağır sonuçlara yol açacaktır. Elbette Türkiye’nin Kıbrıs politikası önümüzdeki seçimlere de bağlıdır. Partilerin 10% barajını aşıp aşamayacağı, HDP’nin zafer elde edip edemeyeceğine. Çünkü Türkiye’nin en başta da dediğim gibi dış politikasını değerlendirmek için tek noktadan bakmamamız gerekir. Olası bir AKP zaferi Erdoğan’ın başkanlık sistemini getirmesinin önünü açıp, otoriteyi tek elde toplama şansı verecektir...
“AKINCI SÜREGELEN DOGMATİKLİĞİ KIRDI”
DETAY: Bildiğiniz gibi Nisan ayında Cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleşti. Akıncı büyük bir zaferle çıktı seçimlerden. Sizce Sn Akıncı’nın Alternatif Soldan değil, Sosyal Demokrasi tabanından gelmesi bir tehlike arz eder mi?
YİANNİS: Evet Akıncı Alternatif Sol’dan gelen bir başkan değil, Sosyal Demokrat ama seçilmesi çok önemli bir gelişme, büyük bir adım. Çünkü Cumhurbaşkanlığı makamında daha önceki yıllarda Eroğlu dönemi ile karşılaştırıldığında, Akıncı zaferi Kıbrıs Türk Toplumu için pozitif bir seçenek ve yeni bir bir kapı açtı. Yıllardan beri süregelen dogmatikliği kırdı...
KIBRIS’TA BULUNAN SOL AKINCI AVANTAJINI DEĞERLENDİRMELİ
DETAY: Sizce Kıbrıs Türk Solu Akıncı’nın seçilmesiyle ortaya çıkan bu şansı Koalisyon kurarak değerlendirecek midir?
YİANNİS: Syriza Alternatif Kıbrıs Türk solundan bazı partilerle, Avrupa Sol toplantılarına gözlemci olarak katılan YKP ve BKP ile etkileşim içinde. Akıncı zaferiyle Alternatif Kıbrıs Türk Solu’nun bu avantajı değerlendirmesi gerekmektedir. Çözümü zorlamak, sosyal politikaların hayata geçebilmesi ve Akıncı’nın sosyal gündeminin daha da radikalleşmesi için Alternatif Kıbrıs Türk Solu’nun ivme görevi üstlenmesi gerekir. Ve bu atmosfer Sol’a daha geniş politik alanlarda varlığını ortaya koyma fırsatı verecektir. Syriza deneyiminden de yola çıkarsak Sol’da birleşmeye gidilmesi hem alternatif Kıbrıs Türk Solu’nun kendi gelişimine hem de Sol yönetimin sağlanmasına katkıda bulunacaktır.
DETAY: Son olarak Kıbrıs Halkalarına buradan vermek istediğiniz bir mesaj var mıdır?
YİANNİS: Kıbrıs’ta alarmlar çözüm için çalıyor. Uzun süre bakış açısından, iletişimden yoksun çözümsüzlüğün ardından, Kıbrıs Halkalarının artık bunu değiştireceğine inanıyorum. Hem politik hem de tarihsel olarak Kıbrıslılar tarafından Avrupa Kapitalizminin bölücülüğü gözlemlenmiş, gözlenmekten öte bire bir yaşanmıştır. Tüm bu geçen yıllar zarfında, milliyetçiliğin gelişmesine rağmen her iki toplumda da önemli bir kesim geçmişte yaşanan acıları unutmayı, adanın birleşmesini, çözümü ve en önemlisi barışın gelmesini istemiştir ve bunun mümkünatına inanmıştır. Gelinen bu noktada, umutların çoğaldığı şu zamanlarda bu kesimin yine ayni heves ve inançla toplumun geriye kalanına ışık tutmasını diliyorum.
RÖPORTAJIN ARDINDAN İZLENİMLER
Yiannis Bournous ile 3 gün süren bir Syriza dosyası hazırladık. Bu röportajın çevirilerini yaparken bana okumam için birkaç makale gönderdi sevgili Yiannis. Yiannis’in ağzından çıkanlar daha önce okuduğumuz şeyler aslında... Ülkemizdeki birçok siyasetçinin kurduğu cümlelerden farksız. Ama Yiannis’in ağzından çıkan her bir kelimeyi özel yapan onlara inanması. Ben Atina’da Syriza Genel Merkezi’nden hipnotize olmuş gibi çıkmam da Yiannis’in içindeki sevgiyi hissedebilmemden kaynaklandı. Kendi ülkesinde misafirken ben, sosyal adaleti hissettirebildi bana ve varlığına inandırdı. Küçük bir odada büyük şeyler yapabilen inanalar olduğunu duyumsattı Syriza.
Aklımda tek bir soru şimdi... Kıbrıs Türk Halkı olarak toplumsal çıkarlarımız ne zaman küçük hesapları ezip geçecek?
Yunanistan gibi büyük bir ekonomik krizle yüz yüze kalınca mı?
Yoksa önümüzdeki yıllarda Kıbrıs sorunun olası bir çözümsüzlük ihtimalinde mi?
Gelin birleştirelim ellerimizi desem?
Syriza’nın gözünden; Değişim, Kıbrıs ve Yunanistan
- BÖLÜM: SYRİZA KIBRIS’A NASIL BAKIYOR? AKINCI’NIN GELİŞİ VE MÜZAKERELER.
Gülşen Erçin, Yunanistan’da Syriza Genel Merkezi’nde, Syriza Siyasi Sekreteryat Üyesi, Yiannis Burnous ile Kıbrıs’ı, Yunanistan’ı ve Syriza’yı görüştü. Kıbrıs Sorununu, Akıncı’nın başarısı ve yeniden başlayan müzakereler ile ilgili Syriza ne düşünüyor? Syriza'dan sonra Yunanistan'da neler değişti ve neler hedeflendi. Önceki gün ve dün 2 bölümü yayınlanan röportajın 3’üncu ve son bölümünde Yunanistan’dan Kıbrıs’a bakış…
Gülşen Erçin/Atina
Syriza Siyasi Sekreteryat Üyesi, Yiannis Burnous, Kıbrıs Müzakereleri’nin yeniden başlamasını heyecan ile karşıladıklarını kaydetti. Burnous Mustafa Akıncı’nın Kıbrıs Türk Toplumu lideri seçilmesini gayet yakından takip ettiklerini ve Kıbrıs’ta olası bir çözüm ve Syriza’nın Kıbrıs Politikası hakkında değerlendirmelerde bulundu.
“2004’TE FIRSAT KAÇIRILDI”
DETAY: 2004’te Kıbrıs’ın iki kesiminde de eş zamanlı olarak gerçekleşen Annan Planı Referandumu’nun üzerinden 11 yıl geçti. Referandum sonucunu ve sonraki süreci Kıbrıs halkaları üzerindeki hem sosyal hem de siyasal getirilerini ve götürülerini bugünün şartlarına bakınca nasıl değerlendiriyorsunuz?
YİANNİS: Bence bu konu birçok açıdan tartışılabilecek bir mesele. Fakat her halükarda Kıbrıs iyi bir çözüm fırsatını kaçırdı. Annan planının gözü kapalı savunucusu değilim elbette. Sürdürülebilir çözümü garanti edebilen içeriğe sahip bir plan değildi çünkü. İleride ciddi sıkıntılar oluşturabileceği noktaları vardı. Ama şu da bir gerçektir ki, Kıbrıs 2004’e kadar yeterince vakit kaybetmişti. Kıbrıs’ta 1974’ten beri çözümsüzlüğün sorumlusu Kıbrıs halkalarının iradesince değil, garantör ülkelerin ve diğer süper güçlerin politik, ekonomik ve jeopolitik çıkarları doğrultusunda adadaki dengeleri kontrol etme çabaları Kıbrıs sorununu zaman aşımına uğratan önemli bir faktördü.
SYRİZA’NIN KIBRIS POLİTİKASI
DETAY: Syriza’nın Kıbrıs politikası tam olarak nedir? Son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
YİANNİS: Biz parti olarak Kıbrıs sorununda çözüme yakın olduğumuzu düşünüyor ve bu konuya çok iyimser bakıyoruz. Kıbrıs çözüme en son Rum Lideri Dimitris Hristofyas döneminde bu kadar çok yaklaşmıştı ama olmadı. Kuşkusuz ki bizim için ideal olan Kıbrıs liderlerinin her ikisinin de Sol tabanlardan gelen bireyler olmalarıydı. Kıbrıs Türk toplumu lider seçimini Sayın Mustafa Akıncı’ndan taraf yaptı. Eğer Anastasiadis Rum lideri olmamış olsaydı bugün çok daha fazla belirttiğim gibi ideal bir çözüme rahatlıkla bakma şansımız olurdu. Ama Anastasiadis ile birlikte yine de Kıbrıs’ta bir çözüm yakalanabileceğini düşünüyorum.
MÜZAKERELERİN BAŞLAMASI BİZE UMUT OLDU
Bunlar benim kişisel fikirlerim. Müzakerelerin yeniden başlaması hepimize umut oldu. Bu yıl içerisinde olası bir çözümsüzlük, sanıyorum ki bizlere Kıbrıs sorunun perde arkasında çok daha karmaşık ve bilinmeyen ekonomik, politik çıkarların olduğunu gösterecek. Çözümü zorlaştıran en önemli konu garantör ülkelerce işgalci orduların Kıbrıs’ın Kuzey’indeki varlığı ve nüfus aktarım politikasıdır. Kıbrıs’ta çözüm her geçen gün daha da önem kazanıyor. Hem Kıbrıs’ın Güneyi’nin çok sert Ekonomik Kemer Sıkma politikalarına maruz kalması hem de Avrupa Birliği’nin, Orta Doğu’daki ekonomik krize müsait pazarları tehlikeye atma dâhil tahammülü olmaması ve artık istikrar arayışına girmesi bizlerin bu sefer Kıbrıs Müzakerelerine geçmişten daha fazla inanmamızı sağlıyor. Bizim görüşümüz Kıbrıs’ta sürdürülebilir bir çözüm ancak Birleşmiş Milletlerlerce iki toplumlu, federal bir yapıda ancak tek bir ortak egemenlik ve uluslararası kimlikle gerçekleşecek. Tamamiyle barışı sağlayabilen her iki toplumun da çıkarlarını koruyan bir çözüm. Bunu da ancak Kıbrıs Müzakerelerinde garantör ülkelerin değil, her iki toplum liderinin Doğrudan Diyaloglara dayalı bir süreç geçirebilmesiyle hayat bulacaktır...
KIBRIS’TA TÜRKİYE’NİN ROLÜ NE?
DETAY: Az önce biraz bahsettiniz ama biraz geniş yorumlarınızı almak istiyoruz. Kıbrıs’ta herhangi bir çözüm veya çözümsüzlükte Türkiye’nin rolü sizce ne ölçüde olur?
YİANNİS: Tahmin yürütmek için öncelikle Türkiye’yi bir bütün halinde politik, ekonomik, sosyal ve jeopolitik gelişimlerinin bulunduğu noktalardan değerlendirmemiz gerekir. Erdoğan’ın dış politikasını hepimiz biliyoruz. Avrupa Birliği ile üyelik için görüşmeler yapan Türkiye’yi görüşmeci pozisyonundan çıkarıp, Avrupa Birliği için hegonomik güç ve stratejik bölge haline getirdi. Ayni zamanda AKP Hükümeti dogma bir çizgi seyrediyor. Kıbrıs için değerlendirme yapabilmemiz Türkiye’nin özellikle ekonomik açıdan durumunu incelemek gerekir. Türkiye’ye yaptığım ziyaretlerde gördüğüm ve incelediğim kadarıyla sahte ve şişirilme bir ekonomik büyüme modeli gösterilmeye çalışılıyor tıpkı bir zamanlar Yunanistan’da gösterildiği gibi.
TÜRKİYE’DE KRİZ BİZDEN ÇOK AĞIR OLUR
Türkiye’yi kriz henüz vurmuş değil. Hem tarım sektörünün geniş olması hem de yabancı, kardeş ülke yatırımlarına cazip bir pazar olması Avrupa’yı vuran krizin Türkiye’de çok hissedilmemesini sağladı. Ancak Türkiye’deki herhangi bir ekonomik kriz, popülasyonu gereği Yunanistan krizden çok daha ağır sonuçlara yol açacaktır. Elbette Türkiye’nin Kıbrıs politikası önümüzdeki seçimlere de bağlıdır. Partilerin 10% barajını aşıp aşamayacağı, HDP’nin zafer elde edip edemeyeceğine. Çünkü Türkiye’nin en başta da dediğim gibi dış politikasını değerlendirmek için tek noktadan bakmamamız gerekir. Olası bir AKP zaferi Erdoğan’ın başkanlık sistemini getirmesinin önünü açıp, otoriteyi tek elde toplama şansı verecektir...
“AKINCI SÜREGELEN DOGMATİKLİĞİ KIRDI”
DETAY: Bildiğiniz gibi Nisan ayında Cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleşti. Akıncı büyük bir zaferle çıktı seçimlerden. Sizce Sn Akıncı’nın Alternatif Soldan değil, Sosyal Demokrasi tabanından gelmesi bir tehlike arz eder mi?
YİANNİS: Evet Akıncı Alternatif Sol’dan gelen bir başkan değil, Sosyal Demokrat ama seçilmesi çok önemli bir gelişme, büyük bir adım. Çünkü Cumhurbaşkanlığı makamında daha önceki yıllarda Eroğlu dönemi ile karşılaştırıldığında, Akıncı zaferi Kıbrıs Türk Toplumu için pozitif bir seçenek ve yeni bir bir kapı açtı. Yıllardan beri süregelen dogmatikliği kırdı...
KIBRIS’TA BULUNAN SOL AKINCI AVANTAJINI DEĞERLENDİRMELİ
DETAY: Sizce Kıbrıs Türk Solu Akıncı’nın seçilmesiyle ortaya çıkan bu şansı Koalisyon kurarak değerlendirecek midir?
YİANNİS: Syriza Alternatif Kıbrıs Türk solundan bazı partilerle, Avrupa Sol toplantılarına gözlemci olarak katılan YKP ve BKP ile etkileşim içinde. Akıncı zaferiyle Alternatif Kıbrıs Türk Solu’nun bu avantajı değerlendirmesi gerekmektedir. Çözümü zorlamak, sosyal politikaların hayata geçebilmesi ve Akıncı’nın sosyal gündeminin daha da radikalleşmesi için Alternatif Kıbrıs Türk Solu’nun ivme görevi üstlenmesi gerekir. Ve bu atmosfer Sol’a daha geniş politik alanlarda varlığını ortaya koyma fırsatı verecektir. Syriza deneyiminden de yola çıkarsak Sol’da birleşmeye gidilmesi hem alternatif Kıbrıs Türk Solu’nun kendi gelişimine hem de Sol yönetimin sağlanmasına katkıda bulunacaktır.
DETAY: Son olarak Kıbrıs Halkalarına buradan vermek istediğiniz bir mesaj var mıdır?
YİANNİS: Kıbrıs’ta alarmlar çözüm için çalıyor. Uzun süre bakış açısından, iletişimden yoksun çözümsüzlüğün ardından, Kıbrıs Halkalarının artık bunu değiştireceğine inanıyorum. Hem politik hem de tarihsel olarak Kıbrıslılar tarafından Avrupa Kapitalizminin bölücülüğü gözlemlenmiş, gözlenmekten öte bire bir yaşanmıştır. Tüm bu geçen yıllar zarfında, milliyetçiliğin gelişmesine rağmen her iki toplumda da önemli bir kesim geçmişte yaşanan acıları unutmayı, adanın birleşmesini, çözümü ve en önemlisi barışın gelmesini istemiştir ve bunun mümkünatına inanmıştır. Gelinen bu noktada, umutların çoğaldığı şu zamanlarda bu kesimin yine ayni heves ve inançla toplumun geriye kalanına ışık tutmasını diliyorum.
RÖPORTAJIN ARDINDAN İZLENİMLER
Yiannis Bournous ile 3 gün süren bir Syriza dosyası hazırladık. Bu röportajın çevirilerini yaparken bana okumam için birkaç makale gönderdi sevgili Yiannis. Yiannis’in ağzından çıkanlar daha önce okuduğumuz şeyler aslında... Ülkemizdeki birçok siyasetçinin kurduğu cümlelerden farksız. Ama Yiannis’in ağzından çıkan her bir kelimeyi özel yapan onlara inanması. Ben Atina’da Syriza Genel Merkezi’nden hipnotize olmuş gibi çıkmam da Yiannis’in içindeki sevgiyi hissedebilmemden kaynaklandı. Kendi ülkesinde misafirken ben, sosyal adaleti hissettirebildi bana ve varlığına inandırdı. Küçük bir odada büyük şeyler yapabilen inanalar olduğunu duyumsattı Syriza.
Aklımda tek bir soru şimdi... Kıbrıs Türk Halkı olarak toplumsal çıkarlarımız ne zaman küçük hesapları ezip geçecek?
Yunanistan gibi büyük bir ekonomik krizle yüz yüze kalınca mı?
Yoksa önümüzdeki yıllarda Kıbrıs sorunun olası bir çözümsüzlük ihtimalinde mi?
Gelin birleştirelim ellerimizi desem?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.