KTTB, tütün kullanımının dünya çapındaki kanser ölümlerinin yüzde 22’sine, akciğer kanserinden kaynaklı ölümlerin ise yüzde 71’ine neden olduğunu kaydetti ve etkin bir tütün kontrolü sağlandığında, akciğer kanserleri dahil olmak üzere her yıl tütün kullanımına bağlı olarak gelişen yaklaşık 110 bin ölümün önlenebilmesinin söz konusu olduğuna dikkat çekti.
Kıbrıs Türk Tabipler Birliği (KTTB), "Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı'" ve "17 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Günü" nedeniyle basın açıklaması yaptı
Sigaranın bırakılmasıyla kanser gelişme riskinin hızla azalmaya başladığını ve sigarayı bıraktıktan 10 yıl sonra, akciğer kanseri riskinin yüzde 50 oranında azaldığının görüldüğünü ifade eden KTTB, “Bu riskin sigara içmemiş bir kişinin grafik özelliğine hiçbir zaman gerilemeyeceği de akılda tutulmalıdır” vurgusu yaptı.
Bireyler ve toplumların akciğer kanserinin tütün ve tütün ürünlerinin kullanılmaması veya kullanımının sonlandırılması, daha sağlıklı bir beslenme biçiminin seçilmesi, fiziksel aktivitenin arttırılması ile önlenebileceği konusunda bilgilendirilmesi gerektiğini kaydeden KTTB, akciğer kanserinde de tüm kanserlerde olduğu gibi erken tanı konulmasının çok önemli olduğunu, bunun için tanı ve tedavi hizmetlerine ulaşmanın kolaylaştırılması ve risk gruplarında tarama ve yakın takip uygulanması sağlanması gerektiğini ifade etti.
KTTB tüm dünyada “Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı” olarak kabul edilen Kasım ayı ve 17 Kasım “Akciğer Kanseri Farkındalık Günü” nedeniyle basın açıklaması yaptı.
Kanserlerin önemli bir kısmının önlenebilir özellikte olduğu, bu nedenle kanser ile ilgili farkındalık ve bilinç düzeyinin artışını sağlamak kansere karşı mücadelede önemli bir adım olan doğru bilinen yanlışlardan kurtulmak ve doğruların herkese ulaşmasını hedeflemek gerektiği ifade edilen açıklamada, şu bilgiler aktırıldı:
“Tüm kanserler içinde en sık görülen kanserlerden biri akciğer kanseridir. Dünya genelinde hem erkeklerde hem de kadınlarda kansere bağlı ölümlerin en sık nedeni akciğer kanseri olup, yılda 1.69 milyon kayıp ile tüm dünyada ilk sırada yer almaktadır. Tüm kanser ölümlerinin kabaca 1/5’inden (yüzde 19.4) sorumludur. Bu sayı her yıl meme, kolon ve prostat kanserinden dolayı kaybedilen hasta sayısı toplamından daha yüksektir”.
Vücuttaki herhangi bir kanserin, hücrenin genetik materyalini taşıyan DNA’sının yapısındaki bir hata veya değişime uğrama nedeniyle başladı belirtilen açıklamada “DNA’daki değişimler normal yaşlanma süreciyle veya çevresel faktörler nedeniyle (sigara içimi, asbest lifleri solunması, radon gazına maruz kalınması vb) oluşur. Akciğer kanseri; akciğer dokularında bulunan anormal hücrelerin kontrolsüz çoğaldığı bir hastalıktır. Kontrolsüz çoğalan bu hücreler çevre dokulara ve akciğer dışındaki organlara yayılabilir (metastaz)” denildi.
Akciğer kanseri için en önemli risk faktörü olan tütün ve tütün ürünlerinin kullanımının hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler için önemli bir hastalık ve ölüm nedeni olduğu ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Tütün sarma makinasının keşfinden sonra tütün ürünlerinin tüketimi giderek artış göstermiş ve sigara içme alışkanlığının yaygınlaşmasına paralel olarak akciğer kanseri de giderek daha sık görülmeye başlamıştır. Tütün kullanımı dünya çapındaki kanser ölümlerinin yüzde 22’sine, akciğer kanserinden kaynaklı ölümlerin ise yüzde 71’ine neden olmaktadır. Etkin bir tütün kontrolü sağlandığında, akciğer kanserleri dahil olmak üzere her yıl tütün kullanımına bağlı olarak gelişen yaklaşık 110 bin ölümün önlenebilmesi söz konusudur. Sigaranın bırakılmasıyla kanser gelişme riski hızla azalmaya başlamaktadır. Sigarayı bıraktıktan 10 yıl sonra, akciğer kanseri riskinin yüzde 50 oranında azaldığı görülmektedir. Bu riskin sigara içmemiş bir kişinin grafik özelliğine hiçbir zaman gerilemeyeceği de akılda tutulmalıdır”.
Akciğer kanserlerinin tümörün mikroskobik görüntüsüne dayanarak: küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK) ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) olmak üzere iki gruba ayrıldığı belirtilen açıklamada bu iki tip kanserin büyüme hızları, yayılımları ve tedavilerinin farklı olduğu belirtildi.
Açıklamada akciğer kanseriyle ilgili şu bilgiler de yer aldı:
“Küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK), akciğer kanserlerinin yüzde 10-15’ini oluşturur. En hızlı büyüyen ve en hızlı yayılım gösteren (metastaz) tipidir. Sigara ile çok yakından ilişkilidir, bu tümörlerin sadece yüzde 1’i sigara içmemiş kişilerde ortaya çıkar. Çok hızlı metastaz yaptığından genellikle tanı konulduğu sırada vücutta yayılmış olduğu görülür. Bununla beraber kemoterapiye yanıtı iyidir. Küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) en sık görülen akciğer kanseridir, tüm hastaların yüzde 85-90’ını oluşturur. KHDAK’nin 3 ana tipi vardır: Adenokanser, skuamöz hücreli kanser ve büyük hücreli kanser."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.