• BIST 9916.22
  • Altın 2962.961
  • Dolar 35.2472
  • Euro 36.7735
  • Lefkoşa 12 °C
  • Mağusa 10 °C
  • Girne 12 °C
  • Güzelyurt 10 °C
  • İskele 10 °C
  • İstanbul 11 °C
  • Ankara 7 °C

Takıntı bir hastalık mıdır?

Psk. Asra BABAYİĞİT

Her insanın yaşamında zaman zaman endişe ve takıntılar görülebilmektedir. Örneğin bir işi düzgün yapabilmek için az da olsa bir kaygı duymak gayet normal bir davranıştır. Bu endişeler çoğunlukla baş edilebilir ya da sonlanabilir bir düzeyde olurlar. Bunun yanında, bazı takıntı ve endişeler rahatsız edici, tekrarlayıcı ve dürtüsel olabilmektedir. Endişeler hayattan zevk alımını engelleyerek kişiyi oyuncağı haline getiriyorsa bir problem var demektir. Bu durumda, halk arasında takıntı hastalığı olarak bilinen obsessif-kompulsif bozukluk’tan bahsetmek mümkündür. Obsesyon, kişinin zihninde atamadığı, saçma olduğunu bildiği halde istem dışı gelen düşünce ve dürtülerdir. Genellikle obsesyondan kaynaklanan huzursuzluğu azaltmak amacıyla kompulsiyon olarak adlandırılan tekrarlayıcı davranışlar yapılmaktadır. Obsesif- Kompulsif bozukluk her 100 kişiden 2-3’ünde görülmektedir. Ortalama başlangıç yaşı 20 civarındadır. Kadınlarda daha sık erkeklerde ise daha erken yaşlarda başladığı gözlemlenmiştir. Kirlenme, temizlik ve bir hastalık bulaşacağı ile ilgili olan endişeler en sık görülen takıntılardır. Bu takıntılarda kişi çevredeki diğer kişilere kıyasla daha çok mikrop, pislik ya da kirle karşı karşıya olduğuna inanarak abartılı ve gereksiz önlemler alır. Bu önlemlere, el sıkışmaktan ve para ile temastan kaçınma, umumi tuvaletleri ve toplu taşıma araçlarını kullanmama gibi örnekler verilebilir. Bu takıntı bozukluğunda defalarca ellerinde yara açacak sıklıkla el yıkama ve saatlerce banyoda kalma gibi davranışlar da gözlenebilmektedir. En sık görülen bir başka takıntı ise kuşkularla ilişkilidir. Kişi sürekli olarak bir şeyi yapıp yapmadığı ile igili kuşku duyar. Bu kuşkuların sonucu ise aşırı kontrolcü davranışlardır. Örneğin ‘ Acaba ocağı ya da kapıyı kapattım mı? Arabayı kilitledim mi?’ gibi endişeler sonucu kişi sürekli olarak saçma olduğunu bildiği halde kontrol etmeye başlar. Bunların dışında cinsellik, din, hastalık ve simetri gibi konularla ilgili takıntılar da görülmektedir. Takıntı bozukluğu olan bir kişinin her işi yaparken aklına o düşünce gelir ve insanı rahat bırakmaz. Bu durum da kişilerarası iletişim, konsantrasyon ve farklı aktivilerde olumsuz sonuçlar doğurur. Hiçbir şeyden zevk alamayan kişinin depresyona yatkınlığında da artışlar gözlenebilir. Bu takıntılar sadece takıntının sahibi için değil yakın çevresi için de oldukça rahatsız edicidir. Mesela sürekli ocağı ve penceleri kontrol eden ya da sürekli temizlik yapan bir eş bir süre sonra karşı taraf için ciddi sorunlar teşkil edebilmektedir. Eğer sizde Obsesif Kompulsif Bozukluğunuzun olduğunu düşüyorsanız, bunun toplumumuzda yaygın olarak görülen bir sorun olduğunu unutmayın. Bu takıntıların hayatınızda sürekli olarak bir sorun teşkil etmemesi için bunların üstesinden gelebileceğinize inanmalısınız. Takıntıyı meydana getiren endişeyi azaltmak adına, o anlarda zevk alınan başka bir işle uğraşmalı ve bu takıntıları düşünmemeye çalışmalısınız. Yaşamınızı etkileyen boyutta bir takıntınız olduğuna inanıyorsanız bir uzmana başvurmanızı öneririm. Takıntılar hayatımızda ciddi sorunlar teşkil eder. Bunlardan kurtulup yeni bir yaşama merhaba demeye ne dersiniz?

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları