Tam tersi olsaydı ne olurdu?

Bütün dünyada olduğu gibi geçtiğimiz Cuma akşamı Türkiye’de yaşanan darbe girişimini ve sonrasını Kıbrıs’ta ilgiyle izledik.

Herkes şaşkındı.

Ne olup bittiği konusunda kafa karışıklıkları vardı.

Kısacası durum net değildi.

İşte o sıralar Kuzey Kıbrıs’taki otoritenin ne yapacağını merak ettim.

Merak etmemim sebebi de, alacakları gardı görmekti elbette.

Sonra ilk açıklamalar ajanslara düşmeye başladı.

Bu mesajlarda da bir netlik yoktu.

Yuvarlak ifadeler kullanarak durumu idare etmeye çalışıyorlardı  açıklama yapanlar.

Bir grup otorite mensubu ise sinip kalmayı yeğlemişti.

O gece öyle atlatıldı.

Ertesi gün Türkiye’de durum biraz daha netleşti.

Darbe başarılı olamamıştı.

Türkiye’nin seçilmiş hükümeti görev başındaydı.

Bu artık net olarak görülüyordu.

Baktım ki Kuzey Kıbrıs’tan arka arkaya gelmeye başladı mesajlar.

Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan, Başbakan Yardımcısı, Bakanlar, Milletvekilleri vs.

Sonra düşündüm.

Eğer tam tersi olsaydı ve bu darbe girişimi başarıya ulaşsaydı ne olurdu diye!

Bu mesajları aynı içerikte yayınlarlar mıydı?

Sonra güldüm.

Çünkü cevabı biliyordum.

Kesinlikle hayır.

Eğer Türkiye’de yaşanan darbe girişimi başarılı olsaydı ve darbeciler emellerine ulaşsaydı, Kuzey Kıbrıs’ta mevcut otoritenin büyük bir kısmı tam tersi mesajlar yayınlayacaklardı.

Çünkü işleri bu.

Güçlünün yanında her zaman saf tutmak.

İşte bu nedenle Allah muhafaza bu darbe başarıya ulaşsaydı bugün darbecilere nasıl yaranabileceklerinin hesabını yapacaklardı.

Maalesef Kıbrıs Kuzey’inde otorite diye tanımlanan erkte böyle de bir durum var.

Kaldı ki olayın patlak vermesinden itibaren bunu anlamaya çalıştılar.

Dertleri demokrasi falan değildi büyük bir çoğunluğun.

Kimin bu işten güçlü çıkacağını beklediler.

Demeç verenler yuvarlak ifadeler kullandılar yaşanan hadislere dair.

Sinenler oldu, seslerini çıkartmadılar.

Yoksa demokrasi katledilecek miş falan hiç umurlarında değildi.

Zira bunlar her şartta birilerine yaranmayı iyi bilenlerdendirler.

Nasıl olsa bu trende de  bir vagon bulup öyle ya da böyle bineceklerini hesapladılar.

Durum netleşince de, demeçlerini  ona göre verdiler.

Yuvarlak ifadeler bu kez yerini kesin ifadelere bıraktı.

Sinenler de sindikleri yerlerden çıkarak açıklamalar yapıp Türkiye’nin miili duygularını okşayarak seçilmiş hükümetine destek verdiler.

Oturdukları yerlerden  demokrasi nöbeti tutmaya başladılar.

Bir darbe girişiminin seyri işte böyle devam etti Kuzey Kıbrıs’ta.

Bir tarafta böylesi bir girişime üzülen, hayıflanan Türkiye ve Türkiye’deki yakınları  için endişe duyan insanlar.

Bir tarafta  da bu olaydan nemalanmanın yollarını arayan ve sayıları küçümsenmeyecek kadar az olmayan insanlar.