Bu birleştirme değil, hakların budanmasıdır!
KKTC, 46 yıldır Mart ayında böyle soğuk görmediği gibi bugüne kadar peşi sıra gelen grev ve eylemlerle de çok az karşı karşıya geldi. Yandaş ve bir partinin önde gelen birisinin yakını olduğu için, okul beğenmeyen ve ya beni filanca okula verirsiniz, yada çalışmam diyen Bevap (Hademe) nedeniyle Öğretmen grev gitti.
Korsan Taksicilerin, tekerlerine androş (takoz) koyamayan hükümetin dikkatini çekmek için taksiciler eylemde. Hayvan üretici hükümete verdiği ültimatom sonrasında istim üstünde. Sendikal platform gerek zamlar gerekse yanlış icraatlar nedeniyle hazırolda grev ve eylem yapma hazırlığında. Belediyeler sokağa indi. Hükümete muhtıra vererek Pazartesi ortalık darmadağın olabilir mesajı verdi. Kısacası, Nasreddin Hoca’nın iki şarabı denedikten sonra bundan daha kötü şarap olmaz dediği gibi, gelinen noktada bundan daha kötü bir durum herhalde olmazdı.
SANKİ BİRÇOK MUKTESEBAT HAKKIN KÖKÜNE KESAP DÖKÜLECEK
Belediyelerin birleştirilmesi konusunu hafızam beni yanıltmıyorsa 10-12 senedir konuşuyoruz. Bu süre içerisinde konuşmaktan öte bir arpa boyu yol kat edilmedi. Ancak seçime çeyrek kala, her nasılsa belediyeler akıla gelerek, eciş-bücüş belediye reform yasası hazırlandı ve hazırlanan yasa tasarısında, kazanılan birçok muktesebat hakkın köküne kesap dökülmeye çalışıldı.
UBP – HP koalisyon hükümeti zamanında İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, belediye reform yasasını hazırlamaya başlamış bu hususta onun ile konuşmuştum. Sn.Bakan belediye sayısını kaça indirgeyeceksiniz diye sordumda, bu konuda sence kaç olmalı diye soruma soru ile cevap vermişti. Ben 12-14 arası diye düşünüyorum dediğimde, bana biz 6 İlçe bazında düşünüyoruz demişti. HP ükümetten düşünce yasa tasarısı da hazırlanmadan rafa kaldırılmıştı. Konu gündeme gelince, sayı önce 12 sonrasında, 13’e çıktı.
BELEDİYELER BİRLEŞSİN AMA !..
Şimdi eğri oturalım ama doğru konuşalım. KKTC’de yaşayan halkın %80’i birçok belediyenin batma noktasında olduğu için birleşmesinden yana tavır almış durumda. Hatta bugün sokağa çıkan belediyelerin içerisinde bile birleşmeden yana olanlar var. Ancak birleşme yapılırken, kazanılan haklarında budanmaması gerekir. Örneğin yasa taslağında ‘Geçici madde’ Toplu İş Sözleşmelerinin feshinden bahsediyor. Ve başka yasada aksine kural bulunup bulunulmadığına bakılmaksızın, yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren kapatılan belediyeler ile birleştirilen belediyeler dahil 13 belediyenin tüzel kişilikleri sona ereceğinden, yeni oluşum olduğu için sendikalar ile yasa yürürlüğe girmeden yapmış oldukları Toplu Sözleşmeler hükümsüzdür ve fesh ve iptal olur der. Ayrıca yasa, yeni oluşturulan tüzel kişiliklere (yani belediyeler ) ve personel yapısına uygun olarak Toplu İş Sözleşmeleri yeniden tadil edilerek düzenlenir ve buna göre yetkili sendika belirlenir deniyor.
TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İPTALİ TEHLİKELİ
Türkçeden Türkçeye tercüme edersem, kasap benim, eti istediğim gibi doğrar ve şekillendiririm demeye getiriliyor. Diyelim, Toplu İş sözleşmeleri iptal edildi. Peki toplu sözleşmelerle belediye çalışanlarının kazanılmış özlük hakları ne olacak? Bunlar ortadan kaldırılınca, bu hakların geri verileceği garantimi? Bunun dışında belediye işçilerinin durumu var. Bunlar toplu sözleşmeye göre maaş alır ve bazı özlük haklarından yararlanırlar. Belediye memuruna belki dokunamayacaksınız, ama yarın bu işçilere sınava gireceksin. Kazanırsanız devam eder yok sınavı geçemezseniz kapının önünde beklersiniz derseniz ve yerlerine yandaş yerleştirmeye çalışırsanız ne olacak? Eskiden Kıbrıslı’nın ‘Anan Güzel mi? Diye bir sözü vardı. Nerden bilmem birden aklıma geldi.
BUNUN ADI RÜŞVETİN DANİSKASIDIR
Bunun dışında, kapanacak olan belediyelerde 3 dönem belediye başkanlığı yapmış olanlara. Belediye başkanı olmadan önce kamu görevi yapan belediye başkanlarına. Ve belediye başkanı olmadan belediye çalışanı olan başkanlara ‘KKTC Bol Kepçe Lokantasından, çeşitli baharatlarla yoğrulmuş maaş kıymasından olma ‘Şeftali Kebabı’ ikramı ile emekli olana kadar ‘Sus payı’ tatlısının üzerine konacak olan Maaş dondurmasına ne demeli? Danışman olarak devlette ayni haklar ile emekli olana kadar baremine uygun maaş çekmenin bana göre bir diğer adı rüşvetin daniskasıdır. Peki 28 belediye olduğu gibi kalmış olsa ve seçime giren belediye başkanlarından birçoğu seçimi kaybetse ayni teklif onlara yapılırmıydı? Rüşvet olurda böyle rüşvet olurmu bilmem.
BAZI BELEDİYELERİN BÜYÜK HİZMET ALANLARI DÜŞÜNÜLMEDİR
Sadede gelirsem, tamam 28 belediye bir avuç ülke için çoktur. Bunun asgarisi 12-16 arası olabilir. Belediyeleri birleştirirken, hizmet verdikleri alanda düşünülmesi gerekirdi. Mesela aklıma gelmişken, Y.Boğaziçi ile Dikmen belediyelerine bir göz atalım. Her ikiside geniş bir alana sahip olup, bölgelerindeki birçok köye hizmet götürmektedirler. Cehennemin ucundaki bir köye Mağusa Belediyesi ile Girne Belediyeleri hizmet götürmekte çok zorlanacaktır. Orada da hizmet veren bir birim oluşturulacak derseniz, birimin hizmeti başka, belediyenin hizmeti başkadır derim. Geniş bir alana sahip Değirmenlik belediyesi gibi onlarda ayrı belediyeler olarak hizmet verebilir kanaatindeyim.
ORTAK HAVUZ OLUŞTURULMASI DOĞRU BİR YAKLAŞIMDIR
Belediyeler battı diyorlar. Doğrudur. Ancak sittin senedir, ortak bir havuz oluşturun. Bir eli yağda bir eli balda belediyelerin altını ile alçak sürünme modundaki belediyelerin bakır akçesini bir araya getirin. Altın ile gümüş karışımından oluşacak ‘ Gümüş Akçeleri’ hakçasına dağıtın önerisinde bulunduk. Nihayet şimdi akıllarına geldi ve iş işten geçtikten, gocakarı mukunu yeyip, bir maşrappa su harcadıktan sonra kapıya mandal koymuş olmasını kim ırgalar ki?
BU BİRLEŞME DEĞİL HAKLARIN BUDANMASIDIR
Evet, bence konu sadece salt belediyeleri birleştirme konusu değildir. Verilen hakların, bir bunduna getirilip geri alınması durumudur.Direk budanamayacak olan ‘Özlük Haklarının’ sessizce budanma operasyonudur. Tabi bu durumu sendikalarda yemedi. Ve hükümete 51/95 Sayılı Belediyeler Yasasını revize ederek meclisten geçirme önerisi yaptı. Haaa bunu yapmazsanız, Hanya’nın Girit’te, Konya’nın da Türkiye’de olduğunu Pazartesi günü görürsünüz dedi.
İnip tekrar binsek mi?
Bir makine, bir elektrik, bir de bilgisayar mühendisi arabayla yola koyulmuşlar. Bir süre sonra araba arıza yapmış, kenara çekmişler. Makina mühendisi:
- "Dur ben bi' bakayım..." deyip kaputu açmış. Motor blokuna, şafta, diğer aksamlara bakıp bir şeyler yapmış, arabaya binmiş. Marşa basmış, araba çalışmamış.
Elektrik mühendisi:
- "Dur bi' de ben bakayım..."deyip kaputu açmış. Aküye bakmış, kabloları kontrol edip arabaya binmiş. Marşa basmış, araba çalışmamış.
İkisininde kafası bilgisayar mühendisine doğru dönmüş.
Bilgisayar mühendisi:
- "Eee... İnip tekrar mı binsek?"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.