Federasyon, Konfederason, Mavi Vatan ve Eastmed Boru Hattı !.
Seçim ile ilgili bugüne kadar söylenenler, verilen vaatler kısacası herşey mazi, hafta sonu seçim sonrasında çıkacak sonuçlar gerçek olacak. Başbakan Sucuoğlu tek başına iktidarız diyor. Koalisyonlar ülkeye döblek, partilere de ‘Cura’ çaldırdı. Koalisyon ortaklarından müteşekkil ‘Koro’ hep detone oldu diyor.
ABD, İngiltere, Fransa, Almanya gibi büyük devletler nalıncı keseri gibi her şeyi kendilerine yontukları için bu devletler batmayan uçak gemişi olarak gördükleri Kıbrıs ile stratejik öneme haiz bölgemizde, politikalarını uygulamaktan tutun, askeri ve finans konularında da at oynatıyor.
Türkiye, bunların sularına gittiği zaman herşey güllük gülistanlık gitmediği zaman, Askeri darbeler ile Ekonomik sıkıntılar ile boğuşuyor. Hatta başbakanını asan ilk devlet olarak tarihe adını yazdırır. Askeri darbeler, olmazsa TL üzerinde oynanan oyunlar ile parayla terbiye edilmeye çalışılır.
Gelin şeridi geri saralım ve Poly Peck ile büyük bir güce erişen Asil Nadir olayı ile yorumlara başlayalım. Asil Nadir, büyük bir güce erişip Kıbrıs’a yatırım yapmaya başlayınca, ABD’nin Kıbrıs eski Koordinatörü Nelson Ledsky ortaya çıktı. Ve gel bizimle anlaş, Denktaş’a karşı seni başa geçirelim dedi. Hatırı sayılır miktarda, milyarlarca doları ABD’nin vereceğini de taahhüt etti. Amaç Kıbrıs meselesini arzu ettikleri kıvama getirmekti. Asil Nadir yok deyince, Vestel ve diğer şirketlerini geçtim. Dünyada büyük bir güce ulaşan Polly Peck ile dünyanın ikinci büyük sebze meyve pazarlama şirketi Del Monte’nin ipi çekildi.
Türkiye’ye bana göre çağ atlatan Turgut Özal, tekerleksiz bisikletinin üzerinde spor yaparken, kalp krizi geçirerek öldü. Daha sonra arsenik ile zehirlendiği iddia edildi. Bir dönem, Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mavi Vatan olarak nitelendirilen Doğu Akdeniz’deki gaz, S 400 füzeleri, Amerikalı Rahip Brunson konuları masaya kondu. Buna Rusya ile yakınlaşması da dahil edilerek, Gezi Olayı, 15 Temmuz darbesi ile karşı karşıya kaldı.
Bunları neden yazdım diye sorarsanız söyleyeyim. Akdeniz’de yeni politikalar üretilmeye başlandı. Sisi ile başlayan gerginlik yerini Türkiye – Mısır arasındaki yumuşamaya, Mavi Marmara ve Filistin ile Türkiye –İsrail arasında başlayan gerginlik yerini hafiften bahar havasına bıraktı. Şimdilerde, Mavi Marmara gemisi ile neredeyse savaş konumuna gelen Türkiye, İsrail ile ticaret hacmini iki katına çıkartırken, Kıbrıs açıklarından geçecek boru hattını da gizliden görüşmeye başladığı öne sürüldü.
Sonra birden, Türkiye’nin KKTC’nin verdiği izin ile sondaj yapacağım dediği 25’nci parselin, ABD şirketleri ile ortaklığı bulunan Katar’a 20 milyar dolara devredildiği ileri sürüldü. Bu haberin yankıları bitmeden, ABD, Eastmed Boru Hattı olarak nitelendirilen, Doğu Akdeniz gazını, Kıbrıs ve Girit üstünden Yunanistan’a oradan da Avrupa’ya taşıyacak doğalgaz boru hattından vazgeçtiğini açıkladı. Eee bütün bunlar tesadüf mü dersiniz?
Sadede gelirsem, Türkiye perdenin önünde iki devletliliği ön planda tutarken, perde gerisinde veya yankısı daha az olan platformlarda genişletilmiş federasyon tezini dillendirmeye başladı. Maraş ile ilgili açılımlarında bazı politika değişikliği dikkat çekti. Ve dikkat ederseniz bizim papağanlar, Türkiye’nin söylediklerini tekrar ederken, Kıbrıs konusunda, önce Kıbrıs’ta iki ayrı devlet derken, şimdi kısık sesle de olsa, yetkileri genişletilmiş bölgesel iki devlet diyor. Yani Konfederasyondan dem vuruyor.
Türkiye para politikaları sonrasında ekonomik açıdan zor durumda bırakıldı. Doğu Akdeniz’deki gazın boru ile Türkiye’ye taşınması ona bir pay ve kar sağlayacak. Ayrıca belli getirilerde sağlayacak. Avrupa’nın, Rus-ABD gerginliği nedeniyle, Rus gazı dışında, bu gazada ihtiyacı var. ABD şirketleri de bu gazdan kar elde edecek. Eastmed Boru Hattı atıyorum 10 milyar dolar ile gerçekleşirken, Türkiye-İsrail- Kıbrıs arasındaki boru hattı 3 milyar dolara yapılacak. Daha rantabl olduğu için tercih ediliyor. AB’nin gaz, ABD şirketlerinin kar, Türkiye ekonomisine hatırı sayılır bir girdi elde edileceği noktada, Türkiye uygun göreceği bir çözüme hayır dermi?
Seçimde UBP’nin birinci parti çıkacağı ön görülüyor. Çıkmaması halinde, hangi parti ile koalisyon yapacağı hesaplanıyor. Sucuoğlu, UBP tek başına iktidara gelmeli diyor. Ancak, bir çözümün telaffuz edileceği ve Türkiye ekonomisine girdi sağlayacak böylesi bir durumda Türkiye, ayrı devlet tezini savunan, UBP’nin, tek başına iktidara gelmesini istemez. Bu noktada biz yaparız olur diyen parti ve başkanı varsa, Mısır, Yunanistan ve Türkiye’yi bile zor durumda bırakan, gücünün zirvesindeki Asil Nadiri bile bitiren bir gücün karşısında onların çerez bile olmayacağını söylerim.
Bir anlaşma zeminin doğması halinde, Federasyon yanlısı, küçük büyük fark etmez, herhangi bir partinin koalisyonda olması, Türkiye’nin elini yumuşatacağı için, bence böyle bir koalisyona Türkiye sıcak bakar. Ayrı devlet tezini savunan UBP’nin sert söylemler ile yaratması muhtemel gerginliğin, yanına koyacağı federasyon yanlısı parti ile yumuşatacağı için bence hoşuna bile gider.
Günün fıkrası
Babam damda kedileri kovalıyor
Bir gün babası çocuğunu eczaneye gönderir ve viyagra almasını söyler. Çocuk koşar adımlarla eczaneye gider ve eczacıya utanarak-
"Babam beni viyagra almam için yolladı.."
Eczaneci de ona bir paket viyagra verir ve sıkı sıkı tembihler:
-"Babana söyle, bundan günde bir taneden fazla kullanmasın!."
Çocuk aldığı ilacı ablasina verir,
-"Abla babama söyle bundan günde iki taneden fazla kullanmasın."
Ablası aldığı ilcı annesine verir ve der ki:
-"Anne, babama söyle bundan günde üç taneden fazla kullanmıyacakmış."
Evin hanımı da kızından aldığı ilacı eşine verir ve
-"Herif bundan günde dört taneden fazla kullanmıyacakmışsın ." der.
Evin herifi de daha iyi olsun diye beş adet ilaç yutar ve sonra film kopar. Ertesi gün eczaneci işyerine giderken kaldırımda oturan çocugu görür ve merakli bir şekilde sorar.
-"Eee ufaklık, ne oldu verdiğim ilaç ise yaradımı"
Çocuk aglayan gözleri ile eczacıya bakarak der ki:
-"Evet çok işe yaradı, annem öldü, ablam hamile, benimde kıçım ağrıyor. babam ise damda kedileri kovalıyor..."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.