Protokol ne getirdi ve neleri götürüyor?
Krizler ve zamlar ülkesi KKTC, yalan şampiyonu olup bu konuda Guiness Rekorlar kitabına girmeye hak kazananlarlar ile doludur. Başbakan heyeti ile gittiği Ankara’da, protokolu imzalandı. İmzaladıktan sonra, Grek kolonisi Tarentum Kralı Pirus’un, Roma ile yaptığı savaşta tüm ordusunu kaybetmesine ve ordusundan sadece 50 kişi kalmasına karşın savaşı kazanmıştı. Savaştan sonra Allah bana bir daha böyle zafer nasip etmesin demişti. Tarihçiler, Pirus Zaferini aslında yenilmeye mahkûm galibiyetleri anlatmak için kullanır. Bizim başbakan protokolü imzalarken, stratejik tüm kurumlarını kaybetme noktasına gelirken, Pirus Ankara Meydan savaşını kazandım diyor. Artı, bundan sonra her karar alacağında, yolu Büyükelçilikten geçecek. Öyle kendi başınıza iş yapmak denilirken buna nasıl savaş kazandım denilir anlamadım.
YALAN MAKİNESİNE NEREYE KADAR GÜVENİLİR?
Deneyimli isimlerden oluşan Müşavirlerin paslanma işlemi ayni tas ayni hamam. Milyonları havaya atmaya devam. Krizler ile boğuşsan ülkemizde dünyanın hiçbir yerinde artık uygulanmayan borçtan dolayı insanların hapis edilmesi ile ilgili olarak en ufak bir argüman yok. Başbakan sadece, 13. maaş ve hayat pahalılığı bizim mali durumumuza bağlıdır. Yani avuç açtık, içine birşeyler girerse, vereceğiz. Aksi olursa avcunuzu yalayacaksınız. Size zırnık koklatmayacayız demeye getiriyor. Bir ayağının üstünde 10 tane yalan söyleyenlere halk olarak nereye kadar güvenebiliriz. Elektrik zammında olduğu gibi, fırtına durulca, yine gökkuşağı gibi renk cümbüşüne dönülebilir.
KIB-TEK’TE KAPI ÖNÜNE KONULACAKLAR VAR
Diyalog, bana göre konuşulması için kasten sızdırılan 10 maddelik bir potpuri (Karışık şarkılardan derlenen şarkı) derlendiğini gözlemledik. Kıb-Tek güçlendirilecek. Teknecik, Türkiye’den gönderilecek iki jeneratör ile daha verimli hale getirilecek deniyor. Süslü laflar, 7 desimetreden piyasaya sürülürken, 2 desimetreden, Elektrik Dairesi çalışanlarının sayısı azaltılacak deniyor. Yani, Yannisi, Nikolisi yok elektrik dairesinde çalışanlar fazla. Bazılarını kapı önüne koyacağız deniyor. Ayrıca üretim yeterliliğine ulaşmak için de bir dizi önlem alınacamış. Üretim yeterliliği için kablo ile Türkiye’den elektrik getirilemeyeceğine göre, AKSA’ya mı, yoksa Karadeniz Enerji’den mi destek alınacak? Türkçeden Türkçeye tercüme edersem, bir yerinizi yırtsanız, başınıza takke diye geçirseniz, üretim özelleştirilecek demeye getiriliyor.
TELEFON DAİRESİ 2008’DE ETKİSİZLEŞTİRİLMEYE BAŞLANMIŞTI
Gelirlerine androş konulduğu için kanatsız kuşa döndürülen, Telefon Dairesi ile ilgili eteklerdeki taşlarda döküldü. 2008 yılından beridir, Telefon Dairesi’nin etkisizleştirilme işlemi devam ediyor. Maliye Bakanı Ahmet Uzun zamanında, 2. Nesil yani 2G’den 3. nesil 3G olarak nitelendirilen daha gelişmiş bir haberleşme sistemine geçileceği ileri sürülerek, Telekomünikasyon Dairesi ile Kuzey Kıbrıs Turkcell arasında, sözleşme imzalanmıştı. GSM operatörleri ile imzalanan sözleşme sonrasında hem Telefon Dairesinin 29-30 milyon dolar geliri, hemde, Lisans bedelleri ile frekans tahsisi buhar olmuştu. Yıllardır gelirlerine androş konan, az sayıdaki geliri de Maliye’ye aktarıldığı için,Telefon Dairesi günümüzde bir telefon bile takamıyor. Bir ölçüm aleti bile alamıyor. İşlem tamam. Kıvama gelindi ve özelleştirmenin kapısı aralandı. Sanırım bunun vebali, Ahmet Uzun ile sözleşmeye şahit Fatma Çiçek olarak imza koyan, zamanın Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Salih Usar’ın boynuna asılacak.
ERCAN TAMAM SIRA MAĞUSA LİMANINDA
Neyse, limanlar kamu-özel işbirliği ile çalıştırılacak deniyor. Nuh zamanından beridir limanların özelleştirileceği söyleniyor. Ercan Havaalanı zaten Emrullah efendinin, Taşyapı şirketine devredilerek özelleştirilmedi mi? Sıra şimdi Mağusa limanına geldi. Bir bilinmeyeni çözmüşüz gibi, ilişkiler mütekabiliyet esasına dayalı olarak yeniden kurgulanacak ve kurumsallaşacakmış. Ve bundan sonra bizim hükümetin muhatabı Lefkoşa Büyükelçiliği olacak deniyor. Dikkat denilince, birerli kolda hizaya geçen, eller göbekte konuşulurken, mütekabiliyet esasına dayalı ilişkilerin nasıl olacağını doğrusu merak edenlerdenim. Mütekabiliyetmiş. Haaaa olur. Bende Ay’a giden ilk insanım. Yemeyin bizi.
GALİBA PROTOKOLDE TEK DİŞE DOKUNAN BUDUR
Protokolde Maraş’ın imarı için kaynak aktarılacak. Yatırım ortamı iyileştirilecek deniyor. Yani yine Türkçeden Türkçe’ye tercüme edersem Maraş, Türkiyeli yatırımcıya açılacak, Bafra, Girne bölgelerinde olduğu gibi Kıbrıslı Türke verilecek krediler ile değil, onlara verilecek teşvik ve krediler ile oralara yatırım yapılacak. Böylelikle Maraş işi de halledilmiş olacak. Genel Sağlık Sigortası hayata geçirilecek. Sigortasıyla hastalar devlet hastanelerine bağımlı olmayacak. Özel hastanelerde de ücretsiz muayene olabilecek. Özelden alacağı sağlık hizmeti Genel Sağlık Sigortası tarafından karşılanacak deniyor. Galiba imzalanan protokolde kulağa tek hoş gelen bu maddedir.
BİZE HAKKIMIZ OLAN PARA DEVREDİLSE İHTİYACIMIZ KALMAZ
Bence, perdenin arkasında konuşulmayan çok şey var. Geçtim, protokolde borç ve hibeden bahsediliyor. Bana göre Kıbrıs’ın yarısını elinde tutan, yüzlerce insanı burada eğitim ve sağlık hizmeti alırken, Türkiye borç verdim diyeceğine, benim hisseme düşen bu kadar milyondur ve gönderiyorum demelidir. Ayrıca FIR hattından geçen uçaklardan, KKTC’nin hakkı olan kimisine göre 3, kimine göre 5 Milyon Euro hakkımız olan parayı, bize versin başka birşey istemeyiz.
BELEDİYELER KONUSUNDA DA SIFIR ÇEKTİLER
Neyse, başbakan kendi bakanları ile bile, ters düşüyor. Bazılarını görevden almaya çalışıyor. Belediyeler konusunda da sıfır çekti. Önce, Belediyeler 6 ilçe, 6 bucak ile sayı 12 olacak denildi. Derken itirazlar sonrasında, Gönyeli’de dahil edilerek sayı 13 oldu. Sonra başbakan, Citaslow ünvanlı Yeniboğaziçi belediyesi çalışanlarının haklı eyleminin yanısıra, belediye başkanı Mustafa Zurnacı ile eski başkan Katip Demir’in girişimi ile Yeniboğaziçi ile Dikmen ve Tatlısu’yu da sayıya dahil edeceğini belirterek sayıyı 16’ya çıkarttı. Şimdilerde, en yüksek traja sahip ‘Fıskos Gazetesi’ Serdarlı’nın ve Dipkarpaz belediyesinin de sayıya dahil edilerek 20 belediye olabileceğini yazıyor. Annem köfteler yokmu artıran.
HAYATI TORNİSTANLAR İLE DOLUDUR
Bir zamanlar Dansözler Kraliçesi Özcan Tekgül vardı. Sonra ortaya Asena çıktı. Vallahi billahi, onlar şimdikilerin eline su bile dökemez. Elektrikte bindirim yaptık denildi. Tepki falan derken indirim yapacağız denildi. Fırtına durulup, ateş küllenmeye başlayınca, indirim sadece Mart ayı için geçerlidir denildi. Alkol zammı geri alınacak denildi. Sonuç? Sucuoğlu’nun hayatı, verdiği kararları geri alma ve tornistanlar ile doldur. Bakın, Tornistan Ansiklopedisinin sayfa 2’deki Vikipendi ne yazıyor? Parti başkanı adayıyım. Yok bazı arkadaşlar geldi adaylığımı geri çektim. Sonra, yeniden adayım. 49 günlük hükümetinde 80 müşavir yaratıldı. Yaptıkları işlerde başarılı görülen ve yanlışlara tepki gösteren Sunat Atun görevden alınmak istendi. Keza 2 bakanın daha görevden alınacağı söylendi. Testi kırıldı. Su goyveriyor. Yapıştırma tutmadı.
Müdürlük Desenize!
Kızın babası:
- "Ee , damat bey oğlumuzun işi nedir?"
Damatın babası :
- "Facebook'da 56.034 kişi’lik sayfası var!"
Kızın babası:
- "O nasıl bir iştir?"
Evin ufak çocuğu atlar:
- "Baba 56.034 kişiyi yönetiyo, sorunlarıyla ilgileniyo, paylaşımlar yapıyor…"
Kızın babası:
- "Siz Şuna Müdür desenize! Verdim Gitti"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.