Sahiden yani ama böyle devlet mi olur?
Toprak, üzerinde yaşayan insanlar ile vatan olur. Üzerinde yaşayan insan yoksa o toprak olmaktan öte bir anlam ifade etmez. Vatan ise, üzerinde yaşayan insanların kurduğu devlet ile kendini idame ettirir. Devlet ise o toprak parçası üzerinde yaşayan ve vatanım dediği o toprak parçasında, insanına sosyal açıdan sağladığı güven ve kaliteli yaşam ve kolaylıklarla ‘Sosyal devlet ‘ olur. KKTC ismini verdiğimiz bu coğrafyada kurduğumuz devletin sosyal devlet olup olmadığına bakalım.
YASA EKONOMİ BAKANLIĞI SİYASETÇİ TURİZM BAKANLIĞI DİYOR
Kendi ürettiği yasalar Meclisin çocuğu gibidir. Anayasa ve yasalar bir defa delinmekle birşey olmaz diyenler haltetmişler. Mesela, Serbest Liman ve Bölge Yasası (26/1983 – 41/1988 ) ve Tüzükleri, bakan Sanayi işleri ile ilgili bakanı anlatır der. Bakanlık Sanayi İşleri ile ilgili Bakanlığı anlatır der. Sadede gelirsem, Serbest liman Ekonomi Bakanlığından alınıp, Turizm Bakanlığına bağlandı. Ama yasasına el atılmadı Yasa, Ekonomi Bakanlığı derken, siyasetçi Turizm Bakanlığı diyor. Ve oradaki yönetim kurulu ne yapacağını şaşırıyor.
MÜDÜR YOK, BÜTÇESİ BEKLİYOR LİMAN ROTASIZ GEMİ GİBİ SEYREDİYOR
Bakanlar Kurulu onayı için, Ekonomi Bakanlığı'na gönderilen dosyalar, Serbest Liman, Turizm Bakanlığına bağlandı gerekçesi ile havada bekliyor. Serbest liman bütçesi bekliyor. Vekaleten müdürluk yapan ita amiri görevden alındı. Serbest liman rotasız ve kapatansız gemi gibi gidiyor. Kısacası devlet kendi yasalarını uygulamaktan aciz devlet görüntü yansıtıyor.
MİMAR VE MÜHENDİLER ODASI NE MALUM DOĞRU RAPOR VERMİŞ MİŞ
Devletimizde bakan mı yoksa müdür mü bakanlığı idare ediyor diye sorsak. Ve Ekonomi Bakanlığına bağlı Sanayı dairesi eski Müdürü vatandaşa davranışına ve diğer kamu kuruluşuna bakış açısına göz atalım. Sanayi Dairesinin kiraya verdiği bir fabrika binası, kolon demirleri çürüdüğü, duvarları yıprandığı için yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Erhan Arıklı’nın bakanlık yaptığı dönemde, Bir İş adamı, Mimar Mühendisler ile ilgili kamu kuruluşlarına yaptırdığı tetkik ve incelemelerde, binanın tehlike arzettiği, içerisinde çalışanlar için büyük risk teşkil ettiği ve yıkılırsa can kaybına neden olabileceğine yönelik rapor aldı. Binayı yıkarak 6-7 Milyon harcayarak yine Ekonomi Bakanlığına kalacak olan binayı yapmayı önerdi. Sanayi Dairesi Müdürü Yıkılırsa Yıkılsın. Altında birisi kalırsa o onların sorunudur. Hem Mühendis ve Mimarlar odası ile diğer kamu kuruluşunun yalan rapor düzmediğini ben nereden bileyim dedi. Arıklı böyle bir durum varsa yasa yıkım yetkisi verir. Getir ben imzalayım derken, Müdür hayır sizde imzalamayacaksınız dedi. Ve neymiş efendim devlet 6-7 milyonluk bina kazanacak ama onun yerine kiradan, yılda birkaç bin TL kaybedecekmiş. Ört ki ölem.
MERKEZ BANKASI ALLAH AŞKINA NE İŞ YAPAR?
Devlet olduk. Ama Merkez Bankası dahil bazı kuruluşlarımız bu devletin idaresi altında mı diye sorsak ayıp etmiş olmayız değil mi? Türkiye’den atanan Başkan ve Yardımcısının idare ettiği Merkez Bankamız, halkın şikayetlerini değil bankaların söylediğini kaale alıyor. Mesela bir banka, başka bir borçlunun yerine, Merkez bankasına sizin isminizi bildirirse yandığınızın resmidir. Borcun sizin adınıza olmadığını ispat etmek için canınızı yersiniz. Kimlik, pasapor ve sürüş ehliyeti sizin o isimli birisi olmadığınıza ispat için yeterli olmaz. Yani ne yaşar ne yaşamaz durumu (Bu durum isimler ile bende mahfuzdur)
ÖLDÜR ALLAH İSMİNİZ KAYITLARDAN SİLİNMEZ
Bir bankaya aldığınız kredi borcunu ödersiniz. Banka, Merkez Bankasına ödediğinizi bildirmezse yine yandınız. Merkez Bankasının kayıtlarında borçlu gözüktüğünüz için herhangi bir banka sizin ile ilgili bilgi istediğinde kırmızı kartı yersiniz. O borcu ödediğinize dair dokontları götürmenize rağmen, size ilgili banka yazı göndersin denir. İlgili banka kapandı yazısını vermek için sallar durur. Nuh derler ama peygamber demedikleri için Öldür Allah, isminiz o kayıtlardan silinmez.
DÜNYADA BİR KEZ BİZDE ELLİ KEZ YENİLENİR
Dünyanın hemen hemen tüm ülkelerinde sınava girer ve başarılı olursanız ehliyetinizi alırsınız. Belki belli zamanlarda belli koşullar dışında size ehliyetiniz bitti denilmez. Bizde ise ehliyeti aldıktan sonra birkaç senede bir o ehliyeti yenileme durumundasınız. O süre sonunda ehliyetinizi yenilemezseniz, araba sürmeyi unuttuğunuz gerekçesi ile eskilerin deyimi ile ‘Labordu’ yersiniz. Parayı ödeyince hemen araba kullanma yeteneğiniz yeniden geldiği için direksiyon başına geçebilirsiniz. Haaa 5 sene ehliyet yenilemezseniz ehliyet tumba olduğu için yeniden sınava gireceksin. Ve sürüş ehliyeti okullarına para ödeyeceksin. Peki bu 5 senelik ücret alıp ehliyeti yenileseler olmazmı? Olmaz çünkü sürüş ehliyeti okullarıda para kazanması gerekir.
DEVLET HEP BANA NAH SANA DİYOR
Havadis gazetesi yollardaki acı gerçeği dün manşetine taşıdı ve yitirilen canları dile getirdi. Yollardaki kazalar ile ilgili olarak sürücülerde de suç var. Sürücülerin Alkollü araç kullanmamaları, Cep telefonu ile konuşmamaları gerekir tamam. Özellikle yağışlı havalarda su birikintisi ile dolan ve sürücüler için büyük tehlike arzeden çukurlar. Karanlık yollar. Elektrik kesilince, trafik ışıklarında yaşananlar. Yok Dönel kavşak, yok çember derken, birisinden sağdan gelene yol ver, diğerinde sağdan gelen dursun derken bilen bilmeyen oralarda kazaya davetiye çıkartılmasında devletin suçu yokmu?.
ÇUKUR VE KARANLIK GÜVENLİĞİ SIFIRLIYOR
Güney’de Anayollarda araba ile durarak sürücüleri dikkatli olmaya zorlayan polis, bizde çember ve köşe başında saklanarak aniden yola atılırken. En işlek saatlerde yolun ortasına fırlayarak, çukurlarla dolu, karanlık yollarda, güvenliğimizi sıfıra indirgeyen o yollar için Devlete seyrüsefer verginizi ödemediğiniz için sizi rapor ederken bu parayı hatalarına rağmen cebe indiren devletin bunda suçu yokmu?.
İNDİRİM YERİNE BİNDİRİM YAPAN DEVLET SOSYAL DEVLET Mİ?
Seçim öncesi türlü vaatler veren. İndirim yapacağız deyip iktidara gelen. Ancak iktidarda bindirimin alasını yapan. Allahın kabacığını 30, biberi 35 TL’ye, salatalık, patates ile domatesi ateş pahasına halkına yediren. iktidarda iktidarsızlık yaşayan hükümetlerin, ülkede yaşam kalitelisini yükselteceğiz böbürlenmesi sonrasında, yaşam kalitesini sürünme moduna indirgemesinde hiçmi kabahati yok.
DEVLET İNSANININ ÖLDÜRÜLMESİNE NASIL SEYİRCİ KALABİLİYOR
Elini kolunu sallayarak Sorma Gir Hanına dönüştürülen KKTC’ye giriş yapan tetikçilerin, mafya bozuntularının tetiği çekip insanları öldürmesi halkın suçumu? Halkının güvenliğini sağlamakla yükümlü olan devlet değil mi? Devlet dediğiniz kurum bunu yapabiliyormu? O zaman nasıl devlettir ki insanının göz göre göre öldürülmesine seyirci kalıyor diye sorsak.
HAPİSHANELERİN BU DURUMA GELMESİ KİMİN SUÇU DERSİNİZ?
Hapishane eskiden beri yol geçen hanına döndü. Merdiveni duvara dayayan kaçıyor. Kapıdan bir yolunu bulup Adios diyor. Elini kolunu salladıktan sonra bakın işte kaçtım ama döndüm diyenlere bu fırsatı verenlerin hiçmi suçu yok. Peki çoluk çocuğu hapishaneyi müdavim haline getiren uyuşturucu tacirleri ile hırsız ve katillerle bir arada tutmak. Borcundan dolayı ‘Mazbata’ nedeniyle hapishaneye düşen, bunun dışında herhangi bir sabıkası olmayan insanları bunların arasına salmak devletin suçu değilmi?
ZAMLARDAN DOLAYI HARCAYACAK PARAMIZ YOK
Çıkmaayan yasalar. Alınmayan tedbirler. Yapılmayan denetimler sonrasında halk zam yağmuru ile karşı karşıya kalıyor. Arabamız var cep yakan benzin ve mazot nedeniyle koyacak paramız yok. Bu soğuklarda sobaya koyacak lambasuyu parası yok. Faturası fena tepen elektrik nedeniyle klimasını çalıştırdıktan sonra elektriği ödeyecek parası yok. Tencere var cep yakan tüp gazı alacak parası yok. Tüp gazı alsa bile ateş pahası gıda ürünlerini alıp pişirecek parası yok.
Bir yeriniz mi ağrıyordu
Mecliste eski milletvekillerinden dinine çok bağlı birisi olan Mehmet Akif Ersoy’a
onu sevmeyen bi milletvekili tarafindan şu soru sorulur :
- Mehmet Akif bey siz veteriner degil miydiniz?
Bu soru üzerine Mehmet Akif Bey cevabı verir :
- Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu ?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.