Türkiye, Mayıs ayında belki de tarihinin en zorlu seçimini yaşayacak. Bir tarafta 20 yıldır iktidar koltuğunda oturan Recep Tayyip Erdoğan, diğer tarafta Erdoğan karşısında her seçimi kaybeden, 20 yıldır muhalefette olan Kemal Kılıçdaroğlu,
ADINA BAŞKANLIK SİSTEMİ DEDİLER AMA !..
Türkiye %51’lik oy oranı ile parlamenter sistemden, adına başkanlık sistemi denilen ancak bu sistem ile yakından uzaktan ilgisi olmayan bir sisteme geçti. Başkanlık sistemi ABD’de de Fransa’da da var. Ancak oralarda oto kontrol sistemi ile başkanlar her istediğini yapamaz. Aklına gelen kararları istediği gibi alıp uygulayamaz. Örneğin ABD’de bir karar senatodan ve kontreden geçtikten sonra başkanın önüne gelir. Kongreden geçmeyen bir kararı başkan kesinlikle hayata geçiremez.
BİR USTA BİR MEMLEKET
Peki, Türkiye’de herhangi bir karar hayata geçmeden ‘Stop’a basılacak böyle bir oto kontrol varmı? Örneğin Osman Kavala davasına bir bakalım. Birisi suçlanırken tahkikat, emare ve belgelerden yola çıkılarak yapılır. Kavala suçlumu, değil mi onu bilmem. Ama hakim aleyhine suç teşkil edecek herhangi bir bulgu ve belge yok. Hapiste tutamam deyip serbest bıraktı. Erdoğan ben bu adam suçludur dedim. Siz nasıl serbest bırakırsınız dedikten sonra Kavala, tekrar yakalanarak hapise kondu. Hakimde bir başka İlçeye tayin edildi. Avrupa İnsan hakları Mahkemesi serbest bırakın dedi. Sn. Erdoğan Avrupa’da kim oluyor da bizim işimize karışıyor diyerek bir fırça da AB’ye attı. Türkiye’de bir usta bir memleket felsefesi ile idare ediliyor denildi.
ANAYASA MAHKEMESİ DE KİM OLUYOR?
Osman Kavala meselesini geçtim. KKTC Anayasa’sına göre eğitim, Eğitim Bakanlığının kontrolünde ve onun öğretmenleri tarafından verilir der. Din İşleri Başkanı Türkiye’den gelen bir İmam’ı görevlendirince konu ‘Mahkemeye’ taşınmıştı. Anayasa Mahkemesi de ilgili yasayı hatırlatarak buna dur demişti. Peki hatırlayın. Sn. Erdoğan bu duruma da tepki gösterip ne Anayasa Mahkemesi de kim oluyor? Ben böyle olsun diyeceğim de Anayasa Mahkemesi karşımı çıkacak dememişmiydi. Avukatlar ve Yargıçlarda bu duruma tepki göstertmemişmiydi.
FRANSA’DA SARKOZY GÖZALTINA ALINMIŞTI YA TÜRKİYE’DE
Fransa’da başkanlık yaptığı dönemde adı cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının gerçek maliyetini saklama suistimaline karışan Sarkozy, Fransa’da gözaltına alınan ilk cumhurbaşkanı oldu. Peki sesli düşünelim. Bu durum Türkiye’de olsaydı ayni durum yaşanırmıydı?
MİLLET İTTİFAKININ OY ORANI FAZLA GİBİ
İşte bu nedenle Türkiye’de parlamenter sisteme yeniden geçiş halkın bir bölümü için önem arzediyor. Tabi bu sisteme geçişte şuan kolay değil. Mecliste 3’te 2 çoğunluk gerekiyor. 400 Milletvekili bulunurmu? O da seçim sonrasında belli olur. Ancak son anketlere baktığımız zaman Millet İttifakının oluşturduğu partilerden CHP’nin % 31,8, İyi Partinin %8.9, Memleket Partisi: % 2,2, DEVA Partisi: % 1,5 Gelecek Partisi: Yüzde 1,3 HDP % 11,3 oyu var. Buna karşılık Cumhur İttifakı partilerden AKP’nin % 31 oyu, MHP’nin % 6,5, Yeniden Refah Partisi % 1,9 oy oranı bulunuyor. Rakamlara bakılırsa, Millet İttifakı mecliste çoğunluğu elde edecek gibi.
KILIÇDAROĞLU %56.8 ERDOĞAN % 43.2
Bunun dışında, iki Cumhurbaşkanı adayından anketlere göre Kemal Kılıçdaroğlu % 56,8 oy oranına, Recep Tayyip Erdoğan ise şuanki verilere göre % 43,2 oy oranına sahip. Bir başka deyişle bu oy oranlarına göre Kemal Kılıçdaroğlu ilk turda ipi göğüsler.
BİR BAŞKAN 8 CUMHURBAŞKANI YRD. İLE YÖNETİM NASIL OLACAK?
Diyelim ki, Kemal Kılıçdaroğlu ile Millet İttifakı seçimden galip çıktı. Peki tek adamlık sisteminden şikayet eden Türkiye’de, Bir başkan ve 6 başkan yardımcısı ile işi daha rahatmı götürecek? Buna İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Yavaş’ı da eklersek sayı 8 olacak. Millet ittifakı kendi aralarında yaptıkları anlaşmada her konuda karar oy birliği ile geçmesi gerekir. Peki bir tanesi aradan cıralarsa (yok derse) ve bunlar çoğalırsa ne olacak? Geçtim bakanlık dağılımında ve bakanlıklara adamlarını yerleştirme konusunda uzlaşı gerçek anlamda sağlanacakmı?
DOĞU AKDENİZ / SURİYE/ EGE GİBİ SORUNLAR VAR
Bir Cumhurbaşkanı önce 6 sonra başkanın uygun göreceği zaman diliminde İmamoğlu ile Yavaş’ın katılımıyle bu sayı 8’e yükselecek. Yani 1 + 8 ile Türkiye’yi idare daha kolay mı olacak? Kaldı ki Türkiye’nin önünde Doğu Akdeniz, Suriye, Ege gibi büyük sorunlar var. Bu partiler bu sorunların birinde mutabakat sağlamazsa o zaman ne olacak?
HER İKİ TARAFIN ZAYIF YANLARI VAR
Evet bir tarafta Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) eş başkanlığı yapan, KKTC’de bile kendisini eleştirenleri Türkiye’ye sokmayan, tek adamlığı sırasında İsrail, Suriye, Yunanistan ve zaman zaman Irak ile ilişkileri kötüye giden ve neredeyse savaşın eşine gelen Erdoğan başkanlığındaki Türkiye, diğer tarafta seçilmesi halinde Kılıçdaroğlu ile her konuda oybirliği gerekecek olan 8 Cumhurbaşkan Yardımcısı ile yönetilecek Türkiye.
Tanrı Türkiye’yi korusun ve onun için hayırlısı neyse o olsun diyelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.