UBP İstanbul boğazı gibidir. Boğazın sularının üst kısmında, akıntı Marmara Denizine doğru hafif hafif akar. Ama esas tehlikeli akıntı dibtedir. Boğaz’ın alt kısmında Karadeniz’e doğru sert akan bir akıntı var. Dumlupınar denizaltısı battığında bu nedenle mürettebatı kurtarılamamıştı.
ÜST KISMA DUYULAN ÖFKE LEFKOŞA’DA KENDİNİ BELLİ ETTİ
Taçoy ve Çavuşoğlu’nun gizliden gizliye yaptığı başkanlık çalışmalarında yarattığı üst akıntı partide, pek tehlike yaratmaz. Esas tehlike, İstanbul Boğazında olduğu gibi UBP’deki dip akıntıdır. Bu dip akıntının yarattığı tehlike belediye başkanlığı seçimlerinde kendini belli etti. Başkent Lefkoşa’da Sadık Gardiyanoğlu canını dişine takarak, birebir yaptığı görüşmeler ile bu akıntıyı önlemeye çalıştı. Ama bu akıntıyı tamamen önleyemedi. Üst kısıma duyulan öfke, Lefkoşa’da galip geldi.
EROĞLU VE ATUN AİLESİ KIRGINLIKLARINI SEÇİMDE BELLİ ETTİ
UBP’nin en güçlü olduğu kentlerden birisi Mağusa’dır. UBP’nin en güçlü iki ailesi, Mağusa’dadır. UBP’nin ‘Ruhani Lideri’ Derviş Eroğlu’nun ailesi ile yine Eroğlu ailesi kadar güçlü Atun ailesi, partide bazı isimlere duydukları öfke nedeni ile seçim arabasını 100 Km hızla sürmek yerine 20 Km hız ile sürmeyi tercih etti. Özellikle Atun ailesi, Sunat Atun’un rencide edici açıklamalar ile görevden alınması sonrasında çok kırıldı. Atun ailesi, tüm seçimlerde can hıraç çalışırken, bu seçimde bunu yapmadı. İntikam yemeği soğuk yenince sonuç ortaya çıktı.
ERSAN SANER SEÇİMDE BALIK AVLAMADAYDI
Keza başkanlık seçiminde Sucuoğlu’nun ipliğini pazara çıkarttığı ve rezil ederek al aşağı ettikten sonra posasını çöp tenekesine attığı eski başbakan Ersan Saner’in ise kırgınlık ve kızgınlık nedeni ile seçimde partisinin lehine çalıştığı pek söylenemez.. Son fotoğrafında onu balık avlarken gördüm. Sonuçta zapt edilmez denilen Mağusa kalesine CTP bayrağı asıldı.
GİRNE - BEYARMUDU – YENİBOĞAZİÇİ BOŞ ÇEKTİ
UBP Girne’de ‘Kutlu’ bir ittifak yaptık. Nidai Güngördü’ye destek vereceğiz ve galibiyeti ‘Evren’in öngördüğü gibi kazanarak başarımızı kutlayacağız denilirken . ‘Evren’den destek gelmedi. Gelmeyince ‘Kutlu’ kutlamayı da gerçekleştiremedi. Kalemizidr denilen Beyarmudu’nda güvendiği dağlara kar yağdı. Ağır siklet boks şampiyonu Tüy Siklet olarak gördükleri rakibe yenildi.Yeniboğaziçi’nde Mustafa Zurnacılar desteklendi. Koskoca UBP’nin desteklediği Mustafa Zurnacılar’ı, Hiçbir partinin destek beyan etmediği ama bölge halkının sahip çıktığı Katip Demir yerinan yeksan etti.
ATASER KAZANDI AMA UBP BÖLGEDE KAYBETTİ
Lapta-Alsancak-Çamlıbel belediyesini UBP adayı Fırat Ataser kazandı. Ataser’in karşısında UBP eski Genel Sekreteri Fuat Namsoy ile Futbol camiasının etkili isimlerinden Salahi Utkan vardı. Üstüne üstlük, bölgenin çok önemli para babalarından bir şirketin, Fuat Namsoy’a desteğini açık açık beyan ettiği gözlemlendi . Ama Fırat Ataser, bölünen UBP oylarına rağmen sandıktan çıktı. Ataser bölgede sevildiği için kazandı ama ama UBP parçalanma nedeniyle kaybetti.
UBP’DE DİP AKINTI ÇATIYI ZORLUYOR
Bunları niçin yazdım derseniz onu da söyleyeyim. Sert dip akıntısı UBP’de sarsıntıya neden olurken çatıyı da zorluyor. Dip dalga sertleşirken, UBP’nin darmadağın bir görüntü sergilemesini gören Erhan Arıkı, her konuya balıklama atlayarak ben burdayım havasında açıklamalar yapıyor. Buda UBP’de ciddi rahatsızlık yaratıyor. Siz bakmayın hükümet 2027’ye kadar yoluna devam edecek söylemlerine. DP bile rahatsız olduğunu dile getirmeye başladıysa, yandı gülüm keten helva, ‘Fanoz’ gibi kendi etrafını aydınlatan hükümetin pamuk ipliği kopacak demektir.
TAKUNYALI, TESPİH MÜPTELASI ÇEMBER SAKALLILAR ETRAFTA
Yeşil dütlü mum ile aranmasına karşın bulunamayan hükümetin, yoklluğunu fırsat bilen Takunyalı eşrafından, tespih çekerler derneğinden, çember sakalılar dergahından tarikat mensupları boşluğu doldurmaya çalışıyor. Türkiye’den ısmarlama gönderilen ayni kafadaki din işleri başkanı da benzer açıklamaları ile yürüyün de arkanızdayım diyor. Hükümet ise andilla koyarak bakıyor.
GEÇİTKALE ELİNDEN ALINDI ASİL NADİR KÜPLERE BİNDİ
Neyse bu harra gürra arasında eskiden İngiliz Birliklerinin topçu atış talimi yaptıkları Geçitkale havaalanı Asil Nadir’in elinden alındı. SİHA ve İHA’ları konuşlandırmak için askere devredildi. Asil Nadir sinir krizi geçirirken, Erhan Arıklı her zamanki gibi en şerefli imzayı ben atacağım dedi. Da,.en kötü barışın en iyi savaştan çok daha iyi olduğunu sanırım düşünemedi. Sanırım sıra, bir süre önce Kuzey’de kurulması düşünülen deniz üssüne geldi. Peki askeri üs ve kışlaya dönüşen KKTC’ de bir anlaşma ve çözüm nasıl olacak dersiniz?
CELLATLARINA ALKIŞ TUTUYORLAR
Ana erkil bir topluma dönüştüğümüz için Cüppeli Ahmet Hoca sınıfından mezun cemaatlere ses çıkartamayan siyasilerimiz “AKP KKTC Temsilciliği“nin ve “AKP KKTC Kadın Kolları“nın Girne‘de muhtarlarla toplantı yaparak, istikamet AB değil, Ankara’dır. Bugün yerelde buradayız, yarın da merkezi idarede olacağız demelerine ses çıkartamıyor. Yahu bizi Havaalanından geri postalayanlar burada benim ülkemde cirit atıyor. Gözümün içine baka baka bunlar sizin iyi günleriniz.Ne AB’si, ne çözümü be. Yarın sizi al aşağı edip bütünü ile burasını biz idare edeceğiz diyor. Bir başka deyişle size ‘’Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz’ diyenlere Töre ve Ertuğruloğlu gibi başşakşakcılarda alkış tutuyor. Ört ki ölem
TAMAM İSVEÇ’TE MASUM DEĞİL AMA !..
Burda durum mayfoşi. Peki Türkiye’nin durumu ne? İsveç ile tartışmalı. Yunanis’tan ile kavgalı. Suriye ve İran ile bulutlu bir hava. Irak’tan hiç bahsetmiyorum. Ermenistan ile kanlı bıçaklı. ABD ve Fransa ile sisli bir hava. Son olarak Kuran yakma nedeni ile neredeyse İsveç ile köprüleri atma durumu yaşandı. Tamam İsveç de masum bir ülke değil. Ama İsveç’te eski başbakan Olaf Palme suikaste kurban gitmişti. İsveç eski Başbakanı Olaf Palme’yi vurduğu iddia edilen kişiler arasında bir Türkün de adı geçmişti. Peki İsveç Türkiye’yi, hedef tahtasına koyup bu denli saldırmışmıydı? Bir deli çıktı Kuranı Kerim-i yaktı. Çok da büyük yanlış yaptı. Peki İsveç hükümeti adama git Kuran-ı Kerim’i yak mı dedi. İsveç Kuranı Kerim-i yakana gerekli cezayı verir deli ise tumarhaneye kapatır olur biter. Ama bizler seçim var diye sinekten yağ çıkartmaya çalışıyoruz.
BARİ İSTİFA MÜESSİNİ ÇALIŞTIRARAK BÜTÜNLEMEYE KALIN
Toparlarsam, KKTC olarak isimlendirdiğimiz bu coğrafya ile bölgemizde traji komik olaylar yaşıyoruz. Benzin istasyonları benzin yok diyor. Bakan Olgun Amcaoğlu, Alpet, K-Pet’e benzin aktardı sorun yok derken, depoda kalan bir yudum benzin ile yolda kalma korkusu içinde gittiğimiz benzin istasyonunda bize benzin yok abi diyorlar. Arıklı, Rum tarafından elektrik alıyoruz. Elektrik sorumuz kalmadı derken, Fener maçını izlerken elektrik ansızın bay bay diyor. Ulan İdi Amin’in ülkesi Uganda’da bile elektrikler bu kadar sık saklambaç oynamaz diyemiyoruz. Hadde yetenekten sınıfta kaldınız bari istifa müessesini çalıştırarak bütünlemeye kalın. Belki geçersiniz derim.
Fıkra
Ocak, Şubat, Mart
Gümrük kapısından bir İngiliz, bir Fransız,
bir Türk geçmek için bekliyorlarmış.
Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye başlamış.
Önce İngiliz'in valizine bakmışlar.
İçinden 7 adet don çıkmış.
"Niye 7 tane?" diye İngiliz'e sormuşlar.
O da "Haftanın yedi gün var.
Hepsi için bir tane. Pazartesi, Salı, Çarşamba..." demiş.
"Vay be! Helal olsun medeniyete,
temizliğe bak adamlardaki
." Sıra Fransız'ın valizine gelmiş.
açmışlar bakmışlar 8 tane don.
"7'yi anladık da niye 8?" diye sormuşlar.
Fransız "Pazartesi, Salı, Çarşamba...
Hergün için bir tane,
bir tane de ne olur ne olmaz diye yedek aldım" demiş.
"Vay be! Adamlardaki temizliğe medeniyete bak!" demiş görevliler.
Sıra Temel'e gelince açmışlar bakmışlar tam 12 adet don.
"Vay be! Ne varsa bizim insanımızda var.
Şu medeniyete, şu temizliğe bak!"
Sormuşlar "Neden 12 adet?" Bizimki cevap vermiş "Ocak, Şubat, Mart,......"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.