Sahibine Mesajlar
Sn. Mevlut Çavuşoğlu, Türkiye, Azerbaycan’ın yanında, Ermenistan’a karşı savaşarak, Karabağ’ın kurtulmasında büyük etken olmuştu. Son günlerde, Ermenistan ile Türkiye arasındaki buzların eridiğini ve Erivan’a, uçak seferlerinin birkaç güne kadar başlatılması kararı alındığını öğrendik. 24 Aralık’ta Halkent’te yapılan toplantıda, Ermenistan Başkanı Peşinyan’ın, Karabağ’ın Azerbaycan’ın olduğunu kabul etmesi üzerine aşırı Ermenistan Milliyetçisi Arayik Harutinyan’ın ona suikast düzenleyeceği öne sürülüyor. Dostluk iki bedende bir akıldır. Arayik gibiler bu akıldan yoksunsa, onun bedenine de aklını getirirsiniz olur biter.
**
Sn. Serdar Denktaş, Meclis-i Mebusuna veda etmeye hazırlandığınız bu günlerde, kendi devletimizi içselleştiremediğimizi, kendi kendimize saygı duymadığımızı ve devletiz dediğimiz noktada sürekli birilerinden yardım ve destek beklediğimizi, 2022’de vatandaşın işinin daha zor olacağını söylediniz. Sevgili Serdar, eğer emir erleri ile koltuk delisi bazı küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa, orada yalnız güneş değil ülke de batıyor demektir.
**
Sn. Şener Elcil, önemli bir iddiada bulunarak, Erdoğan’ın, Ana dururken, yavru büyük lokmayı yutamaz diyerek, Kıbrıs karasularındaki hidrokarbon yataklarını “hava parası” karşılığında Katar Petrolüm şirketine 20 milyar dolar karşılığında sattığını öne sürdünüz. 5’nci parselde arama yapmasına izin verilen Katar’dan alınan 20 Milyarın 18 Milyarının da dövizin yükselişine dur demek için Aralık ayı içerisinde piyasaya sürüldüğüne vurgu yaptınız. Şener Hocam, Her ülkenin ve insanın yaşadığı en az iki hayatı var. Biri bildiğiniz vitrinlik, diğeri bilmediğiniz derinlik. Vitrinde ‘Mavi Vatan’ doktirini, derinlikte yavrunun yeşil dolar uğruna satılma felsefesi.
**
Sn. Ahmet Soyalan, yardımcılarınız ile birlikte, Pervin hanımdan sonra teşkilatın başına gelen en güzel şeylerden birisiniz. Havayı geldiği gibi, rüzgârı estiği gibi, Polisi da olduğu gibi kabul ettik. Ancak burnundan kıl aldırmayan bazı polisleri kabul etmemiz mümkün değil. Trafik kazalarını soruşturanlar tamam ama bunun aksine, torbanın içindeki bazı çürükler, güzelim vitrininizin ‘Al benisini’ bozuyor. Bazı karakollara şikâyette bulunmak için gittiğinizde oradaki çavuş yüzünüze bakmaz ve telefonu ile uğraşır meşgulüm derse. Çamlıbel bölgesinde devriye gezen polise yaklaştığınız zaman, birisi ekvator kadar sıcakkanlı diğeri Kuzey kutbu olup yüzünüze bile bakmazsa eksi not polise gelir. Buz kalıpları sizin güzelim teşkilatınıza yakışmıyor.
**
Sn. Mete Topçu,. Millet, 14 Aralık 2012 yılında, üyesi olduğunuz Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikasının, Elçilik önünde, AKP‘nin Kıbrıs‘ın kuzeyine yönelik ‘sunileştirme‘ ve ‘entegrasyon‘ politikası uyguladığı gerekçesiyle, siyah çarşaflar giyilerek, Elçiliğin bahçesine kara çarşaf ve tespih fırlatılan eyleme katıldıktan sonra YDP saflarına katılmanızın şaşkınlığı içerisine girdi. Hatta 9 arkadaşınız ile ‘Kara Çarşaf’ davasında yargılanan O değilmiydi diye soruyorlar. Mete hocam, insanların zaman içerisinde görüşü değişebilir. Bu çok normaldir. Bir zamanlar, onun için çirkinlikleri bile güzeldir denirken, sonrasında güzellikleri bile çirkindir denilebiliyor.
**
Sn. Ahmet Havutçu, Ombudsman olarak atanmanızın affını istemeniz nedeniyle, atanmanıza ilişkin, Cumhurbaşkanlığı tezkeresi Mecliste geri çekildi. Koltuk için ölürem Türkiyem, diyenlerin sayısı çoğalırken, nesilleri yok olma tehlikesi içerisine giren ‘Kelaynaklar’ gibi koltuk ve sağlayacağı menfaat derdinde olmayan sizin gibilerin sayısı da azaldı. Sn. Havutçu sizin karada yürüttüğümüz geminin kaptanı, olduğunuzu öğrendik. Ancak bazılarının hangi teknenin küreği olduğunu inanın hala daha çözemedik
**
Sn. İbrahim Özgöçmen başkanlığını yapmakta olduğunuz. Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Sendikası’nın olmadığı bir toplantıda ek mesailer ile alakalı alınacak kararı kabul etmeyeceğinizi belirttiniz. Ve doğacak olan olumsuzlukların sorumluluğunun da sizin değil Maliye Bakanının olacağını dile getirdiniz. Sn. Özgöçmen, sizler hala daha halkın gönlündeki ‘Beyaz Meleklersiniz’ Ama şeytanın da bir melek olduğunu düşünen birileri unumuzu eledik. Eleğimizi duvara astık düşüncesi ile sizi ayrı kefeye koymaya çalışıyor. İbrahim gardaş, eğer rüzgar esiyorsa, bırak söğüt düşünsün. Beyaz Meleklerin oluşturduğu ‘Çınar’a zaten bir şey olmaz.
**
Sn. Tüccarlar, dövizin Asena gibi göbek dansı yaptıktan sonra, durulması ve aşağı doğru seyir çizmesine rağmen, yağladığınız kazıkları hala daha vücudumuzda gördüğünüz her deliğe haylamaya çalışıyorsunuz. O kadar kendinizden geçtiniz ki, Yağdan kahveye, kahveden çocuk bezine, ondan kuru yiyeceklere kadar her şeye zam yapmadan duramıyorsunuz. Bakın bu fırtınalı günler geçecek. Türkten Türke kampanyaları da ‘NOS’ olacak. Unutmayın eğer o zaman halk bir ceza verecekse, Savcı da biz, hakim de biziz.
**
Sn. Münür Rahvancıoğlu, Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı ve Lefkoşa Milletvekili Adayı olarak. Garacoco gibi gurguramıza yapışan ve hep bana yine bana diyen efendilerin emekçiye münasip gördüğü asgari ücretin, en düşük kamu maaşına endekslenmesi gerektiğini ifade ettiniz. Ayrıca, yasalar gibi nereye çekersen o yöne doğru sünen, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ortadan kaldırılması gerektiğini belirttiniz. Sn. Rahvancıoğlu, bunlar yaptıkları ile kalın zincirler ile sıkı sıkıya bağlı küfürlerimizin kilidi ile fena oynuyor. O kilit bir açılırsa, Hanya’nın Girit’te, Konya’nın da Türkiye’de olduğunu öğrenecekler
**
Sn. Orsel Neşe, futbol arenasının tozunu attıktan sonra galiba sıra Meclisin tozunu atmaya geldi. Bu düşünce ile siyasetin sessiz çığlığını artık sesli duruma dönüştürerek, DP’den Girne Milletvekili adayı oldun. Sevgili Orsel, siyaset artık, yağmur yağdıktan sonra ortaya çıkan ‘Gökkuşağı’ gibiler yerine, adam gibi adamları bekliyor. Hayırlı olsun.
**
Sn. Savaş Atakan, gönül ne şan nede şöhret ister. Gönül, yasaların doğru dürüst çıkartılacağı Meclis ve onun içerisinde görev yapacak dağarcığı dolu hukukçu ister. Kriz ve pandemi nedeniyle Ölüm o kadar kolaylaştı ki yaşamak olağanüstü bir şey oldu. Buna paralel olarak da yasaları çıkartmakla görevli Mecliste düzenli yasa çıkartmamak olağan, çıkartmak ise olağanüstü oldu. Sn. Atakan, duygusal olarak bittim, zihinsel olarak çöktüm, ruhsal olarak öldüm ama fiziksel olarak gülümsüyorum diyebilen ülke insanının aday olduğunuz UBP’den seçilerek, inşallah yaralarına mehlem olursun.
Fıkra
Yakalarsam benimsin
Adamın biri zayıflama merkezine gitmiş.
Bir kapıda ’10 dakikada 1 kilo’ yazısını görmüş
Ve hemen içeri girmiş. Birde bakmış
çok güzel bir kadın boynunda
‘Yakalarsan Seninim’ yazısı var. Adam
Kaçıyor adam kovalıyor. Ama yakalayamıyor ve
Dışarı çıkarak tartılıyor. Ve gerçekten 1 kilo verdiğini
Görüyor. Sonra bir kapı daha görüyor.
’10 dakikada 10 Kilo’ yazıyor. Adam oraya da giriyor.
Karanlık bir oda. İri kıyım hayvan gibi zenci,
boynunda da bir yazı
‘Yakalarsam benimsin’
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.