Sahibine Mesajlar
Sn. Ersin Tatar, yapımına 586 milyon Törkiş Liracık ödenerek yapılacak olan Külliye’yi eleştirenleri, haksız, hadsiz ve zehirli bularak ‘Daramalı Tüfek ‘ ile taradınız. Siz oralara amfi tiyatro, botanik bahçe, bisiklet ve yürüyüş yolları da yapmayı düşünürken millet sizi eleştirdi. Fransa Kraliçesi Marie Antoinette ekmek bulamayan halka ‘Kek’ yiyin deyince iyilik bilmeyen halk, kellesini giyotinin altına koymuştu. Bizimkilerde sizin külliyede, bisiklet sürüp, tiyatro izlerken, mide gurultularını unutacaklarına sizi eleştiri yağmuruna tutuyor. Hayret.
**
Sn. Faiz Sucuoğlu, seçim gezilerinde, maske ve sosyal mesafe düşmanları arasında, Başbakan olarak sağlığınızı biz koruyacağız diyorsunuz. Bir doktor olarak bugün beklide 1500 vaka çıkacak ama tehlike yok basıyorsunuz. Cumhurbaşkanı Tatar, maskesiz, sosyal mesafenin hak getire olduğu görüntüde, Covit 19 tedbirlerine riayet etmeliyiz diyor. Ört ki ölem. Sn. Sucuoğlu, kriz, pandemi derken halkta çıkacak can kalmadı ki, yaşanacak acıları olsun.
**
Sn. Cemal Özyiğit, şuanda gittiğimiz yolun, monobadi (Tarla yolu) yolu olduğunu, Ohtolar (Tümsek) ile dolu yolda, yolculuğun çokta rahat olmadığını, yaralanmamıza neden olduğunu ima ettiniz. Yaramızı görenin tuzluğu kapıp geldiği, yolsuzluk, haksızlık ve usulsüzlüklerle dolu bu yolu temizleyerek, halk ile birlikte yeni bir yol çizeceğinizi belirttiniz. Cemal başkan, eğer iş koltuk cezası kesmeye kaldıysa, hâkimde siz, savcıda sizsiniz
**
Sn. Serhat Akpınar, ülkeye özelde eğitim, genelde diğer alanlardaki yatırımlarınız, KKTC’yi belki istediğiniz oranda değiştiremedi. Ama kadirşinaslıktan yoksun bazı siyasiler ile kişilerde sizin ülkeye hizmet aşkınızı değiştiremedi. Size duyulan sevgi ve saygı, eski öğrencilerinizi, sırf size oy vermek için KKTC’ye taşıdı. Serhat Hocam, Her insanın yaşadığı en az iki hayatı vardır. Biri bildiğimiz vitrinlik, diğeri bilmediğimiz derinlik. Maşallah sizin vitrinin ‘Al Benisi’ muhteşem olarak yansıyor.
**
Sn. Narin Şefik, gökyüzündeki kara bulutlara bakarak, böyle bir ortamda değil yola çıkmak, hiçbir yere gidilemeyeceğini ima ettiniz. Ve bu ortamda seçime gidilecek olunması, Cavit amcanın (Covit 19) tuttuğunu değil kaçanı da yakalayıp öpeceğini belirterek endişeli olduğunuzu dile getirdiniz. Yağmaya hazır yumruk büyüklüğündeki doludan korkan 120 kişinin de benden paso, yok oğlum ben yokum dediğini belirttiniz. Sn. Şefik, aşk müziğe ayarlanmış bir arkadaşlıkmış. Muk. Koltuk aşkı ile yanıp tutuşanların müziği olsa olsa, kulak tırmalamaktan başka bir işe yaramaz.
**
Sn. Aytaç Çaluda, birçok insana yaptığınız iyilik bumerang gibi geldi ve sizi vurdu. Milletvekili adayı olduğunuz seçim ile ilgili geri sayım başladı. Sükût altındır felsefesi ile sessizliğe bürünmeniz, dost görünümlü bazı Brütüsleri harekete geçirdi. Bakın düşman kör nişancıdır ama dost nereden vuracağını bildiği için sizi böğrünüzden vuruyor. Sizin için güftesi yolcudur Abbas, bestesi bağlasan durmaz şarkısını hazırlıyorlar. Hatırlatalım dedim.
**
Sn. Talip Atalay, YDP’den seçime katılmakla, galiba fincancı katırlarını ürküttünüz. Ürken katırlar, zücaciye dükkânına girerek, vitrinde ve raflarda ne varsa tuz buz etmeyi düşündü. Cami kapısından girerek, Feto kapısından çıkmayı hesap ettiler. Ancak yanlış hesap Bağdat’tan değil, Lefkoşa’dan döndü. Sn. Atalay, Portakalı soymadan içinin iyi olup olmadığını anlayamazsın. Soyduğunuz portakalların bazıları çürük çıktı. Sanırım fark ettiniz.
**
Sn. Cemal Tunceri, yaratıcılığınız ile milleti gülerken düşündürmek ve Uluslararası sanat etkinliklerinde biz de varız dedirtmek için üretmeye devam ediyorsunuz. Uluslararası Arenada, hakli bir isime sahip olurken, verilen ödülleri koyacak yer bulamıyorsunuz. Ancak damda gezer takyanoz, vur beline kazmayı modunda olan bizim kibir üretme fabrikası sahipleri gözlerindeki ‘FAGO’ ya rağmen sizleri göremiyor. Sn. Tunceri, seçim geldi çattı. Fragmanlar bitti, şimdi filmi izleme zamanı.
**
Sn. Arslan Bıçaklı, kriz ve işsizlik nedeniyle alım güçleri dibe vuran insanımıza güneydeki SEK ile birlikte iş olanağı yarattınız. 600 müracaat eden kişinin 130’una iş olanağı sağlarken, yağma Hasan’ın böreğini mideye indiren, karnı tok, cebi bütün sahte milliyetçiler, pardon ‘Lilliyetçiler’ sana yeşil yerine kırmızı ışığı yakarak eleştiri yağmuruna tuttu. Başkan, bazı zırtapozlar sana yeşil ışığı hiç yakmadı. Zaten seni bugüne kadar kırmızı bile durduramadı ki.
**
Sn. Mahmut Çerkez Ergören, YDÜ, Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olarak, Covit 19 teşhisinde ‘Altın Standart’ın PCR, ‘Gümüş Standart’ın da antijen olduğunu, Antijen testlerin, Omikron’da %40-50 oranında ‘yanlış negatif’ vererek sizi çıkmaz sokağa götürdüğünü belirttiniz. Şubat sonuna kadar 40 bini göreceğimizden çıkmaz sokağın meskenimiz olacağını ima ettiniz. Mahmut doktorum, Covit’in aşkı nedeniyle duygusal olarak bittik. Zihinsel olarak çöktük. Ruhsal olarak öldük. Ama koltuğu düşünenler memnuniyetten fiziksel olarak, gülüyor.
**
Sn. Erek Çağatay, dilin kemiği yoktur. Ağız içerisinde çevirip sallamak serbesttir. Kısacası Halkın Partisinin yükselişte olduğunu dile getirdiniz. Ve milletvekili çıkartmanın, Everest’e tırmanmak kadar zor olduğu İskele’den bile Halkın Partisinin Milletvekili çıkartacağı yönünde ciddi sinyaller olduğunu belirttiniz. Ayşaba, be ama biziminan dalgamı geçersiniz. 3 vekil hadde bilemedin 4 vekili zor çıkartacak partinin birisi İskele’den çıkarsa, geriye ne kalır. Güçlü sinyaller, Erek ovlucuğum bile bu defa sandıkta boğulabileceğini gösteriyor dedi.
YAMYAMLAR
KKTC Meslisinde 5 tane yamyam, programcı olarak görevlendirilirler. Müdürleri onlara hitaben:
- "Şimdi burada çalışabilirsiniz. Burada iyi para kazanabilirsiniz. Ama yemek yemek icin Meclisin kafeteryasına gideceksiniz ve diğer çalışanları rahat bırakacaksınız" der. Yamyamlar hiç bir çalışanı rahatsız etmeyeceklerine söz verirler. İki hafta sonra müdürleri gelir:
- "Çok iyi çalışıyorsunuz. Yalnız üst kattaki temizlikçi kız kayıp. Ona ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sorar. Yamyamlarin hepsi hayır derler ve bu işle hiç bir ilgilerinin olmadığını söylerler. Müdür gidince yamyamların şefi yamyamlara döner:
- "Aranızdan hangi maymun temizlikçi kızı yedi?" diye sorar. En arkadaki yamyam alçak bir sesle cevap verir:
- "Ben yedim" Bunun üzerine şef söyle cevap verir.
- "Ulan aptal! Biz 4 haftadır önce bakanlardan birkaçını. Sonra 3-5 tane Milletvekilini. Daha sonra bazı müdürleri, üst düzey bürokratları, ve bazı meclis amirlerini yiyip duruyoruz. Kimse de boş gezenin boş kalfalarının ortada olmadığının farkına varmadı. Nasıl olsa onların bir işe yaradıkları yoktu. Bakanları, Milletvekilleri yememiz anlaşılmadı ama senin durup dururken temizlikçi kızı yemen şart mıydı?!" Ortalık allem gallem oldu. Karıştı be akılsız. Diğerlerinin farkında değillerdi. onları boş ver. Fakat temizlikçi kızın kaybolduğunu millete nasıl izah edeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.