Sahibine Mesajlar
Sn. Ersin Tatar, KKTC, dünyanın al benisi yüksek vitrinine adım adım yanaşırken, som ağızlılar rahat durmuyor. Etin % 300, Sütün %238 Un fiyatlarının %136 daha pahalılaştığını, Allah’ın tüp gazının 245, dilimli ekmeğin 35, kıymanın 170-180 TL olduğunu dile getirip pişmiş aşa su katıyor. Mesele egemenlikse 100 gram kıyma, yarım önge et, haftada iki yumurta neyimize yetmezki. Çocuklara süt yerine su içirtmek dururken bu tepki nesi oluyor diyecektim ama dilim varmadı.. Sn. Tatar, açlığı, yalnız kendi büzülmüş midesinde değil, çocuklarının da büzülmüş karınlarında duyan bir adamı ne korku nede egemenlik ırgalar. Korkutmaya çalışanlar analarının ebesinin damını görür.
**
Sn. Ünal Üstel, hayatı oldum olası hep güzel olarak görüyordum. Ama sizin gibi yalan okyanusunu geçtim, kıyısından bile geçmeyen birisinin Tekneciğin depoları akaryakıt ile doludur açıklamasına karşın, El-Sen başkanın Teknecik’te yakıt bitti. Kıb-Tek Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Paşa’nın 1 günlük yakıt kaldı yalanları bu güzelin önüne katarak çekti. Sn. Üstel yaprak eğer ağaçtan düşerse rüzgarın oyuncağı olur diyenler halt etmişler. Haspel kader, o yaprak Kuzey rüzgarlarının esintileri ile koltuğa oturursa, oyuncak olma yerine dansın tüm figürlerini sergiler. Güç zehirlenmesi yaşayanların. tekmeye kafa atmak yerine karambolde en yakınlarının kafasına tekme atmasına bayılıyorum
**
Sn. Süleyman Soylu, bazı yalan makineleri, insan elbisesi giyen yaratıkların, sizin Suriye’de İdlip kentinde olduğunuz sırada, İstiklal Caddesinde bombayı patlattığı yalanını söylediler. Bununlada yetinmeyerek, tam o sırada ‘Cihat’çı El Nusra ile görüşmede olduğunuz yalanını da ısıttılar . Dahası, sizin ÖSO’nun nüvesini oluşturan El Nusra ile görüşmenize misilleme olarak İstiklal Caddesinde bombanın patlatıldığını söylediler. Sn. Soylu, elin ağzı torba değilki büzesiniz. Sizi ve El Nusra’yı ayni karede göstertmeye çalışanlara ben ağzım ile küfür etmiyorum. Ama onlara sadece bir yerim ile katıla katıla gülüyorum.
**
Sn. Oğuzhan Hasipoğlu, UBP’de, Çatalköy Örgüt Başkanı Hüseyin Höyük, Lapta Örgüt başkanı Talat Çiftçi, Güvercinlik örgüt başkanı Nurullah Arslantaş ve Akdoğan Kadın Kolları Başkanı Eylem Dolmacı’nın görevlerine son verildi. Mustafa Aktuğ, Fuat Namsoy ve İbrahim Erbildim hakkında disiplin işlemleri başlatıldı. Cem Dana’nın istifa dilekçesi kabul edildi. Partinin ağır toplarıdan Türkay Tokel için alınan ihraç kararı ‘UBP’deki 5.6 şiddetindeki depremi .7.7 şiddetine çıkarttı. Deprem duvarlarda çatlaklar oluştururken, çatıya da zarar verecek gibi. Sevgili Oğuzhan, yağmurlar olmasa çiçekler kurur. UBP’de değil yağmur bulut bile kalmadı. Belediye çiçeklerini nasıl sulayacaksınız diye sorsam.
.**
Sn. Nazım Çavuşoğlu, Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle, valum gücü yüksek açıklamanızda, bazı okulları muk götürmesine karşın, çocuklara daha iyi bir yaşam sunulması gerektiğini söylediniz. "Kadın derin. Ama adam yüzme bilmiyor." Çocuk sevgisi büyük ama adamın yüreğindeki sevgi küçük diyor Ayşaba. Sn. Çavuşoğlu, Mesele eğitim bakanı, olmadı Tarım Bakanı, o da olmadı İçişleri Bakanı olmak değil. Mesele bir işi becerme yeteneğinden yoksun olunmasına karşın Süper Bakan denilmesi de değil. Mesele problemlere baktım çözülecek gibi değildi, bir düğüm de ben attım da değil. Mesele istifa müesesini çalıştırarak eliniz ile yapamadığınızı ayaklarınız ile yaparak mahalleye gitmektir.
**
Sn. Tufan Erhürman, Türkiye’ye alınmayan Kıbrıslı Türklerin listesi, uzayıp giden tren yolları gibi uzuyor. Listeye, son olarak Başaran Düzgün’de eklendi. Millet, susma sustukça sıra sana da gelecek derken, Tufan Erhürman bile bu konuda “404 not found” gibidir. İnsanımız hava alanından geri döndürülürken, kar yağarken, sessizce bir birine zarar vermeden yol alan kar taneleri gibi sessizliğini koruyor. TC Elçiliğine randevu alıp gitse ve aktif poltika gütse diyor. Tufan hocam, kapıdan çevrildikçe galiba tüm hayatımız boyunca yanlış melodiyle dans etmiş hissine kapılıyoruz..
**
Sn. Hamide Avcıbaşı, KTÖS İnsan Hakları ve Eşitlik Sekreteri olarak, buz gibi gol yemelerine karşın, mızıkcılık yaparak gole off-side diyen. Arkalarını Eğitim Bakanlığı içinde cirit atan malum şahsiyetlere dayadıkları için kendilerini yenilmez sanan. Her kaybettikleri maç sonrasında ‘‘Şampiyon’ olmuş gibi tur atan. Yetenek düşmanı oldukları için Eğitim Stadında, topu altı pastan dışarı attıktan sonra ‘Gol’ diyerek tribünlere koşan. Ve olmayan golü ballandıra ballandıra anlatanlardan eğitimde eşitlik istiyorsunuz. Sn. Avcıbaşı, Cilalı Taş devrinden kalanlar Çocuklarımıza ‘İran’dan devşirme düşünceleri değil, Atatürk’ün layık düşüncelerinin yanısıra sevgi vereceklerini öğrenecekler..Öğrenemezlerse meda zori öğretilecekler
**
Sn. Fuat Namsoy, Lapta-Alsancak- Çamlıbel belediye başkan adayı olarak, kolları sıvadığını gözlemledik. Brütüs’ün sapladığı hançerin yarası geçer. Ama acısı yürekte yıllarca kalır. Hançere boş vermişlerden bir demet, aldırmalardan bir buket sunduktan sonra, tarla yolu Monobadi’den çıkarak, Amerikan Asfaltında uçarak gitmeye başladın. Kanka tercih etme üstadı zat-ı muhteremlere, ülke ve parti idare etmesini öğrenmenin, kılıç kullanmasını öğrenmekten daha zor olduğunu Aktuğ ve Erbildim ile gösterttin. Sn. Namsoy, Rüzgar birileri için sert esmeye başladıysa, bırak söğüt düşünsün. Çınara zaten bir şey olmaz.
**
Sn. Nazif Elyeli, Çanakkale mahallesine çağrı yaparak Muhtarlık seçiminde Abbas Mendeli’nin Muhtar, seninde Aza adayı olduğunu açıkladın. Ve desteklerini beklediklerini belirttin. Millet bugüne kadar hayatları boyunca yanlış melodiyle dans etti. Dans sırasında parmak ve nasırlara basılmadan dolayı acı çekti. Eminim bu defa doğru melediyle en güzel şekilde dans ederler. Sevgili Nazif, Fırına yemek salmadan önce 40 kere düşünüp 'ya elektrikler gidersa' gaylesi yaşarken, alamadıkları hizmet için keşke bunlara oy vemeseydim. Bu defa oy verecek eli keserim diyenler, bekledikleri hizmet için sizi görmezden gelmeyecek. Hayırlı olsun.
**
Sn. Özdal Kerem, Girne Belediyesi bağımsız başkan adayı olarak, sorunlar yumağı Girne’de, yumağı itina ile çözeceğinizi belirttiniz. Girne’yi büyük bir gemiye. Otellerini de kamaralara benzeterek geminin su alması halinde lüks kamaralarının anlamının da kalmayacağını dile getirdiniz. Sorunlar yumağının çözülmesine androş konulması halinde “Ciklos’u kapatır, Meclis’i basarız” dediniz. Kar, doğanın incisidir. Tüm zarafetiyle misafir gibi gelir ve sessizce gider, vedası da zariftir.Aman siyasetin incisiyim dediğiniz noktada misafir gibi gelip, zarif bir şekilde veda etmeyin.
**
Sn. Serdinç Maypa, senin çekim gücü yüksek antenler, Vakıflar idaresi Genel Müdürü, İbrahim Benter’in görevden alınacağı duyumlarını tespit etti. Sevgili Serdinç, aylardır Kızılay'ın başına yerleştirdiği damadı hakkında yazdıkların ile Vakıflarda yaşanan onca skandal nitelikli iddialara karşın, Benter, Ana destekli, yavru itmeli koltukta hala daha oturuyorsa, gel seninle Aydın Tansel’den ‘zor dostum zor’ şarkısını dinleyelim. Serdinç, KKTC Bol Kepçe Lokantasının açık büfesi özel kişilere her daim açıktır. Çukur tabaklar doldurulurken, andilla koyarak bakarken ‘Tıssss’ sesini bile çıkartmayanlar ahmaktır
**
Sn. Okyay Sadıkoğlu, be arkadaşlar dereyi görmeden neden paçaları sıvadınız da belediyenin koltuğunu sahiplenmeye çalışıyorsunuz. Beni hesaba katmamanın acını yüreğindeki ince sızı sonrasında duyacaksınız imasında bulundun. Yalakanın, yağdanlık ve emir erlerinin kol gezdiği, çukur tabakların doldurulduğu Bol Kepçe lokantarının bol olduğu KKTC Yandaş ‘İstihdam’ diyarı senin gibi dürüst insanlara ihtiyaç duyuyor. Sevgili Okyay, Kardan adamların krallığı güneş çıkına kadardır.unutma.
**
Sn. Ebru Törehan UBP Değirmenlik -Akıncılar Belediye Başkanı adayı olmana karşın, Siyasi arenanın iki ağır topu DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu ile DP Genel Sekreteri Serhat Akpınar, DP üyeleri ile birlikte Değirmenlik Asma Altı kahvesinde seninle bir araya gelerek sana destek belirttiler. Ağzı Temmuz sıcağı, bakışları sonbahar olanlar senin için dudak büküyor. Ama bunlar ummadık taşın baş yardığını unutmuşa benziyor. Sn. Törehan, Sesini değil seçim ile ilgili sözlerini yükselt. Unutyma, çiçekleri büyüten gök gürültüleri değil yağmurlardır.
Fıkra
Cenaze Şoförü
Taksicilikte ilk günü olan şoförün taksisine binen müşteri şoföre bir şey sormak için hafifçe omzuna dokunur.
Omzuna dokunulmasıyla Şoför bir çığlık atıp, direksiyonun kontrolünü kaybeder
ve kaldırıma çıkıp, bir vitrinin önünde arabayı durdurur ve arkaya dönüp müşteriye:
"Bir daha bunu yaparsan gözünü patlatırım!" diye bağırır.
Müşteri;
"Ufacık dokunmanın sizi bu kadar korkutup sıçratacağını düşünemedim, özür dilerim" der.
Kendini toparlamış olan şoför, müşteriye dönüp:
"Haklısınız, sizin kabahatiniz yok, bugün benim taksicilikte ilk günüm, 25 senedir cenaze arabasında şoförlük yapıyordum da!"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.