Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Sn. Ayşegül Baybars Kadri, KKTC’ye gelip, Cavit amcanın (Covit 19) fendine uğrayanlar, oturma izinleri bitince geri dönemiyor. Bakanlığınız dün akına uğradı. Millet cezaya düşmemek için oturma iznini bir süre uzatma çabasına girişti.çalışma izni ve oturma izni bitenlere bir çare ürettiniz. Ancak turist veya kendi işleri için ülkeye gelenler, Uçakların kanatları covit 19 ile ağırlaşınca ve b.. yeme otur oturduğun moduna girince, bu insanların iki ayağı bir pabuca girdi. Gemilerde de 80 takla atıp yer bulamayınca bir pabuca giren iki ayakları topal leyleğe dönüştü. Bu insanlar sizden yardım bekliyor. Bizim Minik Kuşlarda sizin Allah Kerim, daha sonra bakarız dediğinizi söylüyor. Sn. Bakan Allah Kerim’de, bizim Kerim’in kuyusu çok derin. İnilince çıkılmıyor. Kuyuya bir ip atsanız diyorlar.

Sn. Ali Pilli, ülkede tahmin edilenin üzerinde pozitif vakaya rastlanması üzerine, sokağa çıkma yasağını, yeniden gündeme getirmeyi düşündüğünüz söyleniyor. Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nde gündeme geldiği söylenen 21 gün Sokağa Çıkma Yasağı konusunu, hükümetin de gündemine aldığına vurgu yapılıyor. Alınması gereken önlemlerin hükümete sunulmasına rağmen, hükümetin kendi bildiğini okuması ve işlerine geldiği gibi davranması, “Halk Sağlığı” deyip, tam tersini yapması, sanırım iyi şeyler yapan ve yapmaya devam edecek olan sizide zor durumda bırakıyor. Sn. Pilli, siz iki üç hamle sonrasının düşünüldüğü satranç oynarken, bazıları attığı zarın getirdiği sayının oynandığı ‘Tavla’ oynuyor. Sonra elimizden geleni yaptık diyor. Vallahi o birileri elinden geleni yaptıktan sonra, sıra ayağından geleni yapmalıdır. Mesela ‘Gitmek gibi’

Sn. Tufan Erhürman, Sosyal medya hesabınızdan yapmış olduğunuz paylaşımda, hükümete istifa çağrısında bulundunuz. Derhal istifa edin ve bu memleketi artık rahat bırakın. Bugün artık geldiğimiz noktada, bir tek cümle söylüyorum sizlere, derhal istifa edin. Derhal istifa edin ve bu memleketi artık rahat bırakın ifadesinde bulundunuz. Sevgili Tufan, sanırım birileri alkış isteyen ıslığa da katlanır düşüncesi ile istifa müessesini çalıştırmaktan korkuyor. Annelerin, çocuklarının aklından tutacakları yerde ellerinden tuttuğu örneğinde olduğu gibi istifa bir erdemdir sözünü tutma yerine, bizimkiler koltukların sapından tutmayı ve bırakmamayı tercih ediyor. Aşk, gülü dikenle avuçlamak demektir diyorlar. Bamya, biz halk olarak severek seçelim dedik, hemde dikeni boş vererek kaktüsü avuçladık. Halimizi görüyorsun.

Sn. Narin Şefik, Yüksek mahkeme başkanı olarak, şu tebliğ işlerine bir göz atsanız iyi olacak kanaatindeyim. Yeniboğaziçi Belediyesini, bazı şahıslar dava etti. Yargıç gün verdi. Davacı mahkemeye gitti ama davalı Yeniboğaziçi Belediyesi yetkilileri mahkemede hazır bulunmadı. Neden diye merak ettik. Meğer tebliğ memuru Yeniboğaziçi Belediyesinin yerini bulamamış ve tebliği yapamamış dediler. Halbuki bana sorsalardı, yerini öğretir, önce düz git. Sol yaptıktan sonra sağ yap, kapısı duvarda göreceksiniz der ve tarif ederdim. Sn. Şefik denizde, gölde boğulanlar olur. Ne yuttukları bellidir. Ama bataklıkta boğulanın ne yuttuğunu araştırmaya gerek yok sanırım.

Sn. Emre Hacı, senin Allah’ın sevgili kulu olduğunu bilmesem, inan İçişlerindeki bu belalı görevi sana sırf seni ezmek için verdiğini düşünecektim. Sen İçişleri için bir şans, oradaki görevin senin için şansızlık. Sabahleyin bakanlığı dolduran halkın işlerini yapmak için bakanlık kazan sen kepçe çabalayıp durdun. Birçok insanın hayır duasını aldın. Bakanlığa yönelik küfürlü hicaz makamında beste, okkalı küfür makamında seyahi makamındaki güfte düzenlenmesini önledin.

Sn. Ahmet Soyalan, vallahi bizim Minik Kuşlar rahat durmuyor. Son iddialarına inanmadım ama size bir aktarayım dedim. Güya Mart ayı zamanında kapatılan ve gidiş ve gelişlerin yapılmadığı günlerde, poliste görev yapan sivil hizmetlilere ek mesai yapmamalarına karşın, 2000 civarında bir ek mesai ödendiğini iddia ediyor. Be yavrular çalışılmayan günde ek mesai ödenmez. O da nerden çıktı dememize karşın, bir ısrar bir ısrar sürdü gitti. Güya emekliye çıkan eski Polis eski Genel Müdürü Manavoğlu’nun ek mesailerin ödenmesi konusundaki genelgeyi de yanlış bulması nedeniyle imzalamadığını da söylüyorlar. Sn. Soyalan, Hatçe Teyze, düşünmeden yapmanın cezası, yaptıktan sonra düşünmeye mahkum olmaktır diyor.

Sn. Özal Ziya, muhalefete soruyorum; ayağa kalkmak için birinin ölmesi mi gerekir? Dedin. Ve muhalefetin ayakta eğil, kuş tüyü yatakta horul horul uyuduğunu ima ettin. Sevgili Özal, iktidarda iktidarsızlık yaşayanlarda, onları dürtüp uyandıracak olan muhalefette derin yaz uykusunda. Yaz uykusundan sonra kış uykusu moduna geçecekler. Onlar kış uykusunda uykuya devam derken, halk olarak bize Allah’a dua etmek kalacak. Ben, Tanrım bana bir sandalyenin sabrını ver. Ki tüm g….rin gürültülü gürültüsüz, hava kaçırmalarına, sabredip dayanabileyim duası ediyorum.

Sn. Hakkı Celal Önen acilen bu hükümet istifa ederek yerine teknokratlardan oluşan bir kriz hükümeti kurulmasına imkân verilmeli dediniz. Ve beni inanın katıla katıla güldürdünüz. İlahi Hakkı hocam, Aşk, kalbimizin nasıl saygısız misafiriyse ve sormadan gelir sormadan giderse, iktidarda iktidarsızlık yaşayanları da seçim kutularından sorarak getirir, başımızın tacı yaptıktan sonra sormadan gitmelerine bile müsaade etmeyiz. Bu nedenle KKTC For Ever Restoranında çukur tabaklar henüz dolmadı. İstifa denen erdemi lütfen başka kapıya gönderin diyorlar.

Sn. Resmiye Eroğlu Canaltay.. Çok zor soruların olduğu bir sınavdayız. halk olarak, geçer not almamız gerektiğinin bilincindeyiz. Milletvekilleri olarak sizlerde, uğraş veriyorsunuz. İdari, sağlık ve sosyal işler komitesi olarak herkesin sorumluluğunu bilmesi gerektiğini, bilmeyen ve maske takmayanlara da 380 Törkiş Liracık gibi devlete bir teberü bir bağışta bulunmaları gerekeceğini belirttiniz. Yasa Pazartesi geçiyor. Maskesizlere pamuk eller cebe diyeceksiniz. Avukatlar ve yasa koyucular, terzi gibidir. Kendilerini kesmezler, araya gireni keserler. Bu defolu kumaşları da kesin, biçin ve şekilsizliklerini şekle sokun. Ki, Hanya’nın Girit’te, Konya’nın Türkiye’de olduğunu öğrensinler.

Sn. Ali Murat Cellatoğlu, Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimar Odası Birliği’ne bağlı Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Başkanı olarak, inşaatı devam eden pandemi hastanesinin, projesinin hangi ülke ve arazi nizamlarına uyularak çizildiğini sordunuz. Başka ülke diyerek, Türkiye’yi işaret ettiğiniz açıklamanızda, orasının standartlarına uyularak tasarlanmış bir projenin ülkemizde uygulanmasının ileride ciddi sorunlara, hatta mal ve can kayıplarına sebep olabileceğini belirttiniz. Sn. Cellatoğlu, soyadınız Cellat ama siz insanların canına kast etmek yerine hayatlarını kurtarmak için uğraş veriyorsunuz. Ancak soyadları Cankurtaran olsa bile, Sarayönü’nden öteye gidemeyen vizyonları ile insanların hayatlarını risk altına sokuyorlar. Siz ve sizin gibi insan hayatına değer verenler ışığın peşinden giderken, maalesef bizi idare ettiğini sanan bazıları ise gölgenin peşine düşüyor.

Sn. Derlen Özgeç, göğüs hastalıkları uzmanı bir doktor olarak, Pandemi Merkezi’nde çalışan doktorların, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi’nin, aldığı kararları hiçe sayan Bakanlar Kurulu’na tepki verdiğini söylediniz. Hekimler halkın sağlığı telinden, siyasilerin ise başka telden çaldığını dile getirdiniz. Sn. Özgeç, hekimlerin vurduğu telden, hoş sedalar çıkıyor. Ama siyasilerin tellerinin akordu bozuk. Söylemlerinde de detone oluyorlar. Ünlü düşünür Demokritos, aklın üç işareti vardır; İyi düşünmek, iyi söylemek, iyi yapmak demişti. Doktorlar buna uyarken, siyasiler uymayınca, halk olarak noktayı cümlenin sonunda değil. Tereddüt ettiğimiz yerde koymayı öğrenmemiz gerekir. Ne dersiniz?

Sn. Yılmaz Öztürk, sosyal medyadaki paylaşımında, hükümet istifa diye yazdın. Da bal demekle ağız tatlanmaz ki. KKTC For Ever Bol Kepçe Lokantasınaki çukur tabaklar doldurulurken, o restoran bırakılıp da gidilmez ki. Sevgili Yılmaz, bizim minik kuşlar hükümetin istifa edeceği müjdesini verdi. Çıkmaz ayın, çıkmaz Perşembe gününe rastlayan 31 Şubat günü hükümet istifa edecekmiş.