Sahibine Mesajlar
Sn. Ersan Saner, hükümet programını Mecliste, siftah bismillah diyerek hayırlısı ile okudunuz. Ağzınızdan bal dökülerek, ülkeye hayırlı işler yapacağız dediniz. Ancak bal demekle ağızların tatlanmayacağınız bildiğimizden sizi dinlerken, ilk olarak 13 maaşları Allah’a havale ettiğinizi ve Allah bize pardon Anamız bize bizde size imasında bulundunuz. Sn. Saner, oduncuyu bal alacak keriz olarak görenlerin, oduncunun baltası olduğunu da unutmaması gerekir. Vallahi bizler hisar altında Pirili oynayarak büyüdük. Bir Pirili için gözyaşları döktük. Neron Roma’yı yakmış. İnanın bizler o Pirili için değil Roma’yı, halk olarak toptan hükümeti yakarız.
**
Sn. Ali Pilli, Devlet Hastanesi yeni ve eski Başhekimlerinin de bulunduğu 5-6 kişilik bir ortamda, Covit 19, ma Ali Pilli, Sağlık Bakanıdır diyerek, sizden ödü kopmuş olacak ki, sizi es geçti. Ya geçmeseydi? Ve fiziki olarak orda olup da işletsev olarak orada olmayan tüm bakanları da temaslı yapmış olsaydınız, memleketin hali nice olurdu dersiniz? Sn. Pilli birlikte olduğunuz insanlar pozitif çıkarken, siz messivari çalımlarla, ama negatif çıktım demişseniz, dikkat edin, amalarla doğru söylemeyi kaybettiniz. Ama negatif, pozitife dönüşürse, kеşkеlеrlе kendinizi mahvedersiniz.
**
Sn. Oğuzhan Hasipoğlu, Süper Ligde mücadele edecek takım kurulurken, takımın yıldızları arasında gösterilen ve muhtemelen takımın kaptanlığını yapacak olan Oğuzhan Hasipoğlu’nun yedek bile sahaya çıkartılmaması millette şok etkisi yarattı. Gerek Maraş konusunda, gerekse ülkeyi ilgilendiren birçok konuda partinin, Uluslar arası arenada da ülkenin sözcülüğünü yapacak senin ağzına bandaj değil, doğrudan tıkaç konulması şaşkınlık yarattı. Sevgili Oğuzhan, Ayşaba, siyaset turşu suyu gibidir. İçenin midesi bulanır, içmeyenin ağzı sulanır. Tamam, da turşu suyundan midesi bulananların midesindekileri de üzerimize boca etmemeli dedi
**
Sn. İzlem Gürçağ Altuğra, UBP’nin gelmiş geçmiş başkanlarının yanında, yalanları ile meşhur yalancı çoban bile zemzem suyu ile yıkanmış ak paktır. Ersin Tatar, ma ne be ama HP bir kadını bakan yapar da koskoca UBP bir kadını bakan yapamaz mı diyerek seni bakan yapacağını söylemişti. Hatta hafızam beni yanıltmıyorsa, ilk kabinede bile yer aldığın söylenmişti. Sonra bazı bakanlar görevden alınırken, yine sana sözler yeminler edilerek, bakan yapılacağın belirtilmişti. Ancak daha sonra, Kadın hakkı diye bir şey yoktur. Çünkü " Hakkı’’ erkek ismidir düşüncesi ile Messivari çalım atıldı ve sözler unutuldu. Sn. Vekil, kadın vekillere yapılanlar siyasetin bir ayıbı olarak nitelendirildi. Da, bazı arkadaşların ayıptan bir milyon yıl evvel doğduğunu unutmamak gerekir. Ayşaba, bakanlık İzlem gızımın hakkıydı. Kilo aldırmıyor diye kul hakkı yiyenlerin cezasını, Allah yarına bırakır, ama asla yanlarına bırakmaz dedi.
**
Sn. Hasan Sadıkoğlu, İskele Bölgesindeki sahil bölgesinde, arazileri kapişari düzeni içerisinde yetiştirenin kapması ve kumların üzerine bile inşaat yapmaları sonrasında, bizim Minik Kuşların konabileceği bir metreye bir metre ebadında bir yer bulamadık. Ayrıca alakaya maydanoz yapılara izin verilmesi sonrasında, Girne’ye dönüştürülen bölgede, denize geçiş yapabileceğimiz monobadi bile olsa bir geçit yeri arıyoruz. İskele Belediyesi olarak bize yardımcı olmanızı istirham ediyoruz. Sn. Sadıkoğlu, sizlere rağmen, ÇED raporuna aykırı, Allahlık projeler ile sahile, alakaya maydanoz binalar dikenler ve dikmeye çalışanlar, işlerini bitirdikten sonra Allаh’а emanet olun diyerek gidiyorlar. Tabi bu duruma gülüyoruz. Sizlerden, umudumuzu kestiğimizden Allah’tan bаşkа kimimiz kaldı ki?
**
Sn. Nihal Çavuşoğlu, deveye cilve yap demişler, dokuz dükkânı yıkmış. Bazı müteahhitlere de tamam yasalara uygun bina yapın dedikleri noktada, bölgeyi ikinci Girne yapmak için kolları sıvadılar. Kaplumbağaların yumurtladıkları sahili, canlıların özellikle kuşların durup dinlenecekleri yeşil alanı ve insanların huzur içerisinde yaşam sürecekleri bölgenin içine etmek bölgeyi beton dantel ile örmeye başladılar. Ne mor bölge, ne yeşil bölge nede kamusal alan bıraktılar. Nihal hanım, Osmanlı zamanında herkes borcunu sikke sikke (Yanlış anlaşılmasın Osmanlı parasını kastettik) ödüyordu. Devir değişti. Sanırım yine Osmanlı dönemine dönüş başladı. Bu nedenle, birilerine yaranmak veya belli kazanç sağlamak için yanlış işlere imza atanlar seçim zamanı, halk olarak borçlarını bize sikke sikke (Osmanlı parası) ödeyecekler.
**
Sn. Cenk Özdağ, günlük olarak verdiğin hava durumunu içeren bilgilere katkı yapmak isteyenler, bölgedeki hava durumunu bildirsinler dedin. Sevgili Cenk, Silihtar bölgesinde hava sisli ve kapalı, Başbakanlık Bölgesinde ise dolu yağışı sürüyor. Bakanlıklar bölgesinde gök gürültülü yağmur devam ederken, yollardaki su birikintileri nedeniyle arabaların tumba olması riski var. UBP parti binasının bulunduğu köşklü Çiftlik Bölgesinde ise sert esen rüzgarın, fırtınaya dönüşebileceği belirtildi. Çatılardaki kiremitlerin uçabileceği göz önünde bulundurularak dikkatli olunması gerektiği tavsiye edildi.
**
Sn. Çiçek Rıdvanoğlu, Kermiya bölgesinde 5 yıl önce araba çarpması sonucu hayatını kaybeden, kardeşiniz Asya Rıdvanoğlu’nun anısını yaşatmak için okuduğu ilkokula salon yapmak için kampanya düzenleyerek para topladınız. KKTC For Ever’de yaşadığınızı unutarak, toplanan parayı bankadaki hesaba yatırarak, bu iş tamam dediniz. Ama kardeşinizin ismi verilecek tamam diyenler, işi tamam kazığına bağlayarak size de soğuk su ikram etti. Şimdi salon olmadı park yapacağız diyorsunuz ve o zamanın müdürünün 15 bin TL’nin hesabını veremediğini söylediniz. Çiçek hanım, bazılarının babalarının adı Hıdır, ellerinden gelen de budur. Bekârın parasını it, yakasını da bit yerken bizim ciğerimizi de bazı damda gezer takyanoz vur beline kazmayı modundaki şahıslar yer.
**
Sn. Doğuş Derya, kabineyi eleştirirken, İlahiyat mezunu olan bir kişi, Ekonomi ve Enerji Bakanı oluyor. Üstelik bakanlık devir teslimine sünnet törenine gider gibi kalabalık bir orduyla gidiyor dediniz. Kısacası, bal demekle ağız tatlanmaz imasında bulunarak, neresinden tutsanız dökülen bir kabinenin, cinsiyetçi olmasını beklemeyeceğimizi söylediniz. Ve bu ataerkil yapıdan kadın bakan çıkmasının sürpriz olacağını belirttiniz. Sevgili Doğuş, kadını gözlerindeki ‘FAGO’ ya rağmen göremeyenler, inan buğulu cаmlardaki sözlеr gibidirler. Yani halk olarak bizlerin yanı sıra, kadının nеfеsi olmаdаn bir hiçtirler. Yakında Hanya’nın Girit’te, Konya’nın da Türkiye’de olduğunu öğrenecekler.
**
Sn. Ali Alioğlu Kıbrıs Türk Narenciye Üreticileri Birliği (KTNÜB) Başkanı olarak, zülfikara bir dokunana bin ah çektiniz. Bakanlar Kurulu’nun dönemlik narenciye işçilerinin adaya 6 aylık süreyle getirilmesi konusunda karar aldığını bu kararın yeniden alınması gerektiğini, narenciye kesim ekiplerinin getirilmemesi halinde, dağlar Mehmetali çağıracağını, Narenciyecilerin de ‘Yandım anam’ türküsünü söyleyeceğini belirttin. Başkan, sen hadım edildiği için çocuk yapma yeteneğini kaybeden birisinden, çocuk yapmasını istiyorsun. Ayşaba, annemin “Allah bеlаnı versin” dediği gün, halkla birlikte seçmiştik bu efendileri. Onlar erdi kerevetine, bizler ise ortak olduk
**
Sn. Ahmet Sennaroğlu UBP’nin, Büyükkonuk Belediye Başkanı olarak yeni kurulan azınlık hükümetinin Bakanlar Kurulu kabinesini eleştirirken, dolaylı olarak, ne be ama başka birisi yokmuş gibi, İskele'ye hep ayni kişiyi bakan yapıyorsunuz diyerek,. İskele'den kabineye yıllardır ayni isimin girdiğini söylediniz. Sn. Sennaroğlu, oya dönüşecek olan hindinin geleceği yerden, birileri tavuğu esirgemiyor. Bölgede birileri, eğer partiye fazladan oy toplanacaksa ve birilerine de ceza verilecekse, savcı da biz, yargıçta biziz diyor. Ayşaba, nişanlıyken erkek konuşur kız dinler. Evlenince ikisi konuşur mahalle dinler. İskele bölgesinde de güçlü olan Nazım Çavuşoğlu konuşur, parti dinler dedi. Bilmem anlatabildimmi?
**
Sn. Mehmet Harmancı, Lefkoşa Türk Belediyesi olarak, pandeminin kırbaç, ekonominin kılıç olduğu ve insanları doğradığı bu günlerde, siftah yapmamanın yarattığı baş ağrısına, ağrı kesici ilaç oldun. Arasta esnafına pandemi döneminde Arasta esnafının grak grak ettiği pandemi dönemde, onlara gerçekleştirdiğin etkinlik sonrasında bir damla su oldun. Stoklarda kan bitti, ameliyatta olan Arasta isimli hastamız için acil kan aranıyor çağrısına uyarak, en azından hastanın ameliyat masasında kalmaması için kanı yetiştirdin. Ayşaba hayır duam Mehmet ovlucuğumunan olsun. Tuttuğunu altın etsin derken, dolu olup dangur tungur yağarak zarar vermek yerine, kar taneleri gibi bir birimize zarar vermeden yol alabileceğimizi de göstertti dedi.
**
Sn. Bülent Dizdarlı, doktorum öncelikle geçmiş olsun. Temaslı olmanız nedeniyle kendinizi karantinaya almanız, vay be doktoruma helal olsun diyen, birçok kişiye örnek oldu. Ayrıca 23 Aralık sonrasının çok kritik olduğunu belirterek, herkesin evinde kalması gerektiğine vurgu yaptın. Sevgili Bülent, bazı çift hörgüçlü develere cilve yap denildikten sonra, dokuz dükkân yıkmaları sonrasında, her türlü nalet okumadan nasibini almalarının aksine, sen bugüne kadar olduğu gibi, tek bir kalpte bir çiçek yerine, birçok gönülde buket olmayı sürdürüyorsun. Yola devam.
**
Sn. Kubilay Özkıraç, El Sen olarak yeni hükümet ile kavgaya erken başladınız. Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’na güvenlik hizmeti veren güvenlik şirketinin, tesis ambarlarında görevli olan bekçilerin, son günlerde taciz edildiğini ileri sürerek grev kararı aldığınızı belirttiniz. Kötü hava koşullarında, halkın düşünülmeyerek grev kararı almanız sizin tasarrufunuz. Ancak elektrik faturalarını alırken ceryanın bizi tepmesi sonrasında UU Banayamu yada Aman Allah’ım diyemeyen bizlerin hakları kimin tasarrufunda diye sorsak. Geçen ay oğlanın iş yerine gelen elektrik faturasının karşılığı 20 bin küsur. Ödendikten sonra gelen 17 bin küsur Törkiş Liranın yarattığı yıkımı Kanuni’nin Kadısı Ebu Suud Efendiye mi şikâyet edeceğiz. Sevgili Kubilay, eskiden ekmek aslanın ağzındaydı. Sonrasında midesine indi. Ceryanın sürekli olarak faturaları ile bizi tepmesi nedeniyle vallahi şimdi aslanda aç. Ne yapacağız dersin.
Günün Fotoğrafları
Günün Fıkrası
Ananda var
Babası çocuğuna güzel bir iş kurmak için paçaları sıvamış. Ancak oğlan salak olduğu için hiç bir işi beceremiyormuş.Babası ona ne is bulduysa hepsini elini yüzüne bulaştırmış berbat etmiş.
En sonunda babası tam otomatik bir sosis fabrikası kurdurmuş. Çocuğunu elinden tutup bari işi öğrensin diye hemen fabrikadaki bir sosis makinesinin başına götürmüş.
- "Bak oğlum" demiş. "Buradan böyle öküzü yolluyorsun... aha diğer taraftan sosis olarak çıkıyor bu kadar basit anladın mı?". Çocuk dinlemeden başını sallamış sallamış ve sonra babasının yüzüne salak salak bakmış ve;
- "peki buba buradan sosisi goysak öteki taraftan öküz olarak çıkar mı ?" diye merakla sormuş. Babası hemen cevaplamış:
- "Maalesef evladım o teknoloji bir tek senin ananda var..."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.