• BIST 8898.23
  • Altın 2919.746
  • Dolar 34.2096
  • Euro 37.8395
  • Lefkoşa 25 °C
  • Mağusa 25 °C
  • Girne 25 °C
  • Güzelyurt 22 °C
  • İskele 25 °C
  • İstanbul 21 °C
  • Ankara 20 °C

Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar (25 Ocak Çarşamba)

Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar (25 Ocak Çarşamba)
Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar (25 Ocak Çarşamba)

Sahibine Mesajlar
Sn. Ersin Tatar Kuzey  Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gerçeğini dünya artık görüyor ve anlıyor dediniz. Çok doğru. Egemen, bağımsız devlette, ilaç yok. Elektrik yok. Akaryakıt bir var bir yok. Siyasilerimizin lafazanlık yapmadan geçirdiği bir gün yok. Kaliteli yaşam zamlardan dolayı yok. Din ulemalarının, çember sakallı tespihli cemaat mensuplarının elinin değmediği gün olmadığını kör ve sağırları oynamayan dünya KKTC gerçeğini artık görüyor. Eskiden gözümüzde büyüttüklerimizin, kıçımızla güldüklerimiz ile eşdeğer olduğunu ve bir farkları olmadığını da görüyor.
**
Sn. Zorlu Topaloğlu, fırına yemek salmadan önce 40 kere düşünüp 'ya elektrikler gidersa' gaylesi yaşadığımız, sınav haftasında, elektrik gitmesin diye dua ettiğimiz Krizler yumağı ülkemizde Pandemi krizi, Ekonomi krizi, ay sonunu getirememe krizi, elektrik ve akaryakıt krizi derken  birde ülke dışındaki çocuklarımızın askerlik nedeni ile ülkeye gelememelerinden onları görememe krizi yaşıyoruz. Komutanım, krizler birçok Avrupa ülkesini de vurdu. işten durdurmalar ve işten el çektirilme durumları yaşandı. Bu nedenle, çocuklar bedelli askerlikte kullanacakları gerekli evrakları alamadı ve Asal Şübeye de gönderemedi. Ülkeye gelmeleri halinde işlerine dönememe korkusu yaşıyorlar.  Dört tambura beş ogga modundaki bazı siyasetçilerimizin 'Mikrofonları değil, ama siyaset anlayışları bozuk olduğu için bu konulara el atmadı. GK Komutanı ve askerlerin babası olarak siz yine bir babalık yapıp bu duruma el atarak kısa süreli af çıkartsanız ve aileleri sevindirseniz diyoruz
**
Sn. Zorlu Töre, başkanı olduğunuz, lafta ‘Yüce’ ama nisap ve kavga galaba nedeniyle ‘Cüce’ bir görüntü yansıtan meclisinizde geçtiğimiz gün ‘Kadınlar’ Din İşleri Başkanını ‘İstemezük diyerek yafta ile kazan kaldırdı. ‘Yüce’ dediğiniz ‘Gurrada’ araba gibi makinesi mangos eden, tekerlek rulemaları gacur gucur ses çıkartan, Tanrı’nın eğri çizgilerle doğru yazmasının aksine sizlerin doğru çizgilere rağmen eğri yazdığınız meclise, Vatan, Millet Sakarya Nurlu Ufuklar kitabından başınızı kaldırsanız ve bir baksanız diyoruz.  Ayşaba, Türkan Şoray, Yeşilçam’ın kanunlarını, taş bebek Gönül Yazar tarihini, Zorlu Töre’de gezdiği sünnet ve evlenme düğünlerinin tarihini yazdı dedi.
**
Sn. İzlem Gürçağ Altuğra, Türkiye Büyükelçiliğinin, hastaların tedavisi için satın aldığı yeni ERCT (Safra kesesi taşlarını kıran alet) aletinin hasta yoğunluğunun çok olduğu Lefkoşa’dan alınıp Mağusa hastanesine verilmesini anlayamadık. Bu aletin bazı doktorlar tarafından hastane yerine kliniklerinde kullanmasını hiç anlayamadık. Türkiye’de ERCT aletini kullanma kursuna giden ve orada gördükleri eğitim sonrasında birçok hastaya başarılı bir şekilde müdahale eden bazı genç doktorların önünün  neden kesilmeye çalışıldığını hiç anlayamadık. Haaa birde bazı ihaleler sona erdikten sonra, neden iptal edilerek bir başka firmanın işaret edilmesini de anlayamadık. Sn. Altuğra, bazı doktorlar, hep ben sonra yine ben zihniyeti ile etle tırnak gibiyiz demeleri filim arası reklamlardan ve filmin fragmanından başka bir şey değil. Reklam ve fragmanı kaldırsanız diyoruz.
**
Sn. Dursun Oğuz, Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal hakkında soruşturma kararı almadık dedikten sonra, kıyamam dediğiniz partidaşınız Hasan Taçoy, ‘’Soruşturma var” diyerek, yalancı çobanın tenceresinde, sizi ince ince kıyıp pembeleşinceye kadar kısık ateşte kavurdu. Gatriyaba yahu iki bakandan hangisinin ‘Yalancı çoban’ hangisinin ‘Doğrucu Davut ‘’ olduğunu çözemedim. Bu çözümü zor bilinmeyenli denklemi çözmemde birileri Allah rızası için bana yardım etsin dedi. Sn. Oğuz, kader birliği yaptığı arkadaşını yolda bırakanlar, delikanlılığın, belinde taşıdığı silah değil bedeninde taşıdığı yürek olduğunu herhalde unuttu. Bunların ununa sözüm yok. Eleğini astığı duvar yıkılsın derim.
**
Sn. Kasım Kuni, Cenk Mutluyakalı, geçtiğimiz günkü köşe yazısında, bir genç kızın, son demlerini yaşayan hasta babasını Ercan’a getirdikten sonra yaşadıklarını yazdı. Polisin yardım isteyen genç kıza neynan gelmiş bu, ufo ile mi gelmiş’ dedikten sonra ambulansta bekleyen hastanın işlemleri yerine paket serviscinin getirdiği pizaya yumulmasını anlattı. Müdürüm bazı polisler çok lakayıt ve çok kaba. Bazıları ise tam aksi çok saygılı ve kibar. Bir defasında Dörtyol’da polis tarafından evrak kontrolü için durduruldum. Genç bir polis o kadar saygılıydı ki hayran kaldım. Geçen gün Çamlıbel polisi tarafından durduruldum. Oradaki polis çavuşu, evrak isterken o kadar saygılıydıki,  onun bu yaklaşımına da hayralık duymamak elde değildi.  Ama kabalığın kitabını yazan bazı polisleriniz illallah dedirtiyor. Sn. Kuni bazı polisler cadde lambaları gibidir. Ülke insanını aydınlatır. Bazıları ise ev lambası gibidir. Sadece  kendini aydınlatmayı bilir.  
**
Sn. Asil Nadir, bir zamanlar aranızda su sızmayan. Kahvaltıda sevmek yerine, 2 duble rakıdan sonra herkes herkesi sevdiği gibi, karşılıklı menfaatlerde size büyük sevgi besleyen ‘Kankalarınız’’ Kıbrıs Gazetesini satınca bir başka deyişle öküz ölünce ortaklığı bozdu. İlk golü de Geçitkale Askeri Havaalanını elinizden alıp, askere vererek attı. Bu gol offside sayılmaz. Susup oturmamı beklemesinler dedin. Rahmetli babam dişleri dökülünce çiğneyemediği ete hasret kalmıştı. Sanırım Kıbrıs Gazetesini satınca sizde gerçek ‘Kankalara’ hasret kalacaksınız. Sn. Nadir, Hz. Ali akrabaların düşmanlığı ve dostların eziyeti yılan zehrinden daha acıdır demişti.
**
Sn. Emine Dizdarlı, siz eşiniz Bülent Dizdarlı ile ne güzel bir ailesiniz. Bülent doktorum insanların sağlığı için elinden geleni yaparken, siz toplumda yanlış şeyleri dile getirerek doğruya evrilmesi için elinizden geleni yapmaya çalışıyorsunuz. Lafları ile büyük olduklarını sananların, yaptıklarıyla ne kadar küçük olduklarını bize gösteriyorsunuz. 18 yaş altı çocuklara sözde dini eğitim ve Kur’an kursları düzenleyen dernek adı altındaki yapılanmalar yasaya aykırıdır derken, Eğitim Bakanlığı, Sosyal Hizmetler ve polis derhal devreye girmeli dediniz. Sn. Dizdarlı, Şehzademizi aradım ve konuştum. Çember sakallı, tespih dergahından mezun, takunyalı eşrafına posta koyulduğu için morali çok bozuktu. Çok üzüldüğünü dile getirdi. Kafasını emme basma tulumba gibi sallayan, ses kısıklığından muzdarip iktidarda iktidarsızlık yaşayanlara kızgın. Ama sizin gibi tavır koyan Atatürkçü kadınlarımıza hem kızgın hemde öfkeli.
**
Sn. İbrahim Benter, yıllardır Maraş Evkaf malıdır deyip duruyorsun. Cumhurbaşkanı ve Hükümet yetkilileri Rum’a çağrı yaparak Mal Tazmin Komisyonuna baş vurun malınızı alın diyor. Yetmedi Derinya’da TOKİ’nin sosyal konut projesi kapsamında binalar inşa edeceği söyleniyor. Vallahi gün yüzü hariç sayenizde tüm yüzleri gördük. Peki Derinya'daki sosyal konut projesinin yapılacağı alan, EVKAF'ın vakıf malı olduğunu iddia ettiği bölgenin içinde değil mi? Peki hükümet, EVKAF malına nasıl tapu verecek? Yoksa bu konutlara tapu verilmeyecek mi?” Anayasa evkaf malı satılmaz der. Anayasa ne derse desin. Deline deline eleğe döndü. Bir daha delinirse Allah günah yazmazmı diyorsunuz. Sn. Benter, delelim hiç durmadan delelim. Anasını sattığımın yasasını. Abbas’ın şerifine döndürelim
**
Sn. Ahmet Serdaroğlu,  Kamu İş olarak artık çok oluyorsunuz. davaların ustasıyım, dava kazanmanın da hastasıyım diyerek,  Hükümete karşı açtığınız davaları kazanarak hükümetin kariyerini yerinan yeksan etmenizi halk olarak kabul etmemiz artık olanaksız. Dövizin kur duvarına sıkıştırdığı Türk Lirasının ağzını burnunu kırdığı gibi sizin de 1.95 boyunuz ile elinize göre bulduğunuz, 1.50 boyundaki hükümetin dişlerini avucuna vermenize artık dur dememiz gerekir. Siz dava ringinde ‘Ağır Siklet’ dalında güreşirken, ‘Tüy Siklet’ dalındaki hükümeti evire çevire dövmenizi gönlümüz artık razı değil. Sn. Serdaroğlu, hükümet davalar konusunda ‘Loforiyolar’ gibi müzelik oldu. Ona davul zurnayla tavşan avına gidilmeyeceğini ikinci kez gösterttiniz.
**
Sn. Yusuf Avcıoğlu, Koskoca Kıb-Tek yöneticileri yakıt gemisi geliyor. Pazartesi yakıt boşaltılacak derken siz yakıt yok dediniz. Be abim o kadarcık ayıp kadı kızında da olur. Gemi Pazartesi gelmemiş olabilir. Önümüzdeki hafta Salı günü, o da olmadı 3 hafta sonraki Çarşamba gelir. Güneyden pahalıya yakıt alındığını ve zararın 14 milyon TL’yi geçtiğini söylediniz. Bu halk için ne gam nede keder. Ayda 3 bin TL yerine 4 bin öder farkı kapatır. Üstüne dip çamuru kullanan makinaların zararını da öder. Yusuf bak abim Aşkın olduğu her yerde hayat var. TIPIC aşkı ihale aşkı aşkların en büyüğüdür. Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz. Ama unun çoğundan çöreğin büyüğü olur. İkramda kusur yapmamak için ham yapmaları için Kıb-Tek Çöreğini büyük yapacağız.

***********************************************************************************************

Bifteği Nasıl Buldunuz?
Garson bifteği güçlükle kesmeye çalışan müşteriye pişkin pişkin gülerek, sorar:
- "Nasıl buldunuz?"
Müşteri yarı kızgın, yarı alaylı:
- "Bizim meslekte buna birinci kalite denir."
- "O halde siz kasap olmalısınız."
- "Hayır, kösele tüccarıyım"

327095506_937192197275787_4669923743012653107_n.jpg327021281_6007006022698016_92510777136002303_n.jpg

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler