Sahibine Mesajlar
Sn. Meclis-i Mebusan’ın aziz ve mümtaz üyeleri, hırslı, azimli ve devlet aşkı ile yoğurduğunuz çalışmalarınız inanın milletin gözlerini yaşartıyor. Mecliste haftada iki kez toplanırken, kapıları mühürleyip, koltukları kaderleri ile baş başa bırakmanız haftada sıfır çekmenize neden oldu. Boş gezenin boş kalfası olmanız nedeniyle size Nazar ediliyor. Yasaymış, bütçeymiş, ekonomiymiş, kurulacak yeni hükümetmiş boş verin tırıs gitsin. Ekonomik kriz, halkın geçim sıkıntısı, pandemi, zamlar, sonrasında Allah Kerim diyen birçoğunuz, Kerim’in kuyusunun derin olması ve ipin kısa gelmesi nedeniyle o kuyuda kalacak. Birçoğu güvenirliklerini kaybetmiş ve seçim arifesinde çok şeylerini kaybetmiş olabilir. Ancak yanlış açıklamalar ile onur ve cesaretini kaybeden her şeyini kaybetmiştir. Sn. Meclis-i Mebusan’ın aziz üyeleri bazıları bu duruşları ile yalnız koltuğu kaybetmekle kalmayacaklar arkalarından teneke ve cibbana çalınarak uğurlanacaklar. Gökten Hülya Avşar yağsa, bizim gibi toplumların başına cibbana çalınacaklar düşer. Ne diyelim?
**
Sn. Hasan Taçoy, rahmetli babam, bak oğlum büyük laf sarf etme ve boğazından geçeceği şüpheli büyük lokmada yutma derdi. Gugukça kuşu bile yutacağı kemiği önce münasip bir yerinde dener ondan sonra uygunsa yutardı diye de lafını tamamlardı. Şimdi sizde gurguranızda kalacak büyük bir laf sarf ettiniz ve başbakan olursam yerli havayolu şirketini hayata geçireceğim dediniz. Aman yol haritanızı belirlerken, batı yerine kuzeyi gösteren pusulanıza dikkat edin. Ayşaba, bir ekmeklik ununuz varsa onu ustasına teslim edin ve Çöreğin büyüğünün, unun çoğundan olduğunu da unutmayın. Maliyenin çuvalı delindi ve Un yerlere saçıldı. Bir ekmeklik un bile kalmazken, Hasan ovlucuğum bir fırınlık ekmeği nasıl yapacağını lütfen açıklasın dedi.
**
Sn. Ayşegül Baybars, Yamalı bohça azınlık hükümeti olarak nitelendirdiğiniz UBP-DP-YDP’nin nihayet, en sonunda doğru bir karar alarak, ülkenin hayrına olacak şekilde istifa ederek toplumun önünü açtığını belirttiniz. "Mutluluğu çorba yapıp, halkın eline çatal verdikten sonra çıkmaz sokağa bırakıp, yolunuz açık olsun diyen hükümetin kurulduğu günden bugüne kadar sayısız yasaya aykırılık, usulsüzlük yaptığını ve toplumun menfaatine olacak herhangi bir icraat yapmadığına vurgu yaptınız. Sn. Baybars, Allah aşkına, halkın hayrına hiçbirşey yapmadıkları şeklindeki iddianız bana göre yanlış. Örneğin aç kalmaktan korktuğu için ‘Oruç’ tutmayanları, ardı arkası kesilmeyen zamlar sonrasında, yarattıkları pahalılık nedeniyle mecburi ‘Oruç’ tutmayı öğrettiler. Lağzımlığa (Tuvalet) bile arabaları ile gidenleri, akaryakıt zammı ile yaya yürümeyi öğreterek yürüyüş sporu yapmalarını sağladılar. Mirasyedi hovardalığı ile para harcayanları, yarattıkları ekonomik kriz nedeniyle ay sonuna kaç gün kaldı hesabı yaparak mezür kesmeyi öğrettiler. Tabi yaşananları gören bizlere de küfürlü hicaz faslından güfte, nihavent santurlu küfür makamından beste yapmamızı sağladılar.
**
Sn. Mustafa Yalınkaya, BES Başkanı olarak, belediye emekçilerin sorunlarına atmayan ve bıçağın kemiği artık kestiğini geçtik, parçalamaya başladığını göstertmek için hükümete ültimatom niteliğinde eylem ve grev yaptınız. Eylem esnasında, Başbakan Saner’e aşkınızı sunmaya geldiğinizi söylemeye çalışırken, onun tabanları yağlayarak kaçtığını dile getirdiniz. Başkan, sizin aşkınız Platonik aşktı. Onunkisi ise koltuğa duyduğu ölümsüz aşktı. Vallahi Aralık olmadı Ocak’ta seçim var. Güle güle sana yolun açık olsunlardan bir şarkı demedi, Dikomo’ya kadar yolun açık olsunlardan bir buket takdim edin olsun bitsin.
**
Sn. Şahap Tokatlı, ununu eleyip eleğini duvara asan ve Adios demeye hazırlanan 1.58 cm boyundaki hükümete danışman olarak atandığınızı öğrendik. Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz şarkısını dinleyen başbakanımızın sizin hizmetinize ihtiyaç duyulduğunu bu nedenle bir yıl süreyle sözleşmeli personel olarak sizi istihdam ettiğini belirtti. Da, İrsen Küçük’e el sallayan ve İrsen abi yolun yolumdur diyen başbakanımızın acaba sizin engin deneyimlerinizden yararlanma şansı olacak mı? Ayşaba, bizim buraları Türk dizilerine dönüştü. Onlar anayı, babayı, töre diyerek ailenin kökünü kurutarak tümünü öldürürken, bizde tam aksine birileri can çekişirken, suni tenefüs ve oksijen vererek onu yaşatmaya çalışıyorlar dedi
**
Sn. Mehmet İpek, Taş fırlatma şampiyonu, Cam kırma üstadı ve organize işler sorumlusu olarak, Erdoğan’ın eleştiren Afrika Gazetesine gerekli cevabı verdiniz. Hani bir insan vardır, kıramazsınız, üzemezsiniz, kıyamaz ve üzemezsin ya, sizde Erdoğan’ın ‘gerekli cevap’ verilir sözü üzerine onu üzmemek ve kırmamak için ne cam nede tabela bıraktınız. Bu ulvi görev sonrasında önce Anavatanın mümtaz temsilcileri, sonrasında da bizim ciğercinin kedileri ile boy boy resim çektirdiniz. Tabi mükafat bununla da kalmayarak UBP’nin yeni güneşi olarak Parti Meclis adayı oldunuz. Kazanmanız halinde cam ve tabelalar kırılmaktan kurtulacak, ama güneş gibi doğacağınız UBP’de ne kariyer nede güven kalacak. Hepsi yanıp kül olacak. Hacı amca, vallahi bu duruma baktıkça iki köy arasında kaldık. Gidip oy versek, vicdanımız ‘Tahtalı Köy’ gitmesek, doğacak tantana sonrasında uğrak yerimiz ‘Bakırköy’ dedi.
**
Sn. Halil Falyalı, MTG Başkanlığı ve özellikle pandemi döneminde, full çeken bataryalarınız ile sağlık alanına yaptığınız maddi destek sonrasında, insanların kalplerinin en müstesna alanındaki kapsama alanından çıkmaz olmuştunuz. Son model arabanız ile insanların içindeki tırmanması zor olan sempati ve vicdan yokuşunu tınlamadan çıkarken, Sedat Peker’in açıklamaları, sonrasında da eğer bir ceza verilecekse, yargıç da ben, savcı da benim düşüncesi ile ‘darp, adam kaçırma ve zorla alıkoyma’ iddiaları arabanın lastiğinin ekris yapmasına neden oldu. 3 gün tutukluluk sonrasında da sanırım arabanın makinesi mangos etti ve sempati arabası yokuş üstünde kaldı. Sn. Falyalı, siyasilere olan yakınlığınız nedeniyle, birileri ellerini uzatsa bana kesinlikle dokunamaz bilirim diye düşünürken, sizin 3 gün tutukluluğunuz sonrasında canınız yanarken, etle tırnak gibiyiz dediklerinizin filim arası reklamlardan başka bir şey olmadıklarını ve geride ‘Play Back’ yaptığını görmeniz üzücüdür sanırım.
**
Sn. Emine İmam, her başarılı erkeğin arkasında mutlaka akılı ve yetenekli bir kadın vardır sözleri, kadınların erkeklerin arkasında yardımcı aktör gibi gösterilmesine neden oldu. Ortaçağ düşüncesi ile ellerinin hamuru ile erkek işine karışmasınlar diye düşünenler, Mahkemeler Başkanı Narin Şefik’in, Ombudsman Emine Dizdarlı’nın, Meclis Başkanı Sibel Siber ile mecliste görev yapan milletvekili kadınların başarılarını görmezden gelerek, kadın bir belediye başkan adayı ile bir kulübümüze başkan adayı göstertmekten imtina ettiler. Bu yanlış düşünceyi kırmak için bir devrin ünlü futbolcularından Ali İmam’ın da desteği ile BTM 1. Lig temsilcisi Türkmenköy Aydın Spor Kulübün’e başkan adayı oldunuz. Sn. İmam, Türkmenköy’de un var, şeker de var. Helva için İrmik’in alası da var. Vallahi helvayı kıvamında yapacak Emine İmam isimli ‘Usta’da var. Bugüne kadar helvanın altı fazla pişmeden yanarken, ortası da hamur kalıyordu. Ustanın elinde sanırım helva bukez kıvamında pişecek.
**
Sn. Hasan Esendağlı, bir hukukçu ve Barolar Birliği Başkanı olarak, Anayasa’nın, Anayasa’yı korumakla ve uygulamakla yükümlü olanların, Anayasa’nın birçok kez ırzına geçerek, kevgire döndürüldüğünü ima ettiniz. Ve bu ırza geçme olayı ile ilgili olarak, derin endişe içerisinde olduğunuzu belirttiniz. Sn. Esendağlı, ırzına geçilen ve bir zamanların meşhur fahişesi Abbas’ın Şerifi’ne dönüştürülen Adalet abla, başınızdan bin beytambal galsın sizin adaletiniz diyerek kapısının önüne koyduğu sandalyede müşteri bekliyor. Siz hukukçular gibi Hak ve hukukun temsilcisi Hakkı dayı, taciz ve ırza geçme olaylarını gördükçe hırsından kalp krizi geçirdi. Adil bir düzen isteyen Adil amcanın ise emboli nedeniyle beyin kanaması sonrasında yoğun bakımda gün sayıyor. Vicdan ablayı hiç sormayın. O son yolculuğuna çıkmak için hocanın sorularını cevaplıyor. Haaaa ‘Umut’u soruyorsanız. Hiç sormayın. O da bisikleti ile tomofilin altında kaldı ve kırılmadık kemiği kalmadı.
**
Sn. Okyay Sadıkoğlu ülkeme ve halkıma daha çok faydalı olmak için , içimde giderek büyüyen çalışma aşkı ile 365 günün 360 günü tatilde geçiren Meclis-i Mebusanın ceylan derili koltukları yerine, hizmette halk ile bire bir temas halinde olduğumuz halk belediyeciliği için Lefkoşa Belediye başkanlığına bende adayım dedin. Bağ çapa, tarla sapan ile iyice işlenip kaliteli ürün alınır. Çapa ve sapanı, bu ülkenin değerlerinden olan babamdan aldığım bilgi ve yetenek sayesinde, ticari hayatın yıllarca sağladığı deneyimimden dolayı iyi kullanacağımdan emin olabilirsiniz imasında bulundun. Sevgili Okyay, bir süredir siyaset ile ilgilenmediğini görenler, seni olgunlaşıp yere düşen meyve gibi görmeye başladı. Yere düşen meyveler dış görünüş itibarı ile çürümüş gözükebilirler. Ancak içlerindeki çekirdeklerinden nice güzel bahçeler hasıl olabileceği unutulmamalıdır. Birde kalitenin insana verilen değer olduğu da unutulmamalı. Eh o da sende mevcut.
**
Sn. Turgay Hilmi, bir Ana oğlunu aklı başında, ülkesine hayırlı bir yapmak için 20 sene uğraşır. Bir başka kadın gelir 20 dakikada o oğlanın aklını başından alır. Keza ülkesini seven kültür ve sanat açısından sizin gibi son derece usta birisi gelir. Ülkesinin kültür ve sanatını tanıtmak ve bu işlerden bizlerde en az sizler kadar anlarız demek için 30 sene uğraşır. Ancak adının başına sözde yönetici yazılı birileri gelir 30 dakikada yapılanların içine eder. 30 senelik birikimin İçine edenler belki bir daha hatırlanmamak üzere gider. Ama 30 sene o değerleri sabır ile bir bir biriktiren sizin gibiler, ülkenin sanat ve kültür literatürüne adını altın harflerle yazdırır. Ve full çeken bataryaları ile halkın kapsama alanından hiç çıkmazlar. Turgay hocam, Türkan Şoray, Yeşilçam’ın kanunlarını, taş bebek Gönül Yazar tarihini yazdı. Sen ve Cemal Tunceri gibi kültür ve sanat üstatları da KKTC’nin bu yöndeki tarihini yazıyorsunuz.
**
Sn.Turgay Deniz, pandemi ve ekonomik krizin yarattığı kaostan çıkmak için hükümet parmağını geçtik, kılını bile kımıldatmazken, siz ve başkanı olduğunuz Ticaret Odası, halkın alım gücünü artırmak ve nefes alabilmesi için yoğun bir uğraş veriyorsunuz. Önerileriniz ve tavsiyeleriniz ile ‘No Found’ modundaki hükümete yön vermeye çalışırken, maalesef önünüze kurultay duvarı ile erken seçim setti oluşturuluyor. Sn. Deniz, mantık insanı A noktasından B noktasına götürür. HayaI gücü ise her yere. Tavsiyeleriniz ve önerileriniz ile raydan çıkan hükümet trenini, tekrar raya oturtmak için uğraş verdiğiniz noktada kurultay ve koltuk hayalleri kuruluyor. Birileri tekrar koltuğa oturmayı hayal edebilir. Ama sizi ve başkanı olduğunuz Ticaret Odasının tavsiyelerini dinlemeyip, ben bilirim havalarında olanların hayalerine bile pusu kurulup, o hallerin kellesi bumburo götürülebilir. Sonuçta da ne koltuk nede hayaller kalır.
**
Sn. Eybil Efendi, Kanuni Sultan Süleyman, olmaya cihanda bir nefes sıhhat gibi demişti. Nedense hiç kimse tarafından kabul görmeyen bazı hastalıklar, sizin gibi dünya iyisi insanlara musallat oluyor. PGM 1. Yardımcı olarak, yoğun ve aşırı bir tempoda çalışmanız ve omuzlarınızdaki ağır yük nedeniyle, sıhhatinizin bozulduğunu öğrendik. Sağlığınız için Türkiye’ye gittikten sonra, KKTC’de ameliyat olduğunuz ifade edildi. Sn. Efendi, Sağlık bir beden işi değil, bir kafa işidir. Sağlığı olanın umudu, umudu olan sizin gibi sevilen değerli insanların halkın desteği ile birlikte her şeyi var demektir. Hastalık dediğin şey atla gelir yaya gider. Ama zorla da olsa gider. Sağlıktan büyük zenginlik olmadığını unutmayın. Bir demet Sabır ve bir buket kaba yerine tekme ile onu gönderin. Çünkü bu ülkenin sizin gibi iyi insanlara ihtiyacı var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.