Sahibine Mesajlar
Sn. Ersin Tatar, politik görüşünüze birçok vatandaş sıcak bakmaz. Ancak ben dâhil, KKTC’de yaşayan insanların politik görüşü ne isterse olsun, sevecenliğiniz ve insani duygularınızın yüksek olması nedeniyle sizi sevdiklerini bilenlerdenim. Ünlü düşünür Diyojen’in, güpegündüz elinde lambayla dolaşırken, kendisine ne yaptığını soranlara ‘ Adam arıyorum, adam’ dediği noktaya, bugüne kadar kendinizi düşürmediniz. Ancak Barış Can’ı KKTC’nin kuruluş yıldönümünzde ‘Barış’ işareti yaptığı gerekçesi ile polise şikâyet ettiğiniz iddiası, kafalarda soru işaretleri doğurdu. Ve sizin o sevecenliğiniz ile insani duygularınızın erozyona uğradığı yorumunu getirdi. Sn. Tatar, halkını tüketen devlet nasıl kendisini de tüketirse, halkının sevgisini tüketen başkanların kendileri de tükenir. Bir zahmet unutmayın.
**
Sn Faiz Sucuoğlu, Ulusal Birlik Partisi'nde gerçekleşen kurultay sonrasında Partinin genel başkanı oldunuz. Tabi ki bu sizin için büyük bir onurdur. Ancak bu onuru, sanırım TC Cumhurbaşkanı Erdoğan fark etmeyerek bugüne kadar seçilen başkanlara gönderdiği kutlama mesajını size göndermedi. Tabi güIün dikenin himayesinde yaşadığını sananlar, dikenin itibarının güIün himayesinde olduğunu Detay Gazetesinin anketine bakarak anlayabilirler. Ersan Saner ile dibe vuran ve yerlerde sürünen itibar, gelişiniz ile birlikte yükselen trend sonrasında, UBP’nin birinci parti koltuğuna oturduğunu gördüler. Sn. Sucuoğlu, UBP’de un var. Şekerde var. Eh irmiğin alası ve kalitelisi de var. Helvayı yapacak usta eksikti. Bu nedenle helvanın ya dibi tutuyordu, yada ortası hamur kalıyordu. Hazır ustayı da bulmuşken sanırım bundan sonra helva kıvamında pişecek.
**
Sn. Resmiye Canaltay, Ercan’da sağlıklı bir ortam yok. Gelenlere eziyet ediliyor dediniz. Çok haklısınız. Gelen turistlerin kuyrukta, iç içe, ite kaka, Cavit amcanın (Covit 19) kendilerini öpmesini beklediklerini görünce içimiz sızladı. Bir vatandaş olarak duyarlı davranışınız nedeniyle size çok teşekkür ederiz. Ercan sanırım Ulaştırma Bakanlığına bağlıdır. Merak etmeyin, ben Ulaştırma bakanını arar durumu ona bildiririm. Tabi onun cevabını da size iletirim. Ancak lütfen, Ulaştırma Bakanının adını bana bildirin. O kadar hükümet değişikliği oluyor ki. Hangi bakanın hangi bakanlığa ne zaman atandığını unuttuk. Sn. Canaltay,
**
Sn. Mustafa Aktuğ, Bağımsız aday olarak seçildiğin Lapta Belediye Başkanlığından yerel seçimlere kısa bir süre kala, UBP’’ye geçtiğini gözlemledik. Birçok kimse senin taktiğini anlamadı. Dışarıdan güçlü görünüyor olmana karşın, savaşların içeride kazanıldığını bildiğinden, en iyi savunma hücumdur prensibi ile taktik değişikliğine gittin ve sana rakip çıkabilecek, Fuat Namsoy ile bazı arkadaşları, UBP’ye geçmek suretiyle nötür durumuna soktun. Bu atak sonrasında, siz enginarın göbeğini yerken, diğer arkadaşlara da ‘Sapı’nı bırakarak seçiminde favorisi durumuna geçtiniz. Sn. Aktuğ, bugüne kadar sana bayda atılmaya çalışan çok oldu. Belki bu nedenle yapmak istediklerinden bazılarını birçok şey yolunda gitmediği için yapamadın. Ama hiç bir şey de seni yolundan etmedi. Bazı her türlü engellemeler ile sana yeşil ışığı yakmamaya çalıştı. Ama seni kırmızı ışık bile durduramadı
**
Sn. Bertan Zaroğlu, hem DP’den, geçmişte hem de UBP’den bana birçok kez gel bizden aday ol denilerek, gayri resmi tekliflerde bulunuldu dedin. Ve Milletin Partisi ile gönül bağım var. Ama resmi olarak teklif gelirse, elbette oturur parti içinde değerlendiririz diyerek tekliflere kapıyı gındırdın. Henüz çiçeği burnunda bir parti olmasına karşın Milletin Partisi, %2.67 oranında oy alarak yılların birçok partisine fark attı. Tabi eskiden sana yarım ağız ile gel bizden aday ol diyenler bu oy oranına bakarak, şimdi büyük vaatler ile kapını çalacak. Ayşaba, Bertan ovlucuğum, zar atmayı veya inik minik tatarinnik diyerek seçme yapacağına iyi bir seçim yapsın. Aksi takdirde ardında bırakacağı hüzünlü bir hikayeden arta kalan tek kelime nasip değilmiş olacak dedi.
**
Sn. Redif Nurel DP Başkan Yardımcılığı size uğurlu ve bereketli geldi diyorlar. Bizim Minik Kuşlar, başkan yardımcısı olur olmaz, Nur’dan - Ele sahip olmanız nedeniyle, Kalkınma Bankasından hatırı sayılır miktarda krediyi ‘TAK’ diye talep etmeniz sonrasında ’ŞAK’ diye hemen aldığınızı söyledi. İnanın ilk defa bizim minik kuşlara inanmadım. Onlara hariçten gazel okuyanları boş verin ve teybe boş kaset koyup kafanızı dinleyin. Redif beye iftira atıyorlar dedim. Bir ısrar bir ısrar sormayın. Yeminin binini bir paraya bana sattılar. Vallahi parti üst düzey yöneticiliği çok bereketlidir. Birde seçim sonrasında kurulması muhtemel koalisyon hükümetinde bakan olursanız değmen benim gamlı yaslı gönlüme türküsünü 4 oktavdan ses vererek söylersiniz. Ayşaba, ürün güzel olsun diye tarla iyice sürülmeli ve ekin ustaca ekilmeli. Hasat zamanı da dikkatlice toplanmalı. Ocak ayı ekim zamanı, sonrasında ise hasat vaktidir dedi. Seçileceklere Allah bol ürün nasip etsin.
**
Sn. Fikri Ataoğlu, omuzunuzun üzerindeki apolete bir yıldız daha koyarak Tüm Generallikten, Kor Generalliğe, bir başka deyişle bakanlıktan, başbakan yardımcılığına terfi ettiniz. Hayırlısı olsun. Bu arada, Serdar Denktaş’ın elini çekmesi ile barajda boğulacaklar diyenlere, barajda boğulmayacağınız açıklanan anketlerde belli oldu. Seçim için mezür, tezkere bekleyen asker gibi ucundan kesilmeye başlandı.Tabi seçim için örgütleri yenilerken, işe alınma işlerini de ihmal etmediğiniz söyleniyor. Binboğa Yem Fabrikasına bir genci istihdam ettiğiniz ve seçim yasaklarına girmeden işe başlama tarihini de organize ettiğiniz öne sürülüyor. Ünlü düşünür Platon, kabilecilik, ailecilik ve karnına vurulunca ah arkam denilmesi kanunsuzdur, fayda sağlamaz diyor. Sn. Ataoğlu, Kanat vardır Doğanı padişaha götürür. Kanat vardır Kuzgunu Ieşe götürür. Ama yandaşlara götüren kanatlar da insanı Tarihin siyasi çöplüğüne götürür.
Sn. Özdil Nami, bakan ve görüşmeci olduğunuz yıllarda, stabil para birimine geçelim. TL anamıza döblek, babamıza tambura çaldırıyor. Daha beterini de göreceğiz imalı açıklamalarınıza ‘No found’ modundaki, Nato kafa nato mermer kafaların hatalarının ceremesini şimdi çekiyoruz. Brüksel’le anlaşma yapmadan da Euro’ya geçen ülkeler var. Kıbrıs’ın Kuzeyinde, Euro para birimine geçmenin mümkün olduğunu söylerken, Terbiyenin gâyesinin, insanlarda bulunan kabiliyetleri geliştirmek olduğundan bihaber olanlar, neredeyse ‘Analarına’ şirin gözükme uğruna sizi vatan haini ilan ediyordu. Sn. Nami, bizi bu duruma düşürenleri Allah paklesin dedim. Ama Allah’tan istedim olmadı. Surat yapacak değilim. Önceden türlü türlü, Ruh halimiz vardı. Bunların yüzünden ne Ruhumuz nede hali kaldı.
**
Sn. Suphi Coşkun, belediye başkanı olarak, mavro yerimo galsın, cebi delik, cepkeni delik belediyede uğraşmaktan farıdım.(Vazgeçtim) Bende Milletvekili seçimlerine katılırım, kazanır ve gidip ceylan derili koltuklara kurulurum diyerek seçim praktislerine (Prova) başladın. Ne ay sonu çalışanları ödeme derdi. Nede para yok yatırım yapamıyoruz derdi. Ay sonu geldiğinde kap 25 Törkiş Lirayı keyfine bak imasında bulundun. Dipkarpaz’da inandıklarımın yüzde 80’ini gerçekleştirdim. Ülkemiz için de bazı değişimleri yapabiliriz derken, ceylan derili koltuklarda oturup da bir muka yaramayanları da değiştirebilirim mi demek istedin? Suphi Başkan, Dipkarpaz halkı seni seviyor. Ama sanırım seçime katılırsan oylarını parçalayacağından, Biray Hamzaoğulları seni sevmeyecek. Başkan, Özlemin azı çoğu olmaz. Bir kuş bile gökyüzünde nasibi kadar kanat çırpar hayırlı olsun..
**
Sn. Reşat Kansoy, GÜKAD başkanı olarak, Güzelyurt Belediye Başkan adaylığına göz kırptığınız ileri sürülüyor. Başkan adaylığına soyunarak uzun ince bir yola çıkma kararı verdiğinizi gözlemledik. Ailevi bağlarınız ve siyasal geçmişinizin yanı sıra yıllardır, Güzelyurt çarşısında esnaf olarak halk ile iç içe olmanızın seçimlerde büyük avantajı olacağı konuşuluyor. Ayrıca UBP Güzelyurt Milletvekili ve Sağlık Bakanı olan Dr. Ali Pilli’nin dayısı, eski UBP Milletvekili Türkay Tokel’in ise kayınpederi olmanızdan dolayı birçok kesimden de destek alabileceğinizden bahsediliyor. Unutmayın her şey nasip işidir. Nasipse bir çay, değilse o bir bardak çayı bile içemezsiniz. Hele hele karşınızda yılların deneyimi ile yoğrulmuş ‘Çınar’ varsa vermeyince Mahmut, neylesin mamut durumu hasıl olur.
**
Sn. Yasemin Öztürk, erken seçimin minareleri ufukta gözükmeye başladı. Tabi minarelerin şerefelerinin görünmeye başlaması üzerine sanırım siyasetteki çalım ustaları, tüm hünerlerini sergileyerek ince çalımlar ile çalım ustası olduklarını da sergilemeye başlayacaklar. Tabi siyasette krallıklarını ilan edenlere artık son verme zamanı açıklamanız gözleri sizin üzerinize çevirdi. Aman dikkat edin bu noktada krallıklarını ilan eden bu çalım ustaları ince çalımlar ile sizi de saf dışı bırakmasın. Malum hiçbir işe yaramayan ince dalların budanması kolay olurken, daraldığı için kan akışını zorlaştırıp, hiçbir fonksiyonel özelliği kalmayan kalp damarcıkları da doktor tarafından kolay değiştirilir. Ayşaba, düşünmeden konuşmanın cezası, konuştuktan sonra düşünmeye mahkum olmaktır dedi. Ne demek istediğini ben anlamadım. Siz anladıysanız sorun yok.
**
Sn. Hanife Demir, geçtiğimiz gün Detay Gazetesinde yayınlanan köşe yazınızda, Büyükkonuk köyündeki “Ayfodi” dağından söz ettiniz. Ayfodi Dağının, Natura 2000 Doğal Çevre Koruma Ağı kapsamında potansiyel koruma alanı olarak listelenmiş olduğuna değinirken, bizim olduğunu sandığınız ‘Bakanlar Kurulunun, bile bile taş ocağı işletmesine izni nasıl uzattığını sordunuz. Sn. Demir bir defa Saray Önündeki ‘Dikili Taş’ altında dikkat denilince eller göbeğe bağlı saf tutanlar, bizim değil, ancak analarının kuzusu olur. Böyle olunca emir demiri değil, çeliği bile keser. Denetlemenin marka megapse olduğu KKTC Bol Kepçe Lokantasında, çukur tabaklarını dolduranlar, ağzında bal olan arının balını da almaya çalışır. Ama ağzında bal olan arının kuyruğunda iğnesi olduğunu da unutmamaları gerekir.
Ananda var
Babası çocuğuna güzel bir iş kurmak için paçaları sıvamış. Ancak oğlan salak olduğu için hiç bir işi beceremiyormuş.Babası ona ne is bulduysa hepsini elini yüzüne bulaştırmış berbat etmiş.
En sonunda babası tam otomatik bir sosis fabrikası kurdurmuş. Çocuğunu elinden tutup bari işi öğrensin diye hemen fabrikadaki bir sosis makinesinin başına götürmüş.
- "Bak oğlum" demiş. "Buradan böyle öküzü yolluyorsun... aha diğer taraftan sosis olarak çıkıyor bu kadar basit anladın mı?". Çocuk dinlemeden başını sallamış sallamış ve sonra babasının yüzüne salak salak bakmış ve;
- "peki buba buradan sosisi goysak öteki taraftan öküz olarak çıkar mı ?" diye merakla sormuş. Babası hemen cevaplamış:
- "Maalesef evladım o teknoloji bir tek senin ananda var..."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.