Sahibine Mesajlar
Sn. Faiz Sucuoğlu, sparkları yağlanan otomobil gibi tekleyerek giden UBP’nin direksiyonuna geçer geçmez, bir ayağını kaldırırken diğerini köpek kapan eski başkanın biriktirdiği birçok sorunun üstesinden geldiniz. Küçük işletmelerin yararlanması için 150 milyonluk kredi ile 13. Maaşı hallettiniz. Yılan hikâyesine dönen İmar Planı kördüğümünü çözdünüz. Sn. Sucuoğlu, Hayat ya yanlış zamanlarda doğru insanları karşına çıkarır, ya da yanlış insanla zamanını harcatır. Yanlış başkan ile zamanı harcadık. Sıra yitirilen zamanı doğru insan ile tekrar kazanmaya geldi.
**
Sn. Dursun Oğuz, ekonominin kriz nedeni ile tutar tarafı kalmadığı bu günlerde, Başbakan Sucuoğlu 150 milyonluk kredi diliminin küçük işletmelere dağıtılacağını açıkladı. Borçsuz hiçbir işletmenin kalmadığı ülkede, balığın kavağa çıkamayacağını bilen Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu başkanı Tosunoğlu, “sicil affı” getirilmesi önerisi yaptı. Ayşaba, Dursun evladım, kriz boğaz köprüsü değil sırat köprüsüdür. Oradan düşmemek gerekir. Beklemek olmaz. Düştün mü sağlam tarafın kalmaz dedi.
**
Sn. Serdar Denktaş, Sakallı çocuk olarak geldiğim meclise sakalı ağarmış olarak veda ediyorum dedin. Ve Unumu eledim, eleği de Meclisin duvarına astım diyerek Jübileni yaptın. Siyasi hayatın boyunca zaman zaman hayat sana ‘Yeşil Işığını’ hiç yakmadı. Ama kırmızı bile seni durduramadı. Körlerin ülkesinde, tek gözlü insan kral olur derler. Sistemsizliğin hüküm sürdüğü 5 duyu organından sadece 2’sinin olduğu ülkede sen zaman zaman ‘İmparator’ oldun. Yeni yaşantın hayırlı olsun.
**
Sn. Meryem Özkunt, Baba mirası yanan mum gibiyse, makamlarda ‘Golorambiciktir. Hükümet yağını koymazsa o titrek ışığı bile veremez. BRT çalışanlarının sözleşmelerini, ‘Orta Parmağınızı’ kaşıyarak, imzalamadınız. Canlarını yaktınız ve Akitliler ile sözleşmeliler arasında ayırım yaptınız. Ne diyeyim milletin başına Hülya Avşar, İrem Derici düşerken, BRT çalışanlarının başına Meryem Özkunt düştü.
**
Sn. Rauf Denktaş, Deden ile babanın kurduğu DP’ye, Mesivari çalım atarak, Ronaldovari gol attın. Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgârın yardım edemeyeceğini bildiğinden UBP saflarındaki yerini aldın. UBP’nin aday adayları arasında yaptırdığı 2 anketin birinde birinci, diğerinde ikinci sırada çıkarak, babanın oğlu olduğunu doğrulattın. Sevgili Rauf, hayat Tanrı’nın armağanıdır. Fakat hedefe varmaktaki başarı senin olduğu kadar, babanın da armağanıdır
**
Sn. Ekrem Özuysal, yıllardır DP’nin, Lefke Bölgesindeki temsilcisi, Serdar Denktaş’ın bölgedeki gözü kulağı oldun. Bal demekle ağız tatlanmadığını bildiğinden bugüne kadar milletvekili adayı için parmak kaldırmadın. Ancak bu defa DP, Lefke bölgesindeki kaliteli balı tatmak istiyor. İyilerin asla kaybetmediğini, ancak kaybedildiğini bildiğinden, kaybetmemek için sana teklif yapacağı söyleniyor.
**
Sn. Akın Aktunç, belediyeciliğin şakaya gelir yanının olmadığını, yıllardır seçildiğin LTB Meclisi üyesi koltuğundaki icraatların ile gösterttin. Bazen istediğini alamayanların saldırıları sonrasında bile sakin kalarak kırılmak mı? Estağfurullah paramparçayım demedin. Bağın çapa, tarlanın sapan istediğini bildiğinden kaliteli ürün için gerekeni başarılı bir şekilde yaptın. Yaptıklarını, yapacaklarının teminatı olarak gören UBP omzundaki apolete bir yıldız koyabilir.
**
Sn. Ahmet Beşerler, yeni polis alımı ile ilgili çok basit soruların sorulduğu mülakatta verdiğiniz iddia edilen düşük notlar, sosyal medyada büyük eleştiri topladı. Polisin teknik eleman sıkıntısı çekerken ve bu konuda üniversite bitirenlerin tüm sınavlarda başarılı olmalarına karşın, mülakatta düşük not verdiğiniz için dışarıda kaldıklarına vurgu yapılıyor. Sn. Beşerler, birilerinin çanağa ne doğrarsa kaşığında onun çıkacağını bilenlerdeniz. Ama adaletin hedef ve gayesinin eşitliği sağlamak olduğunu da biliyoruz.
**
Sn. Enver Öztürk. YDP’den milletvekili adayı olmak için kolları sıvadığınızı öğrendik. Ancak üyelerin seçeceği adaylarla yarışa katılmak yerine, kontenjandan listeye girmek istediğiniz söyleniyor. Sn. Öztürk, Gönül insanın kıblesidir. Ne olur kırmayın diyor ünlü düşünürler. Sanırım gönlünüz kırılmayacak ama YDP’nin bölündükten sonra barajda boğulacağını sananlar, siyasetin komedi dükkânı olmadığını, gönülleri paramparça olurken görecekler.
**
Sn. Cengiz Erçağ, Kıbrıs Vakıflar Bankasının Genel Müdürü olarak katıldığınız programda, Güneş görünce erimeye başlayan kar gibi eriyen TL’nin yarattığı kriz sonrasında, ülkenin geldiği durumu gözler önüne serdiniz. Bir çiçekle bahar olunamayacağını; ama her baharın bir çiçekle başladığını, direksiyon başındakilerin bizler olduğunu ve iyi yönetimle krizi nasıl bahara çevireceğimizi anlattınız. Sn. Erçağ, dağ ne kadar sarp olsun, yolun üstünden aştığını unutmamalı ve bahar için kolları sıvamak gerekir
.**
Sn. Adem Ademgil, Çatalköy’de çalıştırdığınız Çin Lokantası sonrasında, tekerlekleri paslanan, koltukları katılımın olmaması nedeniyle ‘Emty’ veren meclisi, çalıştırmak için UBP’den milletvekili aday adaylığına soyunduğunuzu öğrendik. Sn. Ademgil, Tabağına yiyebileceğin kadar yemek, parlamentona çalıştırabileceğin insanları aI, israfın lüzumu yok diyenleri dinlemedik. Boş gezenlerin kalfalarını meclise doldurduk. İnşallah bu defa yeni gelecek olanlar ile israf yapmamış oluruz.
Sn. Ahmet Soykurt, gerçek doktorun, her hasta ile yaşayıp ölen olduğunun bilinci içerisinde, YDÜ hastanesinde, önce ince barsaktan mide yaptınız. Bilahare, mide kanseri olan İngiliz hastayı sağlığına kavuşturup sağlıklı bir şekilde evine uğurladınız. Bu ülkede yapılması hayal denilen şeyleri yaparak şifa dağıttınız. Beni Türk hekimlerine emanet ediniz diyen Atatürk’ü yaptıklarınız ile haklı çıkarttınız. Bağ çapa, tarla sapan ister denildiği noktada, hem sağlık bağını, hemde sağlığın tarlasını iyi çapalayıp iyi işlediniz. Ve ortaya mükemmel ürün çıkarttınız.
ABD Başkanı ve öğrenciler
George Bush bir ilkokulu ziyaret eder. Çocuklara:- Sorusu olan var mı? Der. Ve küçük Bop sözü alır. Benim üç sorum olacak: 1- Seçimlerde daha az oy almanıza rağmen nasıl oldu da Başkan oldunuz?
2- Hiroşima’ya atılan atom bombası sizce dünyanın en büyük terör faaliyeti değilmidir?
3- Hiçbir neden yokken neden Irak'a saldırdınız?
Aniden zil çalar ve çocuklar teneffüsse çıkarlar. Çocuklar geri döndüğünde bu sefer sözü küçük Tom alır. Benim beş sorum olacak:
1.Seçimlerde daha az oy almanıza rağmen nasıl seçildiniz
2- Hiroşima’ya atılan atom bombası sizce dünyanın en büyük terör faaliyeti değilmidir?
3- Hicbir neden yokken neden Irak'a saldırmak istiyorsunuz?
4- Bugün neden zil 30 dakika erken çaldı?
5- Bop nerede?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.