Sahibine Mesajlar
Sn. Fuat Oktay, kulak çekme üstadı olarak, Saray Önündeki ‘Dikili Taş’ politikası üstatlarının nasihat ve direktiflerinizi dinlemediklerini görünce, Ankara’ya gelin dediniz. Aman kulak çekerken, kopartmamaya dikkat edin. Malum ilaç sıkıntısı var. Sn. Oktay, sokak kedisinin özgürlük felsefesini benimsememiş, ciğerciden tekme yedikçe, camın önünde salya sümük ciğere bakıp duran kedilerin, her yaptığına ‘neyse önemli değil’ demekten ciğerimiz soldu. Ciğere bakıp miyav deyip takla atan kedilere baktıkça camları yumrukluyoruz. Ancak banka kredi kartının bile 3. denemeden sonra kendini kilitlemesine karşın, kediler kendini kilitlemiyor. Onlara baktıkça canımız sadece ellerimizden dolayı değil, yüreğimizden dolayı da acıyor.
**
Sn. Faiz Sucuoğlu beleş bağlandığımız Wİ-Fİ olsa bile bağlanmayacaklarımızdan sizi farklı sandık. Meğer size farklı baktığımız için farklı olduğunuzu sandık. Sonunda törpüleme uzmanı olduğunuzu görünce yanıldığımızı anladık. Kanuni’nin çocukluk arkadaşı, Sadrazamı Pargalı’nın sivrildiğini görünce, kafasını törpülemişti. Sizde önce Ünal Üstel sonrasında, Sunat Atun’un sivrildiğini görünce, kalemlerinin ucunu törpülemeye çalıştınız. Ama dikkatsizlikten, törpünün ucu, parmağı törpüleyerek kanattı. Ayşaba, yakışıklı bir genci sevgili yapan kızın, Kraliçeye gelin gittiğini sanıp, trip hastalığına yakalandığı gibi, Haşmetmaap da ABD’ye başkan gittiğini sanarak, ayni hastalıktan dolayı, herkesi silmeler, badana fırçası ile fırçalamalar filan durumu hasıl oldu dedi.
**
Sn. Sunat Atun, KKTC Bol Kepçe Lokantasında, deveyi avurdu ile götürenleri açıklayacağım dedikten sonra, sanırım fincancı katırlarını ürküttün. Züccaciye dükkanına giren katırlar, ortalığı savaş alanına döndü. Başbakanlıktaki ‘Solinalar’ bile bu tepişmekten patlarken, sular koridorlardan dere gibi akmaya ve Maliye’yi de tehdit eder noktasına gelmiş. Solina patlamasından, sorumlu tutulduğunuz için, devletlu Sadrazam, ‘Seni görevden aldım’ demiş. Ancak Sadrazam, üzerinde ‘Padişah’ olduğunu unutmuş olacak ki, kılıcı soğan zarını bile kesemedi. Ayşaba, Gugukça kuşu yutacağı kemiğin gurgurasından, geçip geçmediğini test etmek için önce bir yerinde denermiş. Kemik Gurgurasından geçecekse yutmarmış. Sonra gargara yapsan bile nafile olur dedi. Ne demek istedi anlamadım. Anlayan bana da anlatsın.
**
Sn. Tufan Erhürman, krizi çözsün diye gelen hükümetin, kendisinin kriz haline geldiğini belirttin. Angara, Angara, seni bekler her bahtı gara şarkısı eşliğinde, koltuk altında protokol, yollara dökülenlerin nedense, suratları ekşi satıyordu. Bugüne kadar imzalanan protokoller zaten raydan çıktı ve %50’si gerçekleşmedi. Gerçekleşen %50si de savunma giderleri için gerçekleşti. İmzalanan protokoller sonrasında Kızılırmak nehrinin suyu gibi para akacak noktasında, damlayı geçtim zırnık akmayınca, ekonomi iniş aşağı gidecek denilmesinin aksine hep yokuş yukarı gitti. Dedem eskiden neneme kızınca kediyi iki bacağından tutup, cart diye ortasından ayırır, duvara fırlatırmış. Tabi o zamanlar duvara fırlatacak telefon yoktu. Şimdi telefon var. Ama daha güzeli duvara değil kafalara fırlatılacak sandıklar var.
**
Sn. Hasan Taçoy, durum çok vahim diyerek, KKTC gemisinin mercan kayalıklarına oturduğunu ve geminin sosyal sigorta bölümünün su almaya başladığını belirttiniz. Can yeleklerinin yeterli olmadığından bu bölümdeki yolcuların Titanik’teki gibi boğulabileceğine vurgu yaptınız. 130 binlerden 55 binlere düşen işçi sayısı nedeniyle tehlike çanlarının çalmaya başladığını söylediniz. Sn. Taçoy, çorbacılar, çorbayı karıştırırken, küçük bir girdap oluşturup, hemen ters yöne karıştırmaya başlarlar. Ve eğlendiklerinden, bunlardan zarar gelmeyeceği söyleniyor. Ölülerinin körü. Çorbayı üstümüze dökerek, bizi çorbanın sosu yaptılar. Balıkçı teknelerinin dümenini iyi çevirdiği için Kaptan yapılanlarda, transatlantiğe kaptan yapılınca, ülke insanları olarak, Mercan kayalıklarının üzerinden selam çakmaya başladık.
**
Sn. Turgay Hilmi, KKTC diye isimlendirdiğimiz coğrafyada, kültür ve sanat adına elinden geleni değil, çok daha fazlasını yapmaya çalışıyorsun. Bunu görmezden gelenlere karşın, balık bilmezse ‘Allah’ bilir düşüncesi ile ülken için, gerek Almanya’da, gerekse uluslararası platformlarda büyük uğraş veriyorsun. Çocukluğumuzda kaybolduktan sonra, bulununca büyüklerimizden dayak yiyen bir nesil olduğumuz hatırlanmış olacak ki, hala daha teşvik yerine kötek atmaya ve tekere androş koymaya çalışanlara isyan ettin. Ve yeter diyerek “Her şeyini sat, kaç ve bu ülkeye bir daha gelme modunda’ olduğunu dile getirdin. Sanırım o dakikalarda ‘Toros’ların resmini, çiçek ve böcek yaşamını inceleyen Tatar, ‘Ne oldu’ diye sordu. Tabi sosyal medya yıkılacağı yerde, bir Türk tedavi şekli olan, git bi elini yüzünü yıka denilseydi daha iyi olurdu
**
Sn. Şevket Derindağ, Öğretmen “ödevin nerede diye sorunca ödevin orada olmadığını bile bile çantasını karıştırıp bi’ mucize bekleyen öğrenciler gibi, çok başarılı işlere imza attıktan sonra, verilen terfinin apoletlerini çekmecelerde apolet mucizesi olarak arayanlara ses etmedin.Türk kadınına bugün çok güzelsin desen, dün güzel değilmiydim diye trip atmasının aksine, çok başarılısın, tebrikler deyip, hakkın olanı vermeyenlere trip atmadın. Bazı insanların cips paketi gibi %70 hava olduklarını yüzlerine vurmadın. Trafik Müdürünün emekliye çıkması sonrasında, başarın nihayet taçlandırılarak, henüz omzuna konmasa bile apoletinin çekmecede olduğu hatırlandı. Sn. Derindağ, bir insanın nasıl güldüğünden terbiyesini, neye güldüğünden akıl seviyesini anlarsın. Bugüne kadar bu zor görevinde hem terbiyenin, hemde akıl seviyenin hep üst sevilerde olduğunu ispat ettin. Hayırlısı diyelim
**
Sn. Kubilay Özkıraç, yavuz hırsız ev sahibini bastırır sözü galiba gerçek oldu. Gariban halkın ödediği elektrik faturasını, kamuya bağlı, Güzelyurt'ta Sosyal Sigortalar Dairesi, Çalışma Dairesi ve İhtiyat Sandığı Dairesinin ödememesi üzerine, Elektrik Dairesi çalışanı 2 kişi, ödenmeyen elektrik faturaları nedeniyle, elektriklerini kesmek için 6 adet elektrik sigortasını alması, hırsızlık olarak nitelendirildi. Vallahi örtki ölem modundayız. Sevgili Kubilay, Türk olmak demek, kına yakılırken gelini ağlatıp, 5 dk sonra da oynatmak demektir. Bazı emir erlerimiz için imalaat hatası var geri topluyoruz deseler yedi takla atıp geri vermek için millet Karpaz’a kadar sıraya girer. Vallahi ben bazılarına, mecliste kavga edin. Bağırın, çağırın her şeyi yapın ama bu tip hareketler sergileyip bir yerleriniz yerine, ağzınız ile osurmayın abi ya. Çok daha pis kokuyor derim.
**
Sn. Şifa Çolakoğlu, mecliste yaptığınız konuşmaları zaman zaman izliyorum. Tesadüf mü? Yoksa alışkanlıkların esirimi oldunuz bilmiyorum. Her konuşmanız Mağusa Surlarının dışına çıkmıyor. Hafızam yanıltmıyorsa siz bütün KKTC’nin milletvekilisiniz. Sanırım Mağusa Kaymakamı gömleğini sırtınızdan henüz çıkartamadınız. KKTC’nin milletvekili olduğunuzu bir hatırlasanız diyorum. Sn. Çolakoğlu, çirkini güzelleştiren üç şey, Canon, Nikon, Avon. Mağusa dışında, Milletvekilinin sözlerini güzelleştiren üç şey ise, Karpasia, Lefkosia, Kayrinya
**
Sn. Tacan Reynar, ülke olarak bizler bizi yönettiğini zannedenlerin, kıynıklı zam kazıkları ile yarattıkları bataklıkta, sinir sistemimizin uç noktasında, siz ise bir sivrisinekle mücadelede, felaket şekilde jet lag etkisinde. Vallahi bizim Ankara yolları çilekeşleri, domates, biber, patlıcanı, dolgun cüzdanlarına güvenerek, ogga ile kilosuna ve fiyatına bakmadan alırken, bizler ise cüzdandaki bozuk paralar yetiyorsa onu bedavaya almış hissine kapılıp seviniyoruz. Bizi işte böyle ruh hastasıyı yaptılar. Öyle bir duruma geldik ki, ben bardak kırsam “sakarım”, annem kırsa “nazar”, babam kırsa “bunun burda ne işi var durumundayız. Bu nedenle sivrisineğe selam zam kazıklarına devam.
**
Sn. Ahmet Tokatlıoğlu, önce Halkın Partisi MYO üyesi ve eski Girne İlçe Başkanıyken, Gülşah Sanver Manavoğlu’ndan bayrağı devralarak partinin yeni Genel Sekreteri oldunuz. Hayırlı uğurlu olsun. Angara yolları arşınlanırken, protokol uygulanacak direktifleri havada uçuşurken ve kabinede 49 günde ikinci kez revizyon hazırlığı yapılırken, muhalefet cephesinde önemli bir görev üstlendiniz. Batı cephesinde asayiş berkamalken. Doğu cephesi düştüm düşüyorum denilen noktada, özelde sizi, genelde muhalefet partisi HP olarak büyük sınavlar bekliyor. Sn. Tokatlıoğlu, hayat bir nefestir, alabildiğin kadar. Siyasi Hayat bir kafestir, kalabildiğin kadar. Hayat bir hevestir, dalabildiğin kadar. Hayat kadınların erkeklerin canını okuduğu, erkeklerin özellikle siyasilerin bildiğini okuduğu, muhalefetin ise yanlış yapan iktidarı ‘Tokatlayabildiği kadardır.
Fıkra
Yanlış Mail
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır.
Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir.
Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir..
Tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür
ve bilgisayarındaki maili görür,arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır.
Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür.
- "Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım.
Tarih : 14 Nisan 2021
Benden haber aldığına şaşıracağından eminim.
Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz.
Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Her şey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış.
Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum.
Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin.
Not: Burası çok sıcak."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.