Sn. Ersin Tatar, Erdoğan NATO üyesi olmamasına karşın davet edilen Anastasiadis ile bir araya geldi. Cezayir’de 19. Akdeniz oyunlarında Türk sporcular,,Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı altında, Rum sporcular ile kürsüye çıktı. Biz İki devlet diyerek pirinç için Dimyata giderken galiba evdeki bulgurdan da oluyoruz. Erdoğan’ı eleştiren karşısında beni bulur dediğiniz noktada Anastasiadis’in muhatabı sizin olmanız gerekirken, Erdoğan, deneyiminden ve kıdeminden soyutlanmış mesleğe yeni adım atmış bir siyasetçi heyecanı ile tanımam dediği Anastasiadis’i onurlandırıyor.. Sn. Tatar, Toros’ları sis bastı. Yolumuzu kaybetmemek için uyansak diyorum.
**
Sn. Ünal üstel, nur topu gibi iki mobil jeneratörümüz adaya vasıl oldu. Ferdi Sabit Soyer ile Ahmet Uzun’un geçmişte yaptığı gibi, jeneratörcüklerimiziı karşılamak ve hoşgeldiniz demek için sabahın köründe Mağusa Limanına gittiniz. Yalnız onlar gibi yandan eğmeli Fötr şapkanız yoktu. jeneratörlerimiz gelince onları kucakladınızmı;? Ana kuzusu KKTC çilehanesine hoşgeldiniz, sefalar buyurdunuz dedinizmi? Keşke merasim kıtasını da limana götüreydiniz. Sn. Üstel, arkadan itmeli, önden çekmeli destek sizi zirveye taşıyabilir. Fakat zirvede kalmanızı sağlayacak olan şey neyse boş verin onu da siz bulun..
**
Sn. Tahsin Ertuğruloğlu, Cezayir’deki 19. Akdeniz Oyunlarında, Halkalı Bar kategorisinde, Kıbrıs Cumhuriyeti Bayrağının Türk Bayraklarının üzerinde göndere çekilmesi sanırım sizi de uyuz etti. Hele Kıbrıs Rum basınının ödül töreninde bayrakların yer aldığı fotoğrafı kastederek “Bir fotoğraf, binlerce kelimeye bedel” ifadelerini kullanması sinirinzi tepenize çıkarttı. Biz bunları görecek kadar uyuzmuyuz derken, Mulla dayı onu siz içinizdeki ‘Baytarlara ‘ sorun dedi. Gelin, siz Piyade ile Beşparmak’lar yerine önce ‘Gavuristan’a sonra Cezayir’e gidin. Onlara bin gavur kellesinin bir kin ödemediğini gösterin
**
Sn. Emrullah Turanlı, KKTC Bol kepçe lokantasının en karizmatik müşterisi olarak size, birkez daha üzerine vergi dondurması konan, ekmek kadayıfı ikram edildi. 31 Şubat’ta inşallah Ercan açılacak. Maşallahlar arasında bizi yönettiğini sanan zatlar ile büyük bir çeki kenarından tutarak 32 dişe resmi geçit yaptıracaksınız. Sn. Turanlı Ozon tabakasının artık lafı olmaz. Çünkü delindi. Güven tabakası sapasağlam duruyor derdik. Onun da içine ettiniz. Umut bisikleti ile tomofilin altında kaldı. Kırılmadık kemiği kalmadı.
**
Sn. Aktan Naim Yıltan Birkaya, uyuşturucu madde tesiri altında araba kullandığınız iddia edildiği kazada yalancının mumu yatsıya kadar yandıktan sonra söndü. ucuz vereceğiniz bir araba karşılığında yalançı şahitlik yapacak olan Kasap’ın, foyası ortaya döküldü. Ayşaba, bir çiçeğin kokusu neyse, bir insanın kişiliği de odur. Değişmesi için fazla zorlamayın dedi
**
İzlem Gürçağ Altuğra, ciğercik mis. Ciğercik lokum. Kokusu baş döndürüyor. Hele makam tadındaki ciğercik insanın başını döndürür. Sanırım başınız döndüğü için gazetecilere kalemşörler diyerek safranızı boşalttınız. Kalemşörler keşke bana sorsaydı diyorsunuz. İlahi İzlem hanım, Kanuni Sultan Süleyman’a ulaşmak kolay. Zor olan size ulaşmak. Bir konuda bilgi almak istedim. Sekreteriniz 157 kişi sırada bekliyor diyerek ‘Androş’ koydu. Haber beklemediği cep numarasını bıraktım ama ‘Ozon’ tabakasında olduğunuzdan ulaşmak el günah, konuşmak el yasah oldu. Olgun Amcaoğlu hariç sizlere ulaşmak ne mümkün. Ozon tabakası delindi. Güven sağasağlam zannediyorduk. Ama o da hava kaçırmaya başladı.
**
Sn. Mehmet Özatılgan 1071 yılında Alparslan’ın Bizans ordusunu mağlup etmesinden sonra Anadolu’nun kapıları Türklere açıldı. Türkleri o tarihte Ajda Pekkan karşıladı. Gönül Yazar’da o tarihin şahitliğini yaptı. KKTC’deki trafik kazalarının tarihini, Lefkoşa Trafik Şube Amiri olarak siz yazıyorsunuz. Önce bir kaza ile ilgili hazırladığın dosya Mahkemeler tarafından emsal olarak kabul edildi. Şimdi de Sireti süretine yansıyan, içi neyse dışı da o olan ve rol yapma yeteneği zayıf olan birisinin, ölümlü kazadaki yalanını ortaya döktün. Sn. Özatılgan, Akıl iki tarafı keskin bir kılıca benzer karakter onun sapıdır. Sap olmayınca onun değeri olmaz. Maşallah hem akıl hemde sapı sizde bir mücevher taşı gibi parlıyor
**
Sn. Meryem Özkurt, atalarımız dayanma duvara yıkılır, güvenme insana seni çıkmaz sokakta bırakır diyor. Başımızın tacısın diyenler seni çıkmaz sokağın başına götürüp bıraktı. İlginçtir, mahkeme kararını açıklandıktan sonra 32 dişinize gülücükler eşliğinde resmi geçit yaptırdınız. Bu gülücük sanki abilerim yarın meclisten Af yasasını geçirir biyat etmemin karşılığını öder, bonus olarakda görev süremi garanti altına alır demenin sanki bir başka versiyonuydu. Sn. Özkurt, hayat, siz birilerine yaranmak ve koltuğu sürekli kılmak için planlar yaparken, direktifi verenlerin başınıza ördüğü çoraplardır
**
Sn. Güven Bengihan, rol yapma yetenekleri zayıf olmasına karşın, İyi bir artist olduğunu sananların, Partizanlık, adam kayırmacılığa dayalı istihdam ve Anayasa’yı çiğneyerek, kamu hizmetlerini taşeron ve mevsimlik işçilere yaptıran, hatta mevsimlik işçilere, ağır vasıta ehliyeti olmadığı halde ambulans şoförlüğü yaptırtmak isteyenleri daramalı tüfek ile yaylım ateşine tuttun. Rol yapma yetenekleri zayıf, ama pazarlama yetenekleri fazla olan çakma bazı artisler, filmin yönetmeni olan halkı zorluyor. Zamanı gelince yönetmen, yeteneği fazla olanı oynatmak isteyeceğinden bunlara ‘Hadde Mahalleye’ Angoniciklerin yanına diyecek.
**
Sn. Mustafa Soykurt, dünyada ve bizde bir kulüpten diğer kulübe futbolcular transfer edilir. Futbolcunun yanısıra bonus olarak ‘Teknik Direktörler’ bu transfer kervanına katılır. Ancak sen transfer taşlarını yerinden oynattın. Bir doktor olarak Mesarya Spor Kulübüne transfer oldun. Birçoklarının vadesi dolan, aranırlığı kaybolan ve iptal edilen Kombine biletinin aksine senin biletin maşallahlığı var. Sevgili doktor, ünlü düşünürler dost, düğünde halay çeken, ölümde tabuta omuz veren, futbol arenasında da yetenekleri ile takımın önemli futbolcuların sakatlıklarını tez halledip sahaya sürdükten sonra takımı rahatlatandır.
**
Sn. Gizem Mulla, Biyologlar Derneği Başkanı olarak, peşkeş çekilen ormanlık alanların herkesin olduğunu, bir kişinin kullanımına verilmesinin hem ahlaki, hemde yasal olarak doğru olmadığını belirttiniz. Bu işin peşini bırakmam diyorsunuz. Sn. Mulla, Adalet abla, öfke ve sinirden evin yolunu tuttu. Kapının önüne koyduğu iskemlede müşteri bekliyor. Tatar, çiçek ve böceği fotoğraflamak için Toros’lara gitti. Bazı bakanlarımız, Beşparmaklar yanarken yürüyüş yapmayı tercih etti. Bazıları ise, Mersinlik köyüne ait arazi parsellenirken, mangal başında viskiciğini fon deep yaptı. Yüreği yanık Dursun Oğuz ise yangını nasıl söndüreceğiz telaş ve gailesine kapıldı. Boşuna aramayın hiçkimseyi bulamazsınız.
Fıkra
İngilizler ve İskoçlar arasında yıllardır süren bir tartışma vardır.
İngilizler her defasında İskoç kahvelerini basıp "Wilsonlar ayağa kalksın" deyip
Wilsonları kurşuna dizip arkasından da "Eriksonlar ayağa kalksın" deyip
Eriksonları kurşundan geçirirlerdi.
Bu olay İskoçların çok moralini bozmaya başlamıştır.
Toplanıp bu olaya bir çözüm getirmeye çalışmışlar
içlerinden en hakiki İskoç "buldum" diye bağırır.
Wilsonlar ayağa kalksın dediklerinde Eriksonlar ayağa kalksın,
Eriksonlar ayağa kalksın dediklerinde
Wilsonlar ayağa kalksın;
böylece onları kandırmış oluruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.