Sn. Ersin Tatar ellenmedik yerimizi bırakmayanlara göre sokak Kızı olalı 50, besleme olalı 10 sene oluyor. Fahişelik mertebesine ne zaman erişiriz onun hesabını henüz yapamadım. Emir demir yerine bukez maaşları kesiyor. Ayşaba Toros’ları ‘SİS’, sokakları sendikalar basmadan, Kalın barsaktan, örtülü ödeneği, danışman ordusunu, denize sıçanın sidiği kadar bile faydası olmayan, bazı dış temsilcilikleri, yetmezse RHA’ları azaltsınlar dedi. Sn. Tatar önce can, sonra canan diyenler halt etmiş. Canan muk içinde bırakıldı. CAN’ı mezarını kazmak için guspo ile gurvada bekliyor..
**
Sn. Fuat Oktay evliliğiniz hayırlı olsun. Allah ağız tadınızı hiç bozmasın. Ayağınızın tozu ile KKTC geldiniz. Reyting canavarı ‘Fısıltı Gazetesi’ manşetinden, ‘TAK’ diye verdiğiniz direktif sonrasında, hükümetin ‘ŞAK’ diye %20 maaşlardan kesinti kararını hayata geçirdiğini yazdı. Doğruysa, düğün hediyesi olarak verdiğiniz ikramiye, içinizde bizlere sevgiye yönelik renk kalmadığını göstertti. Bugüne kadar içinizde aradığımız gökkuşağını bulamadığımızı bu nedenle anlamış olduk...
**
Sn. Ünal Üstel, Sucuoğlu’ndan sonra sizde Sunat Atun duvarına tosladınız. Kaporta darmadağın, kariyer yerinan yeksan oldu.Önce Tatar’dan, filmin başrol oyuncusu, geleceğin Başbakanı Sunat Atun’u görevden almasını istediniz. Tatar’da size dur be gumbaro önce Erdoğan’dan izin alalım deyince Fuat Oktay’a yöneldiniz. Oktay’a Filmin fragmanını hazırladınız. Ama senaryo ve filmin fragmanı beğenilmeyince esas filmi vizyona sokamadınız. Atun’un kellesi yerine maaşların kellesini kes dediler. Ama bu iş sünnetçinin pipi kesmesine benzemediği için bu iş. Önce seni çapıt, sonra koltuktan eder. Sonradan cırıladım demekte fayda etmez. Adama bohçayı hazırlatırlar sonra left –right diyerek mahalleye gönderirler .
**
Sn. Sunat Atun, yahu bu boşbakanlara belalı işler ile uğraşmayın dedik. Yel değirmenleri ile savaşan Don Kişot masal kahramanıydı dedik ama İnandıramadık. Koltuğa oturanın egosu tavan yapıp ‘Ozon Tabakasına ‘ erişince Toşak (FB’nin eski antrenörü) gibi nereye dalayım diye dim dik hazırolda bekliyor. Yahu bıçağa yumruk vurulmaz. Sucuoğlu denedi, ‘Solinaları’ patlattı. Bataklıkta boğuldu dedik dinletemedik.. Gugukça kuşu yutmak istediği kemiği önce münasip yerinde dener. Baktı deneme başarıldır o zaman yutar. Denemedikleri için kemik gurgurada kaldı. Millet kemiği gurguradan çıkartmak için bin bir dereden su getiriyor. Beyin törpülüyor.
**
Sn. Hasan Taçoy asgari ücret yarışı bitmeden, Nazım Çavuşoğlu gibi genel başkanlık yarışı başlattığın söyleniyor. Sen Ayşabanın yenilen pehliavan güreşe doymaz dediğine bakma. Ama Hacı Mutallip amca, el arabası kullananlar yarışa katılırmı bilmem ama Hasan ovlucuğum, yarışa hep velespit ile katılır. Nedense velesbitin lastiği ikide bir patlar ve onu yolda bırakır dediğine de bakma. Sn. Taçoy, Mevzu derin koltuğa aşığıksın. Çıkart sigaraları, bu gece hayal kur. Ya tutarsa de.
**
Sn. Tufan Erhürman, Ringte ters bir yumruk alınca abondone olmuş boksör gibi sallanmaya başlayan boksöre öldürücü yumruk vurulmaz. Hükümet yetenek düşmanıdır tamam. İdare yönünden alakaya maydanozdur o da tmam Ama önce ona ağır ağır bazı şeyleri öğretmek gerekir. Sonrasında ‘Yolcudur Abbas bağlasan durmaz’ şarkısı güle güle sana şiiri eşliğinde göndermek gerekir. Banka kartı bile 3. denemeden sonra kendini kilitliyor. Bizi birçok defa kilitleyenleri bir defa olsun sandıkta kilitleyemiyorsak ve her defasında Allah Kerim diyorsak, İşte böyle ip kısa gelince Kerim’in kuyusunda kala kalırız.
**
Sn. Kudret Özersay, ne oldum delisi olan kişi gülün güzelliğini görmez gider dikenine takılır. Hatta bolca balık avlayacağı okyanus yerine gider kıçım kadar büyüklükteki gölette uğraşır. Münhalsiz ve torpille istihdamlar yapar. Çürümüş ve yozlaşmış siyasetin doğuracağı akraba evlilikten olma istihdamlara imza atar. Kudret hocam sen bunlara kime yandığı belli olan ev lambası gibi ve sadece bir sokağı aydınlatan sokak lambası gibi olmayın. Ülkeyi aydınlatan projektör olun dedin. Ama dinlemiyorlar. Hocam Bilirsin bizler belâ okumayız. Ama Allah salâlarını versin.deriz.
**
Sn. Nilgün Orhon 44’ncü Bölükte komutanım olan babanız Şehit Ecvet Yusuf’a yazdığınız duygu yüklü yazı muhteşemdi. Babanıza yuruduna sahip çıkmadım özür dilerim dediniz. Gurguramızda düğümlenen hıçkırık gibi ne aksırsak, nede tıksırsak temizleyemediklerimiz için keşke bir özürde bizler için gönderseydiniz Nilgün hanım ‘emir erliği’ zor zanaattır. O moda girdiğiniz zaman kafanızı emme basma tulumba gibi sallarken, ‘Peki efendim’ demekten imanınız ağlar. Bunlar beleş WI FI bile olsalar inan bunlara bağlanmaz
**
Sn. Devrim Barçın, kafayı yiyenler familyasına mensup bazıları, çok alana az, az alana çok artış yapacaktı. Bu durum kendi ceplerine de dokunacağı için, Şünnetçi gibi ne bulursam keserim edasında ustura operasyonuna girişmeye kalkıştılar. Yandaş ve danışman İstihdamlarına, stop , Euro ile ateşe atamalarına nokta ve Müdür-Müsteşar atamalarına yeter diyeceklerine şimdi de Kamu Çalışanı, Belediye Çalışanı, Sosyal Sigorta Emeklisi ve Kamu çalışanları ile emeklilerin maaşlarını budamaya çalışıyorlar. Abim, Çirkini güzelleştiren üç şey; Canon, Nikon, Avon. Siyasetçiyi çirkinleştiren 3 şey ise Aksa, Peki efendimsa, Koltuksa.
**
Sn. Meryem Özkurt, yalnızlık senfonisi ile baş başa kaldığınız batı cephesinde kısa bir süre sonra cezanız biteceğinden asayiş berkemal olacak. Söz ağızdan çıkana kadar sizin esirinizdir. Ama ağızdan çıktıktan sonra siz onun esiri olursunuz. diyenler ayaklarındakii prangaları kırdı, Sanırım bu nedenle ‘Doğu cephesinde’ asayiş eskisi kadar berkemal olmayacak. Sizi her gördüklerinde utanmadan bir demet, yüz kızarmadan da bir buketi size takdim edecekler. Meryem hanım insanı yıpratan hayatın kahpeliği değil insanların sahteliğidir. Dil susarsa bi çare, lakin yürek susarsa yok çare.
**
Sn. Fatma Baysal, siyasetin sana göre olmadığını sana yapılanlardan sonra anladık. Arkadaşların önce çamur at izi kalsın parodisini sundu. Sonra Brütüs’lüğe soyunarak gülücükler arasında bıçağı arkadan sokmaya çalıştı. Katıldığın ‘Çalıştay’da elde ettiğin başarı sonrasında basamakları çıkarken, düşüp bir tarafını kırmayasın diye evrakları, ya ondadır yada bunda “oyununa soktu. Evrakları yılan yiyen hekim bile bulamıyor. Fatma hocanım, hava sıcak. Hava bozuk. Böyle olunca, Maya,ne ar tanır, Nede ‘Haya ‘ Havaya dikkat et. Sıcakta yemeği kokutmasın.
**
Sn. Cengiz Topel Uzun, Orta Öğretim Dairesi Müdürlüğü koltuğundan, Güzelyurt Belediye başkanı koltuğuna zıplamak istediğini öğrendik. Aman gitmek istediğin o yollar luggolar ile dolu. Daha önce Eğitim Ateşesi olarak dış temsilciliklere gitme isteğin ayni Güzelyurt Belediyesi yolu gibi engebeli ve tehlikeli olduğu gerekçesi ile kapatıldı. Cengiz hoca,. Ağır siklette güreşen Mahmut Özçınar gibi Reşat Kansoy’un sırtını mindere yapıştırmak zor. Tamam her geceden sonra mutlaka sabah olur" ama güneşi kapatacak bulut ve sisi unutma.
**
Sn. Erkut Yılmabaşar – Detay gazetesi ekibi, yaptıklarınız ile ‘Yok artık ‘ dedirtiyorsunuz. Size KKTC sınırları içinde haberleriniz ile ilk sıralarda yer alarak borunuzu öttürün dedik. Söz konusu haber olunca, zirveye yılan gibi sürünerek değil, kartal gibi süzülerek konun ve hep zirvede kalın dedik. Ama haberleriniz Türkiye Gazetelerinde özellikle, Sözcü Gazetesi, haberinizi kullanıp, Detay adının oralarda da anılmasını sağlayınca buradaki arkadaşlarınızı kıskandırın demedik. ‘Bazı gazetecileri aradım konuştum. Moralleri,çok bozuk. Üzüntülerini dile getirdiler. Ve arkadan sizi takip ederken eksoz gazınızda boğulduklarını söylediler Dikkat edin.
Fıkra
Kasapları niçin öldürmüyorlar?
Öğretmen sınıfta ders anlatıyordu.
Bir ara arka sırada oturan öğrencilerden birini işaret ederek:
-Söyle bakalım oğlum, köylüler kurtları niçin öldürürler?
-Kuzuları öldürdükleri için, efendim.
Ön sıralarda oturan Ayla, hemen atıldı:
-Öyleyse kasapları niçin öldürmüyorlar?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.