Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar

Mali Polis, Sayıştay, Ombudsman nerde?

KKTC olarak isimlendirdiğimiz coğrafyada son günlerde, her konuda müthiş bir tartışma yaşıyoruz. Tartışmaların başını ‘Külliye’ ve halen çözüm zor çok bilinmeyenli bir denklem dönüşen, 20 defa açılan ancak her seferinde netice alınmadan ‘Şaka yaptık’ denilerek kapatılan akaryakıt ihalesi çekiyor

45 DOLAR NİRE 75 DOLAR NİRE

Tabi çözümü zor, çok bilinmeyenli denklemin baş  proplemi, ihalede 45 dolar  veren içkale şirketinin iptal edilen ihale sonrasında 75 dolara akaryakıt getirmesidir. Yılan yiyen hekim bile bu işin içinden çıkamazken, aradaki milyon dolarların Ye Yememin Cumhuriyetinde, nerelere gittiği meçhul. Bakın bu farkın bir kısmının bazı ceplere boca edilmediğine inanmak istiyorum.  Yok kelimesine İnandırmaya çalışanın ağzına da peşkir ile vururum.

MALİ  POLİS, SAYIŞTAY VE OMBUDSMAN NERDE?

Yürü be oyanı, bunu da nerden çıkarttın diyenlere, madem öyle neden mali polis harekete geçmez. Sayıştay ‘Gonnora’mı yer? Ne bileyim Yüksek Denetçi Ombudsman’ın bu konudaki görüşü nedir diye birileri neden sormaz. Maşallah işler tıkırında giderken işlemde  tamam. İhalde ver 45 dolarlık teklifi, iptal nedenini hala daha bilmediğimiz ‘Akaryakıt ‘ ihalesini iptal et gitsin. Sıkışırsa MİK’i de çamaşır makinesi olarak kullan olsun bitsin.

BU ISRAR NİYE?

Geçtim. Bir havayolu şirketi tartışmasıdır gidiyor.Erhan Arıklı, TİPİC’den sonra en büyük aşkı ‘Havayolu şirketi’ kurulmazsa hükümetten istifa ederim diyor. Allah Allah, Bakanlar Kurulu bu şirketin kurulmasına onay vermemişse altında bir çapan oğlu var demektir. Aba altından sopa gösterip, ya şirket kurulur yada ben giderim demek neyin nesidir? Bu ısrar niye? Bir defa bu şirketin %25’i senin. %75’i yeni kurulan ve AOC sertifkasını yeni alan Mavi  Gökyüzü (MGA)  şirketinin. Sen Mavi Girne yapıp herşeyi hallettim mi sanıyorsun?. Geç bunları Anam Babam geç bunları şarkısını Levent Yüksel’den dinlemeyi çok severim. Şarkıyı başkası söylerse kulaklarımı tırmalar.

KÜLLİYENİN İÇİNDE CAMİ! MİSYONUN NE OLDUĞUNU GÖSTERİR

Külliye tartışmasına gelirsek, önce gökten zembil ile Başbakan koltuğuna bir süre sonrada parti başkanlığı koltuğuna oturtulan ‘Ünal abi’’ bir misyon üstlendi. Ongun Talat’ın da belirttiği gibi misyonu, bence Külliye örneğinden de görüleceği gibi Türkiye’deki AKP iktidarının,  dine dayalı kültürel ve ideolojik hegemonyasını Kıbrıs’ın kuzeyine de taşımaktır. Bunu da nerden çıkarttın. İşkembeden atma diyenlere be dostlar, ne pirili neden lingiri oynarık. Külliye içerisine ‘Yavru Saray’ yapılacak tamam. Mecliste orada olacak o da tamam. Da Duvarında egemenlik kayıtsız şartsız milletindir yazan bir yerde ‘Allah ‘ aşkına caminin ne işi var. Geçtim, KKTC’nin yetkili kurulları olan,  devletin projelerini yürütmekle görevli Planlama ve İnşaat Dairesi ve inşaatın başlaması için vize vermesi zorunlu olan  İnşaat Mühendisleri Odasının verdiği izin nerde? Yoksa o bina kaçak demektir. İmam cami duvarına işerse millet ne yapar? Yahu ofisinizde  kavga edin, bağırın, çağırın her şeyi yapın ama milletin içinde osurmayın abi ya. Farkındaysanız fena kokuyor.

BAŞBAKAN BİZİ UÇURACAKMIŞ!..

Sn. Başbakan gelecekten bahsederken,neredeyse Türkiye’de 1632 yılında  ilk uçmayı deneyen ve İstanbul’da Galata Kullesinden yaptığı kanatlar ile İstanbul boğazını geçerek, Doğancılar Meydanı'na inen Hezârfen Ahmed Çelebi’ye özenerek ülkeyi ‘Uçuracağız’ diyor. Yahu geçin bunları. Siz görevden alma, atama, yandaş istihdamından kafa kaldıramıyorsunuz. Ülkeme yaşananlar sonrasında ülkem  demeye bin şahit isterim.  Türkiye’den atanan  Genel Müdür ve Yardımcıları sayesine KKTC Merkez Bankası kılığına sokuldu. Devlet sürekli borçlandığı için denetlemeye çekindiği. Halkın yararına karar üretmekten korktuğu için tefeciliğe evrilen bankalar tuttuğunu öpüyor. Avukatlara hiç değinmek istemiyorum. Çünkü 3 bin liralık davaya bakmak için sizden öyle ücret isteniyorki, kalp krizi geçirmezseniz şanslısınız.

BUNA SİZ KKTC MERKEZ BANKASI MI DİYORSUNUZ?

Hiçbir ülkede göremeyeceğiniz kar oranları ile tefeciliğe evrilen bankalar ençok kar eden 10 şirketin 8’ini oluşturabiliyor. Kredinizi ödersiniz Merkez bankasına ödediğinize dair bilgi verilmediği için kara listeden çıkma olanağını kaybedersiniz. Birde yeni moda çıktı. Sizin bir yakınınız kredisinin ödemesinde geri düşerse, bazı bankalar biz Global düşünürüz. Onu da öde ona göre Merkez Bankasına bildirelim der. O ayrı kişi ben ayrı kişi demenize rağmen sıkıştınızya, banka sizi fena öpecek ya, burnundan kıl aldırmaz. Merkez Bankasına gidersiniz elinizdeki bankanın verdiği imzalı borcu yoktu yazısını verirsiniz. Merkez Bankası, banka bize bildirsin der. Bir krediyi bana 4 kez ödettikleri gibi işin yoksa yolları arşınla dur. Elindeki mühürlü imzalı evraklara rağmen banka bildirsinmiş. Ölünüzün körü.

ÖRT Kİ ÖLEM!..

Peki verilen ödenmiş yazısını tuvalettemi kullanacağiz. Bankaya geri dönüş yaparsınız tamam göndereceğim der. Bekle ki bekle. Birde size ödediğiniz krediniz için Avukat size haber vermeden mahkemeye başvurup aleyhinize ‘Mazbata çıkartınca ayıkla pirincin taşını. Neymiş efendim. İcra memurlarının eksikliği varmış. İhbar yapılmadığı için burnunuz ile koku almanız gerekirmiş. Şaramplen parçacıklarının kaldırdığı tozdan dizinden yaralandığı için ‘Gazi’ olan Başbakan ülkeyi uçuracağm  diyor. Vay be örtki ölem

ÖRTÜLÜDEN 1.5 MİLYAR ÖRTÜSÜZDEN 1 MİLYAR DOLAR PEKİ BİZDE

Sabahleyin Yılmaz Özdil’in Sözcü Gazetesinde  bir köşe yazısını okudurm. ABD Başkanları White House’da yediklerinin içtiklerini ödüyor.  ABD Başkanları parasını ödemezse kürdan bile alamaz. Erdoğan Sarayın masrafları için  bir milyar dolar, 1.5 Milyar dolarda örtülü ödenekten harcadı diyor. Birden bizimkiler aklıma geldi. Tam emin değilim ama bizim örtülü ödeneklerde hatırı sayılır bir boyuttadır. Devlet golimbasından örtülü, çeşmesinden örtüsüz salla gitsin. Sonra asgarü ücretlinin maaşı için dudak bükerek ama deyiversin.

Fıkra

Damatlar neden siyah giyer anladım!..

Anne küçük kızına anlatıyordu.

"Bak kızım, gelinler en mutlu günleri

olduğu için nikahta beyaz giyerler."

Küçük kız bir an düşündü.

"Yaa... Şimdi damatların  neden

siyah giydiklerini daha iyi anlıyorum..."