Sahibine Mesajlar
Sn. Ünal Üstel, koalisyon hükümetinin başına geçtikten sonra, halkımızın refah seviyesini yükselteceğiz beşyüzüncü açıklamanızı huşu içerisinde okuduk. Aradığını bulmaktan çok bulduğunun kıymetini bilmeyen ortaklar, enginarın göbeğini sizin yediğinizi sapını da onlara bıraktığınızı iddia ediyor. Yarattıkları kara bulutlar vasıtası ile hükümetin üstüne ceviz büyüklüğünde dolu yağdırmaya çalışıyorlar. Kabine değişikliğine gidebileceğiniz, hatta hükümet değişikliğini de düşündüğünüz söyleniyor. Sn. Başbakan, Meydanı boş bırakıp, ensenizde yumurta kavuranlara sessiz kalarak, sahip çıkmadığınız her değerinize, bir başkası sahip çıkınca yalansın diye yaratıldı avuç içleri. Kolay gelsin.
**
Sn. Alişan Şan Kamuda bir siyaset dalgalanması var. Maliye Bakanı olarak güzel işlere imza atarken, kamunun ‘Tembel Hasan’ hastalığını da iyileştirmeye çalışıyorsun. Kamuda, basit meseleleri bile çözümü zor, çok bilinmeyenli denkleme dönüştürenlere karşın, bu meseleleri basite indirgeyerek çözüyorsun. Ancak sempati duydukları muhalefet partilerine avantaj sağlamak için dalgayı ‘Tsunami’ye çevirmeye çalışan memurlar rahat durmuyor. Bu memurlar, incir çekirdeğini doldurmayan meseleleri bile o kadar büyütüyorlar ki, onları iskender’in kılıcı bile kesemiyor. Stop balataları bozulduğu için Frensiz konuşanların, Mikrofonları değil, siyaset anlayışları bozuk. Siyaset anlayışları bozuk olduğu için başarınızı çekemeyen bu zat-ı muhteremleri bir tükür iki şükür çekerek mahalleye göndermek farzdır..
**
Sn. Sn. Nazım Çavuşoğlu her devrin bakanı olarak, kaba yerin ile yıpratmadığın bakanlık koltuğu kalmadı. Sayende görev yaptığın bakanlıklar ‘Mehteran Takımı ‘ gibi iki öne bir geri değil. Bir öne iki geriye gitti. Görmeyen, duymayan ve konuşmayan 3 Maymunun yanına bonus olarak ‘Bana ne’ 4’ncü maymununu da koydun. Sokak lambası olup birçok kişiyi aydınlatma yerine ev lambası olup ev eşrafını aydınlattın. Taşoron işçileri ile kavga. Öğretmenler ile kavga. Gölgen ile kavga derken gemi azıya alan ‘Beygir’ Uçuruma doğru hızla gidiyor. Ülke cemaatlerin merkezi haline geldi. Dümene geçen cemaat mensuplarının otobüsü ile Federasyoncular, devletçiler türküsü eşliğinde istikamet Afganistan. Olmadı İran. Kadınlar Burka, olmadı kara çarşaf. Erkekler kirli sakal ve takunya.
**
Sn. Fikri Ataoğlu, hükümette sorun yok, parti içinde sıkıntılı durumlar var dedin. Eskiden Batı cephesinde ‘Asayiş Berkemal ‘ derdik. Ama DP Lefke İlçe Başkanı Ekrem Gazi Özuysal’ın serzenişinden, Batı Cephesinde de asayişin berkemal olmadığını gördük. Bazı Partililer yerel seçim boyunca sanki yanlış melodiyle dans etmiş gibiydik. Partnerimiz dans esnasında nasırımıza basa, basa anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getirdi dedi. Fikri başkan, yeni kabine dizayni için Şehzademiz arandı. Fikri iyi çocuktur tek derdi ‘Turizm Bakanlığı’ koltuğudur. Üzmeyin dedi. Ayşaba, siyasette birçok insan iyidir. Ama onları öyle bir noktaya getirirlerki, kalın zincirlerle bağladıkları küfürlerinin kilidini açmaya zorlarlar. Aman Fikri ovlucuğum kendine mukayet olsun dedi.
**
Sn. Erhan Arıklı, açılışı çıkmaz ayın son haftasının son perşembesine bağlanan Ercan’ın açılışı 31 Şubat tarihinde sanırım açılacak. Rusya’dan gelecek olan uçak trabülansatan çıkınca gökyüzünde eşgerecek. 4.5 G, 6 ay sonra halledilecek dediniz. Rahat olun beklemeye alıştık. Bunlar bitsin limanlara da el atın. Bir kaç senede o idare eder sonrasında Allah Kerim. Hakaret etmek cümle üretemeyenlerin alışkanlığıysa, işkembe-i kübradan kuru sıkı sallamakta bizim siyasi erkanın marifetidir. Sn. Arıklı, hükümeti bozan biz olmayız dediniz. Tansu Çilller’in, mübarek ‘’Kurban Şeker’’ bayramınız kutlu olsun sözü, Ebuziddin Hacı Mütallip amcanın da ‘Yalandan kim öldü’ sözü hatırıma geldi.
**
Sn. Kudret Özersay, Türkiye’nin “Kıbrıs meselesi diye bir meselesi yokken” bile Kıbrıslıtürklerin kimlik mücadelesini bırakmadığını ülkede din ve vicdan hürriyeti olduğunu hatırlattınız. Ah be Kudret hocam, din üstünden ‘LİLLİ’ (Para) kazanma icat oldu vicdan bozuldu. Vicdan abla vicdan sustaları bozulanlara lanet ederken, bende evde oturmuş, kafana göre dön dünya, ne senin gibi fırıldaklar ne de senin gibi yuvarlaklar umurumda şarkısını dinliyordum. Delikanlılığın belinde taşıdığı silah değil bedeninde taşıdığı ülke sevgisi ile yoğrulmuş yürek olduğunu bilmeyenler istikamet Afganistan diyor. Hocam bazıları hayata hangi pencereden bakıyorsa, o pencereden yere çakılsınlar dileğinde bulunuyorum.
**
Sn. Mahmut Özçınar, geçtiğimiz gün Guiness Rekorlar Kitabını yazan daireden, sizin ile görüşme talebinde bulunan bir mektup gelmiş. 7 kez üst üste Güzelyurt Belediyesini kazanan ve bu rekora imza değil mühürünü basan Mahmut Özçınar’ı Guiness Rekorlar kitabına dahil etmek için mutlaka onun ile görüşmemiz gerekir diyorlarmış. Haaa bu arada bir savaş tek bir kişi ile kazanılmaz. Komutanın arkasındaki kaliteli ve güçlü ordu ile kazanılır. Bu nedenle arkasındaki Güzelyurt Belediyesi ordusunu da kitaba dahil etmemiz gerekir diyorlarmış. Mahmut hocam, İnsanlar vardır sevginin her türlüsüne layıktır. İnsanlar vardır her ne verirsen ver yine de aşağılıktır. Belediye çalışanların ile layık olduğun sevginin ve övgünün keyfini çıkartınız. Çünkü kalite tesadüf değildir. Emek verilerek kazanılır.
**
Sn. Doğuş Derya, Lefkoşa Mücahitler Sitesi‘nde yasa dışı polis yapılanması varmı yokmu diye hükümet edenlerden acil cevap istedin. Ancak bu soğuk günlerde bademcikleri şiştiği Ana’dan da cevap verin yanıtını alamadıkları için sana henüz cevap veremediler. Keşke bu soruyu Tahsin Ertuğruloğlu ile Zorlu Töre’ye sorsaydın. Emin ol, birisi piyade tüfeği ile ben Beşparmaklarda dolaşırken diye başlayacak diğeri egemen devlette ‘’Ana’nın yaptıklarını çekemiyorsunuz diyecek. Sevgili Doğuş, İki arada bir derede kalmadığını söylediğimiz gönlümüz ya sevdi ya sildi derken uyuz oluyorum. Ve MUK sildi. Silseydi bugün hastalıklı tümörleri de silerdi. Önceden hayalimsiniz dediklerimize şimdi anımız oldunuz derdik.
**
Sn . Burak Maviş, cemaat ve tarikat yapılanmalarıyla ilgili skandal bilgileri paylaşırken, be millet örümceklerin yuva kurduğu özürlü beyinler iki tane değil. Bunlar amip gibi bölünüp çoğaldılar ve farklı dernekler ile kanser gibi ülkenin içine yayıldılar imasında bulundun. Erkeklerin kalbi mezar gibidir, bir giren bir daha çıkamaz, kadınların kalbi 5 yıldızlı otel gibidir giren çıkan belli olmaz diye düşününenlerdendim. Ama yaptıklarıyla küçülenler laflarıyla büyüdüklerini sanmasın. Ama istikamet Afganisan bonus İran diye düşünenlerin ununa sözüm yok. Ama eleklerini astıkları duvarı yıkarız bunu bilsinler
**
Sn. Erkut Şahali son 10 günde yaşananlar ‘KKTC’nin, Türkiye’nin değil kalın bağırsağı, onun lağım çukuruna döndüğünü gösterdiğini söylediniz. Yapmayın, Ana’yı bu kadar suçlamayın. Deveciler denilen çeteyi, Kulakçılar emlak sahtekarları ile buraya gelerek haraç toplayan sözde mafya elemanlarını, dolandırıcı ve hırsızları, Falyalı cinayetinda başrol oynayan Söylemezler tetikçi gurubunu, her işe maydanoz olan ve muhtar azalarını bile belirleyip buna oy vereceksiniz diyen Anamızı bu kadar basit işler ile yerden yere vurmayın. Sn. Sahali,
**
Sn. Inci Avcı, haftalardır geçmeyen beyin ağrısı nedeniyle Mağusa Hastanesinin Acil Servisine gittiğini ve beyin temografi çektilerini sonrasında, beyin emarı çekerek hastalığınızın metastas yapmış olduğunu öğrendiz. sağ tarafınızda Küçük beğincidiğinizde 3 milim kitle olduğunu belirtiklerini ve Pazartesinden beri hastanede yattığınız belirttiniz. Bu ameliyatın uçak bileti ve diğer masraflar hariç 250 bin TL olduğunu söylediniz. Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Hükümetin düzenlediği resepsiyonlar var. Yemekler var. Örtülü ödeneklerden yapılan önemli yerlere ödemeler var. 100 bin ile 106 bin TL tutarındaki maaşlarından yapılan harcamlar var. Bu harcamalar arasında insan sağlığı ile ilgili harcamalara para kalmaz. Kenan Evren Çankaya’yı artık bırakıyorum. Heveslileri gelsin. Biz hevesimizi aldık demişti. Ama sakın sen hayattan hevesimi aldım hevesililer gelsin deme
**
Sn. Hüseyin Amcaoğlu, Fransızların ünlü Majino hattı geçilmez. Yıkılması ise düşünülemez deniyordu. Sen o Fransızların geçilmez denilen Majino hattının benzeri olan Gönyeli Majino hattını yerinan yeksan ettin. Fatih Sultan Mehmet’in Çandarlı hanedanını yerle bir ettiği gibi 40 senelik ‘Benli’ hanedanını bitirdin. İş yaptıklarım ile övünmek ve gerinmek zamanı değil, hizmet zamanıdır. Çok konuşmak bir şey olsaydı, ormanın kralı aslan değil papağan olurdu dedin. Sevgili Hüseyin ağlamamı bekleyenler üzgünüm çok bekleyecekler. Göz yaşlarımı sileceğimi sandıkları o mendillerle yaptıklarım sonrasında, o moral ile halay çekmezsem bende şerefsizim dediğini duyar gibiyim..
**
Fıkra
Boz Kartal
Milli Park Polisleri, adamın birini, nesli tükenmekte olduğu için koruma altına alınan bir Boz Kartal'ı kesmiş,
pişirip yerken görmüş ve derhal tutuklamışlar. Mahkemede adamın avukatları müthiş bir savunma yapmışlar:
"Bu adam ormanda yolunu kaybetmişti. Günlerdir aç olduğu için ya kartalı öldürecekti,
ya kendisi ölecekti." diye... Yargıç bu savunmayı kabul edebileceğini söylemiş.
Kararını açıklamadan önce, sanığa dönmüş:
- "Son bir şey sormak istiyorum" demiş,
- "Ben de av meraklısıyım da. Bu Boz Kartalın tadı nasıl bir şey?"
- "Valla efendim. Tam olarak Kelaynak ile Mavi Gagalı Puhu Kuşu tatlarının arasında bir şey!"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.